Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Türk'ler hakkındaki hadisler

hksozer

New member
Katılım
18 Ara 2007
Mesajlar
97
Tepkime puanı
41
Puanları
0
Yaş
53
TÜRK’LER HAKKINDAKİ HADİSLER…


* Türk dilini öğreniniz, çünkü Türlerin çok uzun sürecek bir hâkimiyetleri vardır. (Kaşgarlı Mahmut, Divanı Lügat-it Türk, C.1.,s:3 –1333 İst basımı)

* Benim ümmetimi öyle bir kavim sürüp, kovalayacaktır ki; onların yüzleri (yuvarlak ve) enli, gözleri (çekik ve) küçük, çehreleri sanki üzeri derilerle kaplanmış kalkanlar gibidirler. Onlar üç defa Arabistan yarımadasına kadar ilerleyeceklerdir. İlk istilada onların önlerinden kaçanlar kurtulacaktır. İkinci istilada hücuma uğrayanlardan bazıları helak olacak ve bazıları da canlarını kurtaracaklardır. Üçüncü istilada ise onların kökleri kesilecektir (Artık istilalar son bulacaktır) işte onlar Türkler’dir. Nefsim yed-i kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, Türkler (çok yakın bir gelecekte) atlarını Müslüman mescidlerinin direklerine bağlayacaklardır. Ebu Davud (Nuseym b. Hammad, Kitabü’l Fiten, Atıf Ktp. No: 602, V.121122)

* Türkler size ilişmedikçe sizde onlara ilişmeyiniz. Çünkü milletimin mülkünü ve Allah’ın ona olan ihsanını en evvel Kantura (Türk) nesli alacaktır. İmam Taberani (Mu’cem’ül-Kebir ve Mu’cem’ül Evsat isimli eserinde)

* Habeşliler sizle uğraşmadıkça siz de onlarla uğraşmayınız. Hele Türkler size dokunmadığı sürece siz de Türkler’e (sakın) dokunmayınız! Ebu Davud (Sünen-i Davud, IV.s:112)

* Hıfz, on kısma ayrılmıştır: Dokuzu Türkler’de, biri diğer insanlardadır. (Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi (Ramuz’ul-Ehadis 4140 nolu hadis)

* "SİZLER;TÜRKLERLE ÇARPIŞMADIKÇA KIYAMET KOPMAYACAKTIR"(el-Buhari,4,s:34,35,156,Sahih-i Müslim,17,s:37,38)

* Kostantiyye (İstanbul) mutlaka feth olunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandandır ve o asker ne güzel askerdir. Buhari (et-Trah-ul Kebir, cilt 1, kısım 2, sayfa: 81) Ahmed bin Hanbel (Müsned IV/42, kahire 1313) El-Hakim (el-Müstedrek IV/42-422, Haydarabat 1335)
 

mice

New member
Katılım
22 Eyl 2005
Mesajlar
93
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
50
Web sitesi
www.islamidusunce.com
* Kostantiyye (İstanbul) mutlaka feth olunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandandır ve o asker ne güzel askerdir. Buhari (et-Trah-ul Kebir, cilt 1, kısım 2, sayfa: 81) Ahmed bin Hanbel (Müsned IV/42, kahire 1313) El-Hakim (el-Müstedrek IV/42-422, Haydarabat 1335)

Bu hadis doğrudur. Ancak Türk kelimesi geçmemektedir.





* Türk dilini öğreniniz, çünkü Türlerin çok uzun sürecek bir hâkimiyetleri vardır. (Kaşgarlı Mahmut, Divanı Lügat-it Türk, C.1.,s:3 –1333 İst basımı)

Bu söz hadis değil Kaşgarlı Mahmutun sözüdür. Herhangi bir hadis kaynağında geçmemektedir. Araya karışmış heralde.







* Benim ümmetimi öyle bir kavim sürüp, kovalayacaktır ki; onların yüzleri (yuvarlak ve) enli, gözleri (çekik ve) küçük, çehreleri sanki üzeri derilerle kaplanmış kalkanlar gibidirler. Onlar üç defa Arabistan yarımadasına kadar ilerleyeceklerdir. İlk istilada onların önlerinden kaçanlar kurtulacaktır. İkinci istilada hücuma uğrayanlardan bazıları helak olacak ve bazıları da canlarını kurtaracaklardır. Üçüncü istilada ise onların kökleri kesilecektir (Artık istilalar son bulacaktır) işte onlar Türkler’dir. Nefsim yed-i kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, Türkler (çok yakın bir gelecekte) atlarını Müslüman mescidlerinin direklerine bağlayacaklardır. Ebu Davud (Nuseym b. Hammad, Kitabü’l Fiten, Atıf Ktp. No: 602, V.121122)
* Türkler size ilişmedikçe sizde onlara ilişmeyiniz. Çünkü milletimin mülkünü ve Allah’ın ona olan ihsanını en evvel Kantura (Türk) nesli alacaktır. İmam Taberani (Mu’cem’ül-Kebir ve Mu’cem’ül Evsat isimli eserinde)

* Habeşliler sizle uğraşmadıkça siz de onlarla uğraşmayınız. Hele Türkler size dokunmadığı sürece siz de Türkler’e (sakın) dokunmayınız! Ebu Davud (Sünen-i Davud, IV.s:112)

Hıfz, on kısma ayrılmıştır: Dokuzu Türkler’de, biri diğer insanlardadır. (Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi (Ramuz’ul-Ehadis 4140 nolu hadis)

* "SİZLER;TÜRKLERLE ÇARPIŞMADIKÇA KIYAMET KOPMAYACAKTIR"(el-Buhari,4,s:34,35,156,Sahih-i Müslim,17,s:37,38)



bunların kaynaklarında da şüphe vardır. Uydurma olduğu söylenir.

Zira bu hadisler(!) milliyetçilik kokuyor resmen.

Peygamberimiz ise milliyetçiliğe karşı olmuştur.
Hadiste
Irkçılığa (asabiyyeye) çağıran Bizden değildir; ırkçılık için savaşan Bizden değildir; ırkçılık üzere, asabiyye uğruna ölen Bizden değildir." (Müslim, İmâre 53, 57, hadis no: 1850; Ebû Dâvud, Edeb 121; İbn Mâce, Fiten 7, hadis no: 3948; Nesâî, Tahrim 27, 28)
denmektedir.

Yukarıda hadis diye söylenenler ile bu hadis çelişmiyor mu sizce?


Birileri Türkleri yerlere göklere sığdıramıyor. Üstün ırk yakıştırması için elinden gelen gayreti sarfediyor.


Böyle giderse Yahudi ırkından bir farkımız kalmayacak.


Ayette dediği gibi üstünlük ancak takva iledir.


Son söz olarak; Kafir bir türk ayağımın altında, mümin bir kürt/alman/arap/vs. başımın üstündedir.
 
Son düzenleme:

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Irkçılık, "benim ırkım üstündür" demeye gider.
Ama ırklarda hakikattir. Yani, Allah; Türk, Kürt, Arap, vs. diye ırklar yaratmıştır. Allah'ın her yarattığında bir Hikmet var olduğuna göre, bunun da bir hikmeti vardır.

Bediüzaman (hz), (Risaleye hakim değilim, aslında bu işin üstadları daha iyi bilirler) Fikri Milliyet konusundan bahsederek, her ırkın kendine has özellikleri olduğunu söyler. Mühim olan, bu özellikleri İslam çatısı altında birleştirmektedir. Bu birleştiricilik görevini Türk'lerin yapacağını söylemiştir. Bunu, aynı zamanda Elmalılı Hamdi Yazır, Maide Suresi 54. Ayet'in tefsirinde açıklamıştır.

Irkların kendine has özellikleri, yaratışılşarından gelmektedir. Ama bir üstünlük sebebi değildir. Öyle olsa, bir Türk olarak ne yaptıkta, Türk olarak yaratıldık. Tamamen Allah'ın dilmesi. Yoksa biz seçmedik. O zaman "benim ırkım da benim ırkım, hepinizi döver benim ırkım" diye övünüp durmanın manası yok.
:)

selametle..
 

mavigezegen

New member
Katılım
14 Tem 2009
Mesajlar
243
Tepkime puanı
169
Puanları
0
Konuyu açan kardeş kaynakları ile birlikte yazmış bu hadisleri. Hadislerin kaynaklarına bakmak lazım. Uydurma ise bu kaynaklara fazla itibar etmemek gerekli.
 

h-a-m-z-a

New member
Katılım
16 Eyl 2009
Mesajlar
163
Tepkime puanı
111
Puanları
0
Yaş
44
Vasile b. El-Eska’ anlatıyor: Hz. Peygamber(a.s.m)’e “kişinin kavmini sevmesi asabiyet/ırkçılık sayılır mı?” diye sordum. “Hayır, asabiyet/ ırkçılık, kişinin kavminin yaptığı zulmüne yardımcı olmasıdır” diye buyurdu. (bk. Ahmed b. Hanbel, 4/107; Mecmau’z-zevaid, 6/244).


kişi kavmini sevmekle kınanamaz.Kavminin efendisi kavmine hizmet edendir.
 

ibrahim571632

New member
Katılım
3 Tem 2007
Mesajlar
705
Tepkime puanı
756
Puanları
0
Konum
Mersin
EY NAS;
Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.
 

mice

New member
Katılım
22 Eyl 2005
Mesajlar
93
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
50
Web sitesi
www.islamidusunce.com
Vasile b. El-Eska’ anlatıyor: Hz. Peygamber(a.s.m)’e “kişinin kavmini sevmesi asabiyet/ırkçılık sayılır mı?” diye sordum. “Hayır, asabiyet/ ırkçılık, kişinin kavminin yaptığı zulmüne yardımcı olmasıdır” diye buyurdu. (bk. Ahmed b. Hanbel, 4/107; Mecmau’z-zevaid, 6/244).


kişi kavmini sevmekle kınanamaz.Kavminin efendisi kavmine hizmet edendir.


haklsınız. ancak bir parantez açmak lazım. kavmimizde -ki türklerden bahsediliyor, müslüman olmayanları değil elbet. sadece müslümanları seveceğiz.

ayrıca yukarıdaki hadisleri (!) okuduğumuzda kavmi sevmek değil övmek/korkutmak tarzı şeyler karşımıza çıkıyor.

eğer övülecekse bir kavim bu araplar olabilrdi. zira alemin en güzel gülü orada, o kavimde açtı.

daha öncede dediğim gibi "Kafir bir türk ayağımın altında, mümin bir kürt/alman/arap/vs. başımın üstündedir."
 

iron man

New member
Katılım
8 Eki 2009
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Türkler hakkındaki hadisler uydurmadır. Muhammed'in Türklerin varlığından bile haberdar olduğunu zannetmiyorum.
 

h-a-m-z-a

New member
Katılım
16 Eyl 2009
Mesajlar
163
Tepkime puanı
111
Puanları
0
Yaş
44
eğer övülecekse bir kavim bu araplar olabilrdi. zira alemin en güzel gülü orada, o kavimde açtı.
Arkadaşım o dönemde Araplar eğer övülecek bir kavim olasalardı,onlara Peygamber gönderilmezdi.


(bkz.Cahiliye Dönemi)

Bizim övünç kaynağımız genetik kodlarımız değil ,ecdadımızın bu dine (İslam)yaptığı hizmetlerdir.

Türkler hakkındaki hadisler uydurmadır. Muhammed'in Türklerin varlığından bile haberdar olduğunu zannetmiyorum.
Muhammed kim ? Askerlik arkadaşın(!) mı ?

 
Son düzenleme:

iron man

New member
Katılım
8 Eki 2009
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Arkadaşım Araplar eğer övülecek bir kavim olasalardı,onlara Peygamber gönderilmezdi.

(bkz.Cahiliye Dönemi)


Kuranda yahudiler de övülüyor, ama neredeyse peygamberlerin tümü onlara gelmiş.


Muhammed kim ? Askerlik arkadaşın(!) mı ?


Hadislerin çoğu gibi bu da uydurmadır. Askerlik arkadaşım olmasına gerek yok, aynı konuda birbiriyle zıt ve saçma birçok hadise bakarak bunu görebilirsin.


 

h-a-m-z-a

New member
Katılım
16 Eyl 2009
Mesajlar
163
Tepkime puanı
111
Puanları
0
Yaş
44


Kuranda yahudiler de övülüyor, ama neredeyse peygamberlerin tümü onlara gelmiş.




Hadislerin çoğu gibi bu da uydurmadır. Askerlik arkadaşım olmasına gerek yok, aynı konuda birbiriyle zıt ve saçma birçok hadise bakarak bunu görebilirsin.



Kuran da yahudilerin övüldüğü felan yok,Bir dönem ayrıcalıklı kavim olmalarına rağmen kibirleri yüzünden bu özelliklerini kaybettiklerinden ve ALLAH ın onları cezalandırdığından bahsedilir.Bakara Suresine bakabilirsin,onlara bu kadar çok peygamber gelmesinin sebebi yoldan çıkmakta ısrarcı bir kavim olmalarıdır.


Neye göre saçma diye adlandırdığını anlamadım, Türk kavmi ile ilgili olan hadislerden mi bahsediyorsun yoksa tüm hadisleri mi zan altında bırakıyorsun ? İfaden net anlaşılmadı biraz daha açıklarsan daha aydınlatıcı olursun.

 

mavigezegen

New member
Katılım
14 Tem 2009
Mesajlar
243
Tepkime puanı
169
Puanları
0
Hadislerin çoğu gibi bu da uydurmadır. Askerlik arkadaşım olmasına gerek yok, aynı konuda birbiriyle zıt ve saçma birçok hadise bakarak bunu görebilirsin.

Uydurma hadislerin olması, Peygamberimizden sıradan herhangi bir insanmış gibi bahsetmenize neden olmamalı. Uydurma hadislere bakarak Peygamber hakkında yorum yapılamaz. Öncelikle bu ayrımı iyi yapmanız lazım.
 

iron man

New member
Katılım
8 Eki 2009
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Puanları
0
En erken hadisler peygamberin ölümünden 150 yıl sonra başlamıştır. Hadislerde birçok bilim ve akıl dışı bilgiler vardır ve bunların sonradan uydurulduğu bellidir.
 

h-a-m-z-a

New member
Katılım
16 Eyl 2009
Mesajlar
163
Tepkime puanı
111
Puanları
0
Yaş
44
Arkadaş aktardığın bilgilerin doğruluk payı yok hadis ler Peygamber Efendimiz döneminde de Peygamber Efendimiz den sonraki Sahabeler döneminde vardır.Bu hadisleri yazılı olarak not alan sahabeler olduğu bilinmektedir.Hadislerin derlenerek kitap haline getirilmesi Peygamberimizin vefatından 1 asır sonrasına dayanır.

Gerek Efendimiz döneminde gerekse 4 Halife döneminde olsun sahabelerin kendi aralarında Efendimiz den duydukları hadisleri birbirlerine naklettikleri açıktır.Hatta Hz.Ömer hadisler ile olan meşguliyetin inananları Kuran la yeterince ilgilenmekten alıkoyduğunu farkettiğinde bir süre Ebu Hureyre ye hadis nakletmesini yasaklamştır.

Hadis ler sahih hadis zayıf hadis ve uydurma hadis olarak ayrılır.Tenkit ettiklerini bizimle paylaş...

Kavramlar üzerinde konuşmak çok genel bir ifade ,ortaya attığın fikrini örneklerle desteklersen bizde ona göre cevaplarız.
 
Son düzenleme:

iron man

New member
Katılım
8 Eki 2009
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bir grup Medine’ye gelerek Müslüman oldular. Medine’nin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve sidiği içmelerini öğütledi. Adamlar develeri dağıttılar ve çobanı da öldürdüler. Peygamber onları yakalattı, ellerini ve ayaklarını kesti, gözlerini oydu, çölde susuz ölüme terk etti. Biz onlara su vermek isteyince, Peygamber bizi engelledi.” (Buhari Tıp5/1, Hanbel 3/107,163)

Kim helaya giderse (imkan nisbetinde) tesettürde bulunsun, (kuytu bir yer) bulamazsa, hiç olmazsa kum (taş vs., den) bir tümsek yapıp ona arkasını dönsün, zira şeytan, insanoğlunun makadlarıyla (oturak kısmıyla) oynar. Kim bunu yaparsa en güzelini yapmış olur, yapamayana bir beis yok." Ebu Davud, Taharet 19, (35).

Gece baskınlarında, kafirler toptan kılçtan geçirilirken, evler yakılıp yıkılırken, öldürülenler arasında kadınlar ve çocuklar da bulunuyordu.Bunun üzerine, Peygamber'e arkadaşlarından biri şöyle sordu:"Ya Resulallah! Evlere yapılan gece baskınlarında, müşriklerin kadınları, çocukları da öldürülüyor, ne dersin?""Kadın ve çocuklar da onlardandır.(Bkz.Ebu Davud, Cihad/102, hadis 2638; Cihad/121, hadis 2672; Ibn Mace, Cihad, hadis 2840; Ahmet Ibn Hanbel, 4/46; Tirmizi, Siyer/19, hadis 1570)"


Sence bunların doğruluğu ve akla uygun olması ne kadar olasıdır?
 

h-a-m-z-a

New member
Katılım
16 Eyl 2009
Mesajlar
163
Tepkime puanı
111
Puanları
0
Yaş
44
"


Sence bunların doğruluğu ve akla uygun olması ne kadar olasıdır?

Kardeşim öncelikle şunu belirtmek gerekir.İslamiyet insanın cüzi aklına değil selim akla uygundur.Dünya üzerindeki bütün insanlar kendi akılları doğrultusunda inanç biçimlerini seçmektedir ,doğru yolu bulmak için.. sadece akıl yeterli olsa herkes aynı inancı paylaşırdı.İslamiyet cüzi insanın aklına değil SELİM AKLA uygundur.Senin mantığının kabul etmediği bir konu İslamiyet e uygun olmadığı anlamına gelmez.

Rivayet edilen hadisler sahih yani doğrudur,aşağıda sorduğun hadislerin açıklamalarını naklettim;

Bir grup Medine’ye gelerek Müslüman oldular. Medine’nin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve sidiği içmelerini öğütledi. Adamlar develeri dağıttılar ve çobanı da öldürdüler. Peygamber onları yakalattı, ellerini ve ayaklarını kesti, gözlerini oydu, çölde susuz ölüme terk etti. Biz onlara su vermek isteyince, Peygamber bizi engelledi.” (Buhari Tıp5/1, Hanbel 3/107,163)
bu hadis te Maide 33.suresindeki kıssas uygulaması hayata geçirilmiş,Kuran la sabit olan bir ceza infaz edilmiştir bu hadisle ilgili doğruluğuna dair ne gibi bir şüphe duyduğunu anlamadım Ayetteki ifade açık ve net.

Kim helaya giderse (imkan nisbetinde) tesettürde bulunsun, (kuytu bir yer) bulamazsa, hiç olmazsa kum (taş vs., den) bir tümsek yapıp ona arkasını dönsün, zira şeytan, insanoğlunun makadlarıyla (oturak kısmıyla) oynar. Kim bunu yaparsa en güzelini yapmış olur, yapamayana bir beis yok." Ebu Davud, Taharet 19, (35).

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) abdest bozacağımız zaman etraftan bakanların görmeyeceği şekilde kuytu bir bir yer aramamızı ısrarla tavsiye etmektedir. Hiç bir şey bulamazsak, mevcut imkanlarla (bu taştır, kumdur, otdur, çalı çırpıdır vs.) bir tümsek yapıp ona arkamızı vererek tesettüre riayet etmemizi tavsiye ediyor. Bu hususun önceki meselelerde olduğu gibi, "yapamazsanız bir mahzur yoktur" nevinden olmadığını, dinî açıdan ciddi olduğunu ihsas için şeytana atıf yapmıştır. Ancak, içinde bulunulan şartlar gereği yapılamayacak olursa, söz gelimi çöldebelde şartlar elvermeyebilir, bu durumda mahzur olmadığı da belirtilmiştir. Usulcüler açısından haram hükümlerin beyanında şeytan, cehennem, küfür gibi mefhumlara atıf yapılır. Şu halde abdest bozarken tesettüre imkânlar ölçüsünde azamî derecede riâyet bir vecibedir, ihtiyarî değildir. Şârihler, sütresiz olunca, rüzgârın esme durumunda, idrarı alıp elbiseye, bedene değdireceğini, insanların nazarlarının avret mahallerine düşeceğini, bütün bunların şeytanın bir oynaması olduğunu belirtirler.
Hadisin daha iyi anlaşılması için şu husus da bilinmelidir. Cahiliye devri Arap geleneğinde helâ yoktu. İslâm'ın başında da bu geleneğe uyulmuş, kazayı hâcet için Medine'nin dışındaki tenhalara gidilmiştir. Bazı rivayetlerde kadınların gruplar halinde akşamdan akşama oralara gittikleri belirtilir. Tesettür âyeti gelip, kadınların dışarı çıkmaları tahdid edilince, evlere yakın yerlerde helâlar inşa edilmiştir. Resûlullah'ın hücre-i saadetlerine de helâ yapılmıştır.
Şu halde, Resûlullah'ın hitaplarının öncelikle o cemiyetin insanına olduğunu düşünüp bunlardan prensip çıkaracağız. Aksi takdirde günümüz şartlarında şehirde yaşayan bir insan için bu tavsiyeler ma'nâsız kalabilir. Ama köylerde, kırlarda yaşayanlar için, şehir şartları dışında kalan insanlar için, hadislerin mesajı hala bâki ve geçerlidir.

Gece baskınlarında, kafirler toptan kılçtan geçirilirken, evler yakılıp yıkılırken, öldürülenler arasında kadınlar ve çocuklar da bulunuyordu.Bunun üzerine, Peygamber'e arkadaşlarından biri şöyle sordu:"Ya Resulallah! Evlere yapılan gece baskınlarında, müşriklerin kadınları, çocukları da öldürülüyor, ne dersin?""Kadın ve çocuklar da onlardandır.(Bkz.Ebu Davud, Cihad/102, hadis 2638; Cihad/121, hadis 2672; Ibn Mace, Cihad, hadis 2840; Ahmet Ibn Hanbel, 4/46; Tirmizi, Siyer/19, hadis 1570)"

Buhârî sarihlerinden Kastalânî'nin açıklamasına göre metinde geçen; "Onlar da onlardandır" cümlesinden maksat; "Sa*vaşta çocuklar ve kadınlar da mutlak surette müşrik erkekler gibi öldürülür" demek değildir. Ancak savaşta, gece baskını gibi müşriklerin kadın ve ço*cuklarını kendilerinden ayırdetmenin mümkün olmaması gibi hallerde ço*cuklar ve kadınlar da öldürülebilir. Bu gibi haller dışında çocuklar ve kadınlar Öldürülemez, demektir. Kastalânî'nin bu izahı bu mevzuda gelen hadisler-deki farklı ifadelerin arasını uzlaştırmaktadır.
Hattâbî de bu cümleyi açıklarken, "Müşriklerin çocukları ve kadınları din bakımından müşrikler gibidirler ve harpte onlar, ancak müşriklerden ayır-dedilemedikleri zaman öldürebilirler, aksi takdirde öldürülemezler" demek suretiyle Kastalânî'nin bu sözlerini te'yid etmiştir.
Metinde geçen, "Onlar da onlardandır” cümlesi, Müslim'in Amr b. Dînâr'-dan naklettiği hadiste; "Onlar babalarindandır" şeklinde geçmektedir.
Her ne kadar Zührî mevzuumuzu teşkileden bu hadisin neshedildiğini söylemişse de bu doğru değildir. Çünkü yukarıda da açıkladığımız gibi bu hadis müşriklerin kadınları ile çocuklarının öldürülmesini mutlak surette emretmiş değildir. Müşriklerin Öldürülmesi cevazı gece baskını gibi çoklarla kadınları erkeklerden ayırdetmenin mümkün olmadığı hallerle ilgilidir ve bu hüküm kıyamete kadar geçerlidir.
 
Son düzenleme:

mice

New member
Katılım
22 Eyl 2005
Mesajlar
93
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
50
Web sitesi
www.islamidusunce.com
Arkadaşım o dönemde Araplar eğer övülecek bir kavim olasalardı,onlara Peygamber gönderilmezdi.


(bkz.Cahiliye Dönemi)


124 bin peygamber (kimilerine göre 224 bin) araplaramı geldi? Kuranda bunların çok çok az bir kısmından bahsediliyor. Ayrıca islam öncesi araplar dinlerini sapıtmışlardır. Bu doğrudur. İslam öncesi tüm insanlar sapıtmıştır. Türklerde dahil.

Türkler islam ile şereflendikten sonra övünülecek işler (islama hizmet) yapmışlardır. İslam öncesine ait yaşantıları hakkında zaten doğru dürüst bir belge vs. yoktur.

Bizim övünç kaynağımız genetik kodlarımız değil ,ecdadımızın bu dine (İslam)yaptığı hizmetlerdir.

+1 Ortak parantezimiz İSLAM
 

h-a-m-z-a

New member
Katılım
16 Eyl 2009
Mesajlar
163
Tepkime puanı
111
Puanları
0
Yaş
44
[/FONT]

124 bin peygamber (kimilerine göre 224 bin) araplaramı geldi? Kuranda bunların çok çok az bir kısmından bahsediliyor. Ayrıca islam öncesi araplar dinlerini sapıtmışlardır. Bu doğrudur. İslam öncesi tüm insanlar sapıtmıştır. Türklerde dahil.

Türkler islam ile şereflendikten sonra övünülecek işler (islama hizmet) yapmışlardır. İslam öncesine ait yaşantıları hakkında zaten doğru dürüst bir belge vs. yoktur.



+1 Ortak parantezimiz İSLAM

Arkadaşım alıntı yaparken dikkat et yazdığıma, alıntı yaptığın kısımda o dönem ifadesi geçiyor ,o dönemden bahsettiğime göre 124bin ya da 224 bin peygamberin Araplara gelmesine gerek yok belli bir zaman dilimi kasdedilmiş aktardığım ifademde,ayrıca o dönemde herkes sapıtmış ifadesi bence fazla iddialı zira Efendimiz gelmeden İbrahim in Hanif dinine mensup insanlarda vardı ;kaldı ki Hz.Adem den günümüze gelen bütün dinler İSLAM dır.


Türklerin İslam dan önce de övünülecek işler yapması İslam dan sonra da övünülecek işler yapmadığı anlamına gelmez.ALLAH şüphesiz bir kavmi bir görev için seçtiğinde gerekli olan özellikleri o kavimde hasıl eder, tarihi biraz araştırırsan Türk kavminin İslam ı en kolay kabul eden ve en çabuk adapte olan kavim olduğunu görebilirsin.

İslam öncesine ait yaşantıları hakkında zaten doğru dürüst bir belge vs. yoktur.
(bkz.Göktürk Kitabeleri)
 
Son düzenleme:

mice

New member
Katılım
22 Eyl 2005
Mesajlar
93
Tepkime puanı
17
Puanları
0
Yaş
50
Web sitesi
www.islamidusunce.com
Arkadaşım alıntı yaparken dikkat et yazdığıma, alıntı yaptığın kısımda o dönem ifadesi geçiyor ,o dönemden bahsettiğime göre 124bin ya da 224 bin peygamberin Araplara gelmesine gerek yok belli bir zaman dilimi kasdedilmiş aktardığım ifademde,ayrıca o dönemde herkes sapıtmış ifadesi bence fazla iddialı zira Efendimiz gelmeden İbrahim in Hanif dinine mensup insanlarda vardı ;kaldı ki Hz.Adem den günümüze gelen bütün dinler İSLAM dır.


Türklerin İslam dan önce de övünülecek işler yapması İslam dan sonra da övünülecek işler yapmadığı anlamına gelmez.ALLAH şüphesiz bir kavmi bir görev için seçtiğinde gerekli olan özellikleri o kavimde hasıl eder, tarihi biraz araştırırsan Türk kavminin İslam ı en kolay kabul eden ve en çabuk adapte olan kavim olduğunu görebilirsin.

(bkz.Göktürk Kitabeleri)


alıntını yaparken nerde hata yapmışım?

türklere de o şekilde bir kaç kez peygamber gelmediğini iddia edemezsin. Bununla ilgili bir bilgi yok elimizde.

"Türklerin İslam dan önce de övünülecek işler yapması İslam dan sonra da övünülecek işler yapmadığı anlamına gelmez." demişsin. ben İslamdan önce övünülecek işler yaptı demedim. Aksine islamdan sonra islam adına övünülecek işler yaptı dedim.

Hanif din konusunda haklısın. Elbette hanif dinine mensup kimseler vardı. Ancak Türklerin hanif dine bağlı yaşayışı hakkında Göktürk kitabelerinde bir iz ben hiç duymadım.

Peygamberimiz zamanında İslamı kabul edenler önce araplardır. zira coğrafi konum öyledir. Onun ve sahabenin zamnında ellerinin yetiştiği yerde islama girmeyen kavim zaten yok gibidir.

Göktürk kitabelerinde Türklerin sosyal ve dini yaşayışlarını tarih aralığında buraya eklersen sevinirim. Bizde yararlanmış oluruz.

Tüm dünaydaki kavimlerden (Türk, Kürt, Arap vs.) müslüman olanları dotumdur. Kafir olanlar düşmanımdır.
 
Üst Alt