Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Zihinsel engelliler ile alay etmek!...

bcetin811

AMEL-Ý SALÝH
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,495
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Yaş
42
Konum
Hayatýn içinden
Bir şeyle veya bir kişiyle eğlenmek, insanları hafife almak, tahkîr etmek, başkasının kusur ve noksanlarını söz, işaret veya yazı ile teşhîr etmek, toplumda küçük düşürme hareketleri.

Alay etme duygusu insanlarda, kendini büyük görmeyle başlar; daha sonra karşısındaki insanı hiçe sayıp, ona tepeden bakmaya kadar gider. Neticede bu duygu insanları alaya aldırır, şeytanı Rabb`ine isyan ettiren böbürlenerek Hakkı kabûl etmemek ve insanları hor görmek şeklinde tezahür eden kibir ve gurur hastalığını ortaya çıkarır .

Alay eden kimsenin gururlanıp kibirlenmesi yanında, alay etme hareketiyle mümin kardeşini incitmesi ve rahatsız etmesi de söz konusudur. Kibirlenmek haram olduğu gibi mümine eziyet de haramdır. Her iki kötülüğün netîcesi olarak Islâm toplumunda kardeşlik bağlarının gevşemesi söz konusu olmaktadır. Zîrâ alay ile beraber fertler arasına düşmanlık ve nefret duygusu girer. Böylece de bir bina hâlinde tarif edilen Islâm toplumu dağılmış, parçalanmış olur.

Islâm toplumu bir bütündür. Islâm`da her ferdin haysiyet ve şerefinin dokunulmazlığı vardır. Ferdin manevî hayatının temelini oluşturan ırz, şeref, haysiyet, namus duyguları lekelenemez. Insan haysiyetini lekeleyecek olan kötü hareketlerin başında alay etmek gelir. Islâm, insan hak ve hürriyetini, insan haysiyet ve şerefini koruma esası üzerinde durur; bu sebeple, müslümanların duygu ve düşüncelerini Kur`an-ı Kerîm vasıtasıyla garanti altına alır:

"Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın; olur ki, alay edilenler kendilerinden daha hayırlı bulunurlar. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar; belki onlar kendilerinden daha hayırlıdırlar. Hem birbirinizi ayıplamayın ve kötü lâkablarla atışmayın. Imandan sonra fâsıklıkla adlanmak ne kötü isimdir!. Kim de tövbe etmezse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir. " (el-Hucurât, 49/11)

Islâm, kardeşlik bağlarını korumak için alay etmeyi kesinlikle yasaklamıştır.ALLAH'a ve ahiret gününe inanan bir müminin, insanları alaya alması, eğlence ve nükte konusu yapması caiz değildir. Her ne şekilde olursa olsun, başkalarıyla eğlenmek, onu kötü ve sevmeyeceği lâkablarla çağırmak ahlâk bakımından da çok kötü bir şeydir. Çünkü bu hareket, insanın kolayca unutamayacağı ızdırap veren bir yaradır.

Toplum hayatındaki ilişkiler samimiyet üzerine kurulur. Bu samimiyetin derecesini ölçen alet de kalptir. Hz. Peygamber: (s.Aleyna Ve Aleyküm Selam.) " sizin şeklinize ve mallarınıza bakmaz. Fakat kalplerinize bakar." (Müslim, Birr, 32) buyurmuştur. Insanlar, daima dış görünüşe vakıftırlar iç alem bilinmez. Katında tartılacak olan dış görünüş değil, kalplerin takvâsıdır. Insanın ilmi ise bunu bilmeye ve anlamaya yeterli değildir. Bu sebeple bir kimse önüne geleni horlayamaz, nazargâh-ı ilâhî olan kalbi alaya alarak kıramaz.

Dünyada tek yüce değeri maldan ibaret sanıp, malıyla güçlü olduğunu zanneden ve karşısındaki bütün değerlerle alay edenleri Kur`an-l Kerîm kınamaktadır: "Vay haline! Diliyle çekiştirip, yüzünden de alay eden kimsenin." (Hümeze, 104/1) .

Islâm'a göre, yaratılan her insanın katında bir değeri vardır. insanı ahsen-i takvim üzere yaratan , onu en güzel hasletlerle bezemiş ve yeryüzünde halife kılmıştır. (el-Bakara,2/30). Böyle bir varlığın dış görünüşü ile ilgilenip alaya almak; insanı yaratan Rabb'i ile karşı karşıya getirebilir. Oysa ki insanın alay konusu olmasına eşsiz yaratıcısı olan ALLAH(C.C) razı olmaz.

 

asel

New member
Katılım
5 May 2008
Mesajlar
414
Tepkime puanı
925
Puanları
0
Yaş
50
Allah razı olsun güzel bir konu tekrar takrar okunması gerekli


Bir şeyle veya bir kişiyle eğlenmek, insanlar
ı
hafife almak, tahkîr etmek, başkasının kusur ve noksanlarını söz, işaret veya yazı ile teşhîr etmek, toplumda küçük düşürme hareketleri.

Alay etme duygusu insanlarda, kendini büyük görmeyle başlar; daha sonra karşısındaki insanı hiçe sayıp, ona tepeden bakmaya kadar gider. Neticede bu duygu insanları alaya aldırır, şeytanı Rabb`ine isyan ettiren böbürlenerek Hakkı kabûl etmemek ve insanları hor görmek şeklinde tezahür eden kibir ve gurur hastalığını ortaya çıkarır .

Alay eden kimsenin gururlanıp kibirlenmesi yanında, alay etme hareketiyle mümin kardeşini incitmesi ve rahatsız etmesi de söz konusudur. Kibirlenmek haram olduğu gibi mümine eziyet de haramdır. Her iki kötülüğün netîcesi olarak Islâm toplumunda kardeşlik bağlarının gevşemesi söz konusu olmaktadır. Zîrâ alay ile beraber fertler arasına düşmanlık ve nefret duygusu girer. Böylece de bir bina hâlinde tarif edilen Islâm toplumu dağılmış, parçalanmış olur.

Islâm toplumu bir bütündür. Islâm`da her ferdin haysiyet ve şerefinin dokunulmazlığı vardır. Ferdin manevî hayatının temelini oluşturan ırz, şeref, haysiyet, namus duyguları lekelenemez. Insan haysiyetini lekeleyecek olan kötü hareketlerin başında alay etmek gelir. Islâm, insan hak ve hürriyetini, insan haysiyet ve şerefini koruma esası üzerinde durur; bu sebeple, müslümanların duygu ve düşüncelerini Kur`an-ı Kerîm vasıtasıyla garanti altına alır:

"Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın; olur ki, alay edilenler kendilerinden daha hayırlı bulunurlar. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar; belki onlar kendilerinden daha hayırlıdırlar. Hem birbirinizi ayıplamayın ve kötü lâkablarla atışmayın. Imandan sonra fâsıklıkla adlanmak ne kötü isimdir!. Kim de tövbe etmezse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir. " (el-Hucurât, 49/11)

Islâm, kardeşlik bağlarını korumak için alay etmeyi kesinlikle yasaklamıştır.ALLAH'a ve ahiret gününe inanan bir müminin, insanları alaya alması, eğlence ve nükte konusu yapması caiz değildir. Her ne şekilde olursa olsun, başkalarıyla eğlenmek, onu kötü ve sevmeyeceği lâkablarla çağırmak ahlâk bakımından da çok kötü bir şeydir. Çünkü bu hareket, insanın kolayca unutamayacağı ızdırap veren bir yaradır.

Toplum hayatındaki ilişkiler samimiyet üzerine kurulur. Bu samimiyetin derecesini ölçen alet de kalptir. Hz. Peygamber: (s.Aleyna Ve Aleyküm Selam.) " sizin şeklinize ve mallarınıza bakmaz. Fakat kalplerinize bakar." (Müslim, Birr, 32) buyurmuştur. Insanlar, daima dış görünüşe vakıftırlar iç alem bilinmez. Katında tartılacak olan dış görünüş değil, kalplerin takvâsıdır. Insanın ilmi ise bunu bilmeye ve anlamaya yeterli değildir. Bu sebeple bir kimse önüne geleni horlayamaz, nazargâh-ı ilâhî olan kalbi alaya alarak kıramaz.

Dünyada tek yüce değeri maldan ibaret sanıp, malıyla güçlü olduğunu zanneden ve karşısındaki bütün değerlerle alay edenleri Kur`an-l Kerîm kınamaktadır: "Vay haline! Diliyle çekiştirip, yüzünden de alay eden kimsenin." (Hümeze, 104/1) .

Islâm'a göre, yaratılan her insanın katında bir değeri vardır. insanı ahsen-i takvim üzere yaratan , onu en güzel hasletlerle bezemiş ve yeryüzünde halife kılmıştır. (el-Bakara,2/30). Böyle bir varlığın dış görünüşü ile ilgilenip alaya almak; insanı yaratan Rabb'i ile karşı karşıya getirebilir. Oysa ki insanın alay konusu olmasına eşsiz yaratıcısı olan ALLAH(C.C) razı olmaz.
 

Dostlara duacýyýz

New member
Katılım
27 Ara 2008
Mesajlar
653
Tepkime puanı
563
Puanları
0
Yaş
33
malesf öyle bir hayatta yaşıyoruzki..engelli oln tüm kardeşlerimizle dalga geçen alay edenleri çok gördüm onların yerinde bende olabilirdim onlarda sizlerde..her ne olursa olsun buu yüce rabbimin emridir...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,130
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
"Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın; olur ki, alay edilenler kendilerinden daha hayırlı bulunurlar. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar; belki onlar kendilerinden daha hayırlıdırlar. Hem birbirinizi ayıplamayın ve kötü lâkablarla atışmayın. Imandan sonra fâsıklıkla adlanmak ne kötü isimdir!. Kim de tövbe etmezse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir. " (el-Hucurât, 49/11)Vesselam...
 
Üst Alt