Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

sünneti inkarcıları buraya

firsaf

New member
Katılım
15 May 2007
Mesajlar
105
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Şimdi bu arkadalarımıza soralım eğer sadece Kur an öğretisi yeterse Kuran da Allah c.c "Meryem71 ayetinde""İçinizden oraya uğramayacak hiç kimse yoktur. Bu, Rabbin üzerinde kesinleşmiş bir hükümdür."" buyuruyor.sünnet inkarcıları kendi bilinçsiz inanışlarıyla bu ayete göre cehenneme girerler. İşte bu ayeti anlamak için sünnet /hadis bilmeye muhtaçtırlar. Çünki Başka türlü açıklayamazlar. Hadistede cehennemin üzerinden geçen sırat köprüsü olduğunu öğrenirler.


Diğer bir husus: Maide 3 Size şunlar haram kılındı: Ölü, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş, yırtıcı hayvanlar tarafından yenmiş olup da henüz canlı iken kesmedikleriniz, dikili taşlar üzerinde boğazlananlar ve zararla kısmet paylaşmanız. Bunlar, birer yoldan çıkıştır. Bugün kafirler dininizi söndürebilmekten ümitlerini kestiler; onlardan korkmayın, yalnız benden korkun!... Sadece Kurana bakacak ve ondan deliller çıkaracak olursak balık etine haram dememiz gerekir. Şimdi inkarcıarkadaşlarımıza soralım Balık eti harammı? Kuranın neresinde geçiyor helallığı. Eğer helal diyorsan ve sakın Maide 96 ayetini delil getirmeye kalkışmayın çünki o ayetten size delil çıkmaz. 3. ayette boğazlanmamış hayvandan bahsediyor 96 ayette ise deniz avından bahsediyor....



Maide 3. göre balık etinin harammı helal mı olduğunuda açıklasanız.



Başka bir örnek Allah c.c Kuranda hırsızın elini kesin der "hangi elinin ve neresinden kesileceğini" açıklasanız. Meryem 71. deki ayete göre hadis kabul etmeyerek cehenneme giderim mi diyorsunuz? Bu hususları açıklayında engin ve derin ilminizden faydalanalım inş. Bunları merak ediyorum ve cevabınızı bekliyorum..


Muhacirlerden ve Ensar'dan ilklerle, güzel düşünüp güzel davranmada onları izleyenler var ya, Allah onlardan razı olmuştur; onlar da O'ndan razıdırlar. Onlara altlarından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Sürekli orada kalacaklardır. Büyük kurtuluş işte budur!" TEVBE: 100

sünneti kabul etmeyen inkarcılar tevbe 100. ayete göre nasıl davranıyorlar muhacir kimdir ensar kimdir
bu insanlar nasıl izlenecekte ayetin hükmü yerine gelsin
 

firsaf

New member
Katılım
15 May 2007
Mesajlar
105
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Sayin Mete AciklamalarinizI Bekliyoruz
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Önce tesekkür ederim tek tek yazacagim ama benim aciklamalarim bitmeden tek kelime yazmayacaksiniz önce söz verin biraz kaba yazacagim ama ne zaman cevabim biterse o zaman isterseniz küfredin.Önce anlasalim sonra yazayim...
 

hocam

New member
Katılım
26 Eki 2007
Mesajlar
5
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
arkadaşlar sünneti inkarcılık insanı imansızlığa götürür.

Dünyada sünneti en iyi yaşayanlara uymak duası ile ismail ağa cemaati lideri ve nakşibendi tarikatı şeyhi mahmud efendi (ks) hazretlerine özel site açılmış buyrun www.efendim.tripod.com

MAhmut ustaosmanoğlu:
4000 küsür sünnet vardır bunlardan birine uymassam bana tabi olmayın
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
arkadaşlar sünneti inkarcılık insanı imansızlığa götürür.

Dünyada sünneti en iyi yaşayanlara uymak duası ile ismail ağa cemaati lideri ve nakşibendi tarikatı şeyhi mahmud efendi (ks) hazretlerine özel site açılmış buyrun www.efendim.tripod.com

MAhmut ustaosmanoğlu:
4000 küsür sünnet vardır bunlardan birine uymassam bana tabi olmayın



Imansizligi sendenmi ögrenecegiz önce konuyu oku sonra cevap istiyorlarsa yaz konuyu bulandirmayin...
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Önce tesekkür ederim tek tek yazacagim ama benim aciklamalarim bitmeden tek kelime yazmayacaksiniz önce söz verin biraz kaba yazacagim ama ne zaman cevabim biterse o zaman isterseniz küfredin.Önce anlasalim sonra yazayim...



Cevap bekliyorum firsaf ne oldu hosunuza gitmez ise hemen konuyu dagitacakmisiniz?
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Önce tesekkür ederim tek tek yazacagim ama benim aciklamalarim bitmeden tek kelime yazmayacaksiniz önce söz verin biraz kaba yazacagim ama ne zaman cevabim biterse o zaman isterseniz küfredin.Önce anlasalim sonra yazayim...



Bekledim bekledim cevap yazmadin eger verirsen ben hazirladim birinci sorunun cevabini Meryem 71 i nasil anlayacagiz nereden bulacagiz bi siratmi firatmi denen köprümüdür yoksa cukurmudur olan yeri...eger cevap verirsen yazacagim....
 

firsaf

New member
Katılım
15 May 2007
Mesajlar
105
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Bekledim bekledim cevap yazmadin eger verirsen ben hazirladim birinci sorunun cevabini Meryem 71 i nasil anlayacagiz nereden bulacagiz bi siratmi firatmi denen köprümüdür yoksa cukurmudur olan yeri...eger cevap verirsen yazacagim....


buyrun yazın neymiş öğrenelim
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
buyrun yazın neymiş öğrenelim



Bu kelimeyi söz olarak aliyorum.

Önce size bir seyleri hatirlatmak lazim aslinda gereksiz okursaniz gereksiz oldugunu yani sizin icin gereksiz demek istedim;


Saptıran da, hidayete erdiren de sadece Allah`tır:
“Meşiet” kavramını tüm boyutları ile incelememiş olanlar, saptırma ve hidayet konusunda yanılmakta ve “dalâlet ve hidayetin herhangi bir esasa ve kurala bağlı olmadığını, Allah`ın rastgele birilerini saptırdığını kimilerini de hidayete erdirdiğini” ileri sürebilmektedirler.
"Allah`ın durup dururken bir kimseyi saptıracağını iddia etmek, “zulüm”ü Allah`a yakıştırmak olur ki, böyle bir şey Allah hakkında düşünülemez bile."
Zaten konu detaylı araştırıldığında işin öyle olmadığı anlaşılacaktır. Önce iki örnek verelim:
Fatır; 8: “… feinnAllahe yudıllu men yeşau ve yehdiy men yeşa’…”
"… Ama Allah, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. …"
En`âm; 39:”Velleziyne kezzebu biayatina summün ve bükmün fiyz zulümat* men yeşeillahu yudlilhu, ve men yeşe'yec'alhu alâ sıratın müstekıym;”

"Ayetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklar içinde kalmış sağırlar ve dilsizlerdirler. Allah dilediğini saptırır, dilediğini de sırat-ı müstakıym üzere kor. "
İbrahim; 4: “Ve ma erselna min Rasûlin illâ bi lisani kavmihi li yübeyyine lehüm* feyudıllullahu men yeşau ve yehdiy men yeşa'* ve huvel Aziyzül Hakiym;”

"Biz her Rasûlü ancak kendi kavminin lisanı ile irsal ettik ki, onlara apaçık beyan etsin.Allah dilediğini saptırır ve dilediğini de hidayet eder. O, Aziyz’dir, Hakiym’dir. "
Nahl; 93:” Ve lev şaAllahu lecealeküm ümmeten vahıdeten ve lâkin yudıllu men yeşau ve yehdiy men yeşa'* ve letüs'elünne amma küntüm ta'melun;

"Eğer Allah dileseydi, elbette sizi tek bir ümmet kılardı... Fakat dilediğini saptırır ve dilediğini de hidayete erdirir.Yaptıklarınızdan elbette mes’ul tutulacaksınız. "
Müddessir;31Ve ma ce'alna ashabennari illâ Melaiketen, ve ma ce'alna 'ıddetehüm illâ fitneten lilleziyne keferu liyestekınelleziyne utülKitabe ve yezdadelleziyne amenu iymanen ve la yertabelleziyne utülKitabe velmu’minune ve liyekulelleziyne fiy kulubihim meredun velkafirune mazâ eradAllahu bihazâ mesela* kezâlike yudillullahu men yeşa'u ve yehdiy men yeşa’* ve ma ya'lemu cunude Rabbike illâ hu* ve ma hiye illâ zikra lilbeşer;

"Nar Ashabı’nı ancak melaike kıldık. Onların sayısını da kafir olanlar için ancak bir fitne kıldık. Kendilerine kitab verilenler yakinen bilsin ve iman edenler de iman bakımından artsın; kendilerine kitab verilmiş olanlar ve mü’minler de kuşkuya düşmesinler diye. Kalblerinde hastalık bulunanlar ve kafirler de: “Mesel itibarıyla Allah bununla neyi murad” desinler diye. İşte böylece Allah, dilediğini saptırır ve dilediğini hidayet eder. Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu beşer için ancak bir zikradır /öğüt, uyarı, hatırlatmadır."
Zümer; 23:”… zâlike hüdAllahi yehdiy bihi men yeşa'* ve men yudlilillahu fema lehu min Had;”

"…İşte bu Allah’ın hidayetidir. Onunla dilediğine hidayet eder. Allah kimi saptırırsa onun için hidayet edici yoktur. "
Görüldüğü gibi bu ayetlerde Allah`ın kudret sıfatı öne çıkarılarak her şeye güç yetiren Allah`ın, dilediğini saptırdığı, dilediğini de doğru yola ilettiği ifade edilmiştir.
Ancak dikkat edilirse bu ayetler bir “rastgelelik” değil bir seçim, yani “Meşiet/ İrade” ifade ederler.
Bakmasını bilirsek, Kur`an bize, Yüce Allah`ın saptırma ve hidayete erdirmeyi rastgele dilemediğini açıkça göstermektedir:
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Tr
Arkadaşlar şunu göz ardı etmeyiniz kabalaşan,çirkin söz sarfeden genelleme ve dayatma yapan kişisel yada tatsız ikili sohbete giren,başka üyeye hakaret ceza gerektiren hususlardır.Sizden rica ettiğimiz çok bi şey değil tartışmalarınızı ilmi zemin üzerinde delillendirerek yapınız.Kimse kimsenin tezini benimsemek yada inancına ortak olmak zorunda değildir.Tekfir gerektiren bir durum bile ictihaddır.İctihadlarda şüpheden arınmış mutlak doğrular değil zanna dayalı mevzulardır.Ezcümle şahsi zan ve anlayışa dayalı bir konuda kimse kimseye hakaret etmesin,zira rencide edici üslup müsamaha görmeyecektir tarafımızdan.Dua ile
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
buyrun yazın neymiş öğrenelim


Şimdi bu arkadalarımıza soralım eğer sadece Kur an öğretisi yeterse Kuran da Allah c.c "Meryem71 ayetinde""İçinizden oraya uğramayacak hiç kimse yoktur. Bu, Rabbin üzerinde kesinleşmiş bir hükümdür."" buyuruyor.sünnet inkarcıları kendi bilinçsiz inanışlarıyla bu ayete göre cehenneme girerler. İşte bu ayeti anlamak için sünnet /hadis bilmeye muhtaçtırlar. Çünki Başka türlü açıklayamazlar. Hadistede cehennemin üzerinden geçen sırat köprüsü olduğunu öğrenirler.



Evet simdi Meryem suresindeki 71 inci ayeti nasil anlayacagiz;Gerci sizin anlamaniz mümkün degil cünki sizin akliniz baska bir yerde kirada oldugu icin Allahin Ayetlerini hazmetmek size oldukca zordur,Kurani ne zaman Resulün gibi okursaniz Furkan olan size kendini acar yoksa Akili disariya birakirsanizki siz aynen öylesiniz.

Önce Racim olandan Rahmana siginiyorum;


Meryem 68-72


Öyle ise, Rabbine andolsun ki, muhakkak surette onları şeytanlarla birlikte mahşerde toplayacağız; sonra onları diz üstü çökmüş vaziyette cehennemin çevresinde hazır bulunduracağız.

Sonra her milletten, rahmân olan Allah'a en çok âsi olanlar hangileri ise çekip ayıracağız.

Sonra, orayı boylamaya daha çok müstahak olanları elbette biz daha iyi biliriz.

İçinizden, oraya uğramayacak hiçbir kimse yoktur. Bu, Rabbin için kesinleşmiş bir hükümdür.

Sonra biz, Allah'tan sakınanları kurtarırız; zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız.



Nerede senin o bahsettigin Siratmi yoksa firatmi köprüsü bak bakalim hangi ayeti anlamadin,Ama sen gercekten anlamazsin cünki Allahin ayetleri sana kapali büyük bir ihtimal,


"Onlar, Allah’ı bırakıp ahbar ve ruhbanları rablar edindiler ve Meryem oğlu Mesih’i de ... Oysa onlar, tek olan bir ilah’a ibadet etmekten başka birşey ile emrolunmadılar. O’ndan başka ilah yoktur. O, bunların şirk koştukları şeylerden yücedir."

(9/31)
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Diğer bir husus: Maide 3 Size şunlar haram kılındı: Ölü, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş, yırtıcı hayvanlar tarafından yenmiş olup da henüz canlı iken kesmedikleriniz, dikili taşlar üzerinde boğazlananlar ve zararla kısmet paylaşmanız. Bunlar, birer yoldan çıkıştır. Bugün kafirler dininizi söndürebilmekten ümitlerini kestiler; onlardan korkmayın, yalnız benden korkun!... Sadece Kurana bakacak ve ondan deliller çıkaracak olursak balık etine haram dememiz gerekir. Şimdi inkarcıarkadaşlarımıza soralım Balık eti harammı? Kuranın neresinde geçiyor helallığı. Eğer helal diyorsan ve sakın Maide 96 ayetini delil getirmeye kalkışmayın çünki o ayetten size delil çıkmaz. 3. ayette boğazlanmamış hayvandan bahsediyor 96 ayette ise deniz avından bahsediyor....



Maide 3. göre balık etinin harammı helal mı olduğunuda açıklasanız.


Ikincisi icin sana bir aciklama;(Geci anlamazsin ama)


(NAHL suresi 116. ayet) Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla şuna helal, buna HARAM demeyin. Çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Şüphesiz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa ermezler.
Çünkü Allah’a karşı yalan söylemiş oluruz.

Allah bunların hüsrana uğrayanlardan olduklarını söylüyor.
(EN'ÂM suresi 140. ayet) Çocuklarını hiç bir bilgiye dayanmaksızın akılsızca öldürenler ile Allah'a karşı yalan yere İFTİRA düzüp Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiklerini HARAM kılanlar elbette hüsrana uğramışlardır.

Onlar, gerçekten şaşırıp sapmışlardır ve doğru yolu bulamamışlardır.
Şirk koşanlar haram kılmanın yanlışlığını öğreniyorlar...
(EN'ÂM suresi 148. ayet) ŞİRK koşanlar diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz ŞİRK koşardık, ne atalarımız ve hiç bir şeyi de HARAM kılmazdık."

Onlardan öncekiler de, bizim zorlu-azabımızı tadıncaya kadar böyle
yalanladılar.
Şirk koşanları yanıtsız bırakacak olan soru:
De ki: "Sizin yanınızda, bize çıkarabileceğiniz bir ilim mi var? Siz ancak zanna uymaktasınız ve siz ancak "zan ve tahminle yalan söylersiniz."

Ve ardındaki ayet:
De ki: «Kesin ve açık delil ancak Allah'ındır. O, dileseydi, sizi hep birden doğru yola iletirdi.»

(A'RAF suresi 33. ayet) De ki: "Rabbim yalnızca çirkin-hayasızlıkları -onlardan açıkta olanlarını ve gizli olanlarını,- günah işlemeyi, haklı nedeni olmayan 'isyan ve saldırıyı' kendisi hakkında ispatlayıcı bir delil indirmediği şeyi Allah'a ŞİRK koşmanızı ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi HARAM kılmıştır."

(YÛNUS suresi 59. ayet) De ki: "Allah'ın sizin için indirdiği sizin bir kısmını HARAM ve helal kıldığınız rızıktan, haber var mı? Söyler misiniz?" De ki: "Allah mı size izin verdi, yoksa Allah hakkında yalan uydurup İFTİRA mı ediyorsunuz?"

(EN'ÂM suresi 150. ayet) De ki: "Gerçekten Allah'ın bunu HARAM kıldığına şehadet edecek şahidlerinizi getirin." Şayet onlar, şehadet edecek olurlarsa sen onlarla birlikte şehadet etme. Ayetlerimizi yalan sayanların ve ahirete inanmayanların heva (istek ve tutku)larına uyma; onlar (birtakım güçleri ve varlıkları) Rablerine denk tutmaktadırlar.

(A'RAF suresi 32. ayet) De ki: "Allah'ın kulları için çıkardığı ziyneti ve temiz rızıkları kim HARAM kılmıştır?" De ki: "Bunlar, dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca onlarındır." Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız.

(NAHL suresi 35. ayet) ŞİRK koşmakta olanlar dediler ki: "Eğer Allah dileseydi, O'nun dışında hiç bir şeye kulluk etmezdik, biz de, atalarımız da; ve O'nsuz hiç bir şeyi HARAM kılmazdık." Onlardan öncekiler de böyle yapmıştı. Şu halde elçilere düşen apaçık bir tebliğden başkası mı?
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Diğer bir husus: Maide 3 Size şunlar haram kılındı: Ölü, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş, yırtıcı hayvanlar tarafından yenmiş olup da henüz canlı iken kesmedikleriniz, dikili taşlar üzerinde boğazlananlar ve zararla kısmet paylaşmanız. Bunlar, birer yoldan çıkıştır. Bugün kafirler dininizi söndürebilmekten ümitlerini kestiler; onlardan korkmayın, yalnız benden korkun!... Sadece Kurana bakacak ve ondan deliller çıkaracak olursak balık etine haram dememiz gerekir. Şimdi inkarcıarkadaşlarımıza soralım Balık eti harammı? Kuranın neresinde geçiyor helallığı. Eğer helal diyorsan ve sakın Maide 96 ayetini delil getirmeye kalkışmayın çünki o ayetten size delil çıkmaz. 3. ayette boğazlanmamış hayvandan bahsediyor 96 ayette ise deniz avından bahsediyor....



Maide 3. göre balık etinin harammı helal mı olduğunuda açıklasanız.


Gelelim ayetlere;


O size ancak şunları haram kıldı: Leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesilmiş olan. Fakat kim kaçınılmaz şekilde mecbur kalırsa; saldırmamak ve zorunluluk sınırını aşmamak şartıyla. Çünkü gerçekten Allah bağışlayandır, merhamet edendir.

Nahl Suresi 115

De ki: Bana vahyolunanlar içinde bir kimsenin yiyeceği olarak leş, akıtılmış kan, domuz eti ki bu gerçekten pisliktir, Allah’tan başkası adına kesilmiş bir murdar dışında ha-ram kılınmış bir şey bulamıyorum. Kim kaçınılmaz şekilde mecbur kalırsa saldırmamak ve zorunluluk sınırını aşmamak şartıyla. Şüphesiz senin Rabbin bağışlayandır, merhamet edendir.

Enam suresi 145


El Cevap;

Ey iman edenler! Size açıklandığında hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın. Kuran indirildiği zaman sorarsanız size açıklanır. Allah onları affetmiştir. Allah bağışlayıcıdır, yumuşak davranandır.

Maide Suresi 101

Ayetlerde gördüğümüz gibi Kuran; 1- Leş, 2- Kan, 3- Domuz eti, 4- Allah’tan başkası adına kesilenler olarak haramlarını bu 4 maddede toplamıştır ve sadece bunların haram olduğunu da vurgulamıştır. Çok zor durumda kalıp da bu 4 maddeden biri dışında hiçbir yiyecek bulamayan kişinin aşırıya gitmemek şartıyla bunlardan yiyebileceği gibi bir detay da belirtilmiştir. Etrafımızdaki insanlara sorarak bir araştırma yapsak böyle bir zaruret durumuyla yüzyüze gelen yüz kişide bir kişi bile zor buluruz. (O da belki ha-yatında bir kez bu durumda kalmıştır.) Yani Kuran konuyu en detaylı şekilde açıklamıştır. Fakat buna rağmen mezheplerin, Kuran’da olmayan haramları, bu konuda da dinimize ilave ettiklerini görmekteyiz. Örneğin Türkiye’de en yaygın mezhep olan Hanefi’ye göre midye ve karides yemek haramdır. Ne yazık ki birçok kişi bu izahı dinin bir hükmü sanmakta ve Allah’ın bu nimetlerini kendilerine haram kılmaktadırlar. Mezhepler haram olan yiyecekler konusunda Kuran ile çelişmekle kalmamış, kendi aralarında da çelişmişlerdir. Mesela Maliki mezhebi Hanefi’nin haram kıldığı midye ve karidesi helal kabul eder. Maliki mezhebinin haram de-diği at etiyse Şafi, Hanbeli gibi mezheplere göre helaldir. Büyük alimlerin (!) ilave haramları bunlarla bitmez. Azı dişleriyle kapıp avlayan, parçalayan kurt, ayı, köpek, sincap, tilkinin dahil olduğu hayvanlar da bu haram edilenler listesindedir. Tırnaklarıyla kapıp avlayan kuşların eti de mezheplerce haram edilmiştir. Yılan, kur-bağa, kaplumbağa, yengeç tipi hayvanlar da listeye dahildir. Kuran’ın izahlarını yeterli görmeyenler kendi örf, adetlerinde çirkin gördüklerini, uydurma hadislerle destekleyerek haram kılmışlar-dır. Oysa farklı farklı kültürlerde insanların yemek listesi de fark-lıdır. Örneğin kurbağa eti, at eti kimi kültürlerde hiç yenmezken, bazı ülkelerin kültürlerinde bunlar çok prestijli yemek sınıfındadırlar. Birçok kültürde ayı, aslan, kurt gibi vahşi hayvanları yeme alışkanlığı da olabilir. Kendi kültürlerine göre din oluşturanların bu saçma ve gereksiz ilaveleri, birçok farklı kültürde yaşayanlara gereksiz zorlukları beraberinde getirmiştir. Mesela ülkemiz gibi üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede istiridye, midye, karidesin haram kılınması beraberinde din adına zorlukları taşımıştır. Ayetlerde %1’den bile daha az ihtimalle karşılaşılacak durumları açıklayan Allah’ın, %90’dan daha fazla insanın karşılaşacağı midye, karides gibi yiyecekler haram olsaydı bunları açıklamaması hiç düşünülebilir mi? Madem ki açıklanmamıştır, demek ki Allah bunları haram etmek istememiştir. Allah’ın haram etmediği her şey helal olduğuna göre demek ki bunlar afiyetle yenilebilir.
Allah’ın kendilerine verdiği rızıkları haramlaştıranlar hüsrana uğramışlardır, sapıtmışlardır, doğru yolu bulamamışlardır.

 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
@metin mete
Namazın farz olduğunda bütün mezhebler ittifak halindedirler. Namaz için abdest almanın farziyetinde de bütün mezhebler müttefiktirler. Bu abdestin içinde başa meshedilmesinde de, keza bütün mezhebler müttefiktirler. Ayrılık, sadece bu meshin şekli ve miktarı gibi temel olmayan hususlardadır, mesihte değildir.Meselâ:

1. İmam-ı Mâlik ve Ahmed bin Hanbel, başa meshedilirken tamamının meshedilmesini zarurî görmüşlerdir.

2. Ebû Hanîfe ise, tamamı değil dörtte biri de olsa kâfidir, demiştir.

3. İmam-ı Şâfiî de birkaç kıla bile meshedilmesi kifayet eder kanaatına varmıştır. İmamların bu ayrılığına bakan bâzıları diyorlar ki:

- Madem ki âyet bir, hadîs bir, teferruatta da olsa bu ayrılık olmamalıydı. Böyle diyenlerin kimi bilemediklerinden iyi niyetle böyle düşünmekteler. Kimi de inançlarını iyice zayıflatıp şüphe kuyularına düştükleri için, tahrip ve yıkıntı meydana getirmek kasdıyla böyle konuşmaktalar. Halbuki ne iyi niyetlilerin böyle bir vesveseye kapılmalarına sebeb var, ne de kötü niyetlilerin düştükleri vesvese kuyusundan böyle bir yıkıntı meydana getirmeleri mümkün. Şöyle ki: Dillerin en zengin ve en olgunu arabçadır. Arab lisanında sadece (Ceale) kelimesi 15 mânâya geldiği gibi, harfler de böyle şümûllü ve zengin mânâlara gelir. Meselâ: Türkçede (B) harfinin kendi başına bir mânâsı yoktur. Ama Arabça`da ise (B) harfinin de kendi başına mânâları vardır. Hangi kelimenin başına (B) harfi gelirse kelimenin istikametine te`sir eder, mânâsına müessir olur. İsterseniz buyurun (B) harfinin geldiği mânâlara bir göz atalım:

1 - B, sadece kelimeyi güzelleştirmek için gelir, mânâsı olmaz.

2 - B, "bâzı" mânâsına gelir.

3 - B, "bitiştirmek" mânâsına gelir. İşte bu mânâlara şâmil olan (B) harfini Rabbimiz "başınıza meshediniz" emrini verdiği âyetindeki "rüûsiküm" kelimesinin başına koyarak "Bi-rüûsiküm" buyurmuştur. Demek ki Rabbimizin "başınıza meshediniz" emrinden muradı, (B) harfinin şâmil olduğu mânâlara da şâmildir. İşte bu şümûl hikmetinden dolayıdır ki, İmam-ı Ahmed`le İmam-ı Mâlik:

- Başa meshederken başın tamamı meshedilmelidir. Zira buradaki (B) harfi, kelimeyi güzelleştirmek için gelmiş olan zâid (B) dir. Kendi başına mânâsı yoktur, der. Ebû Hanîfe ise:

- Bu (B) bâzı mânâsına gelen B`dir. Başın bâzısına meshedilse de kâfi gelir, der. İmam-ı Şâfiî de:

- Bu (B) bitiştirmek mânâsına gelen B`dir. Sadece elin başa bitişmesi, birkaç kıla bile değmesi kifayet eder, mesih tamam olur, der. O halde gerçek böyle iken, kim hangi ictihad sahibini hatâ ile itham edebilir, mezheblerin teferruattaki bu ayrılığının dinde ayrılık mânâsına geldiğini iddia edebilir. Kelimeyi gönderen Rabbimizdir. Başına (B) harfini koyarak telâffuz buyuran yine Rabbimizdir. Huzûr-u İlâhî`de bu müctehidlerden her biri:

- Yâ Rab, senin mukaddes kelâmındaki harflerden anladığımız mânâları tercih edip ortaya koyduk, deyince mes`ûl mü olurlar? Rabbimizin:

- Benim muradım da bu idi, demeyeceği ne ile bellidir? Bir anne oğullarına yazdığı mektubunda bana (MEYVE) getirin dese, oğullardan biri elma, diğeri portakal, bir başkası muz, dördüncüsü de şeftali alıp getirseler, bunların dördü de annenin isteğini yerine getirmiş olmaz mı? Çünkü (MEYVE) kelimesi bunların hepsine de şâmildir. Herkes kendine göre ictihad edip annesinin o meyveyi kasdettiğini tahmin etmiştir. Hepsi de annesine itâat etmiş evlât sevabını alacaklardır. Bunlar suçlanabilir mi?
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
@metin mete
Namazın farz olduğunda bütün mezhebler ittifak halindedirler. Namaz için abdest almanın farziyetinde de bütün mezhebler müttefiktirler. Bu abdestin içinde başa meshedilmesinde de, keza bütün mezhebler müttefiktirler. Ayrılık, sadece bu meshin şekli ve miktarı gibi temel olmayan hususlardadır, mesihte değildir.Meselâ:

1. İmam-ı Mâlik ve Ahmed bin Hanbel, başa meshedilirken tamamının meshedilmesini zarurî görmüşlerdir.

2. Ebû Hanîfe ise, tamamı değil dörtte biri de olsa kâfidir, demiştir.

3. İmam-ı Şâfiî de birkaç kıla bile meshedilmesi kifayet eder kanaatına varmıştır. İmamların bu ayrılığına bakan bâzıları diyorlar ki:

- Madem ki âyet bir, hadîs bir, teferruatta da olsa bu ayrılık olmamalıydı. Böyle diyenlerin kimi bilemediklerinden iyi niyetle böyle düşünmekteler. Kimi de inançlarını iyice zayıflatıp şüphe kuyularına düştükleri için, tahrip ve yıkıntı meydana getirmek kasdıyla böyle konuşmaktalar. Halbuki ne iyi niyetlilerin böyle bir vesveseye kapılmalarına sebeb var, ne de kötü niyetlilerin düştükleri vesvese kuyusundan böyle bir yıkıntı meydana getirmeleri mümkün. Şöyle ki: Dillerin en zengin ve en olgunu arabçadır. Arab lisanında sadece (Ceale) kelimesi 15 mânâya geldiği gibi, harfler de böyle şümûllü ve zengin mânâlara gelir. Meselâ: Türkçede (B) harfinin kendi başına bir mânâsı yoktur. Ama Arabça`da ise (B) harfinin de kendi başına mânâları vardır. Hangi kelimenin başına (B) harfi gelirse kelimenin istikametine te`sir eder, mânâsına müessir olur. İsterseniz buyurun (B) harfinin geldiği mânâlara bir göz atalım:

1 - B, sadece kelimeyi güzelleştirmek için gelir, mânâsı olmaz.

2 - B, "bâzı" mânâsına gelir.

3 - B, "bitiştirmek" mânâsına gelir. İşte bu mânâlara şâmil olan (B) harfini Rabbimiz "başınıza meshediniz" emrini verdiği âyetindeki "rüûsiküm" kelimesinin başına koyarak "Bi-rüûsiküm" buyurmuştur. Demek ki Rabbimizin "başınıza meshediniz" emrinden muradı, (B) harfinin şâmil olduğu mânâlara da şâmildir. İşte bu şümûl hikmetinden dolayıdır ki, İmam-ı Ahmed`le İmam-ı Mâlik:

- Başa meshederken başın tamamı meshedilmelidir. Zira buradaki (B) harfi, kelimeyi güzelleştirmek için gelmiş olan zâid (B) dir. Kendi başına mânâsı yoktur, der. Ebû Hanîfe ise:

- Bu (B) bâzı mânâsına gelen B`dir. Başın bâzısına meshedilse de kâfi gelir, der. İmam-ı Şâfiî de:

- Bu (B) bitiştirmek mânâsına gelen B`dir. Sadece elin başa bitişmesi, birkaç kıla bile değmesi kifayet eder, mesih tamam olur, der. O halde gerçek böyle iken, kim hangi ictihad sahibini hatâ ile itham edebilir, mezheblerin teferruattaki bu ayrılığının dinde ayrılık mânâsına geldiğini iddia edebilir. Kelimeyi gönderen Rabbimizdir. Başına (B) harfini koyarak telâffuz buyuran yine Rabbimizdir. Huzûr-u İlâhî`de bu müctehidlerden her biri:

- Yâ Rab, senin mukaddes kelâmındaki harflerden anladığımız mânâları tercih edip ortaya koyduk, deyince mes`ûl mü olurlar? Rabbimizin:

- Benim muradım da bu idi, demeyeceği ne ile bellidir? Bir anne oğullarına yazdığı mektubunda bana (MEYVE) getirin dese, oğullardan biri elma, diğeri portakal, bir başkası muz, dördüncüsü de şeftali alıp getirseler, bunların dördü de annenin isteğini yerine getirmiş olmaz mı? Çünkü (MEYVE) kelimesi bunların hepsine de şâmildir. Herkes kendine göre ictihad edip annesinin o meyveyi kasdettiğini tahmin etmiştir. Hepsi de annesine itâat etmiş evlât sevabını alacaklardır. Bunlar suçlanabilir mi?



Konulari dagitmayacaginiza dair bu konuyu acan sahistan söz aldigimizi saniyorduk yazik yine ayni oyun siz varin kendiniz devam edin.Demekki cevaplara yine kör bir gözle bakilmis ne yazik sözünüzede güven olmayacak anlami cikariyorum.surasi bir gercekki her konuda ayni yaparak bazi gerceklerin üzeri kapatiliyor bunu Allah rizasi icinmi yaptiginizi saniyorsunuz?Coooook yazikki sizinle mülahaza yapmak Ehli Kafirle yapmaktan daha güc cünki hic Akil ile degil sadece Vahyin üzerini kapamakla mesguliyet icerisindesiniz...
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
Konulari dagitmayacaginiza dair bu konuyu acan sahistan söz aldigimizi saniyorduk yazik yine ayni oyun siz varin kendiniz devam edin.Demekki cevaplara yine kör bir gözle bakilmis ne yazik sözünüzede güven olmayacak anlami cikariyorum.surasi bir gercekki her konuda ayni yaparak bazi gerceklerin üzeri kapatiliyor bunu Allah rizasi icinmi yaptiginizi saniyorsunuz?Coooook yazikki sizinle mülahaza yapmak Ehli Kafirle yapmaktan daha güc cünki hic Akil ile degil sadece Vahyin üzerini kapamakla mesguliyet icerisindesiniz...

ilginc hicde öyle cabam olmadi cvp verdigim yazinin üstündeki yazi sana ait ve ben o cevaba bir yanit yazdim

selametle
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Başka bir örnek Allah c.c Kuranda hırsızın elini kesin der "hangi elinin ve neresinden kesileceğini" açıklasanız. Meryem 71. deki ayete göre hadis kabul etmeyerek cehenneme giderim mi diyorsunuz? Bu hususları açıklayında engin ve derin ilminizden faydalanalım inş. Bunları merak ediyorum ve cevabınızı bekliyorum..



"gazaba uğrayanların, ya da sapıtanların yoluna değil.

"Kendilerini hidayet üzere sanıp, rivayetler, meshepler, tarikatlar, külliyatlar, mektubatlar, guruplar ve hizipler cenderesinden kurtaramayanlar ve şeh, üstat, molla, hüccetülislam, abi efendi ve diğerlerinden sıyrılamayanlar, kur’anı dikkatlice okuyun bakın rabbim ne diyor.
16/24 Onlara, "Rabbiniz ne indirdi" dendiğinde şöyle dediler: "Öncekilerin masallarını." Bizede "Rabbiniz ne indirdi" dendiğinde "Öncekilerin masallarını." (kütübüsitte, meshepler ve tarikatları) indirdimi diyeceğiz?.
2/170 Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun" dendiğinde: "Hayır!Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." Derler.Peki, ataları bir şey düşünemiyen ve doğru yolu bulamıyan kimseler olsalar da mı?!

Bu ayetler sadece indirildiği döneme hitap etmiyor, bize, bizden öncekilere ve bizden sonrakilere aynı tazelikte nazil oluyor ve olacak.
5/38 Erkek hırsızın ve kadın hırsızın ellerini, yaptıklarına karşılık kesin. Bu ALLAH'ın öngördüğü bir caydırma yöntemidir. ALLAH Güçlüdür, Bilgedir.

Ayete bakalım! Ne diyor? Kadının (2 eli) ve erkeğin (2 elini) yaptığı gaspa/zulme karşılık ellerini kes diyor! 2+2=4

Keyfi hırsılık yapan, ister kadın olsun, ister erkek olsun her iki elini de kes! Erkeğinkini kesip kadınınkini bırakırsan (yada tam tersini yaparsan) ve/veya tek ellerini kesip bırakırsan, o zaman ayete çelişkili dersin! Oysa ayet yeterince açık!

[FONT=Verdana,Arial,Helvetica,sans-serif] [/FONT]
[FONT=Verdana,Arial,Helvetica,sans-serif] [/FONT]
 

Ebu Zerr

New member
Katılım
8 Haz 2007
Mesajlar
866
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ankara
ayeti nasil anlayacagiz;Gerci sizin anlamaniz mümkün degil cünki sizin akliniz baska bir yerde kirada oldugu icin Allahin Ayetlerini hazmetmek size oldukca zordur,


Üstü örtülü hakarette caiz değildir!!!
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
ayeti nasil anlayacagiz;Gerci sizin anlamaniz mümkün degil cünki sizin akliniz baska bir yerde kirada oldugu icin Allahin Ayetlerini hazmetmek size oldukca zordur,


Üstü örtülü hakarette caiz değildir!!!




Sayin Ebu Zerr ben üstü örtülü hakaret edecegimi söylemedim acikca agir yazacagimi beyan ettim eger bilmiyorsaniz konuyu bastan sona okursaniz ne kadar acik ve net yazmisim görürsünüz,Yani kinayen hakaret etmedim.Biliyorsunuzki ben iki yila yakin bu forumda yazarim asla isim ve guruplara hic yazi yazmadim ama simdi durum degisti artik siz ne kadar acik bir sekilde kafir diyorsaniz(Elhamdülillah)artik bende acik ve net cevaplar yazmaya calisacagim Insallahu Teala.Herkes benim gibi hakkini helal ederse sevinirim cünki asla ben haram etmem..Bir kisi haric..
 
Üst Alt