Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bir Sabah Kalktınız Sular Çekilmiş

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Bir Sabah Kalktınız Sular Çekilmiş?

Kur'an'da "Allah'ın görkemli egemenliğinin"(mülk) anlatıldığı 29. cüzün başına yerleştirilen aynı adlı sure şöyle biter: "Bir sabah kalktınız yeryüzünden sular çekilmiş... Kim geri getirebilir suyunuzu?" (Mülk; 67/30).

Burada "olmayana ergi" yöntemi ile, su gibi bir nimetin değerinin ve hayatımızdaki yerinin kavratılmak istendiğini görüyoruz. Yani bir şeyin kıymetini anlamak için, onun yokluğunu düşünmek...

Gerçekten de bir sabah kalktık ki sular yeryüzünden çekilmiş...

Ne olurdu?

Yüzünü yıkayacaksın, musluktan "tıss"...
Su içeceksin çeşmeden "tıss"...
Denizlerden sular çekilmiş...

İstanbul Boğazı'nın, Marmara'nın, Ege'nin, Akdeniz'in, Karadeniz'in, Atlas Okyanusu'nun, Hind Denizi'nin yerinde koskoca çukurlar oluşmuş, diplerinden kurbağalar görünüyor...Sakarya, Kızılırmak, Dicle, Fırat, Nil, Ganj, Ren, Misissippi, Volga vb. dünyanın büyük nehirleri başka olmak üzere bütün ırmaklar, dereler, çaylar, pınarlar kurumuş, diplerinde çatlamış yarıklar görüyor... Kurumuş dere yataklarında sivrisinekler uçuşuyor.

Sadece oralarda mı?

Fazla sürmez bir hafta içinde şehirler kokudan geçilmez olur. Hastalık baş gösterir, bit pire sökün eder. İnsanlar birbirinin yanından geçemez. Belki de maskeyle dolaşmaya başlarlar ama bu da en fazla on beş gün sürer. Çünkü bir insanın susuzluğa dayanma oranı 16 gün... Demek ki yeryüzünden sular çekilse on beş günlük ömrümüz var. Hava (ruh) çekilse altı dakika, toprak çekilse (ürün vermez olsa) 62 gün...

"Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz" işte bu demek...

***

Şimdi, ayette sorulan soruyu bir de şöyle soralım: "Bir sabah kalktınız yeryüzünden ‘Kur'an' kalkmış, silinmiş, yok olmuş..."Bu soru şunun için önemli. Hani bir şeyin kıymetini anlamak istiyorsak yokluğunu düşüneceğiz ya, madem öyle; bir sabah kalktık, baktık ki Kur'an insanlığın hafızasından nesholmuş... Acaba yokluğu ve eksikliği nerede hissedilirdi? Kim, "Şurada Kur'an olacaktı, nereye gitti bu?" diye arardı? Kim arardı, kim sorardı?

Düşünün...

Devlet adamları, siyasetçiler mi? Zaten bakmaları yasak... İş adamları mı? Zaten terk etmişler... Hâkimler, savcılar mı? Zaten laikliğe aykırı... Esnaf, tüccar mı? Zaten işlerini kitabına uyduruyorlar... Sanat âlemi mi? "Dışarı çıkarken besmele çekip, kapı eşiğine vurmak gibi batıl inanışlarım vardır." (!) ile mutlular zaten... Yazarlar, çizerler, entelektüeller mi? Zaten çoğu elif görse değnek, mimi görse tokmak zannediyor...

Kur'an'ı kim arardı, kim sorardı acaba? Eksikliği nerede hissedilirdi?

Öyle görünüyor ki, böylesi bir durumda, Kur'an'ın eksiliğinin hissedildiği yerler, en çok cenaze evleri ve mezarlıklar olurdu!

Çünkü camilerde namazda ne okunacağı sorunu olurdu, evet... Vaizler okuyacak bir şey bulamazdı, evet... Kandil gecelerindeki ayinler eksik kalırdı, doğru. Ama bunlar halledilmeyecek sorunlar olmazdı. Tapınaktır ne olsa gider nasıl olsa...

Esas cenaze evlerinde ne okunacak? Mezarlıklarda imamlar ölünün arkasından "talkın" veremez, Yasin okuyamazdı. Yasin okunamayınca ölüler "murdar" giderdi... İşte bu çok büyük bir sorun!

Başka? Başka nerede eksiliği hissedilirdi, düşünün... Ha, kitapçılar sürümden kazanamazdı... Tefsir dersi verenler işsiz kalırdı... Hafızlar, mevlithanlar zihinleri boşaldığı için şapşallaşırlardı...

Peki, böylesi bir durumda toplumsal hayatın akışında Amerika'daki "Mortgage Krizi" gibi bir kriz çıkar mıydı? Kesinlikle hayır! Çünkü Kur'an'ın hayatla ne alakası var? Sadece camiler, cenaze evleri ve mezarlarda aksama olurdu, o kadar. Onun da yerine doldurulacak bir şeyler bulunurdu. Ha Kur'an olmuş, ha Tevrat, ha İncil, ha Avesten, ha Vedalar ne fark eder? Ayin metni olacak bir şey olsun da, ölüler ortada kalmasın, cenaze evleri yatışsın da ne fark eder hangisi olmuş, değil mi?

Bizim Kur'an'a verdiğimiz değer bu işte! Döviz fırlayacak, borsa güne en büyük kayıpla başlayacak, insanlar bankalara hücum edecek, kriz kurulları toplanacak değil ya?

Demek ki Kur'an'a ne değer verdiğimizi anlamak istiyorsanız, bir sabah kalkığımızda onun yeryüzünden silindiğini düşünmek işe yarayabilir... O zaman belki hayatımızdaki yerini anlamayabiliriz. Sadece su, hava, toprak, ısı veya Kur'an değil; herhangi bir şeyin bir an için yokluğunu düşünün, ona ne değer verdiğinizi size söyleyecektir...

Hz. Peygamber der ki: "Allah katında değerinin ne olduğunu anlamak isteyen, kendi katında Allah'a ne değer verdiğine baksın..." Demek ki "Benim halkım Kur'an'ı terk etti" ayetinde hangi halkın kastedildiğini anlamak isteyen, Kur'an'ın yokluğunda hangi halkta/ülkede/toplumda suların çekilmesi gibi hayati bir sorun çıkıp çıkmayacağına baksın...

Sanırım başka ülke aramaya gerek kalmayacak.

R. İhsan ELİAÇIK
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Bir gün kalktınız, bir baktınız ki iman gitmiş ! (Allah korusun) Kalp ve beyin birlikte kara kara düşünüyor. Yahu bizim bir şeyimiz daha vardı, ki; biz onunla yemek yiyorduk, su içiyorduk, nefes alıyorduk, bir şeyler okuyorduk, evleniyorduk, ev bark ve çocuk sahibi oluyorduk ve daha başka bir çok şeyi onun sayesinde yapıyorduk ve bunların üzerinde bu yaptıklarımızın bir anlamı, mahiyeti ve tadı oluyordu. Bütün bunların bir araya gelmesi ile “behlüm adal” (hayvandan da aşağı) sıfatından kurtulup, insan olmanın mükemmel hazzını yaşıyorduk.

Bir de şu önümüzde duran kitap’ı okuyorduk. Ahkamı üzerinde tartışıyorduk, iyi ya da kötü biraz zaman ayırmak ile güzel bir şeyler dinliyorduk! Ama, burada bahsedilen bir olgu, adına “iman” denen şey, ne idi ? Kitap’ta bir yaratıcıdan bahsediliyor, ismi; Allah olarak geçiyor. Bu Allah’a inanmaya yönelik çağrılar var. İyi ama, görmediğimiz bir şeye nasıl var diyelim şimdi ? Peygamber diye birinden bahsediyor bu kitap. İyi ama biz görmedik ki bunu ? Görünmeyen bir şeyin varlığı da muhaldir. Hem bu kitabı kim yazmış ? Neden yazmış ? Kime yazmış ? Bu kitabın bir gün sabah kalktığımız da yeryüzünden kalkmış olabileceği, kalplerden silinmiş olabileceği yönünde endişeler taşıyan yazılar yazılacağı varsayılmış. İyi güzel de, biz herhangi bir inanç taşımıyoruz ki (neuzubillah) kalksa ne olur veya kalkmasa ne olur ? Ölen yakınlarımıza “Yasin” okuyormuşuz, Yasin kim ? Faydası ne ? kim söyleyebilecek ? Mevlütlerde okunuyormuş bu kitap. Yazarın biri öyle demiş. Mevlüt ne ? Namaz diye bir şeyden bahsediyor yine bu allame-i şahena yazar. İyi de namaz ne ? Neden önemli, kitapta miraç, isra gibi kelimelerden oluşan bir takım hadiseler var, bir de yer çekimi kanunu var. Herhangi bir araç olmadan bir madde boşlukta yere düşer teorisi bunun tersini söylerken, biz; şimdi görmediğimiz bir şeye mi inanacağız ?

Nasıl ? Mizansen olarak yazılan bu yazının devamında söylenebilecek üç beş cümle ne kadar anlam taşıyor şimdi. Evet, Kur’an bir gün yeryüzünden göğe kalkacak. Sayfalardan silinecek. Amma velakin unutulmamalı ki; kalp sayfalarına yazanlar yine bunu okumaya devam edecek. Ruhunun bütün evrelerine nakş ederek işlemiş bir “iman” bunu istediği gibi okuyacak. Yaşantısı Kur’an merkezli olan bir kişi hak olan ölçüleri yine taşıyacak. Ya iman olmaz ise ? İşte bu bahsedilen bütün bunların olması yada olmamasının dahi bir değeri kalmayacak.

İşte Kur’an’da geçen “ey iman edenler! İman edin…” ayeti sanırım bu yönü ile düşünülünce daha bir anlam kazanıyor. İman olmazsa, hiçbir şey olmaz!

Zerdüşt böyle buyurdu türü yazılardan ziyade, insanların imanlarını şüpheye düşürecek yazılardan kaçınmak da imanın tezahürü olsa gerek, diye düşünüyorum. Bırakın da, insanlar Yasin’i şerifi istediği yerde istediği zaman okusun, hükümlerini öğrensin. Mevlütler yada kabrler önemli değil, önemli olan okunup içindeki ibretlik yerlerini beynine kazısın, hiç okunmamasından milyar kere daha iyidir.


“Men kâne yü'minü billâhi vel yevmil âhiri, felyekul hayran ev liyesmut." (Allah'a inanan, ahiret gününe inanan insan, mümkünse hayır söylesin. Bilgisi varsa, malûmatı varsa hayra ait; o hayırları söylesin. Böyle bir sözü yoksa, sussun sükût etsin!)

Bence bu tarz daha şık duruyor.
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
...Mevlütler yada kabirler önemli değil, önemli olan okunup içindeki ibretlik yerlerini beynine kazısın, hiç okunmamasından milyar kere daha iyidir...[/quote]

sadece radikalislamdan alıntı yapacaktım...

ama asgari karakter sınırı için bu cümleyi yazdım

aslında yorum yok!
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Anlayamadım, mazur görün. hangi açıdan alıntı yapmak istediniz. Koyu yerleri işaretlediğiniz noktalar mı ? Biraz daha açarsan güzel bir muhabbet olur inşaallah.

yapacağınız açıklamada şu konuya da yer verirseniz kendi adıma memnun olurum: "Su, toprak yada yemek olmazsa yaşayamayyız. Peki tamam kabul. Ya iman olmazsa, yaşamamızın kıymeti ne derece önemli ? Yada böyle yaşamanın adı: yaşamak mıdır ?"
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Bu mihvalde en büyük sıkıntıyı, Kur'an ahkamını nefsine göre yorumlayanlar çekerdi herhalde. Gariblerim, şimdi bile meramlarını anlatamıyorlar(!), acep o zaman ne yaparlar dı?!.
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Anlayamadım, mazur görün. hangi açıdan alıntı yapmak istediniz. Koyu yerleri işaretlediğiniz noktalar mı ? Biraz daha açarsan güzel bir muhabbet olur inşaallah.

yapacağınız açıklamada şu konuya da yer verirseniz kendi adıma memnun olurum: "Su, toprak yada yemek olmazsa yaşayamayyız. Peki tamam kabul. Ya iman olmazsa, yaşamamızın kıymeti ne derece önemli ? Yada böyle yaşamanın adı: yaşamak mıdır ?"

alıntı şuydu:

...Mevlütler yada kabirler önemli değil, önemli olan okunup içindeki ibretlik yerlerini beynine kazısın, hiç okunmamasından milyar kere daha iyidir...[/quote]

altını çizdiğim satırlar zaten istenen durum. yani insanlar okuduklarını anlasınlar. ama mevlit ya da kabirde okunan yasinlerden kim ne anlıyor. halkı bırakın okuyanlar birşey anlıyor mu?

imanın içeriği ve keyfiyeti önemli.
 
Üst Alt