Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

HAZRET-İ ALÎ (Radıyallahü Anh)'a Menkıbeler

bekir

sadece bir kul
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,198
Tepkime puanı
5,997
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
İSMİNİ NE KOYDUNUZ?

Allahın Resûlünün, dördüncü halîfesi,
Bilcümle evliyânın seyyidi, efendisi.

Dindeki müşkilleri, çözüyordu bir anda.
Herkesten ileriydi, "iyilik" ve "ihsân"da.

O, Allahın aslanı, Resûl'ün dâmâdıdır.
Hem de Resûlullahla, amca çocuklarıdır.

Resûl ile birleşir, daha ilk dedesinde.
Herkesten yakın idi, ona hem nesebinde.

Babası Ebû Tâlip, Fâtıma'dır annesi.
Doğmuş idi hicretten, yirmiüç yıl öncesi.

Fâtıma hâtun der ki: Bir gün tavâf yapardım.
Bir doğum sancısıyla, birden râhatsızlandım.

Allahın Resûlü de, yakınımdaydı o an.
Hâlimi arz eyledim kendisine o zaman.

Ve ricâ eyledim ki: (Yâ Muhammed-ül emîn!
Oğlum olması için, bana duâ eyleyin.)

Buyurdu ki: (Ederim ve lâkin bir şart ile.
Eğer oğlan olursa, söz ver bana vermeye.)

Dedim ki: (Ben ve zevcim, size söz veriyoruz.
Doğacak oğlumuzu, sana nezrediyoruz.)

O zaman duâ edip, buyurdu: (Durma daha!
Tavâfını bitirip, gir hemen Beytullah'a.)

Ben Kâbe'ye girerek, duâ ettim hem dahî:
(Bana, hayırlı oğul ihsân et yâ ilâhî!)

Geldi "Hazret-i Alî", bu dünyâ âlemine.
Konuldu âdet üzre, bir beşiğin içine.

Ebû Tâlip, oğlunun, görmek için yüzünü,
Kaldırmak isteyince, yüzünün örtüsünü,

Çocuk, hemen kuvvetle yapışıp örtüsüne,
Müsâde etmedi ki, bakıversin yüzüne.

Annesi de, emzirmek istediyse de, fakat,
Bir müddet, ona dahî etmedi muvâfakat.

Şaşırdılar, “Çocuğun bu hâli nedir?” diye.
Az sonra Resûlullah, teşrîf etti o eve.

Onlar onu görünce, bir hayli sevindiler.
(Yâ Muhammed, hoş geldin, safâ geldin!) dediler.

Resûlullah, beşiğin yanına vardığında,
Nûr çocuk, mışıl mışıl uyurdu yatağında.

Alınca kokusunu, Resûlullahın lâkin,
Örtüsünü kaldırıp, göründü ona ilkin.

Neş'elendi, sevindi ve atıldı Resûle.
Sanki şöyle diyordu, lisân-ı hâli ile:

(Çok şükür nâil oldum, devlet-i dîdârına.
Açmadım hiç yüzümü, senden gayrılarına.

Henüz beni görmeden, vâlidemle pederim,
İstedim, sen göresin, buydu benim emelim.)

(İsmini ne koydunuz?)diye suâl edince,
Dediler ki: (Senindir, koy arzû ettiğince.)
 
Üst Alt