Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kız Çocukları Allah'a Peki Ya Erkekler,,,

malik bin nebi

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
23 Mar 2006
Mesajlar
42
Tepkime puanı
0
Puanları
0
KIZ ÇOCUKLARI ALLAH’A ERKEKLER KENDİNİZE Mİ ?


Selam olsun hepinize, inşallah hepiniz iyisinizdir,

Ve yine vahy iniyor, yıl 2006, yer Türkiye ve tüm diğer coğrafyalar, ve bizlere kız çocuklarını Allah’a erkek çocuklarını da kendilerine ayıran, adayan bir mantıktan bahsediyor bu vahy, bu ayet bizlere neyi anlatıyor, toprağa gömülen kız çocuklarını mı veya, tarla da çalıştırılan erkek çocuklarını mı, anlatılmak istenen başka bir şeyler de olamaz mı bu gün için, bu ayet hayatımızda nasıl anlam buluyor, hep birlikte düşünelim, kız çocuklarını düşünelim, erkek çocuklarını düşünelim, iş gücüne dayalı toplumu düşünelim ve bunların bağlamında Allah’a verilen önemi görmeye çalışalım, BİR ŞEYİ NE KADAR ÇOK SEVİYORSANIZ O ŞEY İÇİN O KADAR ÇOK ŞEYİ GÖZE ALIR, O KADAR ÇOK ŞEYİ FEDA EDERSİNİZ, ki bunun en üst düzeyi, hayatların feda edildiği şehadettir, bu insanların hayatında farklı hallere de bürünebilir, Feda edilen, Allah için ayrılan nesneler O’na verdiğimiz önemi gösteriyorsa sizce, kız çocuklarını Allah’a erkek çocuklarını kendilerine ayıran mantık ne kadar çok seviyordur Rablerini, İŞ gücüne dayalı toplumda bütün işleri yapan ve gücü sembolize eden erkeği kendilerine ayırarak kendilerini ve dünyayı ne kadar çok sevdiklerini anlıyoruz, güce dayalı toplumda güçlünün hakim olduğu toplumda, savunmasız, mücadeleye açık olmayan, süsü içinde yetiştirilen kızları ayırmalarından da, aslında Allah’ı ne karda çok sevdiklerini anlamıyoruz, burada da yine kendilerini ne kadar çok sevdiklerini anlıyoruz, zira onlarda bilmektedirler ki, KENDİ İŞLERİNE YARAMAYAN ALLAH’IN İŞİNE HİÇ YARAMAZ, Kİ ONUN HİÇ BİR ŞEYE İHTİYACI YOKTUR, sadece yapılmaya çalışılan, fıtraten gelen tapınma isteğinin tatminidir, bu işle Allah’ı değil nefislerini razı etmeye çalışmışlardır, kısaca bu mantığın analizinden sonra bu tiplemelerin 2006 yılında nasıl ete ve kemiğe büründüğüne bakalım, etrafımızda ne kız çocuklarını toprağa gömenler var, ne de bunu söyleyenler, ama mesaj ille de kavli olmak zorunda mıdır,

Koca bir haftanın 6,5 gününü kendilerine ayıran ama haftanın o yarım günlük kısmı bile olmayan cumalarını Allah’a ayıran mantık sizce, hangi evladını Allah’a ayırmıştır,

Tüm bir seneyi, kendilerine ayıran, ama geriye kalan bir ayı Allah’a ayıran zümre sizce Allah için bir erkek evlad mı feda etmiştir,

Peki ya, Allah için günün iki saatlik kısmı kadar olan namazlarını Allah’a ayıran ama geri kalan 22 saati kendilerine ayıranlar, nelerinden vazgeçmiştir,

Tüm mali varlığını, dünyevi rahatı için ayıran ama, senelik kurbanını eksik etmeyen, adam hangi evladından vazgeçmiştir sizce,

İş gücüne dayalı toplumunun güç sembolü erkekti, vakitin nakit olduğu 2006 yılının toplumunun erkek çocuğu ise, zamandı, paraydı, gelecekti, refahtı, rahatlıktı, makamdı, kariyerdi, sizce tüm bunlar için Allah’ın ayetlerini çiğneyenler ve saklayanlar, hangi evladlarını ayırmıştır Allah için,


Peki, hayatı, ölümü, ibadeti sadece Allah adına olan, İbrahim dedemiz, gibi olmadan o erkek evladı kurban edebilir miyiz sizce,

O erkek evladı ancak hayatı, ibadeti ve ölümü sadece Allah adına olanlar feda edebilir, Allah’ın dinini ne vadesi dolmuş ikinci el eşyaların atıldığı bir çöplük gibi görelim ne de vitrinde süsü için bulundurulan ve canımız istediğinde, keyfimiz olduğunda, yada boşluk bulduğumuz da çıkartıp baktığımız bir biblo gibi,

Ki o’nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, O ancak zor olandan vazgeçenleri kolay olanda başarılı kılar, kolay olan fıtrata göre yaşamdır, kolay olan fıtrat dininde başarılı kılınacak olanlar ancak o sarp yokuşu göze alanlardır, o sarp yokuş, mekkenin çölünde, bir köle azad etmek, bir erkek çocuk ayırmak, bir yetimi doyurmak, 2006’nın Türkiyesinde, vaktinin nakit olduğu zamanı ayırmak, açlığın ölüm korkusu olduğu bu yerde, işinden vazgeçmek, kalabalıkların küfrüne ve tutkulu dalmalarına bulaşmamak için, öcü görülen yalnızlığa katlanmak, sabit gelirin ve güzel bir eşin ve rahat ve düzenli bir hayatın cennet sayıldığı yerde, hepsini alt üst edecek, bir hayatı seçmektir, Allah için erkek çocuğunu ayırmak ve o sarp yokuşa tırmanmak,


"Erkeklerin dahi adını söyleyemediği, hayalini yapamadığı, hayalinden bile korktuğu bir hayata gözünü karartarak atlayan bir ufaklıktır işte Allah’a erkek çocuğunu adayan, "


İşte bu sarp yokuşu göze alan ve kolay olanda başarılı kılınanların sünneti gözümüzün önünde duruyor,


sizden önce gelip-geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle bir yoksulluk, öyle dayanılmaz bir zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda elçi, beraberindeki mü'minlerle; "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyordu. Dikkat edin. Şüphesiz Allah'ın yardımı pek yakındır. (BAKARA SURESİ / 214)


İşte, örneklik buydu, çekilenleri çekmeden girilmeyecek olan için, çekmekti, ve bu sözü söyleyen kimlerdi, övülen bedir ashabı, elçiyi yalnız bırakmayan bir avuç mümin ve elçi, Allah aşkına sizce bunlar bu sözü hangi hallerde söylerdi, ne dereceye gelmişler ki bu sözü söylemişler ve bu söz bizim için örneklik teşkil ediyor, ya hüzünleri yes olan sevinçleri şımarıklık olan bizler hangi haller halindeyiz ve bu sözü ne kadar da kolay söylüyoruz, anlaşılan daha çok çekeceğimiz var, Allah tevbelerimizi kabul etsin, İslam hayatımızda hafta sonu halı saha maçları gibi, hafta sonu sohbetleri halinde hobileşmesin inşallah, İslam hayatımızda alıştığımız, ve sıradanlaşmış olan her gün yürüdüğümüz ve yürümediğimizde sadece alıştığımız için canımızın sıkıldığı o yol gibi olmasın, İslam hayatımızın ta kendisi olsun inşallah, ki anca bu şekilde bir erkek evladı ayırabiliriz, bu hal, bu diri hal gerçekten zor bir haldir, ve bu hali diri tutabilmenin tek yolu, erkek çocuklarından azgeçebilmektir, din durağan değil dinamiktir, ve her dinamiğin bir de dinamite ihtiyacı vardır, peki Allah aşkına, tüm hayatı batıla saplanmış, bir adamın dinamizmi, için hayatından vazgeçmekten ve batılın menfaatinden vazgeçmekten başka ne dinamit olabilir, makamını Allah’ın ayetlerini saklayarak elinde tutabilecek ve makamını koruması, istenilen sözleri söylemekle mümkün olabilecek bir adamın dinamizmi için, o makamdan vazgeçmesinden başka hangi şey onun dinamiti olabilir, ve sıradanlaşmış hayatların, dinamiti, sizce de elbiseyi temizlemek ve pisliklerden uzaklaşmak değil midir?, Şirk toplumunda sakınanlar ve korunanlar, ve hakkı ve sabrı, açık, gizli tek tek, toplu olarak, kafalarını patlatır derecesinde uzun uzadıya tebliğ edenler dinamitlerini ateşlemiş ve dinamizme ulaşmıştır, ki bunlardır işte erkek çocuklarını adayanlar, hayatlarını adayanlar, harekete geçirecek olgu bedel ödemektir, ve eğer ödediğimiz bedel erkek çocuğumuzsa, her işimize koşan, düzenimizin varlığına katkısı tam olan erkek çocuğumuzsa, işte o zaman titreyip kendimize gelebiliriz,yok tersiyse, bizlerin işine yaramayan Allah işine yaramadığı gibi imanımızı da benliğimizi de titretemez,



Yıl 2006, bir arkadaşlar konuşuyoruz, kabulü, kaçaklığa ve yarı açlığa sebep olacak birkaç mesele var gündemimiz de, muhatabımın ses tonu gayet kısık ve alttan, ama konuşma ilerleyen süreçte, bayanlarla ilgili dini bir hüküm vermeye geliyor, bu sefer ses tonu gayet tok ve yüksek, sizce bu sesin sahibi hangi evladını ayırdı,

Yıl 2006 geçenlerde bir yaşam kesiti okudum, yazı daha yeni evlenen bir Müslüman çiftin hayatıyla ilgili, daha baharını yaşayan delikanlı bir gün Allah için bir adım atma kararı alır, ve bu kararını hayata geçirir, ve Allah’ın adıyla kapısından dışarı adımını atıyor, çıktığı yol artık geri dönüşü çok zor olan bir yoldur, ve daha yeni gelin soruyor, beni kime bırakıyorsun, kim sahip çıkacak, el cevap, Senin sahibin Allah’tır, Allahu ekber, sizce bu sesin sahibi hangi evladından vazgeçmiştir demiyecem, bu sesin sahibi her şeyinden vazgeçmiştir, ve sadece yüzünü Allah’ın dinine çevirmiştir,


Allah bizleri affetsin, eğer o’nun merhameti olmasaydı halimiz nice olurdu, Allah bize O’nun için çağın erkek çocuklarından vazgeçebilecek bir yürek nasip eylesin, din gününde yüzleri parlayanlardan ve katında razı olunan bir yere sahip olanlardan eylesin, ve hep birlikte kendi içlerimize dönüp soralım,


DOĞRU EDİNDİKLERİMİZ VAZGEÇEBİLECEĞİMİZ ŞEYLER OLDUĞU İÇİN Mİ DOĞRU, YOKSA, VAZGEÇEBİLECEĞİMİZ ŞEYLERİMİ DOĞRU EDİNİYORUZ ?


SELAM MUVAHHİDLERE OLSUN,
 
Üst Alt