Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Haya kavramı

tahsin33

New member
Katılım
31 Ara 2008
Mesajlar
1,374
Tepkime puanı
681
Puanları
0
Haya;
Özü fıtratta olan insana imanla birlikte verilen, iman arttıkça kendiside ve etkiside artan iman azaldıkça kendisi ve etkiside azalan bir örtüdür.
 

tahsin33

New member
Katılım
31 Ara 2008
Mesajlar
1,374
Tepkime puanı
681
Puanları
0
Haya Çekingenlik ve utanmanın yanı sıra, Allah korkusu, Allah ın istemediği şeylerden çekinmek manasına gelir.
Haya; Özü fıtratta olan insana imanla birlikte verilen, iman arttıkça kendiside ve etkiside artan
iman azaldıkça kendisi ve etkiside azalan bir örtüdür. Haya: insanı insan eden insanı olgun eden bir duygudur. Haya insanın manevî süsü Allah'ın insanda görmek istediği en güzel haldir.
Hayâ; nefsin çirkin şeylerden sıkılması ve bunun için kötü şeyleri terk etmesi, hoş ve güzel olmayan bir şeyin ortaya çıkmasından, kalpte meydana gelen bir rahatsızlık olarak ifade edilebilir. Hayâ, herkese nasip olmayacak kadar değerlidir.
Haya aynı zamanda Allah'ın insanda görmek istemediği her türlü kötü huydan da uzak durmak arınmaktır.
Haya” kelimesi hayat’tan alınmıştır. Hayasız hayat olmaz. Bu Yüce Allah’ın üstün ve şerefli kılmayı murad ettiği ruhlarda yerleştirdiği bir huydur. Bu huy kişiyi erdemli davranışlarda bulunmaya iter ve bayağı ve adi hareketleri defeder. Haya insanın özelliklerindendir. Fıtratın bir hasleti ve İslam’ın bir ahlakıdır.


Hayanın muhafaza edilmesi
Hz. Peygamberin (sav) hayaya çok ehemmiyet vermiş ve "Haya imandandır" demiştir
Birşey imandan ise, onu korumak esasında imanı korumaktır.


Demek ki hayanın korunması sonuç itibariyle imanın ve onun uzantısı olan amellerin ama aslında ahiretin korunması anlamına gelir. Ümmet içersinde ilk öne kalkacak duygulardan bitaneside hiç şüphesiz haya duygusudur.
Hayanın sebebi imandır. İman zayıflarsa hayada zayıflar. İman güçlenirse hayada güçlenir.
“Rasulullah, perdenin arkasındaki bir genç kızdan daha fazla haya sahibiydi”
Utanma duygusu insanı tutan en erdemli duygudur. Bu duygu erimeye başlamış ise, yok olmaya başlamış ise müminlerde önce yanlışta
normalleşme, sonra yaptığının doğruluğuna inanma, sonra onu savunma ve daha sonrada onun bir inanç ve iman haline getirme duygusu yer alır.

Devam edecek
 

tahsin33

New member
Katılım
31 Ara 2008
Mesajlar
1,374
Tepkime puanı
681
Puanları
0
Namaz ve Haya
Ey Muhammed! Sana vahiy yolu ile indirilen Kitab'ı oku ve namazı kıl. Hiç kuşkusuz namaz, insanı iğrenç işlerden, kötülüklerden alı-kor, Allah'ı anmak en büyük ibadettir. Allah ne yaptığınızı bilir. ANKEBUT SURESİ - 45

Çünkü namaz gerçekten kılındığı zaman insanı iğrenç işlerden, kötülüklerden alı koyar. namaz Allah'a bağlanma durumudur. Bu yüzden insan namazla birlikte büyük günah işlemekten, kötülüklere bulaşmaktan utanır, bu şekilde Allah'ın karşısına çıkmaktan sıkılır. Namaz arınmadır, kötülüklerden soyutlanmadır. Kötülüklerin kiri, iğrenç davranışların ağırlığı namazla uyuşmazlar:

Çevre ve Haya
Hz. Peygamber buyuruyor "Kişi arkadaşının dini üzeredir." insan eğer yanlış
kişiyle birlikteyse yanlış yerdeyse yanlışlar onda toplanmaya başlar. Eğer doğru kişiğle doğru arkadaşla birlikteyse ve doğru yerdeyse doğrular onda toplanmaya başlar. Olgun bir hayaya imana ve sonuçta olgun bir şahsiyete ulaşmak için kişi doğrularla birlikte olmalıdır.

"Mümin müminin aynasıdır" Kişi müminlerle birlikte oldukça kendisine ve davranışlarına çeki düzen verir ve ruhunda "hayanın mayalanmasına" yol açar.
Onlar büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınırlar; kızdıkları zaman da affederler. ŞURA-37-

Haya duygusu kişiyi yanlış işlerden alıkoyar. Efendimiz (sav), "Utanmıyorsan dilediğini yap!" buyururken, insanın fıtratında bulunan haya hissinin nasıl kuvvetli bir otokontrol sistemi olduğuna dikkat çeker.
Hayanın sembolleştiği Peygamberlerden biri olan Yusuf Aleyhisselam, ona yaklaşmayı arzu ettiğinde odadaki putun üzerini örten Züleyha’ya neden böyle yaptığını sormuştu. “Puttan utandığım için” demişti Züleyha. Yusuf Peygamber’in sözleri manidardı: “Sen sahte olan ilahından haya ediyorsun, ya ben Rabbim’den nasıl utanmam!”
yine bir Ayeti kerimede şöğle buyuruyor Rabbimiz

Ey mü'minler, sakın şeytanın izinden gitmeyiniz. Kim şeytanın izinden giderse bilsin ki, o edepsizliği, ahlâksızlığı ve çirkin davranışları emreder. Eğer Allah'ın size yönelik lütfu ve merhameti olmasaydı hiçbiriniz asla kötülüklerden arınamazdı. Ama Allah dilediği kimseleri kötülüklerden arındırır. Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir. NUR SURESİ-21-

İffet ve hayâ, utanma duygusuyla beraber çalışır. Topluma baktığımızda, utanma, arlanma duygusu, temizliğin işareti olan iffeti bulmak, bir hayli zorlaşmıştır. Ar damarı çatlamış olmak, tehlikelidir. Çünkü Allah’tan korkmayan, kuldan utanmayan, her türlü kötülüğü rahatlıkla yapabilmektedir. Hayâdan mahrum kişi arlanmaz, utanmaz.


Devam edecek
 

tahsin33

New member
Katılım
31 Ara 2008
Mesajlar
1,374
Tepkime puanı
681
Puanları
0
Eğitim ve Haya
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurur: "Her dinin (kendine mahsus) bir ahlâkı vardır, islam'ın ahlâkı da hayâdır."


Hz. Peygamber sahih bir hadiste "Ya öğrenen olun, ya öğreten. Üçüncüsü olmayın yoksa helak olursunuz" diyor.
Bir kişi özellikle gençlik yaşlarından itibaren eğitim sohbetlerine dahil oluyor ve bu konuda ısrarlı oluyorsa, Allah'ın izniyle o kişi Rahman katında iyiler ve salihler listesine yazılır. O kişide edepli bir ruh (incelik) oluşmuştur. Haya bir örtü salih amelse onun göstergesi ve meyvesidir artık.


Mehmet Akif inde dediyi gibi
Haya sıyrılmış inmiş, öyle yüzsüzlük ki heryerde
Ne çirkin yüzleri örtermiş, meğer o incecik perde


Resulullah sav buyurdular ki:
"Edebsizlik ve çirkin söz girdiği şeyi çirkinleştirir. Haya ise girdiği şeyi güzelleştirir."
Yürüyüşünde tabii ol (ölçülü hareket et) sesini de kıs. Çünkü seslerin en çirkini eşeklerin sesidir. LOKMAN SURESİ-19


İyilik işleyenler büyük günahlardan ve çirkin davranışlardan uzak dururlar. Sadece küçük kusurları olabilir. Senin Rabb'inin bağışlayıcılığı geniş kapsamlıdır. NECM SURESİ-32


Haya etmenin en güzel olduğu birçok yer vardır. Müslüman, konuşunca ağzını kötülüklerden, dilini çirkinliklerden, insanları ayıplamaktan vazgeçmelidir. Kötü sözlerin doğuracağı neticeleri umursamadan ağzına gelen herşeyi söylemek su-î edeptendir.


Hayanın belirtisi şudur
İnsanı, yapılması uygun olmayan şeyler de zorlanır bir durumda veya kendisine layık olmayan şeyleri işlerken yüzünün kızardığının farkına varırsan bil ki o vicdanlı, temizdir, hayalıdır güzel ahlaklıdır


Hayasızlığın belirtiside şudur diyebiliriz
birinin utanmaz, şuursuz alıp verdiğini umursamayan bir vaziyette görürsen ve işlediyi bir hayasızlıktan dolayı yüzü kızarmıyorsa bil'ki o da kendisini günah ve kötülükten alıkoyacak hayadan mahrum ve hayasız biridir.

Devam edecek
 

tahsin33

New member
Katılım
31 Ara 2008
Mesajlar
1,374
Tepkime puanı
681
Puanları
0
HAYALI İNSANLARIN ÖZELLİKLERİ ise şöyledir
- Allah tan utanırlar Allahtan utandıkları içinde insanlardanda utanırlar
. İmanları yüksek ve kavi olur.
. Amelleri zarif ve huşulu olur.
. Allah'ı önemsiyerek yaşarlar.
. Çirkin söz çıkmaz ağızlarından Sözleri tatlı ve derin olur.
. Davranışları yumuşak ve hikmetli olur.
. Üstüne başına ve hareketlerine çok dikkat ederler.
. Sürekli düzenli Kur'an okurlar.
. Allah'ı ve dinini herşeyden çok severler.
. Hz. Peygamberi ve Ehli beytini canından çok severler.
. Utanma duyguları çok yüksektir.
. Az ve öz konuşurlar.
. Nefislerini asla şımartmazlar.
. Okumaya ve düşünmeye düşkündürler.
. Sahabi olmaya gayret ederler.
. Ahirete bakarak yaşarlar.
. İnsanlara bakarak yaşamazlar.
. İnfaka çok düşkündürler.
. Yardımlaşmayı çok severler.
. Ehliyle iyi geçinirler.
. İnsanları kırmazlar.
. Hayvanlara eziyet etmezler.
. Sahip olduğu hiçbirşeye gerçekte kendi malı gibi bakmazlar.
. İyiliği ve güzelliği severler.
. Çirkinlikten ve utanmazlıktan uzak dururlar.


“Ey Adem oğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise yarattık. Takva elbisesi… İşte o daha hayırlıdır.”
Takva elbisesinden kasıt haya utanma duygusudur. Mevlana derki“İnsan ile hayvan arasında bir tek fark vardır: O da utanma duygusudur” der.
Fıtratımıza konulmuştur haya duygusu, Semi’ ve Basir olan Allah’a ve meleklerine imandaki terakki sayesinde gelişmekte; hayâ duygusunun gelişmesiyle de, insan takvâ zırhıyla donanıp pek çok günahtan ve pek çok çirkin halden sakınıp korunarak, Rabbinin hoşnut olup meleklerin takdir edeceği salih ameller işlemeye yönelmektedir.


haya sahibi olmak ve hele hayada zirveye ulaşmak ne basit bir iştir, ne de kolay ve sıradan bir iş... Haya, imandandır ve imandaki terakki sayesinde bu duyguda bir genişleme ve derinleşme yaşanmaktadır.


Hz. Osman denildiğinde akla gelen vasıflardan ilkini, ‘haya’ teşkil ediyor.
Hz. Osman’da temayüz eden bir vasıf olarak hayanın onun nice büyük ve parlak yıldızı dahi geride bırakacak şekilde faziletçe o derece yükselmesine nasıl vesile olduğunu ise, en başta, yine peygamberin ’in hayaya dair hadisleri sayesinde anlıyor insan
Haya imandandır” buyuruyor sevgili Peygamberimiz. Onun, yine buyurduğu bir başka hadisi ise, “Haya imandan bir şubedir” diye bildiriyor. Yine Hz. Peygamber’in öğrettiği üzere, “Hayânın hepsi hayırdır” ve “Hayâ ancak hayır kazandırır.”


İşte, hayanın niye ‘imandan’ ve de ‘imanın bir şubesi’ olduğunu anlayabildiği ölçüde, hayası karşısında ‘meleklerin dahi kendisinden utandığı’ Hz. Osman’ın neden bu derece yükselebildiğini de anlıyor insan.


Ne mutlu hayatını hayayla hayatlandıranlara! Ne mutlu, bir kutupyıldızı misali, hayatında ve hayasında Hz. Osman’ı kılavuz tutanlara...
 

sumisali

New member
Katılım
3 Nis 2009
Mesajlar
1,903
Tepkime puanı
2,112
Puanları
0
De ki: "Herkes kendi yaratılışına (fıtrat tarzına) göre davranır. Şu halde kimin daha doğru yolda olduğunu Rabbin daha iyi bilir." (İsra Suresi, 84)
 

sumisali

New member
Katılım
3 Nis 2009
Mesajlar
1,903
Tepkime puanı
2,112
Puanları
0
Ne mutlu hayatını hayayla hayatlandıranlara! Ne mutlu, bir kutupyıldızı misali, hayatında ve hayasında Hz. Osman’ı kılavuz tutanlara..

Allah razı olsun
 

sýyah_

New member
Katılım
13 Ağu 2010
Mesajlar
454
Tepkime puanı
222
Puanları
0
Yaş
50
imanlı, evlatlarını ve eşini savaşta kaybetmiş bir kadının zorla namusuna tecavüz edilmişse bu kadının durumu hakkında fikirlerinizide öğrenebilirmiyim, örnek olarak İzmir'in Ödemiş ilçesinde 3 Eylül Parkında bulunan yerde mezarlık iken yunan tecavüzüne uğrayan Anadolu Kadınlarımızdan kendini asanlar olmuştur. Kardında eşinin ve çocuğunun katilinin çocuğunu taşıyan insan bunu hazmedemeyip intihar etmiştir. Bu konu ağır bir konu ama beni her zaman namus konusu ile ilgili rahatsız etmiştir, Yunanlılar Ödemiş ilçesine ilk geldikilerinde şu an adı Ödemiş İLköğretim Okulu olan ve B BLokta bir kuyu şeklinde ağzına kadar insan iskeleti dolu olan bir katliamı vardır. Bir düğünü basarak herkesi katledip kuyuya doldurmuşlardır...Bu konu hakkında okulun B Blokunu yaptıran okul müdürü ile görüşmüştüm bu konuyu doğrulamıştı. Binanın yapım aşamasında bir kuyu dolusu iskelet bulduklarını belirtmişti. Sonra yunanda akdenize dökülmüştür, yunanlılardan gidemeyenlerde kaçamayanlarda katledilmiştir. bunların içinde efendiside zararsızıda katledilmiştir. bununla ilgili olarakta kaçamayan yunanlıların zincire vurulup sokakları temizlettirilip yerde çürük bir elma gördüğünde açlıktan yiyenleri görenler var, sonra onun gibi bütün yunanlıların toplanıp İstiklal ilköğretim okulunun bahçesinde kurşuna dizildiğinide görenler vardır. Konu ile alakalı bizim anadolu kadınlarımızın maruz kaldığı durum hakkında onların namusu hakkında ne yorumlar yapılacak merak ediyorum...konunun dışına çıkılmasın diye bir hitapta bulunurum diye bu ağır örnekleri verdim. yani bir insan isteği dışında imanını kaybedemez, ama namusunu elinden zorla alabilirlermi, namus ile iman ayrılmaz bir bütün ise namusu gidenin imanı gidermi diye sormuyorum elbette gitmez, ama yine yorumlarınızı öğrenmek istiyorum, yani yukarıda anlatılanlardan bir çok konuya değinilebilinir. sonuçta haya insanı yanlış işlerden alıkoyor. Peki yanlış işler insanları alıkoyarsa hayatını içinden çıkılmaz bir hale getirirse ?
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan

Haya; ar etmek, utanmak, nefsin çirkin şeylerden sıkılması ve bunun için kötü şeyleri terketmesidir. Hoş ve güzel olmayan bir olayın ortaya çıkmasından kalbte meydana gelen bir incelik ve ızdırabtır. Haya herkese nasib olmayacak kadar değerlidir.

Bu güzel duygu, biri fıtrî, diğeri dinî olmâk üzere iki türü kapsar. Fıtri olan, halk yanında açılması haram olan yerleri açmamak gibi şeyler olup, dinî olan, halk ve Hâlık huzurunda edeb ve hürmetli olmak iledir. Fahri âlem efendimiz, (sav) "Haya imandan bir şubedir" buyurur. Yine O (sav) "Utanmıyorsan dilediğini yap" şeklinde nebevi hadisi de varid olmuştur ki, hikmetle damgalanmış bu hadis dünya ve içindekileri değer icazla düzenlenmiş bir kelâmdır. Hatta Aristotales, "Kadınlarda en çok sevilecek şey nedir?" sorusuna "Yüzlerinde hayadan dolayı ortaya çıkan kırmızılık" cevabını vermişti.


Haya sırf hayır ve hayra vesiledir. Buna karşılık hayasızlık ve çirkin söz de şer ve şerre götürücüdür. Allah Rasulü -salat ve selam ona ve âline olsun- "Haya ile sükut iman ağacının iki dalı, çirkin söz ile beyan da münafıklığın iki budağıdır" buyurarak bu gerçeği ifade etmiştir.


İmam Maverdî hayayı üç kısma ayırır: "1- Allah'tan utanmak, 2- İnsanlardan utanmak, 3- Kendi nefsinden utanmak." Maverdî, Allah'tan utanmayı şöyle tanımlar: "O'nun emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından sakınmaktır."


Allah'a karşı olan hayası, Yusuf (a.s)'ı fuhuş ve kötülükten korumuştur. Gerçekten de haya, özellikle Allah'tan utanma duygusu dinin kuvvetinden ve imanın sağlamlığından ileri gelmektedir. O nedenle Allah Rasûlü, "Haya'nın azlığı küfürdür" ve "Haya imandandır" (Buharî, İman, 16; Müslim İman, 57-59) buyurmuştur.


Maverdî'ye göre kişinin kendi nefsinden utanması, haya etmesi ise, iffetli olması ve yalnızlığında günahlardan sakınmasıdır. Hayanın bu kısmı, nefsin erdemlerinden ve ahlâkın güzelliğinden ileri gelmektedir.


İşte bu manada tecavüzü vicdanında eritemeyecek derecede hayalı insanın cinayeti umulur ki affolunmuştur yahut bu yükle yaşamaya çalışan insan kurtuluşa ermiştir.
 

sýyah_

New member
Katılım
13 Ağu 2010
Mesajlar
454
Tepkime puanı
222
Puanları
0
Yaş
50
İçinde bulunduğumuz durumlarla başka imtihan edilen diğer insanları karşılaştırıp halimize her gün gördüklerimizle/duyduklarımızla karşılaştırıp ALLAH (c.c) şükür etmeliyiz. İnsanlar nelerle karşı karşıya geliyor, nelerle imtihan ediliyor. Evlatlarımız ve torunlarımız biz gittikten sonra nelerle imtihan edilecek bu konuda endişeliyim, tek reçetenin ALLAH (c.c) sevgisi olduğunu, bu reçetenin evlatlarımıza da, torunlarımıza nasip olmasını temenni ediyorum. Ben Müslüman’ım bu güne kadar atalarımdan gelmiştir, anamız babamızdan Müslümanlıkla ilgili eğitildik öğretildik, hazır yapılmış yelkenli gemide gidiyoruz, denizin fırtınası da var, dalgası da var, bunu göğüslemek için önce ALLAH (c.c) sığınıyoruz imtihanımız kolay olsun diyerek. Büyüklerimize atalarımızın yaşadığı zorlukları yaşamadan evlatlarımızda yaşamadan bu imtihanı bitirmesini istiyoruz, ALLAH (c.c) azabından yine ALLAH (c.c) sığınırım bu dünyada yaşamak zor. Nefsine uymamak zor. Öfkelenmemek zor. Bir günün diğer günden daha ileri değil daha geri olmaması yine zor. Bu ahlaksızlıkta ahlak anlatmak değil kendi ahlakını kaybetmemek zor. Bakmamak zor. ALLAH (c.c) her an beni görüyor her an uyurken bile beni benden daha iyi biliyor diye düşünüp ALLAH (c.c) utanmadan yaşayanları görmek zor. Kendinden sonra özellikle diğer insanlardan utanmayanları anlamakta ahlakı onlara anlatmakta zor. Bu bataklıkta kürek çekmek çoluk çocuk bulaşmasın düşmesin küçük kayığımdan diye çırpınmak zor. Saygıdeğer Bekir Bey düşünmek değil uygulamak zamanı geldiğinde bildiklerini öğretmek değil ortaya koymak ve yaptırmak zor. Çünkü bu hayat denizinde giden diğer gemilerin yelkeni İslam direğiyle sağlamlaşmamış olduğu için bizim gemilere çarpması bizi de bu dünyaya batırıyor. Mevlana Hz:"insan denizde giden bir gemidir, ne kadar içine su alırsa o kadar bu dünyaya batar" demiştir.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Sevgili sıyah, hissiyatlarınıza tamamen katılıyorum. Hulasa, bizler bir yana çocuklarımız için taşıdığım endişe had safhadadır, Allah cem'i cümle Müslüman evladlarını korusun, kollasın inşaallah...
 
Üst Alt