Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Yunus emre dİvani 1

CENGÝZHAN

Üyeliði durduruldu
Katılım
15 Ara 2011
Mesajlar
297
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Konum
Ankara
YUNUS EMRE DİVANI ( 1 )

Yunus Emre şiirlerini bir divan olarak tanzim etmemiştir. Ancak kendisinden sonra onu çok sevenler
Yunus emre şiirlerini bir DİVAN olarak tanzim etmişlerdir. Bu divanlardan bazıları şunlardır.

Fatih Camii Kütüphanesinde bulunan divan, yazarı belli değildir.
Hacı Selim Ağa Kütüphanesindeki divan, yazarı Şehülislam Ahmet muhtar efendi oğlu Ahmet Muhtardır.
Üsküdar Rufai Asitanesi Şeyhi Hüsnü Efendi divanı
Çarşambada Murat Molla kütüphanesindeki divan, Yazarı Hasan Adülmecit Kırımi 'dir.
Millet Kütüphanesindeki divan,Yazarı belli değildir.
Ortaköy Yahya efendi dergahı'ındaki Hacı Mahmut Efendi Kütüphanesindeki divan, yazarı belli değildir.....


Aşağıda sizlere sunacağım divan BURHAN TOPRAK bey tarafından hazırlanmış ve yayınlanmış divandır......
Bu divanı sitemiz üyelerinin dikkatine sunuyorum, sitemiz arşivinde bulunmasının da faydalı olacağına inanıyorum....


1
KARA TOPRAĞIN ALTINDA
Teferrüç eyleyu vardım, sabahın sinleri gördüm.
Karışmış kara toprağa, şu nazik tenleri gördüm
Çürümüş toprak olmuş ten, sin içinde yatar pinhan
Boşanmış damar, akmış kan, batmış kefenleri gördüm
Yıkılmı sinleri dolmuş, evleri belirsiz olmuş
Kamu endişeden kalmış, ne düş var halleri gördüm
Yaylalar yaylamaz olmuş, kışlalar kışlamaz olmuş
Bar tutmuş, söylemez olmuş, ağızda dilleri gördüm
Kimisi zevk ü işrette, kimi sâz ü beşarette
Kimi belâ vü mihnette, dün olmuş günleri gördüm
Soğulmuş şol kara gözler, belirsiz olmuş ay yüzler
Kara toprağın altında, gül deren elleri gördüm
Kimisi boynunu eğmiş, tenini toprağa salmış
Anasına küsüp gitmiş, boynun buranları gördüm
Kimi zarî kılıp ağlar, zebaniler canın dağlar
Tutuşmuş sinleri oda, çıkan tütünleri gördüm
Yunus bunu kanda gördü, gelip bize haber verdi
Aklım vardı, bilim şaştı; nitekim şunları gördü

2
HEY BENİM ÖMRÜM KUŞU
Hey benim ömrüm kuşu, kanda varasın bir gün
Ecel arayı yörür, ele giresin bir gün
Gele göğüse kona, tenin tutuşa yana
Bir kadeh şerbet suna, içe kanasın bir gün
Görmeğe gelenleri, hal hatır soranları
Sevgili yarenleri, görmez olasın bir gün
Yarenlerin geleler, seni tacilleyeler
Soyalar tonlarını, uryan olasın bir gün
Tap tımar eyle tene, yarak eyle bu cana
şol yılana çiyana, nasip olasın bir gün
Münker ile Nekir gele, gele karşında dura
Dilince sual sora, cevap veresin bir gün
Âşık Yunus nidesin, acep kanda gidesin
Erenler meclisine, girmez olasın bir gün

3
ACEP NOLA BENİM HALİM
Bir korku düştü canıma, acep nola benim halim
Derman olmaz ise bana, acep nola benim halim
Canım tenimden üzüle, gitmek yaragı düzüle
Bu suret nakşı bozula, acep nola benim halim
Dünya tonların soyucak, yuyucu tenim yuyucak
iletip kabre koyucak, acep nola benim halim
Eller gidip ben kalıcak, sinde yalınız olucak
Münker ile Nekir gelicek, acep nola benim halim
Ne ayak tuta, ne elim, ne aklım kala, ne bilim
Cevap vermez ise dilim, acep nola benim halim
Mezarden duru gelicek, hak terazi kurulucak
Amelimiz görülecek, acep nola benim halim
Miskin Yunus eydür sözü, kan yaş ile dolu gözü,
Dergâhına tutar yüzü, acep nola benim halim

4
BİR DEM GELİR
Hak bir gönül verdi bana, ha! demeden hayran olur
Bir dem gelir Şadan olur, bir dem gelir giryan olur
Bir dem sanasIn kış gibi, şol zemheri olmuş gibi
Bir dem beşaretten doğar, hoş bağ ile bostan olur
Bir dem gelir söyleyemez, bir sözü şerh eyleyemez
Bir dem cehalette kalır, nesne bilmez nadân olur
Bir dem div olur ya peri, viraneler olur yeri
Bir dem uçar Belkıs ile, Sultan-ı ins ü can olur
Bir dem varır mescidlere, yüz sürer anda yerlere
Bir dem varır deyre girer, incil okur, ruhban olur
Bir dem gelir isa gibi, ölmüşleri diri kılur
Bir dem girer kibr evine, Fir'avn ile Hâman olur
Bir dem döner Cebrâil'e, rahmet saçar her mahfile
Bir dem gelir gümrah olur, miskin Yunus hayran olur

5
NE SÖYLERLER
NE BİR HABER VERİRLER

YalancI dünyaya konup göçenler
Ne söylerler, ne bir haber verirler
Üzerinde, türlü otlar bitenler
Ne söylerler, ne bir haber verirler
Kimisinin üstünde biter otlar
Kiminin başında sıra serviler
Kimi masum, kimi güzel yiğitler
Ne söylerler, ne bir haber verirler
Toprağa gark olmuş nazik tenleri
Söylemeden kalmış, tatlı dilleri
Gelin, duadan unutman bunları
Ne söylerler, ne bir haber verirler
Yunus der ki, gör takdirin işleri
Dökülmüştür kirpikleri kaşları
Başları ucunda hece taşları
Ne söylerler, ne bir haber verirler.


6
AŞIMA ZEHR-İ KATİL
KATMIŞIM BEN

Bu ömrün yok yere harc etmişim ben
Canım gör nice oda atmışım ben

Kimse kimseye etmemiş ola
Anı kim kendime ben etmişim ben

Amelim rahtını, derdim götürdüm
Kamu assım, ziyana satmışım ben

Cihanda, bir sınık saksıdan ötrü
Güherlerim ziyana satmışım ben

Amelim her ne ki varsa riyadır
Acep ihlâsı ne unutmuşum ben

Giceye eresini kimse bilmez
Tul-i emel başın uzatmışımm ben

Dügeli ömrümü, harcına sürdüm
Ziyandan bellidir, ne utmuşum ben

Aguya bal deyu parmak uzattım
Aşıma zehr-i katil katmışım ben

Biçare Yunus'un çoktur günahı
Hakkın dergâhına yüz tutmuşum ben


7
AYRUK GERİ GELMEYESİN

Yok yere geçirdim günü, ah nideyim ömrüm seni
Geldin geçtin bilmedim, ah nideyim ömrüm seni

Seni bahaya almadım, anın çün kadrin bilmedim
Sana vefadar olmadım, ah nideyim ömrüm seni

Ömrüm ipi üzülüser, suret nakflı bozulusar
Hayrım şerrim yazılasar, ah nideyim ömrüm seni

Ayruk geri gelmeyesin, gelip beni bulmayasın
Bu devranı sürmeyesin, ah nideyim ömrüm seni

işte koyup gidisersin, beni garip edisersin
Kara yere girisersin, ah nideyim ömrüm seni

Hani seninle olduğum, şâd olubeni güldüğüm
Ya son ucu yâd olduğum, ah nideyim ömrüm seni

Miskin Yunus gidisersin, acep sefer edisersin
Ettiklerin bulusarsın, ah nideyim ömrüm seni


8

ELİFTEN BE'Yİ BİLMEYEN

Vaktinize hazır olun, ecel vardır, gelir bir gün
Emanettir kuşça canın, issi vardır, alır bir gün

Nice bin kere kaçarsan, yedi deryalar geçersen
Pervaz uruben uçarsan, ecel seni bulur bir gün

işbu meclise gelmeyen, anup nasihat almayan
Eliften beyi bilmeyen, okur kişi olur bir gün

Tutmaz olur tutan eller, çürür şol söyleyen diller
Sevip kazandığın mallar, vârislere kalır bir gün

Yunus Emrem bunu söyler, aşkın deryasını boylar
şol yüce köşkler, saraylar, viran olur kalır bir gün



9

GÜNDÜZLERİ OLMUŞ GECE

Yer yüzünde gezdim, uğradım nice yiğitler yatır
Kimi ulu, kimi kiçi, key kuşağı berkler yatır

Kimi yiğit, kimi koca, gündüzleri olmuş gece
Kimi derviş, kimi hoca, mümin muhakkikler yatır

Doğru varırdı yolları, kalem tutardı elleri
Bülbüle benzer dilleri, danişment âlimler yatır

Ulu, kiçi ağlamışlar, server yiğitler komuşlar
Baş ucunda yay asmışlar, dökülüben oklar yatır

Atlarının izi tozlu, eginleri dürlü tonlu
Hüküm eder ay ile güne, şol usullü beyler yatır

Elleri dürür kınalı, hem karavaşlu dâyelu
Karga gibi kara saçlı, gül yüzlü hatunlar yatır

Uşacıklar, oğlancıklar, oynar güler bülbül gibi
Ayrılmışlar; anaları, sinlerini bekler yatır

El bağlamışlar kamusu, hak Çalaptandır umusu
Düğürlü kızdır kimisi, alınmadık haklar yatır

Yunus bilmez kendi halin, Hak Çalap söyletir dilin
şol bedir ay gibi alnı ak, münevver yüzler yatır


10

GELEN GEÇER, KONAN GÖÇER

Bu dünya kimseye kalmaz, anadur ölümün zinhar
Kaçan kimse gider gelmez, anadur ölümün zinhar

Gelen geçer, konan göçer, nasip oldukça yer içer
Ecel ömre kefen biçer, anadur ölümün zinhar

Üstüne çün çöker dağlar, ecel gelir dilin bağlar
Kalır bu bahçeler bağlar, anadur ölümün zinhar

Kefen donun ola toprak, bitiser üstünde yaprak
Dola gözlerine toprak, anadur ölümün zinhar

Nice cem'ettin ise mal, alır vârislerin filhal
Sinde sen çekersin vebal, anadur ölümün zinhar

Pes anı sanma malındır, haram ise vebalindir
Helâl ise sualindir, anadur ölümün zinhar

Kalır ayruklara malın, seninle gider âmâlin
irişmez bir pula elin, anadur ölümün zinhar

Geri gelmez varan anda, kalır ol karannu sinde
Sevap işleyugör bunda, anadur ölümün zinhar

Günahkârsın günahın çok, günah için bir ahın yok
Varacak gayrı rahın yok, anadur ölümün zinhar

Yunus tak boynuna bendi, sonra halka ver bu pendi
Cihandan kes bu payvandı, anadur ölümün zinhar


11

BENCİLEYİN GÜLMEDİK BAŞ


Yürü fâni dünya, sana gelende gülmüş var mıdır
Bencileyin gözü yaşlı, ağlayu kalmış var mıdır

Söylerim bilmezem sözüm, yürürüm görmezem özüm
Bir oldu gecem gündüzüm, hiç böyle olmuş var mıdır

Benim baştan yüreğim baş, göz yumuldu çekildi kaş
Bencileyin gülmedik baş, cihana gelmiş var mıdır

Döğdüm başım taşlar ile, kan akıttım yaşlar ile
Yarenler kardeşler ile, candan ayrılmış var mıdır

Âhir halkla helâllaşıp, her biriyle esenleşip
Bencileyin aklı şaşıp, ağlayu kalmış var mıdır

Bunca zamanlar bilişip, âhir dönüp ayrılışıp
Böyle bir dertlere düşüp, odlara yanmış var mıdır

Kanda yürüsem inlerim, hiç sesin gelmez dinlerim
Gelesin deyu gözlerim, gidende gelmiş var mıdır

Bu söylediğim sözleri, dertliler için söylerim
Acep bu benim sözümden, haberim almış var mıdır

A dostlar esenleşelim, tuz ekmek helâllaşalım
Ta ölünce ağlaşalım, ağlayıp gülmüş var mıdır

Ağlayıp bulmadım çare, çok yalvardım Peygambere
Yunus gibi yüzü kare, cihana gelmiş var mıdır



12

BIRAK İKİLİĞİ

Sen sende iken menzil alInmaz
Bahrî olmadan gevher bulunmaz

Er açtı yolu ayan eyledi
Tolun ay doğdu, hergiz tolunmaz

Er mânasından almayan cahil
Taştandır bağrı hergiz delinmez

Er urdu yare, zahmi belirmez
Var! Bu yareme, merhem bulunmaz

Mağripten meşrik erin gözüne
Ayan görüne perde olunmaz

Ko ikiliği, gel birliğe yet
Bir olan canlar ayrı dölenmez

Yunus, ver canını Hak yoluna
Can vermeyince canan bulunmaz



13


SENİN KOKUN DUYDU CANIM

İlâhi bir aşk ver bana, kandalığım bilmeyeyim
Yavu kılayım ben beni, isteyuben bulmayayım

Al gider benden benliği, doldur içime senliği
Bu dünyada öldür beni, varıp anda ölmeyeyim

şöyle hayran eyle beni, bilmeyeyim dünden günü
Daim isteyeyim seni, ayruk nakşa kalmayayım

Senin kokun duydu canım, terkini urdu cihanın
Hergiz belirmez mekânın, seni kanda isteyeyim

Aşkın bir od urdu cana, üss yürürem yana yana
Ciğerim gark oldu kana, nice zârî kılmayayım

Ko ben yanayım tüteyim, bülbül olayım öteyim
Dost bahçesinde biteyim, açıluben solmayayım

Halim getirsem dile, kim bana söğe, kim güle
Bâri yanayım derd ile, ben dillere gelmeyeyim

Mansurum çek dâra beni, ayan göster anda Seni
Kurban kılayım bu canı, aşka münkir olmayayım

Aşktır bu derdin dermanı, aşk yolunda verem canı
Yunus Emre eydür bunu, bir dem aşksız olmayayım



14

SORARLAR BİR EYYAM GELİR

Bir gün senin defterini dürerler bir eyyam gelir
Kamu aklını başına dererler bir eyyam gelir

Tevhide uydur sözünü, Mevlâya döndür yüzünü
Eynine kefen bezini, sararlar bir eyyam gelir

Azrail ala canını, unuttura her sanını
Kara toprağa tenini, kararlar bir eyyam gelir

Tenha kabrinde kalıcak, amellerin arz olucak
Mahşer yerine yalıncak, sürerler bir eyyam gelir

Yunus eydür evvel baştan, ayırır seni kardaştan
Ne ettin kurudan yaştan, sorarlar bir eyyam gelir



15


ŞOL KAHR İLE KAZANDIĞIN

Ey dünyayı seven kişi, bir gün koyup gitmek gerek
Senin dileğinle değil, nâçardır ne etmek gerek

Gözün ile gördüğünü, şol hasretin olanları
Âkil isen an bunları, her kimseyi anmak gerek

Şol kahr ile kazandığın, bir gün kalısar körlüğe
Şol mal ki körlüğe kalır, şaylığa harc etmek gerek

Kudret kandilinden senin destur ile indi canın
Bir gün geri gel deniser, şol sözü işitmek gerek

Ne hak buyruğun tutarsın, ne kul sözün işitirsin
Hiç bilmezsin ma’nâ nedir, ne dilde çağırmak gerek

Uydun bu nefsin sözüne, battın günah denizine
Çirk getirdin can yüzüne, tövbeteğin tutmak gerek

Yunus; şimdi sen dil ile, ben Hakkı severim deme
Ol padişah hazretine, görklü meta'iltmek gerek



16

GER TAŞ İSEN ERİYESİN

Sana ibret gerek ise, gel göresin bu sinleri
Ger taŞ isen eriyesin, bakıp görücek bunları

Şunlar ki çoktur malları, gör nice oldu halları
Son ucu bir gömlek imiş, anın da yoktur yenleri

Kani mülke benim deyen, köşk ü saray beğenmeyen
Şimdi bir evde yaturlar, taşlar olmuş üstünleri

Bunlar geri gelmeyeler, zühd-ü tâat kılmayalar
Bu beyliği bulmayalar, zira geçti devranları

Kani ol şirin sözlüler, kani ol güneş yüzlüler
Şöyle kaybolmuş bunlar, hiç belirmez nişanları

Bunlar bir vakit beyler idi, kapıcılar korlar idi
Gel imdi gör, bilmeyesin, bey hangisidir ya kulları

Ne kapı vardır giresi, ne yemek vardır yiyesi
Ne ışık vardır göresi, dün olmuştur gündüzleri

Bir gün senin dahi Yunus, benim dediklerin kala
Seni dahi böyle ide, nitekim etti bunları


17

KABRE VARDIĞIM GECE

Yâ Râb nola halim, kabre vardIĞIm gece
Eyi olmazsa amelim, kabre vardığım gece

Yâ Râbbena yandırma, günahlara bandırma
Çırağım söğündürme, kabre vardığım gece

Yâ Râbbena hayr eyle, Muhammed'e yâr eyle
Muhammed'e eş eyle, kabre vardığım gece

Yâ Râbbena şaşırtma, yüzüm üzre düşürme
Zebâniler üşürme, kabre vardığım gece

Yâ Râbbena eşimden, eşimden yoldaşımdan
Aklı alma başımdan, kabre vardığım gece

Derviş Yunus'un sözü, kan ağlar iki gözü
Mahrum eyleme bizi, kabre vardığım gece


18

YÜZ BİN PEYGAMBER

Hor bakma sen topraĞa, toprakta neler yatur
Kani bunca evliya, yüz bin Peygamber yatur

Cennette buğday yiyen, gaflet gömleğin giyen
Hem dünyaya meyleden, Âdem Peygamber yatur

Arkasiyle kum çeken, göz yaşiyle yuğuran
Kâbeye temel kuran, Halil Peygamber yatur

Vücudunu kurt yiyen, kurt yedikçe şükreden
Belâlara sabreden, Eyyup Peygamber yatur

Balık karnında yatan, deryaları seyreden
Kabak kökün yastanan, Yunus Peygamber yatur

Kuyuda nihan olan, kul deyüben satılan
Mısıra sultan olan, Yusuf Peygamber yatur

Yusuf'un yavu kılan, kurt ile dâvi kılan
Ağlayıp gözsüz kalan, Yakup Peygamber yatur

Asâsın ejder eden, bahre urup yol eden
Fir'avnı helâk eden, Musâ Peygamber yatur

Ol Allahın Habibi, dertlilerin tabibi
Enbiyalar serveri, Resul Muhammed yatur

Hayber kal'asın yıkan, kâfiri oda yakan
Şahinler gibi bakan, Ali gibi er yatur

Ata ana gülleri, Kur'an okur dilleri
Fatmana oğulları; Hasan, Hüseyin yatur

İğnesin suya atan, balıklara getirten
Tacın, tahtın terkeden, ibrahim Etem yatur

Gündüzler sâim olan, geceler kaim olan
Ârifler sultanı, Bayezit Bestam yatur

Hakikat erleri, geçti dünyadan, her biri
Konyada; ol Mevlânâ Hüdavendigâr yatur

Çoktur Hakkın has kulları, fikr eyle bunları
Saysam erenleri, görsen ne sultanlar yatur

Yunus sen de ölürsün, kara yere girersin
Kara yer altında, çok günahkâr kullar yatur


19

EVLİYALAR ALAN DÜNYASIN

Bilirim seni yalan dünyasın
Evliyaları alan dünyasın

Kaçan kurtulsa kuş kurtulaydı
Şahin kanadın kıran dünyasın

Sevdiğim aldın beni ağlattın
Dönüp yüzüme gülen dünyasın

Süleyman tahtın sen viran kıldın
Masumlar boynun buran dünyasın

Dünya, bununla yedi gez doldu
Âhir bizden de kalan dünyasın

Aşık Yunus, sema'la çarh urur
Bu çarhımızı bozan dünyasın


20


GEÇER BU EYYAMLAR

Zikrullah eyleyip tevhit etmeğe
Geçer bu eyyamlar, ellere girmez

Hakkın doğru yollarına gitmeğe
Geçer bu eyyamlar, ellere girmez

Sen âsan et, doğru yolca gitmeğe
Varıp anda, kara yere yatmağa
Geceler supha dek, tevhit etmeğe
Geçer bu eyyamlar, ellere girmez

Aldatmasın seni dünya sefası
Giyesin kefen, koyasın libası
Vücudun şehrinde, ruhun hüması
Geçer bu eyyamlar, ellere girmez

Türlü donlar ile, kendin bezersin
Kitaplar okuyup, sözler yazarsın
Bildim dersin, niçin gafil gezersin
Geçer bu eyyamlar, ellere girmez

Yunus eydür, gelin imdi kardaşlar
Dökelim gözümüzden kanlı yaşlar
Nasihatim budur size dervişler
Geçer bu eyyamlar, ellere girmez
 
Üst Alt