Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Tefekkür

sýyah_

New member
Katılım
13 Ağu 2010
Mesajlar
454
Tepkime puanı
222
Puanları
0
Yaş
50
[FONT=&quot]Aristoya göre birler başka bir biri o birlerde toplanarak başka bir biri oluşturur. Yine o birlerde yine toplanarak başka bir biri oluşturur. Şimdi etrafımıza bakalım kendimize bakalım kendi içimizde de bir sürü trilyonlarca hücreler var toplanarak bizi yani bir biri oluşturmuştur. Toplumun çatısı da, yapısıda böyledir bireyler aileyi, aileler halkı, halk ülkeyi gibi..atomda da bu böyledir. Bir atomu oluşturan parçalar vardır ve elektron denilen etrafında dönen bir enerjisi vardır. Aynı şekilde dünyanın etrafında sanki hidrojen atomu gibi bir adet uydusu vardır, bunun gibi diğer gezegenlerle birlikte dünyada hepsi güneş sistemini oluştururlar, aynı şekilde güneş sistemleri de galaksi sistemlerini oluştururlar. İçeriğe gelince yani yaratılışın içeriğine akıl almaz bir incelik akıl almaz kusursuz bir incelik görürüz. Yahudi bir bilim adamı (kadın) bu kadar olmaz diye düşünüp "Mutlaka Şakacı Bir Tanrı Vardır" demektedir. Bir prenin bir bacağını 30.000-60.000 parçaya bölmüş inceledikten sonra şaşkına dönmüştür. Aynı kadın; suda yaşayan üç defa farklı hayat fonksiyonlarına sahip olan bir canlıyı inceliyor. Bu canlı önce su bitinde, yusufcuk böceğinde ve kurbağanın ağzında olmak üzere üç farklı hayat habitatı kuruyor. Bunu farkeden bu kişi Allah'ın varlığına inanıyor. Bu kadar da olmaz düşüncesiyle. Yani biz her şeyi anlayacağız her şeyi bileceğiz diye bir konu yok bu konuda bir dayatmamızda yok. Olamazda zaten. Allah olmadan biz boşlukta herhangi bir yerde kendi kendimize yapayalnız bırakılsak perişan olur hiç bir şey yapamayız. Hatta bize hiç ölmeyeceksiniz dense bile kendi kendimize öylece dururuz hiç bir şey yapamadan. Allah bizi ve içinde bulunduğumuz bu evreni bir ahenk içerisinde birbiri ile bağlantılı hiç bir kusuru olmadan en güzel şekliyle yaratmıştır. Biz onun aciz kullarıyız. Ancak Vehhab Allah bize hibe ederse bize Rahman ve Rahim olan ALLAH, bu dünya da ve diğer ebedi yaşantımızda bize bağışlarsa biz ancak o zaman (öncelikle aciz bir kul olarak her daim Şükür etmeliyiz) bize verilen bereketten faydalanabiliriz. Yaratanı yarattıkları ile görebiliriz biz Ademoğullarına bu tavsiye edilmiştir. Buna tefekkür denir, bir yıl ibadet etmiş sevabı vardır denir. Birde bu bir yılın ahiret yılıyla kıyasladığınızda siz düşünün… Hiç boş zamanınız olmuyor mu ? Bu zamanlarda samimiyetle ALLAH'ı yarattıklarıyla görmeye (Var olduğuna ve yaratıcı olduğuna delil görmek) tefekkür etmeye çalışın. Bu da bir ibadettir. Ben şöyle tefekkür ederim: Kendimi zamanda yolculuğa çıkarırım. Kendimin dünyada olmadığım bir zamanı düşünürüm. Ben o sıralar hala bu dünya ya gelmemiştim. Ama dünya vardı insanlar da vardı. İnsanların olmadığı zamana giderim. O zaman dünya vardı, insanlar dünyada yaşamıyordu. Dünyanında yaratılmadığı zamana giderim, güneşinde.. Ama ALLAH her zaman vardı. Onun İhlas suresinde bildirildiği üzere "Deki; O ALLAH tektir. ALLAH eksiksiz Sameddir (Bütün varlıklar ona muhtaç fakat o hiç birşeye muhtaç değildir). Doğurmadı ve doğrulmadı (Hep vardı ve hep varolacak) Ona bir denkde olmadı (kimse ona denk değildir, onun dengi yoktur). Yani bizi yaratan ALLAH hiç bir zaman bir başlangıcı olmamıştır., sonu da olmayacaktır. Biz insanlar da bize bildirildiği gibi gerçek hayatımızda sonsuza kadar Ya cennette ya da cehennemde yaşayacağız. Birde şöyle tefekkür ederim: Denize yüzerken suyun altından su ile havanın kesiştiği yere bakarım bu görüntü çok hoşuma gider. Sonra suda havada uçan bir kuş gibi hareket ettiğimi görürüm. Yani âlemlerin içinde ayrı ayrı alemlerin olduğunu fark ederim. Havada uçan var yüzen var yürüyen var sürüneni var. Sadece akıl etmeğe kalkınca bile insan yoruluyor. Bütün bunlar öylece kendiliğinden olamaz bu mümkün değil. ALLAH akıbetimizi hayırlı yaratsın İnşallah[/FONT]
 

sumisali

New member
Katılım
3 Nis 2009
Mesajlar
1,903
Tepkime puanı
2,112
Puanları
0
pencereye bakmakla pencereden bakmak bir değildir. Pencereye bakanlar belki pencerenin üzerindeki lekeleri görür ya da pencerenin çerçevesi, camı gibi bir takım yapısal özellikleri hakkında görsel bilgi sahibi olurlar. Pencerenin muhteşem bir dünyaya açıldığını düşünüp buradan dışarı bakanlarsa, bu pencerenin ardındaki güzellikleri seyrederler ve bundan sonsuz keyif alırlar. Bu anlamda tefekkür etmek, çevremizdeki güzellikleri görebilmemize yarayan bir nimettir. Tefekkür sayesinde karşılaştığımız görüntülerin her biri bize Yüce Rabbimiz’in azametini, sonsuz rahmetini ve üstün yaratma sanatını gösterir.
 

sýyah_

New member
Katılım
13 Ağu 2010
Mesajlar
454
Tepkime puanı
222
Puanları
0
Yaş
50
Mevlana Hazretleri "İnsan denizde giden gemi gibidir, içine su alırsa batar, bir insan bu dünyada giden bir gemi gibi içine dünya girerse bu dünyaya batar" demiştir. Bizim tefekkürlerimiz o evliyaların tefekkürlerinin yanında kıyaslayınca imanın tefekküre göre kuvveti anlaşılıyor. Dünyaya bakış açısıda anlaşılıyor. Demekki bu dünyaya fazla bağlanmayacağız, öyle evin penceresinden bakıp geçer gibi göçüp gideceğiz, ama gitmeden önce ALLAH'ın rızasını kazanıp öyle gitmemiz gerekir. Bakıyorum da şu dünyaya bağlanmamak çok zor, her yerden kement atıyorlar hepsi boynumuza dolanıyor, bütün tuzaklara yakalanmışız, dizimizi geçmiş artı kkendimizi bataklıktan kurtaramıyoruz. Bu dünya boş, ALLAH'tan başka herşey yalan, gelip geçici, hiç bir şey yerinde durmuyor dünya bile dönek durmuyor yerinde dönüyor. Tabi mecazi olarak dedim onun bile bizde hakkı var.
 
Üst Alt