Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Şek (şüphe)gününde Oruç Tutulurmu

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Tr
Şaban ayının son günü mü, yoksa ramazan ayının ilk günü mü?" olduğu hususunda şüpheye düşülen güne "Yevm-i Şek" denir. Resûl-i Ekrem (sav)'in "Ramazan ayının öncesinden bir gün veya iki gün oruç tutarak karşılamayınız. Ancak sizden birinin, başka bir maksadla tutmuş olması müstesna'dır"(37) buyurduğu bilinmektedir. İmam-ı Merginani: "Şüpheli olan günde (Yevm-i Şek'te) ancak nafile olarak oruç tutulabilir. Çünkü Resûl-i Ekrem (sav) "Ramazan ayından olup olmadığından şüphe edilen günde oruç tutulmaz. Ancak nafile olarak tutulabilir" buyurmuştur. Bu mesele birkaç yönlüdür. Bunlardan birincisi; mükellefin Ramazan ayı orucuna (Farz'a) niyet etmesidir. Bu rivayet ettiğimiz nass noktasından mekruhtur. Zira "Ehl-i Kitab'a" benzeme sözkonusudur. Bilindiği gibi onlar; oruç müddetine ilâvede bulundular"(38) hükmünü zikreder.



Mükellef'in; "şüpheli olan günde (Yevm-i Şek'te)" niyyeti önemlidir. Eğer şüpheli günde: "Bugün ramazan ayı'nın ilk günü ise "Farz'a", Şaban ayının son günü ise "Nafile" oruca, niyyet ettim" diyerek, muallak bir niyyetle oruç tutarsa bu mekruh olur.(39) Ancak o günün şaban ayından olduğu anlaşılırsa, tuttuğu oruç nafile olur. Ramazan ayı'nın ilk günü ise; "Farz" olarak caizdir. Şayed mükellef; şüpheli olan günde nafile oruca niyyet etmişse, bunda bir beis yoktur. Nitekim İbn-i Hümam; Resûl-i Ekrem (sav)'in: Ramazan ayını öncesinden bir gün veya iki gün oruç tutarak karşılamayınız" Hadis-i Şerifi ile murad; farz olan oruç'la öne geçmektedir. Zira farz olan ibadetler, vakitleri girmeden önce edâ edilmezler. Kaldı ki mükellefin tutmakta olduğu bir oruca tesadüf etmişse oruç bi'l icma efdaldir. Kaldı ki, nafile oruç'ta nehyedilmemiştir. Yine her ayın sonundan üç gün veya daha fazla nafile orucu edâ ediyorsa (Yâni bu mükellefin âdeti ise) tutması efdaldir"(40) hükmünü beyan etmektedir. Dikkat edilirse; mükellefin niyyeti kat'i olursa kerahat ortadan kalkar. Nitekim Molla Hüsrev: "Eğer şüpheli olan gün (Yevm-i Şek); mükellefin mutad olarak tuttuğu oruca tesadüf ederse, tutması mendub olur. Yâni oruçlunun sünnet olarak tuttuğu; Cum'a, Perşembe veya Pazartesi günü orucu, şüpheli olan güne rastlarsa; mendub olur. Şüpheli olan günde, ilim sahipleri (Havas) oruçlu olur. Yani müfti ve Kadı gibi ileri gelenler, itiyat yolunu tutarak şüpheli olan günde oruçlu olurlar. Nehiyden uzak kalmak için; ilim sahibi olmayanlar da zevalden sonra iftar ederler"(41) buyurmaktadır..



Şüpheli olan günde (Yevm-i Şek'te) Mükellef; "Eğer yarın Ramazan ayının ilk günü ise oruç'a niyyet ediyorum, değilse "Niyyet" etmiyorum" derse bu sahih olmaz. Çünkü kat'i azim bulunmadığı için; niyyet de bulunmamış olur.(42).



DİPNOT:
(37) Molla Hüsrev - Dürerû'l Hükkam fi şerhû Gureri'l Ahkam - İst: 1307 C: 1, Sh: 198. Ayrıca İbn-i Hümam - Fethû'l Kadir - Beyrut : 1315 D. Sadr Mtb. C: 2, Sh: 53-55 (Bu Hadis-i Şerif İbn-i Abbas (ra)'dan rivayet olunmuştur. Ayrıca Ebû Hureyre (ra)'den rivayet edilen Hadis-i Şerif vardır. Bunun için Bakınız/Sahih-i Buhari Muhtasarı, Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi - Ankara : 1974, C: 6, Sh: 262, Had. No: 909.

(38) İmam-ı Merginani -A.g.e., C: 1, Sh: 119.

(39) Şeyh Nizamüddin ve heyet - El Feteva-ı Hindiyye - Beyrut: 1400, C: 1, Sh: 200.

(40) İbn-i Hümam - Fethû'l Kadir - Beyrut : 1315 D. Sadr Mtb. C: 2, Sh: 56.

(41) Molla Hüsrev - Dürerû'l Hükkam fi şerhû Gureri'l Ahkam - İst: 1307 C: 1, Sh: 198-199. Ayrıca Şeyh Nizamüddin ve heyet - A.g.e. C: 1, Sh: 201 (Burada "Avam" ve "Havas" şu şekilde beyan buyuruluyor: "Havas şüpheli günlerle ilgili niyetleri bilen kimseler demektir.Bunu bilmeyenler ise avam sayılırlar. Niyete gelince: O gün daha önceden oruç tutmayı itiyad edindiği güne tesadüf ederse, nafileye niyet etmek ve kalbine "Eğer ramazan ise, farz oruç olsun" diye getirmemektir. Miracü'd Diraye'de de böyle zikredilmiştir.)

(42) Molla Hüsrev - A.g.e. C: 1, Sh: 199, Şeyh Nizamüddin ve heyet - A.g.e. C: 1, Sh: 200. İmam-ı Merginani - A.g.e. C: 1, Sh: 120.
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Tr
Orucu Kasden Terk Etmenin Hükmü

Orucu Kasden Terk Etmenin Hükmü

Hanefi Fûkahasından Alaûddin El Haskafi: "Bir kimse özürsüz kasden aşikâre oruç yerse öldürülür. Tamamı Vehbaniyye şerhindedir" hükmünü zikretmektedir. İbn-i Abidin bu metni izah ederken şunları kaydeder: "Tamamı Vehbaniyye şerhindedir. Vehbaniyye Sahibi manzum olarak şöyle demiştir. "Bir insan kasden ve alenen yer de, bu hususta bir özrü bulunmazsa, öldürülmesi emredileceği söylenir". Şurunbilâli diyor ki: "Bunun sûreti şudur: Özrü olmayan bir kimse kasden ve aşikâre oruç yerse öldürülür. Çünkü din ile alay etmiştir. Yahud dinden olduğu bizzarure sûbût bulan bir şeyi inkâr etmiştir. Böylesinin öldürülmesi ve buna emir verilmesinin helâl olduğuna hilâf yoktur. Şu halde mükellefin "Söylenir" demesi zâ'f icabetmez."(44) Esasen herhangi bir özür sebebiyle oruç tutamayan kimselerin; alenen oruç yememeleri esastır. Bu nokta da: "-Efendim, Allahû Teâla (cc) özrü kabul etmiştir. Dolayısiyla halktan gizlemenin bir sebebi yoktur" diye itiraz etmek isabetli değildir. Zira fasıklar; bu manzaralardan istifade ederek, oruca karşı ilgisizliği geliştirirler. Orucun farziyyetini kabul etmekle birlikte; nefsine uyarak tutmayanlar, Darû'l İslâm'da "Ulû'lemr" veya "Kadı" tarafından ta'zir olunur. Farziyyetini inkâr eden veya alay etmek kasdı ile alenen yiyenler; kat'i nasları yalanladıkları için, irtidat etmiş olurlar. Kendilerine "Mürted"lerle ilgili hükümler tatbik edilir.

DİPNOT:
(44) İbn-i Abidin - Reddü'l Muhtar Ale'd Dürri'l Muhtar - İst: 1983, C: 4, Sh: 320.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt