Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Abdestin Mekruhlari

kafkaskartali

New member
Katılım
10 Haz 2007
Mesajlar
106
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Konum
Almanya
Abdestin Mekruhları

Abdestin mekruhlarına gelince; yeterinden fazla su dökerek israf etmek abdestin mekruhlarındandır. Tabiî bu su mubah olur veya abdest alanın mülkünde olursa israfı mekruh olur. Ama mescidlerde abdest almak için vakfedilmiş bir suyu israf etmek haramdır. Kerahetin tanımı ve abdestin mekruhlarının izahı hususuna gelince, bununla ilgili olarak mezheblerin detaylı görüşleri aşağıya alınmıştır.

Hanefiler dediler ki: Kerahet, tenzîhen ve tahrîmen olmak üzere iki kısma ayrılır. Tahrîmen mekruh, harama yakın olanıdır. Bunu şöyle açıklayabiliriz: Derece bakımından farzdan aşağıda bulunan bir vacibi -ki buna sünnet-i müekkede de denir- terk etmekten ötürü tahrîmen mekruh işlenmiş olur. Tenzîhen mekruh'a gelince bunu yapmaktan ötürü azâb görülmez. Ancak yapmamakla az da olsa sevâb kazanılır. Ki bunun karşılığında mendub, müstehab ve diğer gayr-ı müekked sünnetler bulunmaktadır. Abdestle ilgili tahrîmen mekruhlar, müekked sünnetlerden birini terketmekle işlenmiş olurlar. Ki bu müekked sünnetler geçen bahîslerde anlatılmıştır.
Abdestle ilgili tenzîhen mekruhlara gelince, bunlar mendub, müstehab veya faziletlerden birini terk etmekle işlenmiş olurlar. Şunu da söylemek gerekir ki: Hanefîler, üzerlerine diğerleri de kıyaslansın diye bazı mekruhları saymışlardır. Şöyle ki:
Yüzü yıkarken suyu kuvvetlice yüze çarpmak. Bunu halk tabakasından bilgisiz bazı kimseler yaparlar. Suyu avuçlayarak şiddetlice yüzlerine çarparlar. Sanki canlarına kasıtları varmış gibi... Bu, yapılması mekruh olan bir davranıştır.
Sol elle mazmaza ve istînşak yapmak.
Sağ elle sümkürmek.
Başı veya kulakları üçer defa ayrı ayrı sularla meshetmek. Aslında meshte istenen şudur: Baş meshedilirken yeni suyla meshedilmeli. Bu meshten sonra avuçta veya parmaklarda ıslaklık kalmışsa bu suyla ikinci kez meshedilmeli, sonra da aynı suyla kulaklar mesh edilmelidir. Ayrıca yeni su almamalıdır. Aksi takdirde mekruh bir davranışa girilmiş olur.
Abdest için kendi şahsına ayrı bir kap tahsîs etmek. Ve yine bunun gibi abdest almak için kendine bir yer tahsîs etmek. Hanefîlerin kitaplarında yer alan bu mekruh, yine onların kurallarıyla bazı şartlara bağlanmıştır: Kişi, kendisine hastalık bulaşmasından korkarsa veya abdest kabını kendi muhafazası altına almakla necasetten koruyacağını sanarsa ve daha buna benzer bazı sebeplerle böyle yapacak olursa mekruh işlemiş olmaz. Hattâ böyle yapmadığı takdirde kendisine zarar ulaşacağım sanarsa tedbirini alması gerekir.
Yüzü ve elleri üçten fazla yıkamak: Bunu yapan, abdestte fazla yıkamanın şer'an istenen bir davranış olduğuna inanırsa bu tahrîmen mekruh olur. Eğer şer'an istenen bir davranış olduğuna inandığından değil de temizlik veya -sıcak mevsimdeyse- serinlenmek kasdıyla yapacak olursa bu tenzîhen mekruh olur. Çünkü temizlenme ve serinlemenin zamanı ibâdetinkinden ayrıdır.
Abdestte suyu israf etmek tenzîhen mekruh olduğu gibi kıt kullanmak da tenzîhen mekruhtur. Hanefîlere göre kıt kullanmanın ölçüsü, yıkanan organlardan suyun damlamasının görülmemesidir. İleride de görüleceği üzere Mâlikîler, bu görüşe muhaliftirler.
Necis yerde abdest almak. Böylesi bir yerde abdest alana, necasete su döküp sıçraması sonucu/necasetin bulaşmasından korkulur.
Kişi kendi malı olan suyu israf ederse mekruh olur. Mescidlerde abdest almak için vakfedilen sulan israf etmek ise haramdır.
Mâlikîler: Abdestin mekruhları, “abdestle ilgili sünnetleri terk etmektir” derler. Ki bu sünnetler daha önce anlatılmıştı. Bilindiği gibi Mâlikîlerin nazarında, sünnetin terk edilişinden ötürü azaba müstahak olunmaz. Bununla beraber müekked ve gayr-ı müekked olmak üzere iki kısma ayrılırlar. Ki gayr-ı müekked olana fazîlet de derler. Bunlar, keraheti tahrîmî ve tenzîhî gibi kısımlara ayırmazlar. Bu mezhebteki geçer kurala göre bir yerde mekruh terimi kullanıldığında bu, tenzîhen mekruh demektir. Ki bu, evlâ olan hükme muhalif olan bir davranış demektir. Mâlikîler, abdestin mekruhları cümlesinden olmak üzere şunları saymışlardır:
Suyu yeterinden fazla dökerek israf etmek:
Yıkanan organları üç defadan fazla yıkamak.
Meshedilen organları da bir defadan fazla meshetmek. Fazla yıkayış ve meshin abdestten sayıldığına inanmak da mekruhtur. Eğer serinlemek veya temizlenmek kasdıyla fazla yıkar ve meshederse, bu su da vakıf suyu değilse mekruh olmaz. Vakıf suyu ise haram olur. Başkasının izinsiz kullanılan suyu ise yine haram olur.
Boynu meshetmek de mekruhtur. Çünkü bu, dinin emretmediği bir fazlalıktır. Bu hususta boyunla boğazın hükmü aynıdır. Ancak “yeni su almaksızın, kulaklardan sonra boynu meshetmek sünnettir” diyen Hanefîler bu görüşe karşıdırlar. Boğazı meshetmekse Hanefîlere göre bid'attir. Ne var ki bunun mekruhluğuna ilişkin bir nassları mevcûd değildir.
Necis bir yerde ve necaset bırakmak için hazırlanmış bir yerde abdest almak. Bu yer yeni tuvalet gibi kullanılmamış olsa bile burada abdest almak yine mekruhtur.
Abdest alırken Allah'ı zikir dışında bir söz konuşmak. Bunun mekruh olduğu hususunda mezhepler ittifak etmişlerdir. Ancak Şâfîîler, bunun mekruh olmadığını ve fakat konuşmamanın daha iyi olacağını ileri sürmüşlerdir.
Şafiiler dediler ki: Mekruh, şâriin yapılmamasını kesin olmayarak taleb ettiği bir davranıştır. Bunu işleyen, azaba müstahak olmasa da işlemeyen sevâb kazanır. Bunlara göre abdestin mekruhları, vâcibliği hususunda görüş ayrılığı bulunan sünnetleri terketmekten ibarettir. Vâcibliğinde görüş ayrılığı bulunan sünnetlere bazıları farz, bazıları da sünnettir demişlerdir. Müekked sünnetler de böyledir. Bunlardan başkasını (meselâ müstehab ve faziletleri) terketmek evlâ olana muhaliftir (tenzîhen mekruhtur).
Abdest alırken suyu israf etmek, tenzîhen mekruhtur. Vakfedilmiş suyu israf etmekse haramdır. Ancak bu su, havuz veya şadırvanda olursa -su, tekrar içine döndüğü gerekçesiyle- harâmlıktan çıkıp tenzîhen mekruh olur.
Abdest alırken konuşmak tenzîhen mekruhtur.
Oruçlunun mazmaza ve istinşak yaparken mübalağaya kaçması da mekruhtur.
Necis bir yerde abdest almak da mekruhtur.
Boynun iki tarafını meshetmeye gelince, Şâfiîlere göre bu mekruh olmayıp hattâ bazılarına göre sünnettir.
Yıkanan organları üç defadan fazla yıkamak. Meshedilen organları da üçten fazla meshetmek mekruhtur. Şâfiîler, meshedilen organların da yıkanan organlar gibi üç kez meshedilmesini isterler. Ancak mest üzerine bir defadan fazla meshetmek mekruhtur.
Hanbeliler dediler ki: Mekruh; vitir, sabah namazının sünneti ve teravih gibi müekked sünnetleri terketmektir. Bunların dışındaki sünnetleri terketmekse evlâ olana muhaliftir (tenzihen mekruhtur). Önceki bahiste anlatılan sünnetleri terketmek de böyledir. Ancak kesin olmayan bir yasak bulunursa bu durumda sünneti terk etmek mekruh olur.
Abdest alırken kullanılmakta olan su, mubah bir su ise bunu israf etmek mekruhtur. Kullanılmakta olan su eğer vakıf suyu ise bu durumda israf edilmesi haram olur.
Yıkanan organları üç defadan fazla yıkamak. Meshedilen organlarıysa bir defadan fazla meshetmek. Ama bu fazla yıkama ve mesh, temizlik veya serinleme kastıyla yapılırsa mekruh olmaz. Boynu suyla meshetmek, oruçlunun mazmaza ve istinşakta aşırılığa kaçması, necis bir yerde abdest almak, abdest alırken Allah'ı zikir dışında konuşmak da tenzihen mekruhtur.

Abdurrahman Cezırî, Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı- I, Çağrı Yayınları, 7. Baskı, İstanbul, 1993: 104-106.
 
Üst Alt