Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müslüman kardeşlerimin dikkatine!

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Günümüzde yalnız Kuran var diyen sen bizi takkiyeyle suçlayan takiyeci

1-Bu ibadetlerin pratiklerini doğru olarak aktaran ve alim denen büyük kimseler olmasını kimse inkar edemez zaten.
bu inkar edemediğin ulema kim miş,öğrenelim,söylede,yoksa sen misin.her dilde namaz olur diyen sen.

Biz Allah diyoruz, peygamber diyoruz. Siz sapık rivayetlere hadis diyorsunuz.


2-nerde peygamber diyorsun,O nun sav.kutlu sözlerine sapık diyerek mi diyorsun.Anlayamadığına sözlere sapık,ulşamadığın ciğere pis diyorsun.
biz tamam öyle tabi, ama yasa anayasaya aykırı olamaz, anayasaya aykırı yasalar olursa onu yok sayarız diyoruz.


3- sen mi yoksa ulemamı karar verecek aykırılığına ,doğru sen fetva emirisin,yellensek abdest olur,eşek,akbaba yenir di mi.

Peygamber, hadis ve sünneti inkar eden Müslüman olamaz. Ama hadis başka, hadis rivayeti başka şeylerdir.


4- sen hangi hadisleri inkar etmezsin ki inkar etmezsen din uyduramazsın.ravilerin rivayet ettikleri sözlere hadis denir.aklın başındaysa tabii.bu sözünü unutma.

Hala geçmişteki zatları kendinize alet etmeye devam ediyorsunuz. Ama gerçekler gizlenemez


5- bu zatlar geçmemiş ama siz kendinizden geçmişsiniz,galiba.rivayetleri ile yaşıyorlar ,eserlerinde.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,131
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Sesi çok çıkaranların gemisine hemen binilmez nazlı kız, hak olan sese bakacaksın.

Kur'an, çoluk çocuğun idraki ile nas olmaz, iman elden gider de anlamazsın.

Bakacağız bu hezeyanlara tek tek, biraz zaman lazım...
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
"Hayır, Rabb'in hakkı için onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da senin verdiğin hükme karşı içlerinde bir burukluk duymadan, tam anlamıyla Teslim olmadıkça inanmış olamazlar." (Nisâ, 4/65).

"Allah ve Resûlü, bir işte hüküm verdiği zaman, artık inanmış bir kadın ve erkeğe, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resûlü'ne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur" (Ahzâb, 33/36).

"Aralarında hükmetmesi için Allah'a ve Resûlü'ne çağrıldıkları zaman inananların sözü ancak: "İşittik ve itâat ettik" demeleridir. İşte saadete eren onlardır" (Nûr, 24/51).

"Herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; -eğer gerçekten Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız- onu Allah'a ve Resûlü'ne götürün..." (Nisâ, 4/59).28

Hz. Peygamber'in Kur'ân'da olmayan hususlarda koymuş olduğu hükümlere örnek olarak, beş vakit namazın zamanı, rekatları, nasıl kılınacağı, vitir namazının vacip oluşu, namazlarda Kabe'den önce Beyt-i Makdis'e yönelme, orucu bozan ve bozmayan şeyler, kimlere zekâtın farz olduğu, şer'î boşanmanın şekli, diyetlerle ilgili birçok hükümler, içki içmenin cezası, hırsız, hangi miktarda hırsızlık yaparsa cezâlandırabileceği, hayızlı kadının namaz kılamaması, oruç tutamaması, büyükannenin mirâsı gibi hususlardır.

Bu konu ile ilgili olarak kaynaklarda şöyle bir habere rastlıyoruz:

İmrân b. el-Husayn'ın (Ö.52/672) bulunduğu bir mecliste, adamın biri: "Kur'ân'da olandan başkasından bahsetmeyin" deyince, İmrân: "Sen akılsız bir adamsın! Öğle namazının (farzının) dört rekat olduğunu, onda kırâatın açıktan olamayacağını, Allah'ın Kitabında gördün mü?" Sonra zekâtı ve benzeri hükümleri sıraladı ve şöyle ilâve etti: "Bütün bunları Allah'ın

Kitâbında açıklanmış olarak buluyor musun? Kitâbullah bunları müphem bırakmıştır. Sünnet de açıklamıştır."

Görüldüğü üzere Allah bizzat resulünü hemen yanında zikr etmiş ve O sav.hüküm verme yetkisinin olduğundan bahs etmiştir.

 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,131
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
"Hayır, Rabb'in hakkı için onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da senin verdiğin hükme karşı içlerinde bir burukluk duymadan, tam anlamıyla Teslim olmadıkça inanmış olamazlar." (Nisâ, 4/65).

"Allah ve Resûlü, bir işte hüküm verdiği zaman, artık inanmış bir kadın ve erkeğe, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resûlü'ne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur" (Ahzâb, 33/36).

"Aralarında hükmetmesi için Allah'a ve Resûlü'ne çağrıldıkları zaman inananların sözü ancak: "İşittik ve itâat ettik" demeleridir. İşte saadete eren onlardır" (Nûr, 24/51).

"Herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; -eğer gerçekten Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız- onu Allah'a ve Resûlü'ne götürün..." (Nisâ, 4/59).28

Hz. Peygamber'in Kur'ân'da olmayan hususlarda koymuş olduğu hükümlere örnek olarak, beş vakit namazın zamanı, rekatları, nasıl kılınacağı, vitir namazının vacip oluşu, namazlarda Kabe'den önce Beyt-i Makdis'e yönelme, orucu bozan ve bozmayan şeyler, kimlere zekâtın farz olduğu, şer'î boşanmanın şekli, diyetlerle ilgili birçok hükümler, içki içmenin cezası, hırsız, hangi miktarda hırsızlık yaparsa cezâlandırabileceği, hayızlı kadının namaz kılamaması, oruç tutamaması, büyükannenin mirâsı gibi hususlardır.

Bu konu ile ilgili olarak kaynaklarda şöyle bir habere rastlıyoruz:

İmrân b. el-Husayn'ın (Ö.52/672) bulunduğu bir mecliste, adamın biri: "Kur'ân'da olandan başkasından bahsetmeyin" deyince, İmrân: "Sen akılsız bir adamsın! Öğle namazının (farzının) dört rekat olduğunu, onda kırâatın açıktan olamayacağını, Allah'ın Kitabında gördün mü?" Sonra zekâtı ve benzeri hükümleri sıraladı ve şöyle ilâve etti: "Bütün bunları Allah'ın

Kitâbında açıklanmış olarak buluyor musun? Kitâbullah bunları müphem bırakmıştır. Sünnet de açıklamıştır."

Görüldüğü üzere Allah bizzat resulünü hemen yanında zikr etmiş ve O sav.hüküm verme yetkisinin olduğundan bahs etmiştir.


Peygamber Efendimizin (sav) İslam'da ki hükmü bu ayetlerle de çok sarih bir şekilde ortaya konmuş. Bundan öte söz söyleyen delil koyacak ortaya! Ya da kendi heva ve hevesinde olduğunu kabul edecek.

 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Rabbimiz! İçlerinden onlara bir elçi gönder; senin âyetlerini okusun; Kitab’ı ve hikmeti öğretsin ve onları geliştirsin. Güçlü olan sen, doğru karar veren sensin”. (Bakara 2/129)

Allah bu müminlere gerçek bir iyilikte bulundu. Çünkü içlerinden bir elçi gönderdi; o onlara Allah’ın âyetlerini okumakta, onları geliştirmektedir; onlara Kitabı ve hikmeti öğretmektedir. Onlar, önceleri açık bir şaşkınlık içinde idiler
. (Al-i İmran 3/164)
Görevi ile ilgili yaptığı her konuşma, her uygulama ve verdiği her onay, onun Kur’ân’dan çıkardığı hikmettir. Peygamberimizin şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur:
Bakın! Bana kitap ve beraberinde onun misli verildi
Sizden birinin, koltuğuna yaslanmış, verdiğim bir emir veya koyduğum yasakla ilgili şöyle dediğini sakın görmeyeyim: “Bilmeyiz, biz Allah’ın Kitab’ında bulduğumuza uyarız”
Doğru hüküm verme yeteneğine de hikmet denir.

İmam Şafiî Sünnetin Hikmet olduğunu söylemiştir. Onun sözlerinden bir kısmı şöyledir:
“[Kur’an bilgisine sahip güvendiğim bir zattan şunu işittim: Hikmet Allah’ın Elçisi’nin Sünnetidir.
Hikmet Kur’ân’a tabi kılınmış, Kitap ve hikmet öğrenimi Allah’ın kullarına ikramı sayılmışken, doğrusunu Allah bilir ama buradaki hikmete Allah’ın Elçisi’nin Sünneti dışında bir şey denemez.]
Bu sözlere katılmamak mümkün değildir. Peygamberimizin ümmetine öğrettiği iki şeyden birinin Kur’ân, diğerinin de Sünnet olduğunda ittifak edildiğine göre Sünnetin hikmet olması kaçınılmazdır.
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Bütün araştırmalarımıza rağmen, Buharî’de böyle bir hadise rastlayamadık. “Buhari 9/1391" diye belirtilen kaynakta böyle bir hadis bulunmamaktadır.

- Ahmed b. Hanbel’in rivayet ettiğine göre, Amr b. As hacca giderken geldikleri bir mekanda arkadaşlarına şöyle demiştir: Biz Hz. Peygamber (a.s.m)’le birlikte hacca (veya umreye) gitmek üzere bulunduğumuz bu yere ulaştığımızda, “Bakın bir şey görebiliyor musunuz?” diye sordu. Bizde “Evet, gagası ve ayakları kırmızı renkte alaca bir karganın da içinde bulunduğu bazı kargaları (bir rivayette; bir çok karga) görüyoruz.” dedik. Bunun üzerine Resulullah (a.s.m) “Kadınlardan ancak bu kargalar içerisinde bu (hemen kendini gösteren, belli eden) karga gibi olan kadınlar cennete gider.” diye buyurdu.”(İbn Hanbel, 4/197, 205).

Görüldüğü gibi, bu rivayette “İyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir.” ifadesi bulunmamaktadır. Araştırdığımız kadarıyla bu rivayetin aslı sadece İbn Hanbel’de vardır. Ve orada bulunan iki rivayette de “yüz karga” ifadesi geçmemektedir. Yukarıda işaret ettiğimiz gibi, bir rivayette sadece “kargalar” kullanılmıştır ki, Arapça gramer kuralına göre bunu “bazı kargalar” olarak anlayabiliriz. Diğer rivayette “bir çok karga” ifadesi yer almıştır ki, bu da on tane de olsa “çok” sayılır. Zaten hadiste bu misalin verilmesi, orada görülen bazı kargalardan ötürüdür. Aynı yerde yüz tane karganın bir araya gelmesi çok nadir olmakla beraber, hadisin akışı da sayı vermeye izin vermemektedir. Bunu uyduranların art niyetli oldukları belli...

- Şayet bu rivayet sahih olursa, onu şöyle anlamak lazımdır. İyi kadın, cenneti hak eden kadın, -bir çok karga içerisinde, türlü renkleriyle diğerlerinden hemen fark edilen alaca bir karga gibi- dışa yansıyan davranışlarıyla hemen kendini belli eden kadındır. Öyle ki, vakarıyla, hayasıyla, iffetiyle, edebiyle, insanî davranışlarıyla ve ağırbaşlılığıyla hemen fark edilir. Hadisin sıhhat ciheti bir tarafa, hüsnü zan sahibi, insaflı bir kimsenin düşüncesinde bu hadiste olumsuz bir şey olmadığı ortadadır.

Nitekim, bir rivayete göre Peygamberimiz (a.s.m) şöyle buyurmuştur:
“Mümin / imanlı bir kadının durumu, siyah kargalar arasında bulunan ve ne ikincisi ne de benzeri olmayan bir alaca karga gibidir.” (Macmau’z-zevaid, 4/274)
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,131
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Sevgili bekir,

Yukarıda 4 tane çok basit soru sormuşum. Bu soruyu cevaplamak isteyen birisi;

1- "hayır bu hadis olamaz" diyerek diğer soruları buna göre cevaplayabilir,
2- "Evet, hadistir" çünkü; diyerek diğer soruları da cevaplayabilir.

Siz ise bunları cevaplayabilmemiz için "bu hadisten ne anladığınızı yazmanız gerekir" diyorsunuz.

a- Bu soruların cevabı için benim ne anladığımı bilmeniz niye gerekiyor?
b- Benim doğru yada yanlış anlamam, sorulara vereceğiniz cevabınızı değiştirecekmi?
c- Bu ne anladığımı söyleyeyim yada söylemeyeyim, size göre hadismidir, değilmidir?

Not: Ben ne anladığımı her halde söyleyebilirim, ama diyelimki henüz bir şey bilmeyen biri bu duurmla karşılaştı ve hem ayeti hem bu sözü anlamaya çalışıyor.

Şimdi, bu kimse gibi düşünün beni ve lütfen soruya cevabınız varsa verin. yoksa; başka cevap vereni bekleyelim!

Ben astığıma göre; herhalde fikrim de olacaktırki, bunu cevap verildikten sonra ya onaylayarak yada aksini göstermek üzere cevabımı belli edeceğim.

Lütfen soruya başka istekte bulunmadan cevap verilsin, soru açık çünkü!

selamlar
aorskaya

Pilav olmazsa lapa yaparız.

Dört tane soru sormanızın sebebi neymiş evvela ona bakalım. Bir ayet asmışsınız. Evveli ile alalım ki, iyi anlaşılsın.


Ey Rabbimiz! Bir çağırıcının, 'Rabbinize inanın!' diye imana çağırdığını işittik ve iman ettik. Ey Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla bizim. Kötülüklerimizin üstünü ört ve bize iyilerle birlikte ölmek nasip et.

Rableri onlara cevap verdi: "Ben sizden, erkek-kadın hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hep birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda işkenceye uğratılanlar, çarpışıp da öldürülenler var ya, onların kötülüklerini yemin olsun örteceğim. Ve yemin olsun ki onları, Allah katından bir karşılık olarak, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım." Allah katındandır karşılıkların en güzeli.


Sonra da bir hadis alıntılamışsınız.

Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir.

Bu sorularla da hadisin ayetle çeliştiğini ve sık sık tekrarladığınız "rivayet" tabirini kullanmışsınız.

Siz bu hadisi anlayamadığınız için bir açık yakalamanın sevinci ile de soruları döktürmüşsünüz.

Hadis, özetle iyi bir kadının yüz kadın arasından bile kolayca seçilebileceğini, anlaşılabileceğini tebarüz ettiriyor. Bu iyi kadınları hususen öven bir hadis olmasına rağmen Siz bu hadis kendi heva ve hevesinizle yorumlayıp "Kuran hayır üreten erkeğin de kadının da önünü açık tutarken, bu rivayet kadının önünü kapamaktadır." şeklinde de yaftalamışsınız.

Şimdi sorularınızı cevaplayalım anladığınız usulle.


Siz anlamadınız diye Hadisleri "rivayet" diye yaftalamaya utanmıyormusunuz?


Demişse Siz O'nda (sav) kusur aramak yerine kendi eksikliğinizi aramak şerefinden niye mahrum kalıyorsunuz?


Bu hadistir, Sen'in ömrü billah elde edeceğin İslami ilmin Buhari Hazretlerinin bir nefesinden azdır, bilirmisin?


Hadisleri anlayamayan, anlayamadığı için ahkam kesen aorskaya'ya kim güvenebilir ki?
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,131
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
selam,

Sinan kardeşim,

Önce şu yellenmeyle ilgili olarak "abdesti bozmayacağı" şeklindeki bana ait olduğunu söylediğiniz iddia için özür bekliyorum bunu bilin. Çünkü, böyle bir şey söylemediğim gibi aksini düşünüyorum ve buna ilişkin kurandan anlatımla ilgili yazımıda yakında asacağım.

Konuya dönersek; sizi, önce Bekir kardeşimizin, soruyu cevaplamak için "sizin ne anladığınızı yazmanız gerekir" gidi dayanaksız isteklerde bulunmadan cevapladığınız için tebrik ederim.

İyi kadının, örneğin insanları sevindirecek simge olarak aslanlar içinde anılmayıp, Kargalar içinde iyi karga olarak gösterilmesinin de daha fazla üzerinde durmadan açıklamanızı kabul edelim.

Peki aynı şekilde aşağıdaki ve daha ciddi sonuçlar doğuracak ayet ve riayet emrine açıklamanız olacakmıdır.?


BAKARA SURESİ - 256

“Dinde zorlama yoktur.”


Nesei 7-8/14, Buhari 12/1883

“Dinini değiştireni öldürün.”





Allah’ın hükmünü rivayetle aşmaya, Allah’ın dinini kendi kafalarına uydurmaya çalışanların bu uydurması yüzünden çok kelleler gitmiştir.



Radikal dinci örgütlerin yaptığı katliamları bu örgütlerin zihinlerinde meşrulaştıran bunun gibi rivayetlerdir.



Bu arada ilginçtirki Evlerinin bodrumunu insan mezarına çevirenleri Diyanet kınamaktadır, ama aynı Diyanet Buhari ve Nesei gibi hadis kitaplarını da övmekte, dinin kaynağı olarak göstermektedir.



Bu ne biçim bir iştir?



Ehli sünnet yada diğer kardeşlerin aşağıdaki sorulara cevabı ne olacaktır. ?


selam

aorskaya


1- Bu rivayet hadis olabilirmi? Peygamberimiz bunu demiş olabilirmi?
2- Demiş olursa yukarıdaki ayete göre "yaşayan kuran" olabilirmi?
3- Bu hadis değilse; buharinin kaynağına sahih denilebilirmi? bu kaynaktaki bütün rivayetlere hadis diye güvenilebilirmi?
4- Bunu hadis diye kaynağına alan Buharinin delillerine güvenilirmi?

Maşallah, çok pişkinsiniz.

Şimdi müsait olamadığımdan size yazacaklarımı geceye saklıyorum. Tekrar dönene kadar yazın yazabildiğinizce. Mesnetide, desteğide hep beraber öğrenelim inşallah...
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Her şeyden evvel şunu bilmeliyiz ki, Hz. Peygamber müslümanlar arasındaki münafıkların varlığından haberdar olduğu halde onları cezalandırmamış hatta mescidden kovarak onları mahcup bile etmemiştir. Bu derece hoşgörülü bir peygamberin zorla tehditle dini benimsetmeye kalkması düşünülebilir mi? Her ne kadar Mekke'nin fethi sırasında Hz. Peygamber'in öldürülmelerini emrettiği bazı kimseler varsa da, bunların böyle bir emre muhatap oluşları, mürted olduktan sonra düşmanları müslümanların aleyhine provoke etmelerinden dolayıdır.

"Hz. Peygamber'in bir süre vahiy katipliğini yapan sonra irtidat edip tekrar Hıristiyan olan ve mensubu bulunduğu Neccaroğulları arasına dönerek Hz. Peygamber 'in yalancı olduğunu iddia eden mürted; Küba Mescidi karşısında Dırar Mescidi'ni inşa ettirerek Müslümanları bölmeye, Mekkeli müşriklerle Romalılardan yardım alarak Medine üzerine yürüyerek bir ordu oluşturulmasını sağlamaya çalışan Ebu Amir; Müslümanları işkenceyle öldürten Yemenli Esved b. Ka'b el-Ansî, Necd'li Müseyleme el-Kezzab gibi örnekler gözönüne alındığında Hz. Peygamber döneminde pasif bir mürted örneğinin bulunmadığı görülür. Esved ile Müseyleme fitnesi ancak I. Halife Hz. Ebu Bekir döneminde ortadan kaldırılabilmiştir. ... Hz. Peygamber döneminde başlayıp Hulefa-i Raşidin döneminde devam eden irtidat olayları siyasi otoriteyi zayıflatan, birliği bütünlüğü tehdit eden boyutta bir isyan hareketi olarak görülür. Hz. Peygamber'in "dinini değiştireni öldürün" emriyle bu eylemcileri kasteddiği açıktır. Ashab da bu emirle bunların kastedildiğini anlamıştır. Hz. Peygamber'in söz konusu emriyle ya içerde fitne çıkaran veya düşmanlara katılarak onlara güç kazandıran hainleri kasdettiği anlamını çıkarmak doğaldı. " (Aktan, s. 88).Hz. Peygamber zamanında dinle fiili olmayan bir mürted örneği yoktur. Dolayısıyla
mürtedlerin öldürülmesiyle ilgili hadis, tarihi vakıalara baktığımızda öldürme emrinin, düşünce ve inançtan dolayı değil çıkardıkları fitne, fesat, düşmanla işbirliği, huzur ve güveni bozma kısaca eylemlerinden dolayı olduğu kesin sonucuna varıyoruz.
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Göstermez.denildiği gibi mürted olmak la kast sadece dinini değiştirmek değil fiili olarak saldırıda bulunmak tır.zaten buhari r.h hadisi cihad bölümünde zikr etmiştir.
Ayrıca dinde zorlama yok beyanı dini akdini yapmamış insanlar içindir.yoksa dine girmiş kişiler tabiki mükelleftirler.yoksa kuran kendi kendiyle çelişmiş olur.hem zorlama yok deyip serbest bırakıp, hem emr etmesi,uymayanlarıda cehennem gibi dehşetli bir ceza ile cezalandıracağını söylemsi,tehdit etmesi hiç mantıklı değildir.
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Peygamber sav. uygulamalarında bu var,dinden dönerek düşmanla işbirliği yapan,şavaşan,fitne ve fesat yayanlar kast edilmiştir.Yukarda astığımız yazı gayet açık değil mi.yoksa günümüzde bir çok insanı öldürmek gerekirdi.böyle bişey olmadına göre,evet burada zikri geçen mürdetler fiil bir suç işlemişlerdir.

"Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse bilsin ki Allah onların yerine başka bir topluluk getirecektir... " (Mâide 5/54).

ayette geçen "sizden kim dininden döner ve kafir olarak ölürse ... " ifadesinin "dininden dönüp de kafir olarak öldürülen" şeklinde olmaması da dikkat çekicidir. Bu ifade bize, dinden dönen şahsın kafir olarak da yaşamını devam ettirme hakkı olduğuna ve hayatının normal yolla bitmesinin gerektiğine işaret etmektedir.
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
mürdeti biliyoruz.
yazı gayet açık tekrar okuyun.
"Hz. Peygamber'in bir süre vahiy katipliğini yapan sonra irtidat edip tekrar Hıristiyan olan ve mensubu bulunduğu Neccaroğulları arasına dönerek Hz. Peygamber 'in yalancı olduğunu iddia eden mürted; Küba Mescidi karşısında Dırar Mescidi'ni inşa ettirerek Müslümanları bölmeye, Mekkeli müşriklerle Romalılardan yardım alarak Medine üzerine yürüyerek bir ordu oluşturulmasını sağlamaya çalışan Ebu Amir; Müslümanları işkenceyle öldürten Yemenli Esved b. Ka'b el-Ansî, Necd'li Müseyleme el-Kezzab gibi örnekler gözönüne alındığında Hz. Peygamber döneminde pasif bir mürted örneğinin bulunmadığı görülür. Esved ile Müseyleme fitnesi ancak I. Halife Hz. Ebu Bekir döneminde ortadan kaldırılabilmiştir. ... Hz. Peygamber döneminde başlayıp Hulefa-i Raşidin döneminde devam eden irtidat olayları siyasi otoriteyi zayıflatan, birliği bütünlüğü tehdit eden boyutta bir isyan hareketi olarak görülür. Hz. Peygamber'in "dinini değiştireni öldürün" emriyle bu eylemcileri kasteddiği açıktır. Ashab da bu emirle bunların kastedildiğini anlamıştır. Hz. Peygamber'in söz konusu emriyle ya içerde fitne çıkaran veya düşmanlara katılarak onlara güç kazandıran hainleri kasdettiği anlamını çıkarmak doğaldı. "
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,131
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Selam,

Can çıkar huy çıkmaz lafını doğrulayacak yürden davranışlara yine devam etmekte sakınca görmeyeceksin değilmi?

Senin, cevaplamamak için yaptığın çabalara hiç girmeden sinan cevapladı sağolsun.

sen, kişisel sataşmalardan başka bir şey yapamazmısın?

Siz Beni itham edemezsiniz aorskaya. Ve bu forum sürekli Sizin ısrarlı bir şekilde, Hadislere, Sünnetlere, İslam Alimlerine, Mezhep İmamlarına karşı ipe sapa gelmez iftiralarınızı, aşağılamalarınızı, hezeyanlarınızı, saldırılarını dinlemek zorunda değildir. Açtığınız konular külliyen Hadis ve Sünnetleri karalamak, yalanlamak üzere kurulmuş. Bu tutumunuz burada bulunma sebebinizin sınırlarını ziyadesi ile aşmıştır. Mesajlarınızda ki bu uslübu devam ettirmeyeceğinizi umuyor ve ikaz ediyorum.



1- Sen rivayetlerin senetlerinin, ravilerinin durumlarının ne şekilde incelenerek kaynaklar oluşturulduğunun iddiasını araştırıp bilmediğimimi sanıyorsun?

Bilmiyorsunuz!


Sen, yüzbinlerce rivayet içinde sadece 1 tanesini evet sadece 1 tanesini % 100 kesinlikte hadis olduğunu ispat edebilirmisin? cevabın evet ise ölçü aracın nedir?

Haddini bil, Ne hadle yüzbinlerce hadisin bir tanesinin bile doğru olmadığını iddia, ima edebilirsin?



2- Hadis diyenlerin sahih kaynaklarındaki hadislerin yeniden ayıklanması çalışmalarından habersiz olamazsın değilmi? Bu çalışmalar neden yapılıyor sana göre? kaynaklardaki bütün hadis iddiları sana göre doğruımudur yani? Ayıklanma çalışmalarına katılan kimseler boşunamı uğraşıyorlar.

Uydurma hadislerin varlığı bilinmektedir, yüz yıllardan beri bilinmektedir. Bunları siz zihniyetler tespit etmediniz. Bunlar var ve bilinmektedir zaten. Sırf bunları sebep gösterip hadis ve sünnetlere külliyen cephe almak hangi Müslümanlıkta var? İslam'ı tahrife yeltenenlerin de Kur'an ayetlerini gerek mealen gerek tevilen değiştirdiği yıllardır sabit. O zaman Kur'an a da rivayet deyin. Nedir sizin bu Sünnet/Hadis kompleksiniz?!


Eğer onlar boşuna uğraşıyorlarsa; din adamı, alim vb. olmaz değilmi? Ama, boşa uğraşmıyorlarsa da Buharinin kaynağındakilerin tamamına güvenilmez değilmi?

Siz Buhari Hazretlerine sataşacağınıza Sahih-i Buhari de sahih olarak damgalanmış ama sizin idrak edemediğiniz hadis-i şerifleri getirin buraya müteala edilsin. Sizin ilimden, bilgiden, Kur'an talebeliğinden anladığınız, manasını anlamadığınız hadisleri karalamak, rivayet diye addetmek, ravisini, müellifini yalancı ilan etmek mi? Bu mu ilmile amil olmak, bu mudur İslami münazara ve müteala usülü, terbiyesi?! Siz böyle bir edebi hal içindeyken kendin hakkında ki en ufak söze tahammül edemeyip yaygarayı basarken, şikayet üstüne şikayet ederken, ilmi ile, ameli ile milyonlarca Müslüman'ın gönlüne taht kurmuş, Allah'ın müjdesine nail olmuş O Zatları, İmam-ı Azam'ı, İmam-ı Şafii'yi, İmam-ı Hambeli, İmam-ı Maliki,İmam-ı Buhariyi, İbn-i Mace'yi, İmam-ı Müslim'i, İam-ı Tirmizi'yi, İmam-ı Gazali'yi, İmam-ı Rabbani'yi nasıl akılsız, izansız, yalancı addederek hakaretin en alasını nasıl yapabilirsin!? Bakın Sizi tekrar tekrar uyarıyorum. Bu yaptıklarınız fikri müteala ve münazara değil, alanen iftira, aşağılama ve dayatmadır.



bunu da cevaplarsın sanırım, ama kavga etmeden tabi...

Kavga yok. Sizin oluşturduğunuz gayri edebi, gayri ilmi münazara tarzına şiddetli bir tahammül ile yazıyorum.



3- Sana, gaybtan haberlermi var? Kimin ömründe neler kazanacağını, kimin kimden ileri geri olacağını sen hangi derin ilminle biliyorsun?
4- Bana güvenmenizi isteyen yokki? Ben, bana değil kurana güvenin diyorum her yazımda... Sana göre doğrumudur, yeterlimidir?

Bırak artık sataşmaları bekir bey,

Eğer, istersen rivayet ve kuran konusunda hiyerarşik düzeyden tutunda, içerik bakımından müslümanı bağlayan temel yasaların ne olduğuna kadar bir kere yazışırız, ondan sonra tartışmak yerine; dini açıklamaya çalışırız.

Bilmeyenlere en iyi yardım böyle olabilir.

selam
aorskaya

Bu beylik sözler yerine yıktığınız çamların, size sorulan soruların, iftiralarınız hesabını ve cevabını verseniz önce de sonra sorsanız olur mu?
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,131
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Şu sataşma, tahrik yazılarından kendini kurtarıp, fikirlerini paylaşabilsen de faydalansak artık değilmi?

Kavgadan başka bir şey bilemezmisin, en iyi bildiğin bumudur?

Ne zaman uygun olursan o zaman yaz fikirlerini... Bir insan olarak her zaman fikirlerini dinlerim. Ama, kavga ortamı yaratmaya kalkma bekir kardeşim, bunu kabul edemem.

selam
aorskaya

Kavga yok. İftiralarla dolu, gizli hakaretlerle dolu mesajlarınıza cevap veremediğiniz yanıt ve mesajlar alınca pilavlar hep lapalaşıyor.

Mütemadiyen iftiralarla dolu itham ve sorular yazacağınıza yazdıklarınızın delilini sunun ki münazara mı yapılıyor, karalama mı yapılıyor anlaşılabilsin.


Bakın, masumiyetinizi başlangıçta "sevgili", bitişte "selam" ifadelerinizle tesis edemezsiniz. Delilsiz ve ilimsiz, kural dışı iddia ve yorumlarınızı düzeltin artık.
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
s,a.Arkadaş benden bahs ediyor galiba.

iki soru sordu

1- buharide geçentiğini söylediği karga meselesi böyle bir hadis geçmediğini söyledik hadis olsaydı anlamıda şu idi dedik.

2- mürtedi öldürmek ile ilgili ayet getirdik hadiste kast edilen mürttetlerin fiili işler yaptığını islam tarihinden ispatladık.bize mürtedin tanımını yaptı.
cevabını almışken hala çamur at izi kalsın diyerek politika yapıp bizim Kuran a ters düştüğümüzü anlatmış.
okuyucular taktir etsin .kimin ters düştüğünü.
Ayrıca yellenmenin abdesti bozduğunun delilini Kuranı kerimden getirecektiniz,bizde özür dileyecektik.ama yok.sarih açık bir biçimde ayeti bekliyoruz.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,131
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan

O zaman ne kadar sözünün erisin göster aorskaya



Cevaplamadığım hangi soru varsa; buyur as buraya…Hepsinin teker teker, atlanmdan cevaplanıp cevaplanmadığını gör, ondan sonra bu lafları edebilirsen et.

Selam
aorskaya

Aşağıda ki senin hadislere düşmanca hezeyanlarla sorduğun, güya Ehli Sünnet'i köşeye sıkıştırdığını sanarak astığın mesaj, iyi oku.



ALİ İMRAN SURESİ – 195


“Ben sizden erkek olsun, kadın olsun hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hepiniz birbirinizdensiniz

Buhari 9/1391

Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir.

Kuran hayır üreten erkeğin de kadının da önünü açık tutarken, bu rivayet kadının önünü kapamaktadır.

Kadın konusu, Peygamber’e iftira olarak uydurulan hadislerin en çok olduğu konulardan biridir.

Şimdi, rivayetlerin hepsini hadis olarak savunan ve Buhariye söz söyletmek istemeyen bir kardeşimiz lütfen bu konudaki fikirlerini yazabilirmi?

1- Bu rivayet hadis olabilirmi? Peygamberimiz bunu demiş olabilirmi?
2- Demiş olursa yukarıdaki ayete göre "yaşayan kuran" olabilirmi?
3- Bu hadis değilse; buharinin kaynağına sahih denilebilirmi? bu kaynaktaki bütün rivayetlere hadis diye güvenilebilirmi?
4- Bunu hadis diye kaynağına alan Buharinin delillerine güvenilirmi?


selam
aorskaya

Ve bu mesajın için Sana bir soru sorulmuş, aşağıda!


Bu sorunuza cevap verebilmemiz için; önce Siz, bu hadisten ne anladığınızı yazarmısınız?

İşte verebildiğin cevap, eğer buna cevap diyebiliyorsan!


Sevgili bekir,

Yukarıda 4 tane çok basit soru sormuşum. Bu soruyu cevaplamak isteyen birisi;

1- "hayır bu hadis olamaz" diyerek diğer soruları buna göre cevaplayabilir,
2- "Evet, hadistir" çünkü; diyerek diğer soruları da cevaplayabilir.

Siz ise bunları cevaplayabilmemiz için "bu hadisten ne anladığınızı yazmanız gerekir" diyorsunuz.

a- Bu soruların cevabı için benim ne anladığımı bilmeniz niye gerekiyor?
b- Benim doğru yada yanlış anlamam, sorulara vereceğiniz cevabınızı değiştirecekmi?
c- Bu ne anladığımı söyleyeyim yada söylemeyeyim, size göre hadismidir, değilmidir?

Not: Ben ne anladığımı her halde söyleyebilirim, ama diyelimki henüz bir şey bilmeyen biri bu duurmla karşılaştı ve hem ayeti hem bu sözü anlamaya çalışıyor.

Şimdi, bu kimse gibi düşünün beni ve lütfen soruya cevabınız varsa verin. yoksa; başka cevap vereni bekleyelim!

Ben astığıma göre; herhalde fikrim de olacaktırki, bunu cevap verildikten sonra ya onaylayarak yada aksini göstermek üzere cevabımı belli edeceğim.

Lütfen soruya başka istekte bulunmadan cevap verilsin, soru açık çünkü!

selamlar
aorskaya

İşte verdiğin cevap bu. Daha doğrusu mütemadiyen pilav/lapa durumlarına bir örnek. Hala soruyorum, bu soruya cevap verebilecekmisin, sözünün ne kadar erisin göster!
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,131
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
selam,
Bekir bey buyurun; polemiği bırakıp bir yerlerden başlayalım yazışamaya da okuculara da artık bıkkınlık gelmesin!

Böylede soru olurmu demeden lütfen aşağıdaki soruyu cevaplarmısınız? (Bu soruyu sordurtan kardeşlerimiz var)

Bu gün bir konuda Allah'ın koyduğu bir açık hükme rağmen, rivayetlerle tam tersine hüküm olabiliyor.


1- İşte böyle bir ters hükümlerin olması halinde sen Allah'ın hükümlerinemi uyarsın?

2- Yoksa; terste olsa rivayetlerle yaşamaya devammı edersin?


selam...

Biz polemik yapmayız aorskaya, adımız belli, Siz önce size sorulan soruları cevaplayın da sonra sorun!
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,131
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
s,a.Arkadaş benden bahs ediyor galiba.

iki soru sordu

1- buharide geçentiğini söylediği karga meselesi böyle bir hadis geçmediğini söyledik hadis olsaydı anlamıda şu idi dedik.

2- mürtedi öldürmek ile ilgili ayet getirdik hadiste kast edilen mürttetlerin fiili işler yaptığını islam tarihinden ispatladık.bize mürtedin tanımını yaptı.
cevabını almışken hala çamur at izi kalsın diyerek politika yapıp bizim Kuran a ters düştüğümüzü anlatmış.
okuyucular taktir etsin .kimin ters düştüğünü.
Ayrıca yellenmenin abdesti bozduğunun delilini Kuranı kerimden getirecektiniz,bizde özür dileyecektik.ama yok.sarih açık bir biçimde ayeti bekliyoruz.

aorskaya, ayrıca sinang'ın sorularının cevaplarını da alalım önce. Vur, kaç... Yok öyle.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,131
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan

önceden yazdığım cevap daha kısa olduğundan detaylı bir yazıyla soruyu cevaplıyorum:


"Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir"


Şimdi bu ..... rivayetten ne anladığımı açıklamaya çalışayım.



Halbuki rivayete bakarsak; “kadınların önce karga olarak nitelendirildiğini” görürüz.


Karganın her toplumda temsil ettiği durum bellidir. Pis işlerle uğraşan bir hayvan olup, kötü kimselere yakıştırılır.



Bazı kimseler, rivayetin bu yönünü görünce; “bunda ne var canım, iyi kadını kargalar içinde bile seçebilirsin diye kadını onurlandırıyor” diye rivayeti kurtarmayada çalışmışlardır.



Burada kadınların küçümsenmesi, aşağılanması söz konusudur. Bu rivayetle bütün kadınlar aşağılanırken, iyi kadınlar için lütfedilip, alaca karga gibi paye verilmiştir.





aorskaya


İşte senin ayet ve hadis idrakin bu aorskaya. Sen bu idrak ile Kur'an meali okuyor ve hüküm çıkartıyorsun. Sen bu idrak ile Hadis çevirisi okuyup hüküm çıkartıyorsun. Sen bu idrak ile bu işleri yaparsan sadece sui zan edersin, kendini zayi edersin.

Bin adam bu Hadis'ren bu manayı çıkarmaz, bu manayı sadece meselelere çok yüzeysel bakan birisi çıkartır.
Ve artık yeter, lütfen bırak bu boş işleri, ne bizi ajite et, ne sen günaha gir, boş yere kalb kırmayalım. Verdiğin mesajlar ile insanlara hayr et, bak bu gün Cuma, bir de güzel tevbe et, ayetleri yanlış tabir, tevil, hadislere "rivayet" karalaması işlerinden vazgeç artık, ömrünü bu yolda çürütmüş, bu yolda ilim için aç kalmış, sefil olmuş insanların günahını alma, onların emeklerini bir kalemde "saçma" diye tanımlama, Allah'tan korkuyorsan bil ki, Allah'ın hakkı, O'nun Rasülü'nün hakkı, kul hakkı ağır meseledir, ne kendini ne de bizi üzme.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt