Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Baba Otoritesinin Olmadığı Yerde Sorunlar Vardır

asel

New member
Katılım
5 May 2008
Mesajlar
414
Tepkime puanı
925
Puanları
0
Yaş
50
Baba Otoritesinin Olmadığı Yerde Sorunlar Vardır
Biri oğlundan, diğeri kızından çekti. Baştan kural koymamışlardı. Benzer sorunlar yaşandığını bilmeden çocukları birbirleriyle evlendirdiler. Kızın ergenlikteki hatalarına anne yanlış yaklaşımlar göstermiş, baba oralı olmamıştı. Erkeğin annesi hataları hep gizlemiş baba çocuklarıyla ilgilenmeyi anneye bırakmıştı.

Ailede babanın rolü çocukların disiplin ve otorite anlayışında belirleyici bir rol oynar. Gün boyu çocuğuyla bir arada olan anne bazen çocuğuna söz geçirmekte zorlanır. Baba otoritesini devreye sokmak onu rahatlatır. “Akşama baban gelince yaptıklarını anlatacağım” der. Çocuk babanın yanında her ne kadar rahat hareket edebiliyorsa da babaya şikâyet edilmek ya da baba tarafından kusurlu görülmek istemez. Eğer bu erkek çocuk ise babayı kendisine örnek alınacak bir model görür. Onun takdirini kazanmak, gözünde beğenilen bir yerde olmak ister. Babanın onu hep takdir edip sevmesini beklediğinden yaramazlıklarıyla babaya şikâyet edilmekten hoşlanmaz. Bu durum kız çocukları için biraz daha farklılık gösterir. Bir kere kız çocuk babaya daha farklı bir bağlılık gösterir. Adeta babayla kız çocuk arasında bir dokunulmazlık anlaşması var gibidir. Kızlar babaya, erkekler anneye düşkündür sözü pek çok ailede geçerli olabilir. Dolayısıyla ebeveynler bu zaaflarını kural koymak gerektiğinde iyi kontrol etmediklerinde pek çok sorun yaşarlar.

Ailede kız çocuğun yahut erkeğin tek olması da ebeveynin kontrol gücünü etkiler. Özellikle ergenlik dönemine kadar pek çok davranışları yaşına bağlanıp toleranslı karşılanan çocuklar ergenlik sonrası baba otoritesine girmeye karşı çıkarlar. Bundan dolayı çocukla yaşanan iletişim ve çocuğun öğrenme, anlama kapasitesine göre çok daha erken yaşlarda otorite sağlanmaya çalışılmalıdır.

Otorite kural mıdır, baskı mı, doğruya işaret mi?

Otorite kurma şekli kadar bunun ne anlam ifade ettiği ve hangi amacı taşıdığı konusunda pek çok babanın kafası karışık olabiliyor. Kimi babalar koydukları kurallardan taviz vermeyerek çocuğa söz geçirmeyi doğru bir yol olarak görürler. Bir kere kural delindi mi bir daha etkili olamayacaklarını düşünürler. Aslında çocuk eğitimcileri de kuralları sonuna kadar sürdürmekten yanadır ve bu tartışma konusudur.

Otorite kurmada ikinci bir yaklaşım ise sevgidir. Özellikle yeni nesil babalar akşamları ve iş günleri dışında çocuklarına vakit ayırarak birlikte oynamayı, gezmeyi önemserler. Çoğu kez akşamları çocuğu havaya zıplatacak, eşek olup sırtında taşıyacak, türlü şaklabanlıklar yapacak kişi baba olur. Çocuk bu durumdan hayli memnundur fakat bu kez anne otoritesine kaşı baba toleransının arkasına saklanmaya çalışır. Bu noktada babanın tavrı çok belirleyicidir. Kimi babalar çocuğu kırmayarak, onun istediğini yaparak çocuğu etki altında bırakıp eğitme yolunu seçerler. Buna da sevgi yöntemi derler. “Ben çocuğumu kırmıyorum, onu sevgiyle yönetip kontrol altına alıyorum” derler.

Anne ve babanın otorite kurma yöntemleri farklı ise hayli sorunlar yaşanır. Anne çocuğun şekerlemelerden uzak durmasını ister. Baba ise dışarı çıkartıp çocuğu gezdirirken çocuğun abur cubur yeme taleplerini geri çevirmekte zorlanır. Çocuk hangi ebeveyni daha yumuşak yüzlü görürse ondan tarafa kaçarak kuralları delmeye çalışır. Çocuğun kural delmesinden ziyade bu kuralın içeriği daha önemlidir. Misafir geldiğinde yahut hasta ziyaretinde bile çocuk üzerinde otorite kurmak mantığıyla çocuk avaz avaz bağırsa da oralı olunmayacak kadar otoriteyi abartmaya gerek yoktur. Bu gibi durumlarda ebeveynler çocukla evet-hayır sürtüşmesine girmeyip çocuğun dikkatini başka yöne çekmeye çalışmalıdır.

Biri kızını diğeri oğlunu dize getiremedi

İki kardeş bayramda konuşuyordu. İkisi de evli ve çocuklu bayanlardı. Büyük kardeş yolculuk maceralarını anlatıyordu. “Arabaya bindik. Bizim kızlar bir süre sonra sıkıldılar. Hele küçük kız bir alem. Arabanın aynasını kendine çevirip makyaj yapmaya başladı. Bir yandan gülüyorduk bir yandan da babası kızacak mı diye merak ediyorduk. Neyse ki babası oralı olmadı.” Anne bu olayı eğlenceli bir hadiseyi anlatır gibi naklediyordu. Nasıl olsa kızı ergenliğe henüz adım atıyordu. Yani daha küçüktü ve davranışlarına tolerans gösterilebilirdi. Bir sonraki bayramda ise aynı kızlarının pantolon giyip makyaj yapmak istemesinden rahatsızlık duymaya başladığını mırıldanıyordu. Ama baba onun kadar bu konuyu sorun etmiyordu. Anne etkisiz kalmıştı. Gün geçtikçe kızlarının sorunları çeşitleniyordu. Erkek arkadaş edindiğini öğrendiğinde anne yine bir yanlışa daha imza attı. Karşı çıkıp kızını kontrol edemeyeceğini düşündü ve arada bir görüşmesi şartıyla izin verdi. Kız ise bu süreyi her zaman aşıyordu. Anne, babaya şikâyet etse de baba kızıyla yüz göz olmak istemeyerek bilmemezlikten geliyordu. Derken kızlarını kontrol altına alamayınca okuldan almaya karar verdiler. Kızlarını bir an önce baş göz etmek için bir akrabayla evlendirdiler. Meğer damatlarını da ailesi aynı dertten evlendirmek istemiş, aileye uygun olmayan bir kız alıp huzurları bozulmasın diye…

Aileler en başında kural koymayıp sonra ipleri kaçırmış. Babasının yanında makyaj yaptığı için ikaz etmeyerek gülen anne bu gibi pek çok ikazda çok geç kalmış, otorite eksikliğinden eşini devreye sokmak istemiş, eşi ise kızına olan zafiyeti ve otorite kurma bilinci yoksunluğundan etkili olamamıştı. Erkeğin ailesinde ise anne daimi bir koruyucu rolü üstlenmiş, çocuğun hatalarını babadan gizlemiş, baba ise geç saatlere kadar çalışarak çocuklarıyla ilgilenmeyi anneye bırakmıştı. Çocuk avare arkadaşlar edinmiş, alkol ve çeşitli haplar kullanır olmuştu. Aile ise onun eve geç gelmesini fazla sakıncalı bulmamıştı. Ne de olsa erkekti. İşin önünü almayınca “Hele bi evlendirelim, o zaman başı bağlanır” umuduna bağlanmışlardı. Evlenmesi hiçbir şekilde etkili olmadı. Çünkü anne halen oğlunun hatalarını gizleyen, baba ise olayı göz ardı eden pozisyonuna devam ediyor. Ailede gencin tek otorite olarak gördüğü kişi ise amca. Fakat annenin koruyucu tavrı amcayı da etkisiz kılıyor…

Babalar korkutucu değil yapıcı otorite kurmalı

Ebeveynler sevgi ve kural koyma ayrımını iyi yapamadıklarında, özellikle anne olayları kontrol edemediğinde yahut gizlediğinde baba yeterince etkili olamayabiliyor. Çocuk eğitiminde anne ve baba aynı duyarlılığa sahip olmalı ve işler çığırından çıktığında değil, gerektiği zamanda olaya müdahale edilmeli. Özellikle de babalar çocukları korkutan, kızan yahut şiddet kullanan değil, her zaman konuya müdahil ve problemi yapıcı bir şekilde çözme yaklaşımı göstermeli.

Hanzade YÜCEL
 
Üst Alt