Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bir Sevdanın Anatomisi

  • Konbuyu başlatan Tanyeri
  • Başlangıç tarihi
T

Tanyeri

Guest
Öğrendim ki yola düşmüş, olacak feda,
Düşünmeden, ömrüm ettim bir anda feda.
Ne varsa etrafta bildiğim, geçtim hepsinden,
Ne bilirdim gidişinin sebebi, nefsinden.

Düştü yüreğime aniden bir har,
İşte bu dedim sevdiğim, beklediğim yâr.
Aldanmışım oysa, şimdi alem sanki dar.
Aklım söz dinlemez, korkarım edecek firâr.

İlk değildim zaten, sonda olmadım.
Uslanmazmış gönül, konduramadım.
Aklım hiç durmadı, susturamadım.
Sonunda olan oldu, durduramadım.

Başlarda aldandım, sandım kerametli.
Sevdim de sevdim, yandım hararetli.
Meğer ne yetenekliymiş, ne de maharetli.
Sevdası pek büyükmüş, pek de azametli (!)

Gördüğümü sandım, bulunmaz bir çehre.
Bile bile kandım, dilinde ki zehre.
Ne bilirdim herkese aynı, aynı cihetle,
Şimdi öfke aklımda, biraz nefretle.

Aldandı yüreciğim, yandı hep özüm.
Yoktu yalan bende, doğru her sözüm.
Yalanmış, yanlışmış, bildim her sözün.
Aklında başka yüreğinde, sahteymiş özün.

Tatlı sözüne bakıp, sevdasına yandığım.
Özü doğru sanıp, benliğine kandığım.
Yüzü gibi, içini de güzel sandığım.
Görülmedi ömrümde böyle aldandığım.

Sandı ki sadece yazmak yetecek.
Böyle geldi bu sevda, böyle gidecek.
Gözler kör oldukça, sevda sürecek.
Belliydi olacağı, dedim; sevdan bitecek.

Söyleyip dururdu, sensiz olamam,
Her şeyimsin benim, sensiz yapamam,
Sakın gitme ne olur, sensiz kalamam,
Yalan çok ararsan, daha diyemem.

Tatmadı böylesini, bilmedi fikrim.
Kaldıramazdım eğer olmasa zikrim.
Anladım ki her şey yalan, her şey boş.
Dalmam gayrı hülyalara, hem güzel, hem hoş.

Bir yandan der bana; senden başkası, asla!
Aynı anda başkasına, şimdilik olmaz, anla.
Ah be güzelim, sen bu şöhret, şanla,
Daha çok sever sevilirsin, gör bak zamanla.

Mevlâ için sandım, oldum bir Leylâ.
Ne Leylâ’sı görmemiş bile sade Süheyla.
Mecnûn sanan kendini, sen bu kafayla,
Söyletme, sen bilirsin. Şahittir Mevlâ.

Dillere dolanmış gider, bir iyi niyet.
Yaptığımıza bakma, yok kötü niyet.
Niyetle olaydı, yapmaz mıydı büyükler?
Aldanmış niyete gider, sen, ben gibi küçükler.

Yalanda olsa yetti, kalmaz kararım.
Faydam yok kimseye, olmaz hiç kârım.
Eskiden öyle miydi? Yoktu zararım.
Neyler, nere giderim? Bil ki naçarım.

Yok yere onca zaman ağladım durdum,
Görmezden geldim, yandım, vuruldum,
Sandım ki ben bu aşkta kendimi buldum,
Bilmeden kaybetmişim, artık duruldum.

Akla düşer duyulanlar, yakar her gece,
Söylenmemiş çok söz varmış, çokça da hece,
Aşk denen şey yalanmış, bildim böylece,
Ağlar yüreğim aldanışına, durmaz, gizlice.

Nerden yandım böyle, nerden sevdiydim?
Anam kakar başa, sana dediydim.
Sevdi sandım ana, nerden bileydim?
Cahildim, bilmezdim, nasıl çözeydim?

Aşk dedikleri gerçekte, bil ki bencillik,
Görmedim ömrümde böyle rezillik,
Yalan yere kalan bende bil ki sefillik,
Yaşadığının adına de, sade cahillik.

Bilirim ki gayrı, yok aşk diye bir şey.
Yalanmış bu işler, ne varsa, her şey.
Yaşasam da fazlasını, görsem de çok şey.
Demem adına aşk, çünkü, yok aşk diye bir şey.

Kalmadı yüreğimde kimseye güven.
Yok mudur gerçek olan, gerçekten seven?
Menfaati kalmayınca, adeta söven,
Bulur mu ki gayrı, maksatsız seven.

Görmedim bir vefalı, yalan dünyada.
Ömrümü elimden çalan dünyada.
Bir ben ki mazisi dolan dünyada.
Kimse yok ki olmamış talan dünyada.

Yarınlardan korkar, yaralı yüreğim.
Geçmişine bakar, karalı yüreğim.
Gerçek aşkı bulduğunu sanalı yüreğim.
Avaredir, viranedir, yaralı yüreğim.

Unutsam geçmişi yeşerse düşler,
Bulsa yüreğimi gerçek gülüşler,
Nasiptir, kısmettir, böyle bu işler,
Yeşermezde, bakarsın kararır düşler.

Mecnûn varmış zamanında, vurgun Leylâ’ya.
Çöllere düşüp, kendini salan sevdaya.
Sanmış ki aşkın sahibi Leylâ,
Sonunda anlamış ki gerçek aşk Mevlâ.


Şimdi bu AŞK ile geçmeli ömrüm,
Korkmalı kaybetmekten, sevmeli gönlüm.
Bilirim ki bu AŞK’ın yoktur yanılması,
Hamd olsun ki gerçekleşti kulun Rabbine ‘esas’ kavuşması.

04 Kasım
 
Üst Alt