radikal
New member
Hadi biraz düşünelim, şu hayatın yakıcılığından ve monotonluğundan uzaklaşalım
Ne o ? düşünecek haliniz kalmadı mı ? Canınız mı sıkıldı ? Ne için ?
Son seanstaki düşük endeks mi canınızı sıkan, yoksa kuru toprağa düşen bir şehidin, rüzgarda savrulan kapkara saçları mı ?
Gülüşünüzün yarım kalmasına sebep verdiği için seyrettiğiniz yukarıdaki video mu ?
Oysa; Onlar da yıllardır gülmüyorlar
Onlar da, yıllardır siz kardeşlerinden gelecek olan desteği bekliyorlar.
Bir ilaç tanesi üzerine sinmiş hali ile beraber gelecek olan sıcacık sevgiyi susuz dudakları ile bekliyorlar
Gülmeyi değil ama, en azından gözyaşlarının dinmesini, dindirilmesi uğrunda atılacak bir tek taş parçasının sizin eliniz ile atılmasını bekliyorlar
Zalimin paletleri altında ezilirken, bir tankın ağırlığı ile insan nefsinin kendine yaşattığı ağırlığın paradoksunu çözmeye çalışıyorlar. Son nefesini şehadeti ile teslim ederken, hangisinin ağır olduğunu bilemediğinden olsa gerek, gözleri açık gidiyor
On aylık bir bebek, babasına; henüz baba dahi diyemeden, şehadeti mırıldanmayı öğreniyor önce bebek dilinde
Yaşlı nineler ve dedeler gözyaşlarını avuçlarına doldurup amin derken, yüzlerine gözyaşı dolu avuçlarını sürerken, iman edenlerin kardeşliğine olan inancını, gelecek olan yardımın çok yakın olduğuna olan inancını tazelemeye çalışıyor
İsimleri bazen Cahar, bazen Ahmet Yasin, bazen Rantisi olarak geçiyor gazete sayfalarında. Çokca da şehadet konulu haberlerin 1 gün sonra unutulacak isimsiz kahramanları olarak, örneğin Mustafa olarak
Yaşadıkları bölge bazen Çeçenya, bazen de Filistin olarak çarpıyor unutkan gözlerimize
Gelinliklerini ve damatlıklarını kefen yapıyorlar bedenlerini örtmek için, şehadetlerini de ruhlarına örtü için ilmek ilmek işliyorlar iman gergefinde
Gençler kalem yerine namluyu kavramayı öğreniyor, cılız ellerinin, uzun parmaklarının soğuk çelik karşısında yaşattığı hüznü kavrarken
Dünyanın dikkatini yaşadıkları zülme çekmek gibi bir dertleri yok, Müslüman kardeşinin göndereceği duanın kabul makamında onay almasını bekliyorlar pür dikkat !...
Ne o ? yoksa dua etmeye de gücünüz kalmadı mı ? Yediğiniz yemek, şöyle tatlı bir tehavet, yarı uykulu bir ağırlık mı verdi eşsiz ve mükemmel bedeninize ?
Boludan Çeçenistana giden Mustafa da yediklerinden dolayı tatlı bir rehavete girmiş. Canına yandığımın herifi ! nasıl hazm ettin 17 kaleş mermisini.
Soda tavsiye ediyorum sevgili Müslüman kardeşlerim sizlere ! Aynı zaman da kendime. Hazm için ! Halen yutkunabiliyorsanız, halen yutkunabiliyorsam
Selam olsun sana Mustafam. Şehadetin mübarek olsun dostum. İlk defa, seni düşünürken üzülmedim sana.
[FONT="]İnned dini andallahil İSLAM ![/FONT]
Ne o ? düşünecek haliniz kalmadı mı ? Canınız mı sıkıldı ? Ne için ?
Son seanstaki düşük endeks mi canınızı sıkan, yoksa kuru toprağa düşen bir şehidin, rüzgarda savrulan kapkara saçları mı ?
Gülüşünüzün yarım kalmasına sebep verdiği için seyrettiğiniz yukarıdaki video mu ?
Oysa; Onlar da yıllardır gülmüyorlar
Onlar da, yıllardır siz kardeşlerinden gelecek olan desteği bekliyorlar.
Bir ilaç tanesi üzerine sinmiş hali ile beraber gelecek olan sıcacık sevgiyi susuz dudakları ile bekliyorlar
Gülmeyi değil ama, en azından gözyaşlarının dinmesini, dindirilmesi uğrunda atılacak bir tek taş parçasının sizin eliniz ile atılmasını bekliyorlar
Zalimin paletleri altında ezilirken, bir tankın ağırlığı ile insan nefsinin kendine yaşattığı ağırlığın paradoksunu çözmeye çalışıyorlar. Son nefesini şehadeti ile teslim ederken, hangisinin ağır olduğunu bilemediğinden olsa gerek, gözleri açık gidiyor
On aylık bir bebek, babasına; henüz baba dahi diyemeden, şehadeti mırıldanmayı öğreniyor önce bebek dilinde
Yaşlı nineler ve dedeler gözyaşlarını avuçlarına doldurup amin derken, yüzlerine gözyaşı dolu avuçlarını sürerken, iman edenlerin kardeşliğine olan inancını, gelecek olan yardımın çok yakın olduğuna olan inancını tazelemeye çalışıyor
İsimleri bazen Cahar, bazen Ahmet Yasin, bazen Rantisi olarak geçiyor gazete sayfalarında. Çokca da şehadet konulu haberlerin 1 gün sonra unutulacak isimsiz kahramanları olarak, örneğin Mustafa olarak
Yaşadıkları bölge bazen Çeçenya, bazen de Filistin olarak çarpıyor unutkan gözlerimize
Gelinliklerini ve damatlıklarını kefen yapıyorlar bedenlerini örtmek için, şehadetlerini de ruhlarına örtü için ilmek ilmek işliyorlar iman gergefinde
Gençler kalem yerine namluyu kavramayı öğreniyor, cılız ellerinin, uzun parmaklarının soğuk çelik karşısında yaşattığı hüznü kavrarken
Dünyanın dikkatini yaşadıkları zülme çekmek gibi bir dertleri yok, Müslüman kardeşinin göndereceği duanın kabul makamında onay almasını bekliyorlar pür dikkat !...
Ne o ? yoksa dua etmeye de gücünüz kalmadı mı ? Yediğiniz yemek, şöyle tatlı bir tehavet, yarı uykulu bir ağırlık mı verdi eşsiz ve mükemmel bedeninize ?
Boludan Çeçenistana giden Mustafa da yediklerinden dolayı tatlı bir rehavete girmiş. Canına yandığımın herifi ! nasıl hazm ettin 17 kaleş mermisini.
Soda tavsiye ediyorum sevgili Müslüman kardeşlerim sizlere ! Aynı zaman da kendime. Hazm için ! Halen yutkunabiliyorsanız, halen yutkunabiliyorsam
Selam olsun sana Mustafam. Şehadetin mübarek olsun dostum. İlk defa, seni düşünürken üzülmedim sana.
[FONT="]İnned dini andallahil İSLAM ![/FONT]