Kitaptan Enstantaneler
Kitaptan Enstantaneler
Başka bir forumda kitapla ilgili bir içerik buldum arkadaşlar. Sizlerle paylaşmak istedim:
HİZMETKAR KİM? KİTABINDAN BAZI SAHNELER
Herkes işini bitirip gittiğinde tamamlanan manzara, sabahki seladan çok daha ciddi, çok daha soğuk ve bir o kadar da dehşet vericiydi. Gözyaşlarını tutamadı Yağmur. Sanki çok sevdiği dedesi ismini koyarken, “Bir gün gelsin, yağmur gibi gözyaşı döksün” diye koymuştu da o gün gelmişti. Omzuna konan bir el ve ondan daha da yumuşak bir ses, bulutları dağıtmaya yetti:
— Deden, adını neden Yağmur koydu biliyor musun?
— ………
— Ben söyleyeyim: Nasıl ki yağmur insanlar için bir rahmet vesilesidir, sen de öyle bir rahmete vesile ol ki insanlar kurtulsun.
…………………
— Sen de kimsin?
— Ben Hizmetkarım, tıpkı senin gibi!
— İyi de ben hizmetkar falan değilim.
— Düşünmeden cevap verme. Aslında herkes hizmetkar değil mi? Herkes birilerine hizmet etmiyor mu?
…………………..
İblis’in bu cevaba rağmen vazgeçmeyerek, birbiri ardına yalanlarla İsmail’i kandırmaya çalışması, Yağmur’u hayrete düşürmüştü.
— Hiç vazgeçmeyi bilmez mi bu? dedi.
— Kesinlikle, diye cevapladı Hizmetkar, bir insan son nefesini verene kadar asla ondan ümidini kesmez. Ondaki bu gayreti takdir edecek değilim ama tüm Hizmetkarların da en az bu kadar azimli olmaları gerektiğini düşünüyorum.
……………………
— Özel Timi hemen gönderelim mi efendimiz?
— Saçmalama mel’un! Siz daha neyi doğru düzgün yaptınız ki İbrahim’in hakkından gelesiniz. İbrahim….. İbrahim….. Siz onu bilmezsiniz. Şimdiye kadar hiçbir karşılaşmamızda hakkından gelemedim. Kendisini Allah’a öyle bir adamış ki anlamak mümkün değil. Ateşe atılacağı sırada çok ümitliydim. Nemrut’la iyi bir iş çıkarmıştık. Kıyamete kadar anlatılacak bir azap onu bekliyorken bile yolundan döndüremedik. Ama şimdi iyi bir fırsat çıktı karşıma. Yıllar boyunca bir evladı olmayıp da İsmail gibi bir oğlu olunca, sevincine diyecek yoktu. Öyle bir sevinmişti ki o gün anlamıştım Allah’ın onu oğluyla imtihan edeceğini. Yıllardır beklediğim fırsatın vakti işte şimdi geldi. Hadi bakalım İbrahim, şimdi nasıl kurtulacaksın elimden….. Çabuk bana “Mekkeli Adam” elbisemi hazırlayın!
………………………….
— Ne yapacağız o zaman?
— Bir Kurtarma Operasyonunda yapılması gereken şeyi: Padişahı kurtaracağız.
— Padişah hayatta mı?
— Evet, aldığımız istihbarata göre saraydan uzakça bir zindanda esir olarak tutuluyor. Elimizi çabuk tutmazsak onu kaybedebiliriz. Bu operasyon boyunca hiç görülmememiz gerekiyor. Özellikle de sarayın içinde. Bunun için Yasin Suresinde geçen şu ayeti okumanı istiyorum:
“Ve cealnâ min beyni eydîhim sedden ve min halfihim sedden fe eğşeynâhüm fehüm lâ yübsırûn.”
(Hem önlerinden bir set, hem de arkalarından bir set çekip kendilerini öyle bir sarmışız ki artık baksalar da göremezler)
………………………….
Kağıtta yazanlar aynen şöyle idi:
Allah’ın lanetlediği isyankar İblis’ten; çok kıymetli dostum ve istikbaldeki vezirim Nefis Efendi’ye vesvesedir:
Aldığımız istihbarat gereği, sarayınızın giriş kapısındaki o sözü kaldırmanız, hiçbir uğraş gerektirmeksizin emelimize ulaşmamızı sağlayacaktır.
Tahminim odur ki; Vicdan Efendi bu konuda sana karşı çıkar. Ona karşı yumuşak olup suyuna git. Duymak istediği şeylerle onu oyala ve sen sen ol, sakın Akıl Efendi’yle birlik olmasına izin verme. Bunun için yapman gereken şey; Akıl Efendi’yi lüzumsuz işlerle uğraştırıp, arta kalan vakitlerde de bol bol eğlenceyle oyalamaktır.
Son olarak; saraydaki güvenlik önlemlerini iyice arttır! Duyumlarımıza göre Ceyşül-Hayr, Hizmetkarlar Zümresinden özel olarak görevlendirdiği iki adamıyla gizli bir operasyon düzenleyecekmiş. İyi bilirsin ki bu Hizmetkarlar çok tehlikeli adamlardır. Görevlerini yerine getirene kadar pes etmezler. Daha önce onlardan neler çektiğimizi hatırlarsın. Eğer bu, padişah için düşünülen bir operasyonsa, bunca çabamız boşa çıkar haberin olsun.
Haydi, Allah’ın kahrı ve laneti üzerinize olsun!
Kötülüklerin Efendisi İblis
……………………………..