Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Mezhepsiz kime denir

Ebu Zerr

New member
Katılım
8 Haz 2007
Mesajlar
866
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ankara
Ebu Hureyre dedi diye Allah'ı göreceğimize inanmıyorum...
İmam-ı Azam Ebu Hanife dediği için inanıyorum...
Allah'ın görüleceği konusunda sahih hadisler mevcuttur...
Olayın Allah'a mekan isandı ile ilgisi yoktur...
Allah'ın ol demesi ile gör demesi söz konusudur...
Görmek istemeyen görmesin kardeşim...
Görmek isteyenlere de karışılmasın...
 

cüneytkaya

New member
Katılım
10 Tem 2007
Mesajlar
85
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Ehl-i bid’atin taktiklerinden bazıları şöyledir:

1- Bid’at ehli birini büyük bir zat olarak takdim edebilmek için, büyük zatların arasına sokarlar. Mesela derler ki:
(Ebu Hanife, imam ibni Teymiye ve Gazzali gibi büyük zatlara dil uzatılmaz.) [Burada, ibni Teymiye iki büyük zat arasına sokulmuştur.]

Bir Maocu da aynı taktikle şöyle demişti: (Fatih ve Mao gibi büyük zatların kıymetini bilmeli.)

2- Hurafeleri sayıp, araya sünnet olanları katarlar. Mesela derler ki:
(Yatırlara çaput bağlamak, mum dikmek ve ölü için Kur’an okumak, hurafedir.)
Çaput bağlamak, mum dikmek caiz değil ama, ölü için Kur’an okumak sünnettir. Mason Abduh gibi reform istiyorum diyenler de, aynı teraneyi okur:
(Bu Kur’an inmemiştir, ne fal bakmak için, ne de kabirde okumak için.)

Aynı taktik! Elbette Kur’an fal bakmak için inmedi, ama ölülere okunmasını Resulullah efendimiz bildirdi. Evliyadan yardım istemeye karşı çıkarak, yatırdaki evliya zata leş diyor: (Bu hakkı ne taştan, ne de leşten istemeli.) [Burada da taşın yanı sıra, asıl maksadını bildiriyor.]

3- Rahmet için söylenmiş farklı hadisleri bahane edip diyorlar ki:
(Peygamber bir öyle bir böyle söylemez, onun için hadisler bize delil olamaz. Kur’andan başkasına bağlanmamak gerekir.)

4- Mezheplerdeki rahmet olan farklı ictihadı bahane edip, ehl-i bidatin sözlerine de ictihad diyorlar:
(İmam ibni Teymiye’nin de, imam Şevkani’nin de farklı ictihadları tenkit edilmemeli.)

5- Hakiki İslam âlimlerini gözden düşürmek için şöyle diyorlar:
(Her âlim bir şey söylüyor, hangisinin doğru olduğunu nereden bilelim? Onun için yalnız Kur’ana uymak lazım.)

6- Tesettürün aleyhine konuşurlar. Kapanmayı emreden açık bir âyet yok derler. Mevcut âyetleri de değiştirerek şöyle diyorlar:
(Allah başınızı örtün demiyor, yakanızı, göğsünüzü örtün diyor.)

7- Namazdaki tesettürü inkâr edip diyorlar ki:
(Allah her şeyi görür. Onun için hiçbir şey perde olmaz. Karanlıkta da görür, elbiseli iken de görür. Onun için, kimse yok iken namazı çıplak kılmanın mahzuru olmaz.)

8- Dini hükümleri bozmaya çalışıp diyorlar ki:
(Kur’anda sadece inek ve koyun kurban edilir demiyor, balıktan da olur horozdan da olur, herkes gücünün yettiğini keser.)

9- Ezanı ve namazı bozmak için Türkçe yapılmasını isteyerek diyorlar ki:
(Anlamadan yapılan ibadetin faydası olmaz. Ezanda da, namazda da, her millet kendi dilini esas almalıdır.)

10- Dinde reform yapmak, yani dini değiştirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Diyorlar ki:
(Zaman sana uymazsa sen zamana uy demişler. Luther’i örnek alarak dinin zamana uymayan yönlerini değiştirmek gerekir.)
 

Ebu Zerr

New member
Katılım
8 Haz 2007
Mesajlar
866
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ankara
Şeyhul İslam İbn Teymiyye büyük imamlardandır...
Hanbeli Mezhebin'de içtihat seviyesindedir ve içtihat etmiştir...
Aynı zamanda hadis hafızıdır...

İbn Teymiyye bazı kendini bilmezler tarafından eleştirilince, İslam âlimleri onu korumak ve onu tanıtmak için kitaplar telif etmişlerdir. İbn Nasıru'd-din (842) "er-Reddü'l Vafir" isimli kitabında 87 tane farklı mezheb ve mesnetteki âlimin İbn Teymiyye'nin hiç tereddütsüz Şeyhu'l İslâm olduğuna dair görüşünü bir araya getirmiştir.

Şâfiî mezhebinden İmam Salih b. Ömer el-Buhıtkînî (868/1463-1464) bu kitaptaki takrizinde şöyle der: "Ben İbn Teymiyye'nin bu zamana kadar okuduğum kitaplarında onun küfrünü, zındıklığını gerektirecek bir sözüne rastlamadım. Onun kitaplarında kişiyi ilim ve dinde yükseltecek bid'atçılar ve sapıklarla mücadele gibi meziyetlere rastladım. Yine bu kitapda Hanefi mezhebinin imamlarında Abdurrahman b. Ali (835/1431-32)'nin şu sözü vardır: "İbn Teymiyye'den onun küfrünü, fıskını ve dinde çirkinliğini gerektirecek bir şey nakledilmemiştir."

Hanefî mezhep âlimlerinden Bedruddin el-Aynî (855) de şöyle demiştir: "Kim onun kâfir olduğunu söylerse o kâfir olur. Kim onu zındıklığa itham ederse o zındıktır. Bu sözler ona nasıl nisbet edilebilir? Onun kitapları her tarafta yayılmıştır ve onun kitaplarında sapıklık ve tefrikaya işaret eden hiç bir şey yoktur."

Bu âlimler gibi daha bir çok âlim bu kitapta İbn Teymiyye'yi tezkiye etmiş ve savunmuştur. Çağdaş müelliflerden Ebu'l-Hasan Ali el-Haseni en-Nedvi onun hakkında takriben 300 sahifelik bir kitap telif etmiştir. Kitabın ismi "el-Hafız Ahmed b. Teymiyye"dir.

İbn Teymiyye, tecsim suçlamalarına karşı genelde Buhârî'nin şeyhi Nuaym b. Hammad el-Huzâî'nin şu sözünü naklederdi: "Kim Allah'ı mahlûkatına benzetirse kâfir olur, kim de Allah Teâlâ'nın kendisini vasfettiği bir sıfatını inkâr ederse kâfir olur. Allah'ın ve Resulunün Allah'ı vasfetmek için bildirdiği bir sözü kabul etmek teşbih değildir."

Sultan Nasıruddin döneminde, İbn Teymiyye’ye kötülük edenler gelip ondan özür dilediklerinde “hepinize hakkımı helal ediyorum” demiştir.

Sultan Nasıruddin, İbn Teymiyye’ye kötülük eden alimlerden intikam almak istiyordu. İbn Teymiyye’den bunları öldürmek için fetva istemiş, İbn Teymiyye bu fetvayı vermemişti.

İbn Teymiyye, “kanlarını dökmek haramdır, onlara işkence de etmek caiz değildir” diyerek, kendisine zulmeden bu alimleri affetmiştir…

Sultan Nasıruddin, “ama, onlar sana işkence ettiler ve seni defalarca öldürmek istediler” demiş.

İbn Teymiyye ise, “Bana işkence yapanlara hakkımı helal ediyorum. Allah ve Rasulüne karşı kötülük edenlerden Allah intikamını alır. Ben kendim için intikam istemiyorum” demiştir…

İbn Teymiyye, merhamette daha da ileri giderek, Sultan Nasıruddin’den onların bağışlanmalarını rica etmiş ve “eğer onları öldürürsen, yerlerini dolduracak kimse bulamazsın” diyerek affedilmelerini sağlamıştır…

Bu affedilenler arasında İbn Teymiyye’nin en şedid düşmanı olan, maliki kadısı İbn Mahluf’da vardır. İbn Mahluf aynen şöyle demiştir: “İbn Teymiyye gibisini görmedim. Biz ona kötülük etmek istedik, ancak gücümüz yetmedi, onun gücü bize yettiği halde o bizi bağışladı”…

muhammed ebu zehra, mezhepler tarihi...
 

cüneytkaya

New member
Katılım
10 Tem 2007
Mesajlar
85
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
1- Âlimlere olan itimadı yıkmaya çalışıyorlar. Halbuki Allahü teâlâ buyuruyor ki:
(Bu misalleri ancak âlimler anlar.) [Ankebut 43]
(Bilmiyorsanız âlimlerden sorun!) [Nahl 43]
(Bilenle bilmeyen bir olur mu?) [Zümer 9]

Peygamber efendimiz de buyuruyor ki:
(Âlimlere tâbi olun.) [Deylemi]
(Âlimler benim ve diğer peygamberlerin vârisleridir.) [Ebu Nuaym]
(Âlimler, kurtuluş rehberleridir.) [İbni Neccar]

2-
Mezhepleri birleştirerek herkesi mezhepsiz yapmak istiyorlar. Mason Abduh’un çömezi Reşit Rıza ile onları taklit eden mezhepsizler, mezheplere saldırıyorlar. Halbuki mezhepler kardeştir. Birinde yapılması güç olan şey, ötekine göre yapılır. Bunun için Peygamber efendimiz, (Âlimlerin farklı ictihadları, mezheplere ayrılmaları rahmettir) buyuruyor. (Beyheki)

3-
Eshab-ı kirama olan itimadı sarsmaya çalışıyorlar. Maksatları onların rivayet ettiği hadis-i şeriflere ve onların topladığı Kur'an-ı kerime gölge düşürmektir. Halbuki Allahü teâlâ hepsinden razı olduğunu, hepsinin Cennetlik olduğunu bildiriyor. (Tevbe 100, Hadid 10)

Rafizi meşrepli kimseler de, “Müslüman Müslümanla savaşmaz” diyerek Hazret-i Ali ile savaşan eshab-ı kirama kâfir diyerek hakaret ediyorlar. Halbuki iki Müslüman ordunun savaşabileceği Kur’an-ı kerimde bildiriliyor. İki tarafa da kâfir denmez. Çünkü, (Eğer müminlerden iki grup birbiriyle savaşırlarsa aralarını düzeltiniz) buyurulmuştur. (Hücurat 9)

4-
Asırlardır gelen halifelerin gerçek halife olmadığı, onların hilafetinin sahih olduğunu söyleyen binlerce âlimin de gerçek âlim olmadığı, dolayısıyla bu âlimlerin sözlerine itimat edilemeyeceği fikrini yaymak istiyorlar. [Âlimlere itimat sarsılınca, onların bildirdikleri dine de itimat kalmaz.]

5-
Geri kalışımızı yeni ictihadlar yapılmayışına bağlamaya çalışıyorlar. Kur'an-ı kerimin yanlış şekilde tevil ve tefsirleri yapılarak yeni görüşler çıkarmak suretiyle dini bozmaya çalışıyorlar.

6-
Hadis-i şeriflere olan itimadı sarsmaya çalışıyorlar. Halbuki hiçbir hadis kitabında ve hiçbir İslam âliminin kitabında uydurma hadis yoktur. İslam Âlimleri din düşmanları tarafından, din kitaplarına sokmaya çalıştıkları sözleri kitaplarına almamışlardır. Bazı cahil okuyucular, bir hadisi Kur’ana göre ölç ona göre yaz diyorlar. Sanki imam-ı Buhari ve diğer hadis âlimleri bir hadisi kitaplarına alırken Kur’ana uyup uymadığını anlamamışlar da biz mi anlayacağız?

7-
Herkesin meal okumasını teşvik ediyorlar. Böylece her anlayışa göre farklı görüşler meydana çıkmasına, yani dinde anarşi çıkarmaya çalışıyorlar. Mesela Kur’anı yanlış tevil ederek, namaz üç vakittir, tesettür farz değildir, tavuktan, balıktan kurban olur diyorlar. Allahü teâlâ, Peygamber efendimize Kur’anı açıklamasını emretmiştir. (Nahl 44)

Peygamber efendimiz de, Kur'an-ı kerimi açıklamıştır. Onun için Kur’anı yorumlamak için Resulullahın açıklamasına bakmak şarttır. Onun açıklamasından farklı yorumlar getirmek dinde reform olur. Hatta Peygamber efendimizin hadis-i şeriflerini de âlimler açıklamış, bize onlara uymaktan başka şey bırakmamışlardır.
 

esma_

New member
Katılım
1 May 2007
Mesajlar
66
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
cüneytkaya anlaşılan hiç bir şey anlamamışız birbirimizin yazılarından şu kadarını söyleyim benim anladığım bu tabirden her hangi bir mezhebe mensup olmamaktır zira möezhepler mezhep mensubu olmayanların bazılarına göre (Kİ onlardan biriyim)incili,n dört kitap olması kadar vahim bir durumdur niçinlerini amaçlarını oluşumlarını da dilerseniz anlatayım yahut hazır bilgiden ziyade daha önce tavsiye ettiğim kitaba bir şekilde ulaşınız veyahutta öm yoluyla adresinizi verin size ve isteyenlere hediye edeyim.bakınız on on bir ay öncesine kadar inanın ciddi tartışmalar gerekçeler sunabilirdim herkese konu ile ilgili lakin zamanla yaptığım araştırmalar maalesef bu konuda da bir uzlaşma olmadığını gösterdi bana bu sebeple açık açık yazamam zira
şayet sizlerin dediği doğru ise bu sefer yazacaklarımdan etkilenecek insanların mesuliyetini taşıyacak güce sahip değilim lakin şayet benim dediğim doğru ise o halde mezhep münazarası bir nevi farklı hadiselere sebep olmazmı allah muhafaza
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Her müslüman islamı ihtisas sahibinden öğrenmelidir,Aklımıza gelenlerden imam Ebu hanife,imam malik,imam şafii,imam ebu yusuf,imam muhammed,imam buhari,imam müslim,imam ebu davud,imam ibni hanbel ümmetin genelince yıllardır güvenilen kişilerdir.Fıkıh ve sünnet konusunda en çok başvurulan bu zatı muhteremlerin eserleridir.Hasan el benna,seyyid kutub,said nursi,Ebul ala Mevdudi,Said Havva,Muhammed ebu Zehra,Hamdi yazır,Muhammed Hamidullah,Fettullah Gülen,Hayyerttin karaman ve bir çok son dönem alimleride bunlara güvendiklerini hem eserlerinde alıntı yaparak,hem bu muhteremlerin yüksek ahlaklarını ikrar ederek söylemişlerdir.
 
Üst Alt