Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

BAKARA SÛRESİ, Âyet: 2

cüneytkaya

New member
Katılım
10 Tem 2007
Mesajlar
85
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
“Bu kitap, kendisinde şüphe ve tereddüt bulunmayan bir kitaptır.”
"Kitâb"ın ne olduğu konusunda, âlimlerden birçok rivâyet gelmiştir; bu Kitâbın, "Kur’ân-ı kerîm" olduğu husûsundaki görüşler, en güçlü, en kuvvetli görüşlerdir.
Kur’ân-ı kerîm, kendisinde hiç bir tereddüt ve şüphe bulunmayan, Allah'dan geldiği, Allah kelâmı olduğu husûsunda ve ifâde ettiği hakîkatler, gerçekler mevzûunda, sûret-i kat'iyyede tereddüde mahal bırakmayacak bir kitaptır.

“Bu kitap”, “kendisinde şüphe ve tereddüt bulunmayan bir kitaptır.” "Rayb" kelimesi, “tereddüt, şüphe, şek” ma’nâlarına gelir. Cenâb-ı Hak, insanları herhangi bir şekilde, inanç husûsunda, bilgi mevzûunda ve çeşitli konularda farklı düşünce ve görüşlere ve ihtilâflara düşürecek özelliği bulunmayan, fevkalâde sağlam esâslara istinât etmiş, son derece güvenilir ve inanılır bir kitaptır diyor. Kur’ân-ı kerîmdeki bu sûre-i celîle için Cenâb-ı Zül-Celâl hazretlerinin bu ifâdesine istinâden, elbette ki müminler, Kur’ân-ı kerîm konusunda hiç bir sûretle, şüphe ve tereddüde düşmezler. Bu tereddüde mahal bırakacak herhangi bir durum da kesinlikle söz konusu değildir.

“Bu kitap, Allah'tan korkanların, Allah'ın emirlerine saygılı olanların, Cenâb-ı Hakkın emirlerine itâatkar bulunan kimselerin, hidâyete ermelerine, doğruyu bulmalarına, hakîkati görmelerine, gerçeği anlamalarına vesîle teşkîl edecek bir özelliğe sâhiptir.” Bu kitâbın karakteristiği budur. İnsanlar, doğruya ve hakka tâlip iseler, mutlakâ bu kitâba uymak sâyesinde, bu kitâba uyarak o doğruyu bulma imkânını elde ederler. Bu sûretle, dalâletten, sapıklıktan, her türlü yanlış yollara düşmekten de kendilerini kurtarırlar.

Kur’ân-ı kerîmin bir özelliği de, insanlara hakîkati, gerçeği, doğru yolu, hidâyeti gösterme özelliğidir. İnsanlar Kur’ân-ı kerîmi okumak sûretiyle, onun âyetlerinden istifâde ederek, onun âyetlerinin çizdiği yolu takip ederek, onun, önlerini aydınlatan bilgileriyle, onun, karanlıktan aydınlığa çıkaran îkâzlarıyla, uyarılarıyla her bakımdan dalâletten, sapıklıktan, karanlıktan kurtulma imkânına sâhip olabilirler. Ama onlarda, Allah'tan korkma, Allahü teâlânın emirlerine saygı gösterme vasfı bulunması esâstır. Bu özelliğe sâhip olan, bu vasfı hâiz olan müminler, ittikâ eden kimseler, müttekî kimseler, Allahü teâlânın kendilerine ihsânı olan bu kitap vasıtasıyla hakîkati, gerçeği anlama imkânına sâhip olabilirler.

Bu, hadd-i zâtında çok büyük bir imkândır. Onlara akıllarını kullanmalarını, âfâk ve enfüste, dış ve iç dünyâda, iç âlemde, insanın kendi rûh dünyâsında ve dış âlemde, insanı îkâz eden bir takım alâmet ve işâretlere akıl yorarak, onlar üzerinde fikir yürüterek, hakîkati, gerçeği anlama yolunu ve imkânlarını bu sûretle bulmuş olurlar. Bu sûretle Kur’ân-ı kerîmin bir önemli özelliği, insanlar için gerçek ma’nâda bir hidâyet kaynağı olmasıdır. Hidâyet ve doğruyu gösterme özelliği, onun en önemli özelliğidir.

Kur’ân-ı kerîmde, kesinlikle Allah kelâmı olma açısından, doğruları anlatması noktasından, herhangi bir tereddüt ve şüphe söz konusu değildir. Onda, acabâlara yer yoktur. O, tâm bir kat'iyyetle, kesinlikle Allah kelâmıdır ve doğru sözdür. Ayrıca o, doğruluğu ile birlikte, insanlara hakîkati, gerçeği, hidâyeti, doğru yolu göstermesi bakımından da ayrı bir karakteristik, ayrı bir özellik taşımaktadır. İnsanlar, Kur’ân-ı kerîm sayesinde, hakîkati görme imkânına sâhip olurlar.

Zihinlerini, fikrî güçlerini her türlü düşünme kâbiliyetlerini, hak ve hakîkat yolunda yorarak, hakîkaten şaşkınlıktan ve sapıklıktan kurtulma imkânına ererler.

Bu, fevkalâde önemli bir noktadır. İnsanoğlunun istikâmet tayîn etmesi, hedefini belirlemesi ve o hedef doğrultusunda ayağını sağlam basarak, yönünü iyi tespit etmesi, insan için en önemli özelliktir ve en önemli nimettir. İnsan, bu imkâna sâhip olduktan sonradır ki, Allahü teâlânın kendisine ihsân ettiği her türlü bedenî, rûhî, psikolojik ve zihnî kapasiteyi, imkân ve kâbiliyetleri, en mükemmel şekilde kullanma imkânına sâhip olur. Potansiyelini en mükemmel tarzda dinamizme çevirir ve bu sûretle Allah'ın verdiği nimetleri en güzel bir tarzda değerlendirme bahtiyârlığına ermiş olur. İnsanoğlu, Kur’ân-ı kerîmden a’zamî derecede istifâde ederek, mâddeten ve ma’nen varlığının farkına varır, o varlığını en iyi şekilde değerlendirmiş olur.
 
Üst Alt