Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Av ve Avcılık

bekir

sadece bir kul
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,198
Tepkime puanı
5,997
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Eti yenilsin, yenilmesin yaratılışı icabı vahşî olup insandan kaçan hayvana av; böyle bir hayvanı kaçmaz hale getirip yakalamaya da "avlama" denir.

İslâm'da gerek kara ve gerekse deniz hayvanlarını avlamak mübahtır. Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulur:

"Size temiz olanlar helâl kılındı. Allah'ın size öğrettiği üzere alıştırıp yetiştirerek öğrettiğiniz avcı hayvanların sizin için tuttuklarını yiyin ve üzerine Allah'ın adını anın. " (el-Mâide, 5/4)


"Deniz avı size helâl kılındı. " (el-Mâide, 5/96) (ayrıca bk. el-Mâide, 5/1, 2, 94, 96). Ancak sadece eğlence maksadıyla avlanmak mekruhtur. Hac ve ihramdayken avlanmak haramdır.


Av hayvanlarının bir kısmının eti yenir, bir kısmınınki ise yenmez. Bunlar ya derisi, yünü ve dişleri gibi kısımlarından faydalanmak için, ya da şerlerinden korunmak için avlanırlar.


Avlanan hayvanın etinin helâl olması için birtakım şartlar vardır. Bu şartların bir kısmı avcı, bir kısmı av hayvanı ve bir kısmı da av aletiyle ilgilidir.


1-Avcıda bulunması gereken şartlar
a-Avcı; müslüman, mümeyyiz, âkîl veya Hristiyan ve Yahudî gibi ehl-i kitaptan olmalıdır. Bunların dışındakilerin kestikleri hayvan yenmediği gibi avları da yenmez.

b-Avcı avına silâh atarken ya da onu yakalayacak hayvanı gönderirken besmele çekmelidir. Kasden besmeleyi terkederse av eti yenilmez.
c-Avcı silâhı ile vurduğu veya eğitilmiş hayvana yakalattığı avı elde etmek için başka bir şeyle meşgul olmayıp hemen harekete geçmelidir. Bazen atılan mermi ava isabet edip onu öldürmeyebilir. Bu nedenle avcının avını araması ve canlı olarak bulduğunda kesmesi gerekir. Aramayıp başka bir işle meşgul olur da sonra hayvanı ölü olarak bulursa eti yenilmez. Fakat oturup beklemeksizin ya da başka bir işle meşgul olmaksızın yaraladığı avını arayıp da ölü olarak bulursa eti yenir. (Meydanî, el-Lübab, III, 220)
d-Ava silâh atma veya avı yakalayacak hayvanı gönderme işi bizzat ehil olan avcı tarafından yapılmalı, ava ehil olmayan biri buna karışmamalıdır. Resulullah (s.a.s.), taşla, sapanla, sopayla avlanmayı yasak etmişlerdir. Müslim'de rivayet edilen bir hadis şöyledir:
"Taş ne avlar, ne de düşmanı yaralar. Ancak o, diş kırar, göz patlatır. "
Avcı avını vurur ve fakat onu kaybederek bir müddet sonra bulur. Bununla ilgili olarak Adiy b. Hâtem (r.a.)'dan aşağıdaki hadisler rivayet edilmiştir:
"Okunu attığın zaman, suya düşmemiş olmak kaydıyla avı ölü bulursan ye... Aksi halde, suyun veya okun onu öldürdüğünü kestiremezsin. "
Eğer onda bir yırtıcı hayvan izi bulamaz ve "senin okunun onu öldürdüğüne hükmedersen ye... "
"Okunu attıktan üç gün sonra avı kokmadan bulursan ye... "
Avcılıkta dikkat edilmesi gerekli hususların başında elbette merhamet ve ihtiyaç gelmektedir. İhtiyacı için avlanan bir müslüman merhameti elden bırakmamalı, hayvanların üreme ve yavrulama zamanlarında avlanmamalıdır. Av hayvanlarının nesillerini kurutacak, tabiatın dengesini bozacak bir avcılık, mümini vebâle sokar.

2-Av hayvanında aranan şartlar

a-Avlanan hayvan, eti yenen cinsten olmalıdır.

b-Yaratılışı icabı vahşî olup evcil olmamalıdır.
c-Haşeret cinsinden olmamalıdır.
d-Deniz hayvanlarından ise balık cinsinden (tatlı veya tuzlu/acı su balığı) olmalıdır.

e-Hayvan av tesiri ile ölmüş olmalıdır. Avcı yaralanan avına ölmeden önce yetişirse kesmesi lâzımdır. Aksi takdirde eti yenilmez.


3-Av aleti Av hayvanı ya eğitilmiş *****, atmaca, doğan, şahin gibi hayvanlarla, veya ağ, tuzak kurmak gibi vasıtalarla, ya da yaralayıcı silâhla avlanır. Avlamada kullanılan hayvanlarda aşağıdaki şartların bulunması gerekir:

a-Ava salıverildiği zaman gitmelidir.

b-Av için yetiştirilmiş olmalıdır. Köpeğin eğitilmiş olması; üç defa yakaladığı hayvanı yememesi, doğan ve şahin gibi hayvanların da çağırıldığında geri dönmeleri ile bilinir.

c-Yakaladığı hayvanın etinden yememelidir.

d-Avı boğarak öldürmemelidir. Yaraladıktan sonra başka bir tesirle ölürse eti yenmez.

e-Avlama işinde ona eğitilmemiş tilki vb. başka bir hayvan yardım etmemelidir.


Av, günümüzde genellikle silâhla yapılmaktadır. Yukarıda belirttiğimiz gibi avcı ava silâh atarken besmele çekmeli, hayvanı vurunca hemen koşup yanına varmalı, ölmemiş ise kesmelidir. Yetişmeden silâhın tesiri ile ölmüşse bir şey gerekmez, eti yenir. (Meydanî, a.g.e. III, 217 vd.)

 
M

Misafir

Guest
Av ve avcılık günümüz şartlarında değerlendirdiğimizde ,haramdır diyebiliriz.Kurana göre israf kapsamında değerlendirilmelidir.Allah c.c nimeti çok bol,her insanın arabası evi var ,yaşam sıtandartları yüksek,herkesin sofrasında yok ,yok!
Öyle bir dünyada yaşıyoruzki,şişkoluk (obezite) ilkkez bir hastalık olarak tanımlanmış.Aşırı yeme baş belamız olmuş.Bu şartların olduğu bir dönemde ava çıkmak ,hayvanları öldürmek canilik değilimidir?
Çevreyi,tabiatı korumak biz misüslümana farzdır.Nasılki mescidi haramda hiç bir şeyi incitmiyor öldürmüyorsak,nimet bolluğu yaşadığımız ,şu dönemlerde eko sistemi en güzel bir şekilde korumalıyız..


Unutmayın her şeyin hesabını vereceğiz..Şüphesiz o(allah cc) çok kolay hesaba çekendir.
 

bekir

sadece bir kul
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,198
Tepkime puanı
5,997
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Helal olana haram diyemezsiniz. Hakkında açık naslar olan bir fiili haramla yaftalamak, israf sınıfına sokmak sadece şahsi hissiyatınızdır. Siz yapmazsınız olur, biter.

Allah'ın (cc) nimeti her zaman bol, hiç eksilmedi zaten. O nimetlerdendir av hayvanları da.

Ayrıca belli ki dünyadan bi habersiniz. Herkesin evi, arabası, malı, parası... Kralın kızının dediği gibi, "pasta yesinler"...

Et ihtiyacı için kesilen hayvanlarında cinayete kurban olduğu kanaatindesinizdir o zaman. Denizlerden yakalanan yüzlerce çeşit balık da keza...

Avcılık bir doğa zanaatidir ve çevreyi en iyi bu zanaatkarlar korur.

Tabii ki her şeyin hesabı verilecek, helalleri haram etmenin dahi...
 
M

Misafir

Guest
Verdiğim fetva ,ancak beni bağlar tabiki..İsraf haram kapsamında kıyasen bu sonuca gidilmiştir..YANLIŞMI OLDU BEKİR KARDEŞİM?
 
M

Misafir

Guest
Bekir kardeşim ,burası forum insanlar ddüşüncelerini paylaşır, tartışır...her düşünce ve fetva söyleyeni bağlar.imamı azamda ,imam şafi fetvalarıda sadece kendilerini bağladığını unutmamakta yarar var.Hiç bir mümin ,(af buyurun)hayvan gibi taklidci değildir,kuranıkemdede önerilmmemiştir.Biz düşünürüz ve yorumlarız..
KUranı kerimdeki"efelemtekunu tağkilun"vurgusu boşunu değilidir.
 

bekir

sadece bir kul
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,198
Tepkime puanı
5,997
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Hiç bir mümin ,(af buyurun)hayvan gibi taklidci değildir,kuranıkemdede önerilmmemiştir.Biz düşünürüz ve yorumlarız..
KUranı kerimdeki"efelemtekunu tağkilun"vurgusu boşunu değilidir.


Büyük lâf...

Yani taklid eden mümin değil ve Siz hiç taklid etmiyorsunuz mu?
 
M

Misafir

Guest
Ben öyle bir şey söylemedim.Neyi ifade etmek istediğim açık ve net...Kayıtsız, şatsız taklidin yeri yoktur.Dini incelemek ve dini konularda son kararı vermek her mümininin görevidir..
İLmin dahilinde aldığın kararların mezheb imamlarıy örtüşmesi taklid olarak algılanmamalıdır..Sen incelemeni yapıp aynı kanıya varmış oldun.Bu gayet normal..Partizanca,hiç düşünmeden mezhebi bir konuyu savunmak,kabul etmekdir taklidden kasdımız.
 

bekir

sadece bir kul
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,198
Tepkime puanı
5,997
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
sunnet namaz diye bir kavram yok .nafile namaz var..


Bu sizin kuruntunuz olmakla beraber Sizi bağladığından dikkate almıyorum.



Gelelim asıl meseleye.
Ümmetin kıldığı namaz şeklini Kur'an ın neresinden inceleyip buldunuz da, tam o bulduklarınız ile, ümmetin taklid'en kıldığı namazla uyuştu, delillerinizle açıklarmısınız?
 
Üst Alt