Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Lütfen başınızı açın!!!

Talha27

New member
Katılım
15 Haz 2007
Mesajlar
331
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
45
Konum
kocaeli gebze
Web sitesi
komando790.sitemynet.com
“Mü’min kadınlara da söyle; gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zînet yerlerini açmasınlar, bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Başörtülerini yakalarının üstüne koysunlar, zînet yerlerini, kendi kocalarından, kocalarının babalarından, oğullarından, kocalarının oğullarından, kendi erkek kardeşlerinden, kendi kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, kendi kadınlarından, kölelerinden, erkeklik duygusu kalmayan hizmetçilerden veya henüz kadınların gizli yerlerine muttalî olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler. ” (en-Nûr , 31)

İslam dini, insanlığın saadet ve kurtuluşu demektir ve tüm ahlaki ve fıkhi hükümleri bu amaç doğrultusunda nazil olmuştur. Gerçekte Yüce Allah’ın tüm öğretileri insanın ruhsal, fiziksel, maddi, manevi, bireysel ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir. Dolaysıyla kadının örtünmesi ile ilgili hükümleri de aynı amaç doğrultusundadır.

Tesettür meselesi çok eskiden beri, dünyanın dört bir yanında bilginlerin ve düşünürlerin ilgi odağında olmuştur. Bu çerçevede yapılan tartışmalar bazen öyle bir aşamaya gelmiştir ki bazı düşünürler tesettürü, kadınların islami toplumlarda kısıtlayıcı ve haklarını göz ardı eden etken olarak tanımlamış ve bu yüzden men edilmesini veya en azından seçiminin serbest olmasını istemiştir. Kimileri de bu olguyu yanlış veya uygunsuz savunması ile ilk grubun haklı görülmesine sebebiyet vermiştir.

Arapçası hicab olan tesettür bir anlamda giyinmek, örtünmek ve perde demektir ki bu arada perde anlamı daha çok geçerlilik arzetmektedir. Tesettür demek Tekbir giyimin bayanlara dayattığı diz boyu etek altına uzun çizme üstüne dar bir badi ve renkgarenk bir eşarp değildir.

Ya da havalar ısınınca çaktırmadan – affedin- göbeklerini açan başıörtülüler de tesettür mantığıyla tamamen ters bir orantı içindedirler. Onları hayret ve ibretle seyrediyoruz ki onlar da aynada kendilerine baktıklarında zannımca iç dünyalarında bir karmaşa bir kaos yaşıyorlardır.

Hani bir söylem vardır burası Türkiye diye hakikaten de dünyanın başka neresinde vardır bir yanda inandığı gibi yaşamak isteyen, saçlarının bir telini bile göstermeden okumak isteyen ve bu yüzden okullarından kovulan, cop yiyen, işe alınmayan,alınsa bile görünmemezlikten gelinen, vasıfsız eleman muamelesi yapılan tesettürlüler diğer yanda ise tesettürün anlamını bilmeyen ve yahut bilen ama işine gelmeyen kısa etekli, uzun çizmeli,eli sigaralı, kaşı güzel gözü boyalılar…Bizim başımıza takmaya kıyamadığımız başörtüsünü bacaklarına bağlayanlar … Dar kotunun altına on santim topuk giyen ve tabanlarını vura vura yürüyenler…Konserlerde sahnede duran , ne dediği belli olmayan ,hiç tanımadıkları adamlara bazılarının nikahlı eşlerine bile çekinerek kurduğu aşk cümlelerini kendini parçalayarak bağıranlar… Terbiyeden, ahlaktan bihaber , başındakinin kıymetini zerre kadar bilmeyenler ……….

Kainatın Efendisi Peygamberimiz yaşasaydı, ümmetinin bu halini görseydi tekrar tekrar ağlardı herhalde “ümmetim ümmetim “ diye?..

Öte yandan örtü ailesel bir gelenek haline gelmiş ve olsa da olur olmasa babam kızar mantığıyla hareket eden bazı çevreler şu sıralar kamusal alanlarda sanki evlerindeymiş gibi hareket etmeye başladılar. Tüm bunların körüklediği kimlik krizi bu insanları kararsız ve güvensiz bir duruş sahibi yapmaya başladı. Ve bu duruş bu insanları “marjinalleşme” ile “herkesleşme” arasında bir seçime zorluyor anlaşılan. Özellikle son yıllarda bir şeyler oldu bazılarına. Tanımlanmamış bir gök cismi kafalarına mı düştü bilemiyoruz ama yollarda şarkılar söylemeye, yürürken sigara içmeye, güzelim örtüsünün içindeki yüzünü çıldırmış gibi boyamaya başladılar. Sanki birbirleriyle yarışıyorlarmış gibi “bakalım hangimiz daha kısa etek giyeceğiz yada hangimizin ince çorabı daha desenli “ gibisinden bir yarışa girdiklerini tahmin ediyoruz ki hep sokakta birbirlerine bakaraktan başlattıkları bir yarışma bu galiba!

Yarış devam ediyor? Birilerinin bu ahlaki yozlaşmaya dur demesi lazım. Başörtüsünü siyasi bir simgedir diye yasaklayan zihniyetten yardım mı istesek acaba? Her şey onların yasaklarıyla başlamadı mı? Büyük örtüsü ile okula giremeyen bazı kız öğrenciler yavaş yavaş toplumda kabul gördüklerini sandıkları kıyafetlere sığınmadılar mı? Bu kostüm değişikliği sonun başlangıcıydı değil miydi?!..

Gelelim yasakçı zihniyetten ne istediğimize; mesela okula başıörtülü ama aynı zamanda kısa etekli arkadaşlar alınmasın ya da başıörtülü ama aynı zamanda dar pantolon giyenler de okula alınmasın ya da örnekler çoğaltılabilir. Yani anlatmak istediğim Yök’e ve topluma yaranabilmek için bazı arkadaşlar kendilerini rahat bıraktılar ve olan tesettürün anlamına oldu!…

Tabii ki örtüyü ailesel bir gelenek haline getirip, kostüm şeklinde takanlarla yani varoş insanıyla, yasakçı zihniyetten dolayı önce topluma sonra okula alınmayan ve alınmadıkları için davranışlarında ve örtülerinde şeffaflaşmaya giden arkadaşları ayırıyoruz. Ama bu ahlaki yozlaşmaya bilerek ve isteyerek dahil olan genç kuşak tesettürlülerle yani örtünün, örtünmenin anlamını bilen kültür sahibi tesettürlülerle,varoş kültürünü aynı kefeye koyabilir miyiz? Tabii ki koyarız! Sonuçta ikisi de marjinalleşmeye çalışan ve tesettür kelimesinin içini dolduramayan insanlar ki şimdi bu haldeler!..

Tesettürün anlamını kendilerince yorumlayan herkes bir şeyler yazıp çizmeye başladı. Türkiye’nin en çok satan gazetelerinde köşe başlarını tutan bazı yazarlarımız fırsatı kaçırmadılar ve ;

“Ne zaman Fethi Paşa Korusu’na gitsem, başörtülü genç kızlar, yanlarındaki yeni yetme oğlanlarla laubali biçimde fingirdeşiyorlar.

Bakıyorum, karşımdan bir bayan geliyor. O da ne? Başını örtmüş, gerisi açıkta. Gülmek geliyor içimden, fakat üzüntü ağır basıyor.

Şu başörtüsü işi böylesine sulandırılmamalıydı. Bir şey maksadından soyutlanarak algılanırsa olacağı budur. Bunda en büyük suç, tesettürü kadının kişiliğini öne çıkaran bir onur değil de erkeği kadından koruyan bir emir olarak algılayan geleneğimizin ve geleneksel kafalarındır. “
diye haklı olarak yazmaya başladılar teker teker… Bunu yazdıranlar kınanmalı…

Yolda yürürken bazen yanımızdan geçen sözde tesettürlülerin başından bu imanımızın simgesi olan örtüyü çekmemek için kendimizi zor tutuyoruz. Ve diyoruz ki; Başörtüyü hak etmeyen takmasın!… Aile baskısı ile kapanan, kapanmanın, örtünmenin tadını ,anlamını daha idrak etmemiş/ edememişler lütfen başlarını örtmesinler!..Hep beraber açsınlar onlar da rahatlasın, biz de rahatlayalım ve inşallah vicdanları da rahatlar! Ya da anne babalarına seslenelim kızlarını sıkmasınlar, İslamı öcü gibi göstererek zorla bir şeyler yaşatmasınlar. Cehennemin ateşi ile korkutmak yerine cennetin güzelliklerini anlatsınlar. Çünkü kimsenin tesettürlülerin adını kirletmeye ve “asıl bunlardan korkacaksın” veya “ geçen bir tesettürlü gördüm açıktan daha açık daha dikkat çekiyordu demek ki bunlar zorla kapanıyorlar ” söylemlerine kimsenin beni/bizi muhatap etmeye hakkı yok !

Ve çünkü böyle giderse Fethi Paşa Korusu hikayeleri çoğalarak devam edecek gibimize geliyor… Bırakın Fethi Paşa Korusu’ nu son zamanlarda Eyüp Sultan’a , Sultanahmet’e giderseniz göreceğiniz manzara ; Ellerinde koka kolalarıyla kolkola girmiş bayanlar, etekler diz boyu altına pantolon onun altına kırmızı pembe çoraplar aynı renkte henüz bağlama biçimlerine bir isim koyamadığımız tarzda bir baş bağı onun altında bir iç rahatlığı var mı o biraz muallak!..

Bu manzaraları üzülerek seyrediyoruz. Ve onlara dua ediyoruz.

Peki tüm bunlar ne adına yapılıyor? Modernlik adına mı? Modern kadın, dişiliği erkekler tarafından tepe tepe sömürülmek amacıyla kişiliği yok edilen kadın değil mi? Eğer Müslüman kadın, tesettürü kişiliğin öne çıkarılması için dişiliğin örtülmesi olarak görmeyip, onu dişiliğini öne çıkarmanın bir aracı kılıyorsa, o tesettür tesettür mü?. Sizin yaptığınıza tesettür değil de tarz desek daha doğru olmaz mı?

Hakikaten biz kendi değerlerinizi dalgaya alıyoruz galiba. Böyle giderse bizi kim ciddiye alsın ki ?

Anayasanın değiştirilmesi mümkün olmayan maddeleri gibi hayatımızdaki yerinin de değiştirilmesi imkansız olan en azından bizim öyle zannettiğimiz din adamlarının boşalttığı yeri ne yazık ki modacılar doldurdu . Ve dilimize yeni bir isim tamlaması yerleştirdiler: Tesettür Modası!

Bir zamanlar pardesü ve eşarptan oluşan Müslüman kadının giyimi, yeni bir sektör haline geldi. Avrupa’nın Armani’si, Chanel’i varsa, tesettür modasının da Tekbir Giyim’i vardı.

Başörtüsünü ve kapalı giyinmeyi ilke edinen tesettür modası, aslında İslam’ın en temel taşı olan ‘gösterişten uzak kalmayı’ ne yazık ki gözden kaçırdı. Tesettür modasına göre parlak taşlı elbiseler, şeffaf başörtüler, mücevherler v.b. giyimler ne yazıktır ki kaçınılmaz ve vazgeçilmez oldu.

Tesettür; kadının çekiciliğini örtmek, kadını gözlerden uzak tutmak değil miydi?

Pekiii…

Salonlara doluşarak, televizyonları çağırarak, gazetelere haber vererek, bunun “defilesi” ne oluyor?..

Kadını iştahlı gözlerden sakınmayı amaçlayan “tesettür”ün kelimenin tam anlamıyla bir teşhir seansı olan “defileye” konu olması, başlı başına bir çelişki değil mi?

Eskiden pardösü ve başörtüsü reklamlarında değil podyum üzerinde yürüyen mankenler kadın resmi bile kullanılmazken şimdi spotlar makyajlı tesettürlüleri (!) aydınlatıyor…

İslamcı görünüm altında burjuva yaşam sürenlere, burjuvalaşmak için çırpınıp duranlara hünerlerini sunmak için podyumlarda arzı endam eden mankenler ,üzerlerindeki tesettür kod adlı elbiselerle ne kadar da çekici görünüyorlar değil mi?

Hatırlar mısınız eski kandil gecelerini? Bizi o güzel sesiyle büyüleyen hafız İsmail Biçer’ i , Kur’ an ziyafetlerinde sesiyle yeri göğü inleten Mısırlı Abdülsamed’ i , televizyon programlarında sürekli izlediğimiz, görüşlerine başvurduğumuz Cevat Akşitler’ i ,Hayrettin Karaman’ı, Süleyman Ateş’leri ve hatta hatta Ayşe Özgün’ün programında sürekli “ Hocam okeyde taş çalmak caiz midir? “ veya “ Geceleyin tırnak kessem günaha girer miyim?” gibisinden sorulara boğduğumuz Yaşar Nuri Öztürk‘ ü hatırlıyor musunuz ? Hani nerdeler onlar? Ya da onlar oldukları yerde de biz mi yokuz artık? Öyleyse ne diyelim güle güle Süleyman Ateş, hoş geldin Yıldırım Mayrukkk


:::Tülay Ayhan:::
ALINTI​
 
Z

zeynep_hearty

Guest
insallahü teala güle güle Yıldırım Mayrukk hoşgeldin ya hz Aişe diyebilecek muhkem bir imana sahip olabilİriz... oldukça muazzam bulduğum paylaşım için rabbim kez kere razı olsun..selam ve dua ile..
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Tr
Hakikaten taktire şayan bir yazı.Yazan ve nakledenden ALLAH razı olsun.
 

unkcha

New member
Katılım
24 Haz 2007
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
yazıyı yazan çok haklı. artık ymayruk war. kendini testtürlü sanan ama aslında diğerlrinden daha kötü durumda olan çok fazla insan war
 

sevgi_seli

New member
Katılım
13 May 2007
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
yazıyı yazan çok iyi yazmış ama bu türkiyedeki oranlarla çok az türkiyenin %20 si kapalı durumda tam anblamıyla
 

Ebrar_2007

New member
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
26
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Örneklektikten çok artık ördekleşmiş özde değil sözde müslümanlara pardon münafıklara karşı özde müslümanlar örnek olmaya devam etmeliler.Zaten bu tiplerin islamla alakası yoktur olamazda...İslam Allah'a teslimiyetin adı ve tarifidir...Bunler nefs ve şeytanlara teslim olmuşlardır.Şeytanda amellerini süslemiştir......Ölmeden islam olurlarsa ne ala yok olmazlarsa ateşleri bol olsun ....
 

hülya

New member
Katılım
29 Haz 2007
Mesajlar
14
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
karabük-safranbolu
Rabbim Herkesi Islah Etsin Inşaallah...çevremdekileri çok Ama çok Uyarmaya çalişiyorum..vesile Olduğum Birçok Insan Oldu Hamdolsun.ama Malesef çok Sevdiğim Insanlarda Dahil Bir Takimini Yola Sokamadim.ama Yinede Hamdolsun Allah A .beterin Beteri Var.rabbim Den Herkese Iman Kuvveti Diliyorum.rabbim,habibim Afveylesin Cümlemizi.
Ellerine,yüreğine Sağlik Talha Kardeşim...
Ham Ve Sena Olsun..
Dua Ve Selametle...
Allah A Emanet.........
 

GEZGÝN

New member
Katılım
27 Nis 2007
Mesajlar
1,010
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Konum
Hacý Bayram diyarýndan.....
teşekkürler güzel bir yazı gerçekten....
keşke yazılanlar&bahsi geçen kötü şeyler de güzel olsa idi de biz de daha bir haz ile okuyabilse idik...
 

mehmet_16

New member
Katılım
31 Ağu 2006
Mesajlar
367
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Kamusal alanlardan sadece okul ve üni.'lerde türban yasağı kalksa daha iyi olur diye düşünüyorum.Serbest bir yaşam tarzı her zaman insanlığı daha ileriye götürür.Tesettür'ün kuran'da geçtiğine inanmıyorum.Başörtüsü(türban) ise belki geçebilir.Belki dini bir gereklilik olabilir.Fakat sorun olup olmaması değil,sorun türbana inanmış insanların durumları.
 

MekSeLina

New member
Katılım
3 Haz 2006
Mesajlar
621
Tepkime puanı
300
Puanları
0
Konum
Yedi Tepeli Þehirden
Yazı içerik itibarıyle cidden çok hoş. Allah razı olsun inşallah.

Bu arada başlıkta küçük bir düzeltme yaptım. Sizden ricam başlıklarda mümkün olduğunca gereksiz uzatmalar yapmamanızdır.

Baki Saygı ...
 

--omer--

New member
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Çok güzel olmuş kardeşim güncel bir konu olması sebebiylede dikkat çekici.
Allah günaha giren kardeşlerimize bilinçlenmeyi ve tövbe etmeyi nasip etsin.
Bizi nefsimizden korusun.
 

Müþtak

New member
Katılım
2 Tem 2007
Mesajlar
102
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Yazı gerçekten çok güzel,yazan ve iletenden Allah cc razı olsun.
Maalesef toplumumuzu yazıda anlatılan kalıba girdirmeyi başardılar ya da başardık.Bakalım daha neler göreceğiz.Rabbim inandıklarımızı gerektiği gibi yaşamayı nasib etsin.
 

rumuz6

New member
Katılım
4 Tem 2007
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
herkeze sevgiler
Kardeşimiz zamane tesettür ve kapalı giyimle ilgili serzenişte bulunmuş ve eski bazı ilahiyatcılar dönemini özlemini belirtmiş.
Başka insanların müslüman veya değil ki tesettür dediğimizin tam itibarı ile islama uygun olup olmadığı ayrı bir tartışma konusudur veya giyim kuşamın abuk subuk şekillerin islam yada modern islam diye sunulması biz müslümanları fazla ilgilendirmez ve onları yorumlayıp onlar hakkında fikir söylemek pek uygun olmaz asıl büyük zulüm ve sakınca süleyman ateş ve yaşar nuri gibilerin televizyonlarda din hakkında konuşması çünki birinci giyim olayı adamı günahkar eder yanlış veya doğru olması ikinci ilahıyatcıları dinleyip (yanlışlarını ki ben onların sağlam bir din alimi olmadığı kanati taşıyorum.)amel etmek insanı imandan eder
 

melekk

New member
Katılım
22 Nis 2007
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
ALLAH razı olsun rumuz6 kardeşim. Yazdıklarına katılıyorum. Mehmet_16 isimli kardeşimize hitab etmek istiyorum.. Kur'anda 'cilbab' tesettür manasındadır..Kuran-ı Kerim’in ayetlerinde, Peygamber ve Ehl-i Beyt İmamlarının hadislerinde kadının örtünmesinin farz oluşu ve niteliği açıkça bildirilmiştir.İlahi dinlerin sonuncusu ve en mükemmeli olan İslam dini, Allah tarafından insanlığa gönderilen son din olarak giysiyi insanlığa verilen ilahi bir hediye olarak nitelemiş, kadına farz olan örtünmenin ölçülerini tam olarak belirlemiş ve bu vesileyle kadının örtünmesi hususundaki aşırılık ve ihmalkarlıkları dengelemeye çalışmıştır.İslami örtüde zararlı başıboşluk ve yersiz baskı ve sınırlamalar yoktur. Yüce rabbim bizlerin, sevgili peygamberimiz Muhammet Mustafa (SAV) Efendimize layık ümmet olmayı nasip etsin.. Rabbimin Rahmeti üzerinize olsun.. Bol feyizli günler diliyorum herkese...
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
Kamusal alanlardan sadece okul ve üni.'lerde türban yasağı kalksa daha iyi olur diye düşünüyorum.Serbest bir yaşam tarzı her zaman insanlığı daha ileriye götürür.Tesettür'ün kuran'da geçtiğine inanmıyorum.Başörtüsü(türban) ise belki geçebilir.Belki dini bir gereklilik olabilir.Fakat sorun olup olmaması değil,sorun türbana inanmış insanların durumları.
iSLAM; sınırları kamusal alanlardan ibaretmidir? Hayatın her dönemine yaygın değilmidir ? Bu yasakçı zihniyet ile (hoş gerçi yasak kavramıda aptal laikler tarafından anlam kaybına uğradı ya, neyse!) çağdaş ve modernizmi yansıtan bir hayat tarzını yakalayacağınızı mı sanıyorsunuz ? Yapmayın yahu! Kainatı yaratan Allah (cc), emin olun bir insana neyin ne kadar gerekli olduğu konusunda hüküm verecek yetiye ve idrake sahiptir. İdraksizlik o dur ki; bu Sultanlar Sultanı'nın (cc) hükmüne, alternatif üretme çabalarındaki acizliğini görememiş insanların, aymazlığını fark edememesidir. Hakimiyet, her halukarda ve zeminde, zamanda Allah'a (cc) aittir! Bunu kabul etsenizde, etmesenizde! Başınıza en ufak bir olumsuzluk geldiğinde, Allah! diye bağırıyorsunuz da; başınıza en olumlu bir şeyi reva görüp emrettiği zaman neden Allah! demiyorsunuz, şaşılacak bir şey. İsteyen takar, bilmeyen takmaz. Takanlarıda eleştirmeye kalkmak, hiç kimsenin, en cahilin ve hatta hatta senin dahi haddine düşmez! mehmet_16!
 

ibrahim571632

New member
Katılım
3 Tem 2007
Mesajlar
705
Tepkime puanı
756
Puanları
0
Konum
Mersin
Beni mazur gör kardeşim ama yarıtesettürlü veyahut eksik bir tesettürle setredilen kardeşlerimize Efendimiz (A.S.) yolda rastlasaydı acaba senin gibi çıkışıp kin ile nefret ile kızgın bir tavırla "çıkartın onu başınızdan" "Şerefli İslam Dinine leke sürmeyin" mi derdi? (haşa) O'nu (S.a.s.) tenzih ederim.

Bence kızgınlığın tesettür farizasına olan hassasiyetinden kaynaklanıyor. Niyetine asla sözüm olmaz,olamaz ama daha bugün değindiğim bir hadisi hatırlattı bana tavrın

"Kolaylaştırın, zorlaştırmayın ve müjdeleyin." Bir rivayette de: "...Isındırın, nefret ettirmeyin. ...

Sözün özü dostum Problem üreten değil çözüm üreten olmalıyız.O insanlar bizim kardeşlerimiz belki senin dediğin gibi içlerine sindiremediklerinden belki zoraki ama o sancak islamın sancağıdır ve yırtılsada sökülsede baştan çıkartılmaz bir kenara atılmaz.Belki Bilakis yamalanır-dikilir... O meziyete erebilmemiz temennisi ile Allaha Emanet Olun.
 

hale

New member
Katılım
14 Tem 2007
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Abicim gerçekleri çok güzel anlatmışsın ALLAH RAZI OLSUN
 
Üst Alt