Bismillahirrahmanirrahim
Rıza NUR’un hatıratından Türkiye’de ilk olarak bahseden Doç. Dr. Cavit Orhan Tütengil olmuştur. Kendisi, British Museum’da incelemelerde bulunurken Şark Yazmaları Bölümünde (OR. 12591 numara ile kayıtlı olan) Rıza Nur’un basılmamış hatırat ve eserleriyle karşılaşmasını ve bu eserlerin muhtevasını anlatan üç makale yayınlamıştır.
Rıza NUR, 1929 yılında Paris’te kaleme aldığı Hayat ve Hatıratım isimli yapıtını British Museum’a şu şartlarla teslim etmiştir: (Doç. Dr. Cavit Tütengil – Doktor Rıza NUR Üzerine , sahife 10)
1- Hiçbir kimse varisleri bile, yazmaları hiçbir pahayla geriye satın alamıyacak.
2- British Museum; bu yazmaları, bağışlayanın mühürü ile paketlenmiş olarak saklıyacak.
3- Adı geçen yazmalar 1960 yılına kadar okuyucuya sunulmayacak.
Rıza NUR hayatta iken, bizzat Rıza NUR tarafından, Rıza NUR’un mühürü ile British Museum’a teslim edilmiş olan Rıza Nur’un Hayat ve Hatıratı’nın metnine, metin ekleme ve çıkarma ihtimali söz konusu değildir.
Bazı Atatürkçü Militanların “Atatürk’e ağır hakaretler içeren bölümler sonradan eklemedir, Fransa Kütüphanesi’ndeki hatıratına eklemeler yapılmıştır” şeklinde durumu kurtarmaya çalışma çırpınışları mantıksızdır. Çünkü bizim temel aldığımız hatırat, Fransa Ulusal Kütüphanesi’ndeki hatırat değil, British Museum’daki Rıza NUR’un bizzat mührü ile mühürlenmiş paketteki hatırattır.
İkinci bir konu; Atatürkçü militanların kullandıkları iki argüman : Robert Olson’un Rıza Nur için iddia ettiği; Rıza NUR’un İngiliz istihbaratı ile yakınlığı iddiası ve bir diğer Atatürkçü argüman olan Salahi Sonsyel’in yayınladığı Gizli İngiliz Belgelerinde Rıza Nur’a atfen geçen ‘Rus Ajanı’ kaydı.
Hani Rıza Nur ruh hastasıydı? Hani Rıza Nur’un yazdıklarının dikkate alınmaması gerekirdi? Herhalde Rusya kafası karışık ve deli birini ajan yapmazdı. Demek ki Rıza Nur’a yapılan ‘ruh hastası’ vb. hakaretler asılsızdır. Peki bir insan hem Rus ajanı hem İngiliz İstihbaratı ile ilişkili nasıl olabilir? İşte Atatürkçülerin hesaplayamadıkları bir gerçek daha beliriyor: İngiltere’nin ve Rusya’nın menfaatleri birbirine tamamen zıttır. Birinin aynısı olmak, diğerinin zıddı olmayı gerektirir. Peki Rıza Nur nasıl hem İngiltere’yi hem Rusya’yı idare etmiş olabilir? İşte burada Türkün menfaatini gözeten Türkçü bir ruh vardır. Rıza Nur, her şeyi Türklük için yapmıştır.
Rıza NUR’un hatıratından Türkiye’de ilk olarak bahseden Doç. Dr. Cavit Orhan Tütengil olmuştur. Kendisi, British Museum’da incelemelerde bulunurken Şark Yazmaları Bölümünde (OR. 12591 numara ile kayıtlı olan) Rıza Nur’un basılmamış hatırat ve eserleriyle karşılaşmasını ve bu eserlerin muhtevasını anlatan üç makale yayınlamıştır.
Rıza NUR, 1929 yılında Paris’te kaleme aldığı Hayat ve Hatıratım isimli yapıtını British Museum’a şu şartlarla teslim etmiştir: (Doç. Dr. Cavit Tütengil – Doktor Rıza NUR Üzerine , sahife 10)
1- Hiçbir kimse varisleri bile, yazmaları hiçbir pahayla geriye satın alamıyacak.
2- British Museum; bu yazmaları, bağışlayanın mühürü ile paketlenmiş olarak saklıyacak.
3- Adı geçen yazmalar 1960 yılına kadar okuyucuya sunulmayacak.
Rıza NUR hayatta iken, bizzat Rıza NUR tarafından, Rıza NUR’un mühürü ile British Museum’a teslim edilmiş olan Rıza Nur’un Hayat ve Hatıratı’nın metnine, metin ekleme ve çıkarma ihtimali söz konusu değildir.
Bazı Atatürkçü Militanların “Atatürk’e ağır hakaretler içeren bölümler sonradan eklemedir, Fransa Kütüphanesi’ndeki hatıratına eklemeler yapılmıştır” şeklinde durumu kurtarmaya çalışma çırpınışları mantıksızdır. Çünkü bizim temel aldığımız hatırat, Fransa Ulusal Kütüphanesi’ndeki hatırat değil, British Museum’daki Rıza NUR’un bizzat mührü ile mühürlenmiş paketteki hatırattır.
İkinci bir konu; Atatürkçü militanların kullandıkları iki argüman : Robert Olson’un Rıza Nur için iddia ettiği; Rıza NUR’un İngiliz istihbaratı ile yakınlığı iddiası ve bir diğer Atatürkçü argüman olan Salahi Sonsyel’in yayınladığı Gizli İngiliz Belgelerinde Rıza Nur’a atfen geçen ‘Rus Ajanı’ kaydı.
Hani Rıza Nur ruh hastasıydı? Hani Rıza Nur’un yazdıklarının dikkate alınmaması gerekirdi? Herhalde Rusya kafası karışık ve deli birini ajan yapmazdı. Demek ki Rıza Nur’a yapılan ‘ruh hastası’ vb. hakaretler asılsızdır. Peki bir insan hem Rus ajanı hem İngiliz İstihbaratı ile ilişkili nasıl olabilir? İşte Atatürkçülerin hesaplayamadıkları bir gerçek daha beliriyor: İngiltere’nin ve Rusya’nın menfaatleri birbirine tamamen zıttır. Birinin aynısı olmak, diğerinin zıddı olmayı gerektirir. Peki Rıza Nur nasıl hem İngiltere’yi hem Rusya’yı idare etmiş olabilir? İşte burada Türkün menfaatini gözeten Türkçü bir ruh vardır. Rıza Nur, her şeyi Türklük için yapmıştır.