Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kalb

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Zahiri manası dışında; insan ruhunun sevgi ve nefret gibi duyularının merkezi olan yere de kalb denilmiştir. Bu ruhi duyuya kalb denilmesi, teşbih iledir. Bedendeki kalbin beden ivin önemi ne ise ruhun kalbinin de insan için önemi o derecede önemlidir.


Kur'an-ı kerim'de Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: "Gerçek mü'minler yanlarında Allah zikredilince kalbleri titreyenlerdir" (en-Enfâl, 8/2).
"Şüphesiz maddi gözler köretmez ama göğüslerde olan kalpler körelir" (el-Hacc, 22/46). Bu âyet-i kerimelerde anlatılan manevî kalbtir. Kalb imân merkezi olan duyudur. Nitekim Allah Teâlâ "İnananların kalpleri Allah'ı anmakla yatışır. İyi bilin ki kalpler ancak Allah'ı anmakla yatışır" (er-Râd, 13/28). "Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir" (el-bakara, 2/7). Buyurmuştur. Bu âyet-i kerimeler imanın kalple alâkalı oludğunu anlatmaktadır. Aynı konuda bir başka âyette şöyle buyurulmuştur:
"Hayır, onların işleyip kazandıkları şeyler kalplerinin üzerine pas olmuştur" (el-Mutaffifin, 83/4).


İslam kültüründe kalb (gönül)'e çok geniş yer verilmiştir. Allah sevgisinin muhafaza edileceği yer, sevgi, muhabbet, kin ve nefretin hissedildiği ruhun ulvî bir özelliği olduğu kabul edilmiştir: "İnsan vücûdunda bir et parçası vardır o düzelirse bütün vücud düzelir, o bozuk olduğunda bütün vücud ifsâd olur. İyi bilin ki, işte o et parçası kalbtir" (Buhârî, İmân, 39; Müslim, Musâkât, 107; İbn Mâce, Fiten, 14). Ma'rifet yani Allah'ı bilmek ve tanımak kalbin işidir (bk. Buhârî, İmân, 13). Hased, gazab ve nefret gibi kötü duyular kalpte bulunduğu gibi imân, Allah korkusu, hilm ve takva da kalbe ait fiillerdir (Nesâî, Cihâd, 8; Müslim, İmân, 230; Tirmizi, Fiten, 26; Ahmed b. Hanbel, V, 71).
Duaların kabul edilmesi içinde gerekli olan kalbin kötü duygu ve hasletlerden uzak tutulmasıdır. Bundan dolayı Hz. Peygamber (s.a.s) dualarında Allah Teâlâ'dan selim bir kalb istemiş ve bunu ümmetine öğretmiştir (bk. Buharı, Deâvât, 33, 44; Müslim, Deâvât, 49).


Mü'mine yakışan kalb'e Allah sevgisini yerleştirmek için onu Allah sevgisinin dışında mal, mülk, para gibi dünyalık şeylerin muhabbetinden uzaklaştırmaktır. Fâni olan her şeyin sevgisi geçici, yalnızca Allah sevgisi bâkidir. Kalb ile ilgili olarak Türkçe de "Kalp kırmak, gönül almak, gönülden gönüle yol varmış ve kalbini kazanmak" gibi deyimler bir hayli fazladır.
Hz. Peygamber Allahu Teâlâ'ya dua ederken şöyle dua ederdi: "Ey kalbleri (iman ve iyilikte) sabitleştiren Allahım. Kalplerimizi senin dinin üzere sabit kıl" (İbn Mâce, Mukaddime, 13).


Bu hadis-i şeriften anlaşıldığı gibi, imanın yeri kalb olduğu gibi İmânsızlığın ve küfrün de yeridir. Bundan dolayı âyet-i kerimede Allah'ın kâfirlerin kalplerini mühürlediği anlatılmıştır. Kalbin nasıl mühürlendiği meselesine gelince, mühür zarf, kap ve örtü gibi şeylerde olur. İnsanların kalpleri ulvî ilimlerin ve bilgilerin kabı zarfı gibidir. Nitekim bir hadis-i şerifde Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "Kul bir hata yaptığında kalbinde siyah bir leke olur, eğer günah işleyen döner, tevbe ederse kalbi parıldar. Eğer tekrar günah işlerse bu siyahlık kulun bütün kalbini kaplar. İşte bu Allah Teâlâ'nın"Hayır, doğrusu onların yaptıkları kalplerini paslandırmıştır" (el-Mutaffifin, 83/14) âyetinde anlatılandır" (Tirmizi, Tefsiru Sûre, 83, 1). İşte kalbin mühürlenmesi bu şekilde olur. Başlangıç itibariyle ve sebep olması cihetiyle, kalbin mühürlenmesi kulun kesbidir. Yaratan Allah olması cihetiyle Allah'ın yaratmasıdır (Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul 1935, I, 214).
 

Black

New member
Katılım
27 Ağu 2008
Mesajlar
35
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
39
yazınızda kalbin ruhun bir özelliği ruhun bir parçası olduğunu yazmışsınız. ben bu konularda uzman olmamakla birlikte imam-ı rabbani nin mektubatında kalbinde ruh gibi bir cevher yani latife olduğunu okumuştum bunların yanında sır, hafi ve ahva da aynı katagoride bulunuyorlar. ve latife yani cevherin anlamı: varlığı kendinden olan. veya bir varlığa sıfat olmayan manasında olduğunu biliyorum. acaba anlamadığım bazı başka şeylermi var diye düşündüm. eğer sorumu gerçekten bu konularda cahil biri olduğumu ve öğrenmek için sorduğumu hesaba katarak bilgilendirici bir cevap yazarsanız sevinirim.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Bu bilgilerden ötesi, oldukça zor ve derin bir sanat sevgili Black. Buradan ötesini İmamı Rabbani, Gazali gibi ulemadan alınabildiği kadar almak doğru olur sanırım. Benim bilgim çok sınırlı...
 

Black

New member
Katılım
27 Ağu 2008
Mesajlar
35
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
39
teşekkürler, söylemek istediğinizi anladım.
 
Üst Alt