Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ceza nedeni: Ali Asgar isfehani: Forum Kurallarını İhlal/Kur'an'a ve Sünnet'e Aykırı Tutum

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Ceza nedeni: Ali Asgar isfehani: Forum Kurallarını İhlal/Kur'an'a ve Sünnet'e Aykırı Tutum

Post: Sakaleyn Hadisi
User: Ali Asgar isfehani
Infraction: Forum Kurallarını İhlal/Kur'an'a ve Sünnet'e Aykırı Tutum
Points: 2

Administrative Note:

Message to User:

Original Post:
size bir kaç sorum olacak ... lütfen samimi bir şekilde cevaplayın...


selamaleykum canlar...hayırlı sabahlar....öncelikle samimiyetinizden kuşkum olmadığına güvenerek diye bu forma girdim...çünki samimiyet benim nazarımda çoğu şeyden mühimdir...düşüncenizden samimi iseniz zaten hakkı doruyu ve yanlışıda görür ve kalp kırmamaya edebi ve saygıyı unutmamayada özen gösteririsiniz....eger benden yana bir edebsizlik veya saygısızlık geldi ise af ola....ayrıca ben ne şia misyoneri ne de fitneciyim..bende müslümanım sizde....ve fitne her müslüman için şeytan işi bir pisliktir...misyonerliğe gelince...tekrar belirtmekte yarar varki amacım yeni bir konu açmak değildi bu şekilde...başta açıklamak istedim pek okunmadı galiba...bekir kardeşin kuran ve sünent adlı sabit konusuna cevap yazmak istedim lakin yanlışlıkla yeni bir konu aç demişim...acemiliğime verin ve af edin demiştim başta tekrar belirtliyorum....misyoner değilim arkadaşlar...forum içinde genel islami konular açmış ve ne olursan ol yinede gel adı altında bir tartışma ortamı kurmuşsunuz...ki her genel islami konular da böyle istişareler illaki olur....lakin houşuna gelmeyen senle aynı inançta düşüncede olmayan insanlar ile karşılaşıp konuştuktan sonra aşağılayıcı küçük gösterici veya misyonerlikle suçlayıcı ithamlar formun ve şahsın değerini gösteriri..demiyorum ben burda onu gördüm...lakin sözüm bana misyoner deyip küçümseyici yazılar yazanadır....bunu ayrıca belirtmek isterim...sizi bir şeylere davet eden yok inancınızı etkilemeye çalışan yok....bekir arkadaşın yazdıklarına doğal bi şekilde katılmadım ve kendi görüşümü yazma gereği his ettim...bu kadar basit işi misyonerliğine döndürmeye çalışan maalsef karşı taraf oluyor....bizim kendi sitelerimizdede kendi göürüşünü inancını yazan ehlisünent kardeşler oluyor ve biz demiyoruz siz sünnü misyonerlerinisiniz....elimizden geldiği kadarıyla cevaplamaya muhabbet etmeye çalışıyoruz...mevlanın mantığı budur...

geçmişte gerçekte ne yaşandığını Allah c.c. bilir.

halifelik peygamber efendimizn vefatından sonra müslümanları yönetip onlara yön veren kişi olduğuna göre, bu görevi de 4 halife en güzel şekilde yerine getirdiğine göre;

hz. Alinin ilk halife olup olmaması neyi değiştirir?


öncelikle imamet makamının ne demek olduğunu siizin araştırmanıza ve merakınıza bırakıyorum kardeş...evet dediğiniz doğru....lakin o kadarıyla yetinmeyin birazdaha araştırın....

sorunuza gelince....halifelerin seçiliş şekilleri herkesça malumdur...malum olmayanlara ben aktarayım....kaynaklarınızda da bu olay detaylarıyla aktarıldığı üzere peygamberin vefatından hemen sonra sahabeden bir kaç kişi sakife denen yerde toplanarak halife seçimine girştiler...bu haber hz ebubekire ve ömere de ulaşarak onlarda hemen sakifeye gelerek muhacir ve ensar arasında halifa seçimi başladı...ensar kendisinin bu makama daha layık olduğunu düşünerek kendi faziletlerini ve kurandaki ayetler ilede haklarını savundular...binaleyh muhacirlerde kendi haklarını savundular ve bu makama layık olduklarını belirttiler...ve şiddtleli bir tartışmadan sonra hz ebu bekir orda halife oalrak seçildi...bunu ayrıntısına ve daha nele rolduğuna girmiyorum..özetle olay budur...tabii bu durum yaşanırken ehlbieyt ailesinden tek bir kişi dahi orda değildir...o anda ehlbieyt ailesi peygamberin guslü ve defni ile uraşmaktadır...

arkadaş diyorki 4 halifede çok harika yönettiler hiç bi sorun olmadı hz Ali nin hakkının olup olmaması neyi değiştirir ki diyor....

öncelikle bakalım halifelerin yönetim şekline ve halifeler tarihine...sizinde bizimde elimizde bu konuda yeterince kaynak vardır...kendi kaynaklarınız bu konuda dahada bilgiye sahiptir ve ben kendi kaynaklarınızdan sizlere bunları aktaracağım...

ilk halife dönemine bakın...ilk büyük sorun hz fatıam as ve fedek...eger bilseydin fedek ne idi hz fatıam as ne idi 4 halife döneminde her şey güzeldi hiç bir sorun olmadı demez idin....

kaynaklarınız şöyle anlatmakta ....

Urve Aişe'den nakleder ki: Resulullah'ın (s.a.a.) kızı Fatıma (s.a.), Ebu Bekir'e haber göndererek Allah'ın Medine ve Fedek'te Resulüne iade ettiği mallardan olan mirasını ve Hayber'in humusundan kalan malları istedi. Bunun üzerine Ebu Bekir dedi ki: "Resulullah (s.a.a.); "Bizler miras bırakmayız. Bizden kalan şeyler sadakadır." buyurmuştur. Al-i Muhammed, sadece yiyeceğini bu mallardan alabilir. Vallahi ben, Resulullah'ın (s.a.a.) sadakasını kendi zamanındaki halinden değiştiremem. Ben de tıpkı Peygamber'in kullandığı gibi onları kullanacağım." Böylece Ebu Bekir, bu mallardan Fatıma'ya hiçbir şey vermedi. Fatıma da Ebu Bekir'e gazaplanarak ona küstü ve ölünceye kadar da onunla konuşmadı. Fatıma, Resulullah'tan (s.a.a.) sonra altı aydan fazla yaşamadı. O öldüğünde kocası Ali, Ebu Bekir'e bildirmeden geceleyin ona namaz kıldı ve geceleyin onu defnetti. Fatıma hayatta olduğu sürece Ali'nin çevresinde halkın ileri gelenlerinden bazı kişiler vardı; ama Fatıma ölünce etrafında kimseyi göremedi. Bu yüzden Ebu Bekir'le anlaşmak ve ona biat etmek zorunda kaldı. Oysa Fatıma hayatta olduğu aylarda biat etmiyordu

-Sahih-i Buhari, c. 5, s. 177; Sahih-i Müslim, c. 3, s. 1380, h. 1759.

bu kaynakların sizin sahih bildiğiniz ve kurandan sonra ki en güvenilir dediğiniz kaynaklarda yazmakta....

Ebu Bekir hz Fatımayı o kadar incitiyor ki ölene kadar onunla konuşmuyor.... ölümünden sonra da vasiyeti gereği kocası Hz. Ali onu gizlice defn ediyor ve Ebu Bekire haber vermiyor....bBu rivayetlerden ayrıca Hz. Ali'nin Hz. Fatıma hayatta olduğu sürece Ebu Bekire biat etmediği ondan sonra da halkın kendisinden uzaklaştığı için Ebu Bekirle anlaşmak zorunda kalarak biat ettiği anlaşılmaktadır......

bu nedenle görüyoruz ki bütün tarihçiler tefsirciler ve hadisçiler şöyle naklederler:...Hz. Fatıma (s.a.), Fedek'in kendi malı olduğunu iddia etti; ama Ebu Bekir onu yalanlayarak ondan şahit istedi. Hz. Fatıma, Ali bin Ebi Talip ile Ümmü Eymen'i şahit olarak gösterdiyse de, Ebu Bekir onların şahitliğini yeterli görmeyerek kabul etmedi. İbn-i Hacer, es-Savaik'ul-Muhrika adlı kitabında der ki: "Fatıma, Resulullah'ın (s.a.a.) Fedek'i kendisine bağışlamış olduğunu iddia ederek Ali bin Ebi Talip ile Ümmü Eymen'i şahit gösterdi; ama bu şahitler kafi değildi

es-Savaik'ul-Muhrika, s. 37, Yedinci Şüphe.

şimdi hz fatıma as kimdi peki...bunu yine kendi kaynaklarınıza sorun....Buhari, Sahih'inin "İstizan Kitabı"nda, Müslim de Sahih'inin "Faziletler Kitabı"nda Aişe'den şöyle nakleder:

Biz Peygamber'in (s.a.a.) zevceleri, hepimiz Resulullah'ın huzurundaydık. O sırada Fatıma yürüyerek bize doğru geliyordu. Allah'a andolsun ki, onun yürüyüşü tıpkı Resulullah'ın (s.a;a.) yürüyüşü gibiydi. Resulullah onun geldiğini görünce onu karşılayarak buyurdu ki: "Hoş geldin kızım!" Daha sonra onu sağında (veya solunda) oturttu. Sonra ona yavaşça bir şeyler dedi. Bunun üzerine Fatıma çok ağladı. Sonra Peygamber, Fatıma'nın üzüldüğünü görünce yine ona bir şeyler dedi. Bu kez Fatıma gülmeye başladı. Peygamber'in eşlerinin içinde ben ona dedim ki: "Resulullah (s.a.a.) bütün hepimizin içinde, sırrını söylemek için seni seçiyor, sen de ağlıyor musun?!" Fatıma; "Ben, Resulullah'ın sırrını asla ifşa etmem." dedi. Resulullah (s.a.a.) vefat ettikten sonra Fatıma'ya dedim ki: "Şimdi artık Resulullah'ın sana ne dediğini bana söyleyeceksin!" Fatıma şöyle dedi: "Evet, şimdi söyleyebilirim. İlk önce babam bana dedi ki: "Cebrail her yıl Kur'an'ın hepsini bir kez bana nazil ederdi. Ama bu yıl iki kez nazil etti. Bu da benim ecelimin yaklaştığını gösterir. Öyleyse takvalı ol ve benim ayrılığıma sabret. Ben senin için, senden önce gidecek en iyi selefim." Ben de gördüğün gibi ağladım. Resulullah (s.a.a.) üzülüp ağladığımı görünce, kulağıma eğilerek; "Ey Fatıma! Mümin kadınların veya bu ümmetin kadınlarının hanımefendisi olmaya razı değil misin?" diye buyurdu
Sahih-i Buhari, c. 8, s. 79; Sahih-i Müslim, c. 4, s. 194.

kaynağınızdan direk buraya alıyor ve koyuyorum....fatıam as mın makamı ve boyutu ortadadır...ve siz nakl ettiğiniz rivayet ile hz fatıam as mı haksız ilk halifeyi ise haklı çıkarıyor fatıma as mın yersiz gazaplandığı ğını ilk halifenin haklı olduğunu yazıyorsunuz....fatıma as mın küçümsüyor sırf halifeye laf gelmemesi için onu yükseltiyorsunuz....ki peygamberler miras bırakmaz hadiside nerden çıkmadır....kuranda demiyormu ...Ve Süleyman, Davud'un mirasçısı oldu...ki fatıma as bu şekilde onun iddasını yalanlamıştı...ki fedek ve diğer araziler fatıma as ma bir miras değil bağış idi....kaldı miras olsa dahi bunu hiç bi sakıncası yoktu ki ilmin şehri olan ali as mın eşi ve peygamberin kızı hanımların efendisi bunu bilmiyor halifemi biliyor idi....

Buhari, Sahih'inin "Yaratılışın Başlangıcı Kitabı, Peygamber'in Kızı Fatıma'nın Menkıbesi Babı"nda Misver bin Mahreme'den şöyle nakleder: Resulullah (s.a.a.) buyurdu ki:

"Fatıma benim bir parçamdır. Kim onu gazaplandırırsa, beni gazaplandırmış olur."

"Fatıma benim bir parçamdır. Onu özen şey, beni özer; onu inciten şey beni incitir.

Buhari, c. 5, s. 26; Sahih-i Müslim, c. 4, s. 1902, h. 2449

peki bunlara rağmen 4 halifenin ne kadar güzel bi halif eolduklarını hiç bi sorun olmadığını nasıl söyleye biliyorsunuz...

Buhari, Sahih'inin "Dinden Dönenlerden Tevbe Etmelerini İstemek Kitabı"nda, Müslim de, Sahih'inin "İman Kitabı"nda Ebu Hureyre' den şöyle nakleder:

"Resulullah vefat ettikten sonra, Ebu Bekir halife olup Araplardan bazıları kafir olunca, Ömer dedi ki: "Ey Ebu Bekir! Sen halkla niçin savaşıyorsun? Halbuki Resulullah (s.a.a.) buyurmuştur ki: "Ben, halk "La ilahe illallah" diyene kadar onlarla savaşmakla görevliyim. Kim "La ilahe illallah" derse, malı ve canını benden korumuş olur. Ama eğer bir hakkı zayi etmiş olursa, o başka. Allah da onu hesaba çeker."

Ebu Bekir dedi ki: "Vallahi, kim namaz ile zekatı birbirinden ayırırsa (namaz kıldığı halde zekat vermezse), onu öldüreceğim. Çünkü zekat, mala taalluk eden bir haktır. Vallahi, eğer Resulullah (s.a.a.) zamanında verdikleri zekatın az bir miktarını da olsa bana ödemezlerse, onlarla savaşacağım."

Ömer der ki: "Allah'a andolsun ki ben, Allah'ın, Ebu Bekir'in göğsünü savaşmak için genişlettiğini hissettim ve Ebu Bekir'in haklı olduğunu anladım.

Sahih-i Buhari, c. 9, s. 19; Sahih-i Müslim, c. 1, s. 51, h. 20

Ebu Bekir ve Ömer'den böyle bir şey asla yadsınmamalıdır. Çünkü daha önce de Ebu Bekir ve Ömer, Hz. Fatıma'nın evini, içindeki biat etmeyen sahabilerle birlikte yakma tehdidini savurmuşlardı....Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin ve biatten kaçınan seçkin sahabileri yakmakla tehdit eden kimseler için, zekat vermekten çekinen Müslümanları öldürmek çok kolay bir iştir.... Acaba ilk halifeye neye dayanarak Müslümanlarla savaşmanın caiz olduğuna kanaat getirdiğini sorabilir miyiz.... Ebu Bekiri savunanlarınOnlar Malik ve kavmiiİslam dininden çıkmışlardı ve bu yüzden öldürülmeleri gerekiyordu.... doğrultusundaki iddiaları doğru değildir.... Tarihten azıcık haberi olanlar onların İslam' dan çıkmadıklarını fakat zekat vermekten kaçındıklarını bilirler...Onlar halid bin Velid ile birlikte cemaat namazı kılmışlardı. Ebu Bekir de, Müslümanların beytülmalından Malikin diyetini kan parasını ödemiş ve öldürülmesinden dolayı özür dilemişti. Halbuki İslam' dan çıkan bir mürtedin öldürülmesinden dolayı özür dilenmez ve ona diyet ödenmez. Selefi Salihten hiçbir kimse de zekat vermeyenin kafir olduğunu söylememiştir. Sadece, uzun bir süreden sonra mezhepler ve fırkalar ortaya çıkınca Ehli Sünnet Ebu Bekir'i temize çıkarmak için onların İslam' dan çıktıklarını söylediler.....

ve bununla birlikte taaa üçüncü halifeye kadar hadis aktarımı ve yazılmasınnı yasaklanmasına ne diceğiz....ilk halifenin toplum öündeki ilk konuşmasında

Sizler, Resulullah'tan, ihtilaf ettiğiniz hadisler naklediyorsunuz. Sizden sonra ise halk daha fazla ihtilaf edecektir. Öyleyse Resulullah'tan (s.a.a.) hiçbir hadis nakletmeyin. Sizden hadis isteyen olursa; 'Aramızda Allah'ın Kitabı vardır. Onun helalini helal, haramını ise haram bilin; bu bize yeter.' deyin.

Zehebi,Tezkiret'ü1-Huffaz, c. 1, s. 3 - 4.

şimdi Ebu Bekir ve Ömer'i her zaman savunan ve onları Resulullahtan sonra en iyi insanlar olarak bilen Ehli Sünnetten soruyorrum.... Sizler Sahihlerinizde Resulullahın ben, sizin aranızda iki şey bırakıyorum; onlarla amel ederseniz, asla sapıtmazsınız: Allah'ın Kitabı ve sünnetim. buyurmuş olduğunu nakletmiyor musunuz peki faraza bu hadis doğru ise-nasıl oluyor da Resulullahtan sonra halkın en faziletlileri olan Ebu Bekir ve Ömer sünnetin yazılması ve anlatılmasını yasaklıyorlar ve sünnete hiç mi hiç değer vermiyorlar....

şimdi tek tek halifelerin hepsini burada anlatmaya kalksam ayrıntılı buna forum sayfası yetmez...hele üşçüncü halifeye gelsem ve sürgünler müslman katliamları ilede kalsak işin içinden çıkamayız....bilmiyorum kardeş yazıklarımı tek tek okucak üzerine kafa yorcakmısın ....




ehli beyt derken bunların sadece HZ. Ali , fatıma, hasan ve hüseyin kasdedilmesi neyi değiştirir?

gördüğüm kadarıyla bazı arkadaşlar ve ehlisünentin kendi alimleride ehlbieytin kim oldukları konusunda teraddüt halindeler...kimi çıkmış kuranı sadece esas almış ve demişti tüm bir insanlık ehlbieyttir...kimisi peygamerin eşlerinide içine almış....lakin bize açık ve nettirki kaynaklarınızdada buna geniş bir yer verilmişki peygamberin ehlbieyti ali abadır...o beş kişidir...şimdi bu neyi değiştirir diyor arkadaş....bekir kardeş kendisi bir rivayet nakl etti sahih kaynağınızdan...peygamberin mirası kuran ve ehlbieyttir...ve bu ikisinin bir birinden hiç bir zaman ayrılmıyacağı ve kıyamet günü kevser havuzunda onlarla buluşacaklarını buyurmuştur ve sonunda ise ehlbieyte olan meveddetten ümetin sorguya çekilceğini buyurmuştur....şimdi senin buna rağmen kalkıp ehlbieytin varlığı ve ya yokluğundan bizene bu neyi değiştirir demen peygamberin mirasından ehlbieyte hakaretin sayılr...ve peygamber bundan bu sözden ötürü sorar emanet bıraktığım ve itaat etmenizi istediğim ehbleiytim hakkında nasıl böyle konuşursun diye....



hz. alinin geç biat etmesi neyi değiştirir?


bu sorudan ise imam Ali as mın makamı ve değeri hakkında ki bilgin ortaya çıkıyor kardeş..imam Ali as kim idi...ali hak iledir hak ali iledir....ben ilmin şehriyim ali ise onun kapısıdır kim şehre girmek isterse kapıdan girsin....ali ye karşı kılıç çeken münafıktır....ve daha binlerce imam Ali as hakkında peygamberden rivayetleriniz sözleriniz...sanırım Ali gibi bir insanın fazileti ve makamı hakkında yeteri bilgi sahibi değilsiniz..ehlibeyt ailesinin ki buna kerbela serveri imam huseyn as ve imam hasan as da dahil halifeye biat etmemleri ve yanlarında sahabenin seçkin olan sahabesi ebuzeri ammarı selmanı ve diger yüce sahabeninde biat etmemleri neyi değiştircek ölemi...:) kardeş öyle şeyler değişiyorki herşey bir anda ters düz olu veriyor....geç biat etme sebenini ise kaynaklarınız yine yazmakyta lütfen açın ve okuyunuz....
bunların hiç biri ne kuranı kerimi ne de sünneti değiştiremez!!!

kuran hepimizin, sünnet hepimizin, ehli beyt hepimizin ehlibeyti değil mi? bu tartışmalar neyi değiştirir? bizim kaynağımız tek kuranı kerim değil mi? peygamberimiz hz. muhammed s.a.v. değil mi? biz peygamberimizin yolundan gitmekle yükümlü değil miyiz? sahabeler arasında ne yaşandığı neden bu kadar önemli? kanıtlanmaya çalışılan nedir? geçmişte ne yaşandığını Allah bilir. hepimiz de beşeriz bu dünyada sınanıyoruz zamanın sahabeleri de sınandılar. onlar da beşer di. günahları da sevapları da varsa buna sadece Allah bilir. bize onları yargılamak düşmez. Allah hepimizi doğru bilgiye ulaştırsın kalplerimizi saptırmasın inşaallah.

müslümanların rehberi kuranı kerim, peygamberi hz. muhammed s.a.v dir. bu tartışmalar kime ne kazandırır ne fayda sağlar bilmem...
şu son yazdıkların gerçekten en mantıklı ve en güzeli oldu..inan buna....biz sahabelerde beşer idi günahları oldu yanlışları oldu dediğimizde bunlar sahabelere hakaret ediyor dediler...ve hakkımda bir sürü şeylar yazdılar....biz halifelerin yanlışları oldu dediğimizdede aynı tepki olmakta....biz demiyoruz ne reber tek kurandır nede rehber tek peygamberdir....kuran ve peygamberin öz sahih gerçek yoludur...ve biz bu yolu yanlış yapabilme imkanı veya yanlış yapan sahabelerin hepsinden değil pak ve masum bildiğimiz ehlbieytten almayı seçiyoruz....çünki onlar tüm herkesten daha iyi bilmekteydi peygamberin sünnetini ve yolunu çünki onlar ilmin kapısı idiler...sizin söylediğinizden farklı bir şeymi söylüyorum ben...bende diyorum onlar beşer idi yanlış yaptılar...ve gösteriyorumda iş te yazılı olanlar ortada....zekat vermeyen müslümanların ölüdürlmesi....fedek arazisi...ve hadis aktarmı ve sünent aktarımının yasaklanması....ve daha devamı....lakin bana tüm sahabelerin gökteki yıldılar gibioldukları ve kime uyarsan uy farketmez bu muaviye dahi olsa cennete gitceği anlatılıyor buna karşın..şimdi nerde kaldı cennete götüren bir masum ve pak nerde kaldı beşer olduğunu ve yanlış yapar dediğiniz sahabeler....

tarih bilginiz olsa idi sünnetin nasıl bir değişikliğe uğradığını bilridiniz....hadislerde nasıl oynamalar yapıldığını bilirdiniz...kaç yıl hadis ve sünent aktarımı yasak olan bir tarihe sahibiz...ve bir anda muaviye döneminde hadis ve sünent yazımı başlıyor....öyleki insanlar aklını yemekte..binlerce sünent ve hadis...daha peygamber yeni vefat etmiş insanlar ihtilafta peygamber nasıl abdest alırdı diye...kuran haktır açıtkır ama peygamber sünnetindeki emevi geçici tarih bilgisi olanlar için nettir...maalsef peygamber sünneti üzere deil emevi sünneti üzerine bi yaşam var....
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Cehariyarı Güzine dil uzatanın dili kopar bu forumda, haddinizi bir kez daha aşarsanız ihraç olursunuz!..
 
Üst Alt