Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müslümanlarmi yoksa kafirlermi.......

Müslümanlarmi yoksa kafirlermi.......


  • Kullanılan toplam oy
    1

Rahmet4

New member
Katılım
27 Eki 2006
Mesajlar
526
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Yaş
53
bugün pc haberlerinde ab askerleri el-kaida yi yok etmek icin siilere silah yardiminda bulunacakmis....bu haberi okurken bi soru geldi aklima müslümanlari kafirlermi yoksa müslümanlarmi daha cok eziyor??? sizce hangisi???!!!
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Tr
bugün pc haberlerinde ab askerleri el-kaida yi yok etmek icin siilere silah yardiminda bulunacakmis....bu haberi okurken bi soru geldi aklima müslümanlari kafirlermi yoksa müslümanlarmi daha cok eziyor??? sizce hangisi???!!!

Küfre karşı tek yumruk olmayı,zihinlerindeki asabiyet zincirini kırmayı beceremediği için,başaramayan müslümanlar,müslümanların ezilmesine sebep oluyor kardeşim.Daha kısacası müslüman müslümanı eziyor.Maalesef.Vesselam..
 

Rahmet4

New member
Katılım
27 Eki 2006
Mesajlar
526
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Yaş
53
Anketiniz biraz hatalı olmuş. Müslüman zulm etmez.
Müslüman cahil olmaz. Müslüman taasub olmaz. Müslüman hain olmaz.

duha kardesim bu yazdiklarinizin maalesef hepside mevcut müslümanlarda ...mezhep ugruna nice müslümanlar öldürülüyor... zulmun en hafifi ailede basliyor eger hafif denirse:(
 

berfut

New member
Katılım
23 Kas 2007
Mesajlar
2,167
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbul
Anketiniz biraz hatalı olmuş. Müslüman zulm etmez.
Müslüman cahil olmaz. Müslüman taasub olmaz. Müslüman hain olmaz.

Bir insan cahil, taasub ve hainse ona insan denmez.
Bir zalim cahil , taasub, hain iki cemaati ele geçirse birbiri ile savaştırsa, müslümanlar birine taraf olsa "Zülme meyletmeyin o ateş sizide yakar" ayetine muhalefettir.

kesinlikle sana katılıyorum hocam bu konuda....
 

mavikaplan36

New member
Katılım
27 May 2007
Mesajlar
42
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
26
arkadaşlar kimi istiyorsanız seçin fakat bana sorarsanız MÜSLÜMANLIK DİYORUM
 
Z

zeynep_hearty

Guest
cevaplamaktan çekindiğim bir soru...selam ve dua ile..
 

cesmeli

New member
Katılım
21 Haz 2007
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Aslında çok basit bir soru bu, ki herkesin kafirleri işaretlemesi gerekecek kadar net bir soru çünkü. Kafirler ezdiriyor Müslümanları Müslümanlara, ama o Müslümanların ne kadar Müslüman oldukları da bilinemez, içten vuruyorlar yani. Ezene Müslüman dersek. Teröristler de Müslüman ülkelrden ama Ne kadar Müslüman oldukları belli. Biz de Müslüman ülke sayılırız, bizim de ne kadar olduğumuz aşikar... AeO
 

barbie

New member
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
167
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
40
ya el kaide felan bunlar terör örgütü intihar saldırıları yapıyolar masum insanları öldürüyorlar nasıll siz bunlara müslüman dersiniz

Savaş, Kuran'a göre sadece zorunlu olduğunda başvurulacak ve mutlaka belirli insani ve ahlaki sınırlar içinde yürütülecek bir "istenmeyen zorunluluk"tur.

Bir ayette, yeryüzünde savaşları çıkaranların inkarcılar olduğu, Allah'ın ise savaşa rıza göstermediği şöyle açıklanır:

... Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirdilerse Allah onu söndürmüştür. Yeryüzünde bozgunculuğa çalışırlar. Allah ise bozguncuları sevmez. (Maide Suresi, 64)

İman edenler herhangi bir anlaşmazlık halinde savaşın zorunlu olduğu duruma kadar beklemeli, ancak karşı taraftan bir saldırı geldiğinde ve savaştan başka bir alternatif kalmadığında savaşa girmelidirler. Bakara Suresi'nde bu durum "Onlar, (savaşa) son verirlerse (siz de son verin); şüphesiz Allah, bağışlayandır esirgeyendir." (Bakara Suresi, 192) şeklinde açıklanır. Yani müminler önce karşı tarafın bir girişimde bulunmasını beklemekle, barışı ve uzlaşmayı tercih etmekle, ancak karşı taraftan bir saldırı geldiği durumda kendilerini savunmak amaçlı savaşmakla yükümlüdürler.

Peygamberimiz Hz. Muhammed'in hayatına baktığımızda da, savaşın ancak zorunlu hallerde ve savunma amaçlı olarak başvurulan bir yöntem olduğunu görebiliriz.

Kuran'ın Peygamberimize vahyi tam 23 yıl sürdü. Bunun ilk 13 yılında Müslümanlar Mekke'deki putperest düzenin içinde azınlık olarak yaşadılar ve çok büyük baskılarla karşılaştılar. Pek çok Müslümana fiziksel işkenceler yapıldı, bazıları öldürüldü, çoğunun evi ve malları yağmalandı, sürekli hakaret ve tehditlerle karşılaştılar. Buna rağmen Müslümanlar şiddete başvurmadan yaşamaya devam ettiler ve putperestleri hep barışa çağırdılar.
Sonunda putperestlerin baskıları dayanılmaz bir noktaya vardığında, Müslümanlar daha özgür ve dostane bir ortamın bulunduğu Yesrib (sonradan Medine) şehrine hicret ederek burada kendi yönetimlerini kurdular. Kendi siyasi yapılarını bu şekilde oluşturduktan sonra bile, Mekke'nin saldırgan putperestlerine karşı savaşa girişmediler. Ancak aşağıdaki ayetin vahyinden sonra Peygamberimiz ümmetine savaş için hazırlık emri verdi:

Kendilerine zulmedilmesi dolayısıyla, onlara karşı savaş açılana (mü'minlere, savaşma) izni verildi. Şüphesiz Allah, onlara yardım etmeye güç yetirendir. Onlar, yalnızca; "Rabbimiz Allah'tır" demelerinden dolayı, haksız yere yurtlarından sürgün edilip çıkarıldılar... (Hac Suresi, 39-40)

Kısacası, Allah Müslümanlara savaş iznini, baskı ve zulüm gördükleri için vermiştir. Bir başka deyişle, izin verilen savaş, sadece savunma amaçlı bir savaştır. Başka ayetlerde ise Müslümanlar gereksiz bir kışkırtmadan veya gereksiz şiddet kullanımından kaçınmaları için uyarılmışlardır:

Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda savaşın, (ancak) aşırı gitmeyin. Elbette Allah aşırı gidenleri sevmez. (Bakara Suresi, 190)

Bu ayetlerin vahyinden sonra Müslümanlarla putperest Araplar arasında savaşlar gerçekleşti. Bunların hiçbirinde Müslümanlar savaşı kışkırtan taraf olmadı. Dahası Peygamberimiz, putperestlerin pek çok talebini kabul eden bir barış anlaşmasını (Hudeybiye Barışı) kabul ederek, barış ve güvenlik ortamı sağladı ve putperestlerle barış içinde yaşanacak bir sosyal yapı tesis etti. Anlaşmayı bozan taraf yine putperestler oldu ve bu durumda yeni bir savaş durumu başladı. Ama Müslümanların sayısının hızla artması sonucunda İslam ordusu putperest Arapların karşı koyamayacağı bir güce ulaştı ve Peygamberimiz bu güçlü orduyla Mekke üzerine yürüyüp şehri fethetti. Bu fetihte hiçbir şekilde kan akmadı, tek bir kişinin burnu bile kanamadı. Peygamberimiz eğer isteseydi fethettiği kentteki müşrik liderlerden intikam alabilirdi. Ama hiçbirine dokunmadı ve onları affederek inançları içinde serbest bıraktı. Bu yüksek karaktere hayran olan müşrikler, daha sonra kendi rızalarıyla İslam'ı kabul edeceklerdi.

Sadece Mekke fethinde değil, Peygamberimiz döneminde yapılan tüm savaş ve fetihlerde masum ve savunmasız insanların hakları titizlikle korunmuştur. Peygamberimiz müminlere bu konuda birçok kez hatırlatmalarda bulunmuş, kendi uygulamalarıyla onlara örnek olmuştur. Nitekim bir hadisinde savaşa çıkan müminlere "Resulallah'ın dini üzerine sefere çıkın. Ancak; ihtiyar, kadın ve çocuklara ilişmeyiniz. Islah ve ihsan elinden olunuz. Allah muhlisleri sever"2 şeklinde seslenmiştir. Peygamber Efendimiz Müslümanların sıcak savaştayken dahi nasıl bir tutum içinde olmaları gerektiğini bir diğer hadisinde şu sözleriyle ifade etmiştir

Çocukları öldürmeyiniz. Kiliselerinde kendilerini ibadete vermiş kimselere dokunmaktan sakınınız! Kadınları, yaşlanmış pir-i fanileri öldürmeyiniz. Ağaçları yakmayınız ve kesmeyiniz. Evleri de yıkmayınız!"

Hz. Muhammed'in bu barışçı ve ılımlı politikası, Allah'ın Kuran'da bildirdiği İslami esaslardan kaynaklanmıştır. Allah Kuran'da inananlara, Müslüman olmayan kimselere karşı da iyilikle davranmalarını emreder:

Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah, adalet yapanları sever. Allah, ancak din konusunda sizinle savaşanları, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkaranları ve sürülüp-çıkarılmanız için arka çıkanları dost edinmenizden sakındırır... (Mümtehine Suresi, 8-9)

Üstteki ayetler, bir Müslümanın Müslüman olmayan insanlara karşı bakış açısını belirlemektedir: Bir Müslüman, Müslüman olmayan insanların hepsine karşı iyilikle davranmalı, sadece, İslam'a düşmanlık gösterenleri dost edinmemelidir. Eğer bu düşmanlık gösterenler Müslümanların varlıklarına yönelik bir saldırıda bulunurlar da bu bir savaş sebebi olursa, Müslümanlar bu savaşı da yine adaletli şekilde ve insani sınırları gözeterek yürütmelidirler. Her türlü barbarlık, gereksiz şiddet eylemi, haksız tecavüz yasaktır. Bir başka Kuran ayetinde Allah Müslümanları bu konuda uyarır ve düşmanlarına karşı duydukları öfkenin onları adaletsizliğe sürüklememesi gerektiğini haber verir:

Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır. (Maide Suresi, 8)



ABD'de gerçekleşen son terörist saldırının ardından gündeme gelen bir diğer önemli konu ise intihar saldırıları ile ilgiliydi. İslam hakkında yanlış bilgilere sahip olan bazı kişiler, bu barış dininin intihar saldırılarına izin verdiği yönünde son derece hatalı açıklamalarda bulunmuşlardır. Oysa başka insanları öldürmek gibi insanın kendini öldürmesi de İslam'a aykırıdır. Allah, "Ve kendi nefislerinizi öldürmeyin." (Nisa Suresi, 29) ayetiyle intiharı açıkça haram kılmıştır. Bir insanın, her ne sebepten olursa olsun, kendisini öldürmesi İslam'a göre yasaktır.

İntihar etmek, dolayısıyla intihar saldırısında bulunmak -ve bu saldırıyla birlikte binlerce masum kişinin hayatına da son vermek- İslam ahlakına uygun değildir. Allah, Kuran'da insanın kendi nefsini öldürmesini haram kılmıştır. Bu nedenle de Allah'a iman ettiğini ve Kuran ayetlerine uyduğunu söyleyen bir kişinin böyle bir girişimde bulunması kesinlikle mümkün değildir. Bu, ancak dini çok yanlış tanıyan, gerçek Kuran ahlakından habersiz, aklını ve vicdanını kullanmayan, dinsiz ideolojilerin etkisinde kalmış, nefret ve intikam duygusuyla beyni yıkanmış kimselerin yapabilecekleri bir girişimdir ve her insan böyle bir eyleme karşı çıkmalıdır.


... Ve kendi nefislerinizi öldürmeyin. Şüphesiz, Allah, sizi çok esirgeyendir.
(Nisa Suresi, 29)
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
el kaideyi kuran amerikadır islam ülkelerine saldırmak için bir bahane gerekiyordu oda oldu el kaide diye bir örgüt kurdular ve islam ülkerine saldırdılar
 

barbie

New member
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
167
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
40
el kaideyi kuran amerikadır islam ülkelerine saldırmak için bir bahane gerekiyordu oda oldu el kaide diye bir örgüt kurdular ve islam ülkerine saldırdılar

işte budur ...seni tebrik ediyorum ve bu düşündecene sonuna dek katılıyorum
 

kiraz_gez

New member
Katılım
13 Haz 2007
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Konum
sivas
baktiginiz zaman kafirler müslümanlari müslümanlarin eliyle ezmektedir ki bazi müslümanlar bidurumda masa görevini yapmaktadirlar.farkinda olarak veya olmayarak
Allah islah eylesin
 
Üst Alt