Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kralcılar!

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Teke Tek Programı'nda "Başıma bir iş gelmeyecekse Atatürk'ü sevmiyorum" diyen, türbanlı Nuray Canan Bezirgan hakkında savcı "takipsizlik" verdi.

Katıldığı bir televizyon programında Fatih Altaylı'nın 'Atatürk'ü Seviyor musun' sorusu üzerine 'Başıma bir iş gelmeyecekse Atatürk'ü sevmiyorum' diyen Nuray Canan Bezirgân hakkında Atatürk'e hakaretten açılan dava takipsizlikle sonuçlandı.

Delilleri inceleyen Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcısı Muzaffer Yalçın, "Sevmek ve veya sevmemek bir gönül işidir, yani yürektedir" diyerek suç unsuru oluşmadığına kanaat getirerek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Soruşturmanın takipsizlikle sonuçlanmasının olması gereken olduğunun vurgulayan Nuray Canan Bezirgân, "Olması gereken oldu, Çünkü ben hakaret etmedim. Sadece sevmediğimi söyledim. Kimse kimseyi sevmek zorunda değil" dedi.

Beyoğlu Savcılığınca Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında dava açılan Nuray Canan Bezirgân'ın davası takipsizlikle sonuçlandı. Başörtüsü Yasağının tartışılması için çağrıldığı programda Fatih Altaylı'nın kışkırtmaları üzerine Atatürk'ü sevmediğini dillendiren Nuray Canan Bezirgân, kartel linçine maruz kalmış ve hakkında Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle soruşturma açılmıştı. Beyoğlu Savcılığı yaptığı soruşturma üzerine Nuray Canan Bezirgân'ın Atatürk'e hakaret etmediği sonucuna vararak takipsizlik kararı verdi. Başsavcı Muzaffer Yalçın, sevip sevmemenin bir gönül işi olduğunu dolayısıyla Atatürk'ü sevmemenin de suç sayılamayacağı hükmüne varıp davanın takipsizliğine karar verdi.

Sonucu değerlendiren Nuray Canan Bezirgân ise böyle bir kararın çıkmasını beklediğini, çünkü hakaret etmediğini belirtti. Medyanın olayı abarttığı için soruşturma açıldığını kaydeden Bezirgan, ""Olması gereken oldu, Çünkü ben hakaret etmedim. Sadece sevmediğimi söyledim. Kimse kimseyi sevmek zorunda değil. Anayasa Mahkemesinin Başörtüsüne Üniversitelerde serbestlik öngören yasayı iptal kararı hakkında tartışmak için Fatih Altaylı'nın programına davet edildim. Ancak programın gidişatı birden değişti ve Fatih Altaylı önce İmam Humeyni yi sevip sevmediğimizi sordu sonrasında da hiç beklemediğim bir soru ekledi peki ya Atatürk? Bende başıma bir iş gelmeyecekse sevmiyorum dedim. Bu bir kelimelik cümle öyle abartıldı ki başıma çok işler getirilmeye uğraşıldı" dedi.

MEDYANIN LİNCİNE MARUZ KALDIM

Savcılığın soruşturma açmasıyla medyanın linçe hız verdiğini sözlerine ekleyen Bezirgân şunları söyledi: "Ama yargılanmayı kaldırabilirdim ancak çok daha kötüsü bana atılan iftiralar ve yaftalanmaya çalışılan çirkin senaryoların bir parçasıymışım gibi gösterilme çabalarıydı. Ben sevmediğimi söyledim. Burada hedef alınması gereken şey benim fikirlerim değil bu çağdaş laik ve Atatürkçü geçinen medyanın ve kitlenin ne kadar hazımsız ve farklılıklara düşmanca yaklaşımları olmalıydı ki bu olay bu tutumlarını tüm çıplaklığıyla görmemize vesile olanlardan biri oldu. Ayrıca il il gezip seçim otobüsünden bana seslenen Baykal'a da bir cevap olur bu netice umarım. Malum medya ve CHP zihniyetinin yaptığı yaygaralar üzerine açılan bu soruşturmanın takipsizlikle sonuçlanmış olması beni mutlu etti."

Alıntı (habercom).


Çok acaip bir zamanda yaşıyoruz. Kraldan çok kralcıların var olduğu, insanların kısa metrajlı amaçlarının, uzun soluklarda tüketildiği bir zaman. İnsanlar Atatürk'ü sevmiyorum dediği zaman yargılanıyor, (haşa) Allah (cc)'a küfür edildiği zaman susuyor. Hatta duymuyor bile! Bu kadar laçkalık olmaz. Olmamalı! "Beni sevmek demek naciz vücudumu sevmek demek değildir" anlamında söz söyleyen bir insana, bizler sanki "yook! olmaz öyle şey. Biz seni öyle seveceğiz ki, aklın bile almaz hale geleceksin. Dumura uğrayacaksın, beynin ve akıl melekelerin iflas edecek. Hatta, o kadar da ileri gideceğiz ki seni sevmekler için fikir klüpleri, dernekler ve bilumum aklına gelmeyecek her türlü eylemi insanlara "mutlak" hale getireceğiz" der gibi bir haldeyiz. O kişi sanki bunun çok da farkındaymış gibi yapacağız bunu. Haa, farkındamıdır bilemiyorum, ama inandığım bir şey var ki; eğer diğer alemden bu yöne bir defa dönme imkanı olsa; bu kraldan çok kralcıların hepsinin yüzüne tükürür! En başta da baykal ve avanesi sebeplenir bundan.

Mahkeme bu konu ile ilgili dava açılmasını en başta red etmeliydi, sonuçta gecikmeli de olsa doğru ve haklı bir karar vermiş, olması gereken de zaten buydu.
 
Üst Alt