Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Nehc-ül-belaga Kitabı Nedir

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Bu ehli sünnet alimleri “Nehcul Belağa”nın imam Ali a.s-a ait olduğunu beyan etmistirler. Bilindiği gibi ehli sünnete gorede icma esastır. Şu halde Şia topyekün olarak ve Ehli Sünnettende bir kısım bu kitabın imam Ali a.s-a ait olduğunu söylemistir yani Şia ile Ehli sünnet bu konuda icma etmiştir, binaenaleyh (ehli sünnet açısından) icmaya uyulması farzdır.

Saygıdeğer anonim kardeşim, konuya müdahil olma hevesim bilmediğim bazı noktalar varmıdır ? yönünde. Bekir kardeşimin yazdıklarına katılmakla beraber, önyargılı davranmadan sizi tanımak istememden kaynaklanmıştır. Bekir kardeşim gerçi yazmış ama ben konunun özünü tartışmak için size bir kaç tane soru soracağım. Cevap verirseniz inşaallah devam ederiz ve ortaya gerçekten rahmet çıkmasına vesile oluruz. Bu da her iki taraf için gerçekten isabetli bir davranış olur.

1 - Bizler, ehli sünnet olduğunu iddia eden grup; İmam'ı Cafer (r.anh)'i severmiyiz sevmezmiyiz ?
2 - Bizler, ehlü sünnet olduğunu iddia eden grup; İmam'ı Azam (r.aleyh) efendimizin "2 sene olmasaydı helakta olma" sözünden neyi kasd ettiğini biliyormuyuz, bilmiyormuyuz ? ve siz bunun ne anlama geldiği konusunda fikrinizi açıklarmısınız ?
3 - Hulefa'i Raşidin (r.ahüm ecmain) efendilerimizin "kafir" olduklarına dair bir iddianız, tesbitiniz varmıdır ?
4 - Aşağıdaki hadisi şeriften çıkan anlamı kısaca özetlerseniz, bize ne anlatabilirsiniz ?

"Allah'u Teala'nın benimle gönderdiği ilim ve hidayet, bol bir yağmur gibidir; döküldüğü toprağın bir kısmı suyu içine alır, bol miktarda ot ve mahsul yetiştirir. Bir kısmı da sert ve çorak olur, suyu içine almaz, fakat yüzünde tutar; insanlar içmek, sulamak ve ekim bakımından bundan faydalanırlar. Bir kısmı da yalçın ve kaypaktır, suyu içine almadığı gibi yüzünde de tutmaz, yağan yağmur, yüzünden sıyrılıp gider; ne bir şey bitirir, ne de kimseye faydası olur." ( Muhammed Mustafa [s.a.v.] ) (Buhari ve Muslim; Ebu Musa'dan )

5 - Nübüvvet gibi önemli bir görev Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) efendimize verilirken, Cebrail (a.s.) bu görevi Hz. Ali (k.v.) efendimizin yerine, yanlışlıkla Peygamber Efendimize (s.a.v) mi vemiştir ?

Samimice ve gerçekten içten geldiği gibi sordum kısa kısa cevap versenizde benim için yeterli olur.

Amacım; üzüm yemek.
 

anonim

New member
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
137
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Konum
daha bulunmadi...
1.Kalbleri Allah (cc) bilir.

2.Muvaffak Mekkî Menakıb-I “Ebû Hanîfe” eserinde şunu nak*leder : Ebû Ca'fer Mansur bir defa :
— Yâ Ebû Hanîfe bu insanlar Ca'fer Sâdık'a meftun oldular. Ona sormak üzere en çetin mes'ele hazırla da sor bakalım, dedi. Ebû Hanîfe de 40 soru hazırladı. Bundan sonrasını Ebû Hanîfe'*den dinleyelim. Diyor ki: Ebû Ca'fer, Hîre'de iken Ca'fer Sâdık yanında bulunduğu bir sırada huzuruna girdim. Ca'fer Sâdık Ha*lifenin sağ tarafında oturuyordu. Gördüğüm anda Ca'fer Sâdık'ııı heybeti beni kapladı, meclise Halifenin heybetinden ziyade onun heybeti hâkimdi. Selâm verdim.
— Otur, diye işaret ettiler. Ben de oturdum.
Mansur, Ca'fer Sâdık'a dönerek :
— Yâ Ebâ Abdullah, işte Ebû Hanîfe bu zattır, dedi.
— Alâ, dedi. Sonra bana dönerek ;
— Yâ Ebû Hanîfe, Ebâ Abdullah'a mes'elelerini arzet baka*lım, dedi. Ben de hazırladığım mes'eleleri arzetmeğe başladım. Ben soruyordum, o cevap veriyordu. Ve siz şöyle dersiniz, Medine ehli şöyle der, biz ise böyle deriz,; diyerek bütün ihtilâfları nakle*diyor, bazan bizim kavlimize, bazan Medine ehli kavline tâbi olu*yor, bazan bize muhalefet ediyordu. Kırk mes'eleyi de böyle bütün tafsilâtiyle cevaplandırdı, bir tanesini bile cevapsız bırakmadı.
Ebû Hanîfe bunu anlattıktan sonra Ca'fer Sâdık'm ilmî kudre*tini belirterek şöyle dedi: «insanların en âlim olanı, mes'eleler et*rafındaki ihtilâfları en iyi bilendir.»
Bu hâdise Man-sur ile evlâd-ı Ali arasında düşmanlık baş göstermezden Önce ol*muştu.
Gerek sii gerekse sunni kaynaklarda Ebu Hanife ve Imam Muhammed Bakir Imam Cafer Sadikla olan gorusleri hakkinda genis bilgiler vardir. Siz de herhalde biliyorsunuzdur.

3 .Kuran`i hayatina dustur eden hicbir insan boyle bir seyi degil iddia etmek, hatta dusunmez/dusunemez/dusunmemeli/ bile. Her kes kendinden ve ehlinden sorumludur.Kisaca benim boyle iddia vey a tespitim yok ne buyuklerimden gordum, ne de kucuklerimin boyle bir sey iddia etmesine goz yumarim.

5 .Dalga mi geciyorsun? Soru sormak bile ilim gerektiren bir sey, senin ilminden suphe etmedigim icin saka olmali. Kim boyle bir seyi dusune bilir?
Hz. Muhammed (s.a.a.s) –i bir defa goren insana sahabe derken, Ebu Sufyana, Muaviyeye saygi, hurmet ve sevgiyle Hz. diyecek kadar kalp genisligi olan birileri olarak bizim 10 yasindan Peygamber (s.a.a.s)-in terbiye etdigi, yaninda buyuyen,egitim alan, Son Peygambere ilk iman eden insan olan, Resuli Ekrem hicret etdiginde hic tereddutsuz onun yerinde kalan, Muhammed Mustafa (s.a.a.) kazaya gitdiginde Medinede biraktigi, savas meydanlarinda dusman onune cikmasina istedigi iki erden biri olan ve iki Cihan Serveri Hz. Muhammed (s.a.a.s) ahirete goc etdiginde dunya isleri halifelik gozune gozukmeyerek O`na karsi son gorevini yerine getiren Imam Ali (a.s) sevgimizi hor gormemeniz lazim.
Once Allah(cc) sevgisidir,Muhammmed (s.a.a.s) sevgisidir. Sahabelerden ise Imam Ali (a.s) sevgisi.1.Kalbleri Allah (cc) bilir.

Kod:
 Bekir kardeşimin yazdıklarına katılmakla beraber....
Tabi katila bilirsiniz… Su konuda son sozum: Sialar demek dunyada milyonlarca sia musluman demek, La Ilahe Illallah Muhammedin Rasulallah kelime-i sehadetini getiren, Allah`a, meleklerine, kitaplarina, peygamberlerine, olumden sonra dirilmenin olduguna iman eden,oruc tutan, namaz kilan, hacca giden muslumanlar demek.Sunni-sii arasinda ihtilaflar vardir. Sunnilerin kendi mezhepleri arasinda da ihtilaflar vardir. Sen safiisin Bekir hanefi, karsi-karsiya oturup konusursaniz ne kadar farkin oldugunu gorursunuz. Ama bir-birinize sapik ya da kafir (hasa) dersiniz mi her hangi bir konuda ayni dusunceyi paylasmadiginiz icin. Diger sunniler icin de demezsiniz niye? Mezhep Ehli Sunnet etiketiyle oldugu icin mi. Ama bu kurtarmaz. Sii de Allah`in (cc) emir ve yasaklarina uymadikca kurtulusa eremez.
4. cu soruna da cevap vermis oldum bu vesileyle. VesSelam.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Saygıdeğer anonim;
En başta belirteyim ki, yukarıdaki cevaplarını aşağı yukarı tahmin ediyordum. Amacım şu idi: Bu forumda bazı şii kollarının, Türkiye de tanındığından çok farklı olduğunu anlatmaya çalışan ve bu konularda sayfalarca yazıyı hiç üşenmeden yazan insanlardan biriyim. İtikadi olarak bazı şii kolarının bizden farklı olmadığını, sadece tek farkımızın bazı şii kollarının ehlibeyt sevgisini ön plana almaya çalıştığını, ama bunu yaparken bazı grupların da ifratta kaldığını ve gerçek anlamından uzaklaştığını her fırsatta anlatma gayreti içinde oldum. Nasıl ki, ehli sünnet içinde yer alan bazı gruplar tefritte kalıyorsa, veya ifrat boyutuna çıkabiliyorsa, aynı durum şii grupları içinde geçerlidir, tezimi anlatmak için yapıyordum. Fakat nedense, bu foruma hep de ifrat boyutunda kalan kişiler üstelik alevi kimliği ile girip çıkıp küfr ettiler, sakat düşüncelerini buradaki insanlara bütün şia'ya mahsusmuş gibi bir tarzı uygulayıp çıktılar. Bir tek Caferi nicki ile yazan kardeşimiz vardı, o biraz biraz anlatmaya çalışırdı, O da (rahmet olasıca) uzun zamandır foruma girmiyor.
Özellikle sordum ki, bir kaç yorumunuzu okuyup düşündüğüm anlamda bir şii olabileceğinizi düşünmüştüm. Hatta bu düşüncemi çok sevdiğim bir insan ile sohbet ederken bizzat sizi zikredip anlattım. Çok şükr, yanılmadım.

Yazına özellikle teşekkür ettim. Şimdi yazdıklarının detayına gönül rahatlığı ile geçebilirim.

1.Kalbleri Allah (cc) bilir.

Amenna ve saddakna. Bu sözünüze aykırı bir cümleyi zaten itikadım kabul etmez ve sordurmaz.
Ama; ben sizin, yani bizzat şahsınızın düşüncesini merak ettim. Açıklarsanız bu konudaki düşüncelerinizi memnun olurum. Bu vesile ile bir çok insanın kafasındaki önyargıyı yıkmak bir yana PARAMPARÇA edeceksiniz.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
2.Muvaffak Mekkî Menakıb-I “Ebû Hanîfe” eserinde şunu nak*leder : Ebû Ca'fer Mansur bir defa :
— Yâ Ebû Hanîfe bu insanlar Ca'fer Sâdık'a meftun oldular. Ona sormak üzere en çetin mes'ele hazırla da sor bakalım, dedi. Ebû Hanîfe de 40 soru hazırladı. Bundan sonrasını Ebû Hanîfe'*den dinleyelim. Diyor ki: Ebû Ca'fer, Hîre'de iken Ca'fer Sâdık yanında bulunduğu bir sırada huzuruna girdim. Ca'fer Sâdık Ha*lifenin sağ tarafında oturuyordu. Gördüğüm anda Ca'fer Sâdık'ııı heybeti beni kapladı, meclise Halifenin heybetinden ziyade onun heybeti hâkimdi. Selâm verdim.
— Otur, diye işaret ettiler. Ben de oturdum.
Mansur, Ca'fer Sâdık'a dönerek :
— Yâ Ebâ Abdullah, işte Ebû Hanîfe bu zattır, dedi.
— Alâ, dedi. Sonra bana dönerek ;
— Yâ Ebû Hanîfe, Ebâ Abdullah'a mes'elelerini arzet baka*lım, dedi. Ben de hazırladığım mes'eleleri arzetmeğe başladım. Ben soruyordum, o cevap veriyordu. Ve siz şöyle dersiniz, Medine ehli şöyle der, biz ise böyle deriz,; diyerek bütün ihtilâfları nakle*diyor, bazan bizim kavlimize, bazan Medine ehli kavline tâbi olu*yor, bazan bize muhalefet ediyordu. Kırk mes'eleyi de böyle bütün tafsilâtiyle cevaplandırdı, bir tanesini bile cevapsız bırakmadı.
Ebû Hanîfe bunu anlattıktan sonra Ca'fer Sâdık'm ilmî kudre*tini belirterek şöyle dedi: «insanların en âlim olanı, mes'eleler et*rafındaki ihtilâfları en iyi bilendir.»
Bu hâdise Man-sur ile evlâd-ı Ali arasında düşmanlık baş göstermezden Önce ol*muştu.
Gerek sii gerekse sunni kaynaklarda Ebu Hanife ve Imam Muhammed Bakir Imam Cafer Sadikla olan gorusleri hakkinda genis bilgiler vardir. Siz de herhalde biliyorsunuzdur.

İmam Cafer (r.anh) benim yolumun silsile halkasında en başlarında yer alır. Bu yolun rükünlerine uyma konusunda, O'nun (r.anh) mübarek ayaklarındaki tozuna layık olabilirsek, şeref duyarız.

O'nun (r.a.nh) büyüklüğünü anlatırken ifade edeceğimiz cümlenin en azı şu kadar ki; tasavvuf yolunun büyüklerinden olup, asrının güneşlerindendir. İmam'ı Azam (r.aleyh) gibi bir insanı dahi o kadar ilimden sonra irşad etmesi ve o yolda iki yıl seyr'i süluk ettirmesi; O'nun (r.anh) büyüklüğünü anlamak konusunda en basit olarak zikredeceğimiz vasfıdır. Bu durum O'na (r.anh) basittir, bize göre muhteşemdir.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
3 .Kuran`i hayatina dustur eden hicbir insan boyle bir seyi degil iddia etmek, hatta dusunmez/dusunemez/dusunmemeli/ bile. Her kes kendinden ve ehlinden sorumludur.Kisaca benim boyle iddia vey a tespitim yok ne buyuklerimden gordum, ne de kucuklerimin boyle bir sey iddia etmesine goz yumarim.

Allah (Celle celaluhu) razı olsun. İşte can alıcı itikadi noktalardan biri. Çok şükr biliyordum, sadece diğer kardeşlerimize de göstermek istedim. Bu konu ile ilgili cevap yazmanıza dahi gerek yok. Sadece vurgulamak için özellikle alıntı yapıp cevap yazdım.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
5 .Dalga mi geciyorsun? Soru sormak bile ilim gerektiren bir sey, senin ilminden suphe etmedigim icin saka olmali. Kim boyle bir seyi dusune bilir?
Hz. Muhammed (s.a.a.s) –i bir defa goren insana sahabe derken, Ebu Sufyana, Muaviyeye saygi, hurmet ve sevgiyle Hz. diyecek kadar kalp genisligi olan birileri olarak bizim 10 yasindan Peygamber (s.a.a.s)-in terbiye etdigi, yaninda buyuyen,egitim alan, Son Peygambere ilk iman eden insan olan, Resuli Ekrem hicret etdiginde hic tereddutsuz onun yerinde kalan, Muhammed Mustafa (s.a.a.) kazaya gitdiginde Medinede biraktigi, savas meydanlarinda dusman onune cikmasina istedigi iki erden biri olan ve iki Cihan Serveri Hz. Muhammed (s.a.a.s) ahirete goc etdiginde dunya isleri halifelik gozune gozukmeyerek O`na karsi son gorevini yerine getiren Imam Ali (a.s) sevgimizi hor gormemeniz lazim.
Once Allah(cc) sevgisidir,Muhammmed (s.a.a.s) sevgisidir. Sahabelerden ise Imam Ali (a.s) sevgisi.1.Kalbleri Allah (cc) bilir.

Allah (Celle celaluhu) razı olsun, elbette dalga geçmediğimizin farkındasınız. İnşaallah övdüğün gibi olur ve bahsettiklerimizi yaşayanlardan oluruz.

İşte şu yukarıdaki anlatımın, sadece aramızdaki nüansı açıklamak için yeterli. Bizler, yani sünni cemaat Resulu Ekrem (s.a.v.) Efendimizden sonra ehlibeyt'i (r.anhüm ecmain) ve ashabı (r.anhüm ecmain) örnek alırız. Bakın önce ehlibeyt, sonra ashab. Ehlibeyt'i zikr ederken, önce Hz. Ali (k.v.) efendimizi zikr ederiz. Daha sonra İmam Hüseyin (r.anh) ve İmam Hasan (r.anh) efendilerimizi zikr ederiz. Ashabı Kiram efendilerimizi zikr ederken de önce Hz. Ebu Bekir Siddik (r.anh) efendimizi, daha sonra Hz. Ömer (r.anh) efendimizi, daha sonra Hz. Osman' Zinnureyn (r.anh) efendimizi ve daha sonra da Hz. Ali (k.v.) efendimizi zikrederiz. Oysa, sizler konu Ehlibeyt de olsa, ashab da olsa; her daim öncelikle Hz. Ali (k.v.) ve Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (r.anh ecmain) efendilerimizi ilk önce zikr edersiniz. Bu her iki tarz da karşılaştırıldığında aralarında fark yoktur ve olmamalıdır da. Sadece önceliklerimizin sıralamasında fark vardır ve bu itikadi anlamda bir kayba yol açmaz. Nasıl ki, abdest alırken sehven kollarımızı dirseğimize kadar yıkamadan başımızı mesh edip, daha sonra da kollarımızı dirseğe kadar yıkamadığımızı hatırlayıp da dönüp o an yıkarsak ve abdestimiz de yine sahih olursa, bu kadar sahihtir.

Bu sevgiyi bırakın hor görmeyi (haşa), teşvik etmek için bu yolda hadim olmalıyız. Hele ki, ilmi yönden, itikadi yönden ve imani yönden bu insanlar devrinin en büyükleri ise, bir müslüman olarak bu yolda örnek alacağımız kişilerin başında yer almalıdırlar. Yer vermeyen kendi nefsine hata eder.

Kerbela çölünde yaşanan drama, vahşete ve hunharca işlenen cinayetlere ağlamayan, gözünden yaş gelmeyen müslüman; kendi içine dönüp itikadını "gerçek anlamda" sorgulamalıdır.

Lain'e yezid denmez, şeytan bu hakarete ağlar,
O gonca gül yapraklarını hangi bedbaht yolar,
Kerbela ! ezelden ebede yerin dibine bata;
Dedesi Muhammed'i ağlatan; her iki cihanda kahr'ola !
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Tabi katila bilirsiniz… Su konuda son sozum: Sialar demek dunyada milyonlarca sia musluman demek, La Ilahe Illallah Muhammedin Rasulallah kelime-i sehadetini getiren, Allah`a, meleklerine, kitaplarina, peygamberlerine, olumden sonra dirilmenin olduguna iman eden,oruc tutan, namaz kilan, hacca giden muslumanlar demek.Sunni-sii arasinda ihtilaflar vardir. Sunnilerin kendi mezhepleri arasinda da ihtilaflar vardir. Sen safiisin Bekir hanefi, karsi-karsiya oturup konusursaniz ne kadar farkin oldugunu gorursunuz. Ama bir-birinize sapik ya da kafir (hasa) dersiniz mi her hangi bir konuda ayni dusunceyi paylasmadiginiz icin. Diger sunniler icin de demezsiniz niye? Mezhep Ehli Sunnet etiketiyle oldugu icin mi. Ama bu kurtarmaz. Sii de Allah`in (cc) emir ve yasaklarina uymadikca kurtulusa eremez.
4. cu soruna da cevap vermis oldum bu vesileyle. VesSelam.

Elbette ehli sünnet olmak da kurtarmaz kişiyi, ehlibeyt aşığı olmak da. Burada da hemfikiriz. Sonuç olarak; amel, amel, amel. Kişi bildiği kadarını yaşarsa; Rabbül Alemin (Celle celaluhu) bilmediklerini de öğretir.

Yazımın en başında vurguladığımı, sizin yazınızın bu son paragrafı tamamlamış oldu. Kişi; amel etmediği sürece ilmi ile yol gidemez. Sadece ilim derse bir insan, şeytanın ilmine ulaşamaz, ki şeytan bu ilim ile helak oldu. Sadece amel derse kişi, daha alıp verdiğimiz nefesin şükrünü dahi yapmaktan acz birer kulken, hangi ameli tam olarak yapabildiğimizi iddia edebiliriz ki ? Buda helaka götürür bizi. Ama; öğrendiğimiz ilim kadarı ile amel dersek; işte o nktada şii de olsa, sünni de olsa Rabbimiz rahmeti ile tecelli edip bilmediğini de öğretir ve sonunda rızasını bahşeder.

Ve Aleykümselam. Allah (Celle celaluhu) razı olsun. Hayr ve rahmet içinde yaşa.
 

anonim

New member
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
137
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Konum
daha bulunmadi...
Dunya ve ahiretde her daim Allah`in (cc) razi oldugu kullardan ol İnsaAllah!
Allah`in rahmeti ve bereketi uzerinize olsun!
 
Üst Alt