Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kabak Sevmemenin Bedeli

Kabak Sevmemenin Bedeli

  • konu silinsin...

    Kullanılan: 0 0.0%
  • konu kilitlensin...

    Kullanılan: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    1

nurþeyma

New member
Katılım
7 Nis 2007
Mesajlar
302
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Khan hocam tatlisi cok güzel olur bol cevizde olacak ah simdi annem yapacaktiki ozaman elerinizi bile yerdiniz:( .Yemegini bende sevmem babam biz kücükken zorla yedirirdi cok besleyici oldugunu söylerdi tabi yemeyince birsürü azar isitirdik.:D

şu annenin adresini bizahmet verirmisin kardeş,
ben pek severim, iyi yapılınca tadına doyum olmaz..
Annenize selam gönderiyor, saygılarımı sunuyorum..
 

khan19556

New member
Katılım
11 Ocak 2007
Mesajlar
992
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
44
Konum
Sancaðýn düþtüðü yerden
Ebu’d-Derda, Ebu Ümame, Eska oğlu Vasile ve Enes bin Malik’ten şöyle rivayet edilmiştir: “Biz bir gün dini bir konuda tartışma yaparken, Resulullah (S.A.V) yanımıza geldi. Bize, öyle fena öfkelenmişti ki, böylesine hiç öfkelenmemişti. Sonra biz tartışmamıza devam ettik bunun üzerine Resulullah (S.A.V) şöyle buyurdu: “Yavaş olun Ey Muhammed Ümmeti! Sizden öncekiler sırf bunun yüzünden helak oldular. Bırakın münakaşayı, iyiliği yoktur. Bırakın tartışmayı, zira mü’min tartışmaz. Vazgeçin tartışmadan, çünkü tartışan kişi tamamen ziyandadır.

Terkedin münakaşayı, münakaşa edene kıyamet gününde şefaat etmem. Terkedin münakaşayı, zira ben haklı olduğu halde tartışmayı bırakan kimseye cennetin kenarlarında, ortalarında ve yüksek yerlerinde üç köşk verileceğine kefilim. Vazgeçin tartışmadan, çünkü putlara tapmaktan sonra Rabbimin bana ilk yasak ettiği şey tartışmadır.” (Taberani)

Bu meseleyi burada kapatalım.

Nurşeyma hanımın bahsettiği hadise uydurmadır.Yani bazı kötü niyetli eşhas tarafından tahrip amacıyla sokulmuştur.İster sevin ister sevmeyin bir şey olmaz bi-iznillah...
 

nurþeyma

New member
Katılım
7 Nis 2007
Mesajlar
302
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Ebu’d-Derda, Ebu Ümame, Eska oğlu Vasile ve Enes bin Malik’ten şöyle rivayet edilmiştir: “Biz bir gün dini bir konuda tartışma yaparken, Resulullah (S.A.V) yanımıza geldi. Bize, öyle fena öfkelenmişti ki, böylesine hiç öfkelenmemişti. Sonra biz tartışmamıza devam ettik bunun üzerine Resulullah (S.A.V) şöyle buyurdu: “Yavaş olun Ey Muhammed Ümmeti! Sizden öncekiler sırf bunun yüzünden helak oldular. Bırakın münakaşayı, iyiliği yoktur. Bırakın tartışmayı, zira mü’min tartışmaz. Vazgeçin tartışmadan, çünkü tartışan kişi tamamen ziyandadır.

Terkedin münakaşayı, münakaşa edene kıyamet gününde şefaat etmem. Terkedin münakaşayı, zira ben haklı olduğu halde tartışmayı bırakan kimseye cennetin kenarlarında, ortalarında ve yüksek yerlerinde üç köşk verileceğine kefilim. Vazgeçin tartışmadan, çünkü putlara tapmaktan sonra Rabbimin bana ilk yasak ettiği şey tartışmadır.” (Taberani)

Bu meseleyi burada kapatalım.

Nurşeyma hanımın bahsettiği hadise uydurmadır.Yani bazı kötü niyetli eşhas tarafından tahrip amacıyla sokulmuştur.İster sevin ister sevmeyin bir şey olmaz bi-iznillah...[/QUOTE]

Demek ki imam yusuf bazı uydurma hadislere rağbet eylemiş,
Olabilir, sonuçta o da bir insan, hata payı vardır..
Lakin, şu geldiğimiz noktadan çıkan sonuç önemli..
Gayrı sahih hadislerin ayıklanması elzemdir..
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
bakın yazı orda kabak sevmiyene hitap edilmiş değil , burdaki işin hakikati boyutu çok zorda değil anlaşılması. lütfen dikkatli okuyun... evet resulun kabağı sevdiği yahut koyun eti sevdiğine dair deliller vardır. ama burdaki durum ayrı , kişi normal esnada , kabağı sevmiyorum dese, imam yusuf o hükmü vermicek, ama bir sofrada resul şunu severdi sözünün akabinde , kişi onu sarfettiğinde, bu hükmü vermiştir, yani konu kabak meselesi değil, resule muhalif olma durumudur, yani kişi söylediği şeyi iyi bilmeli, resul yürümeyi severdi, dedikten sonra hemen bir kişi zıplayıp ben yürümeyi sevmiyorum yada buna benzer olayla karşılaştığında aslında nasıl bir yanlış yaptığımıza ışık tutar bu olay, yoksa düşünün o kabak sevmiyen adam, daha önceleri bunu dile getirmemiş olabilirmi? olamaz, ama yaşamış bu hüküm verilmemiş yani iş kabak işi değil.. bu tür yazıları tamamen kelime oyunu görüyorum..
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
Kabak sevmemenin bedeli:

Bazı dini kitaplarda, Eb-u Hanife'nin talebesi Eb-u Yusuf'un takvasını övmek için bir olay anlatılır. Bu olayı naklettikten sonra, bu kitaplardan İslam'ı öğrenen insanların takva sahibi olmak için neler hayal edebileceklerini siz hayal edebilirsiniz!

Rivayete göre, İmam Eb-u Yusuf ile bir cemaat yemek yiyorlarmış. Sofrada kabak varmış. Adamın teki, her ne hikmetse, peygamberimizin kabağı çok sevdiğini söylemiş. Bunun üzerine, sofrada bulunanlardan birisi de "ben de kabak sevmiyorum" deyivermiş. İmam Eb-u Yusuf hemen celallenmiş ve "sen misin bunu diyen" diyerek bir kılıç ve bir muşambanın acele getirilmesini emretmiş. Neyse ki kabağı sevmeyen adam, yalvarıp yakarmış, bu sözleriyle peygambere saygısızlıkta bulunmayı kasdetmediğine yemin billah etmiş de kellesini muşamba üzerine kan revan içinde düşmekten güç bela kurtarmış! (1) [/U]

olayı iyi inceliyelim özellikle, renkli yaptım ama bunu anlamayan bazı akıllı olduğunu düşünen art niyetli kişi, de aşağıdaki yorumu yapmış;

Kabak hazretlerini sevmemenin bile mürtedlik, yani dinden çıkış için bir sebep görüldüğü ve dinden çıkanın dine girmedikçe kanının mübah kabul edildiği bir zihniyetin fikir özgürlüğünden söz etmesini Türkçede hangi kelimeyle tanımlayabiliriz?
ey yazıyı yazan biçare adam, sorun kabakta değil, sorun söylenen cümle neyin akabinde söylenmiş ona bakmak lazım. tabi takva ehli bunu idrak edebilir. herkes fikrini söyliyebilir, ama nerde ne demesi gerektiğini bilmelidir. resul bu işi yaprdının ardına ben o işi sevmiyorum demek, hassa düşünüldüğünde çok ince yerlere varır. mesela ben eskiden koyun etini sevmiyordum, kokusundan ötürü, ama resulun sevdiğini duyardım,bunu duyduğumda hiç sevmediğimi zikretmedim resule saygısızlık ve muhalif olmamak için belki başka yerlerde dile getirdim ama bu muhabbetlerin ardınca getirmedim, ve şimdi resulum sevdiği için artık bende sever oldum ve severek yiyenlerdenim.. yani olay çok açık OLAY KABAK OLAYI DEĞİL!!! bu yazıyı yazan adam kesinlikle art niyetlidir.. (yazıyı aktarını tenzih ederim...)
 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
41
Konum
ruhlar aleminden
bakın yazı orda kabak sevmiyene hitap edilmiş değil , burdaki işin hakikati boyutu çok zorda değil anlaşılması. lütfen dikkatli okuyun... evet resulun kabağı sevdiği yahut koyun eti sevdiğine dair deliller vardır. ama burdaki durum ayrı , kişi normal esnada , kabağı sevmiyorum dese, imam yusuf o hükmü vermicek, ama bir sofrada resul şunu severdi sözünün akabinde , kişi onu sarfettiğinde, bu hükmü vermiştir, yani konu kabak meselesi değil, resule muhalif olma durumudur, yani kişi söylediği şeyi iyi bilmeli, resul yürümeyi severdi, dedikten sonra hemen bir kişi zıplayıp ben yürümeyi sevmiyorum yada buna benzer olayla karşılaştığında aslında nasıl bir yanlış yaptığımıza ışık tutar bu olay, yoksa düşünün o kabak sevmiyen adam, daha önceleri bunu dile getirmemiş olabilirmi? olamaz, ama yaşamış bu hüküm verilmemiş yani iş kabak işi değil.. bu tür yazıları tamamen kelime oyunu görüyorum..


işte bu zaviyeden de bakarsak niçin İmam Yusuf gibi olamıyoruz, deyip kendimizi sorgulamamız gerekiyor, zira İmam Yusuf , peygamber sevgisinden , aşkından O'nun sevdiğini sevmeyen insana neler yapıyor....
Ben de kabak yemeğini çok severim...
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
hayatimda kabak yemedim cehennemlikim ozaman:D

Sevmediğini düşünmezsen yeniyor. Daha doğrusu insanın kendinden kaynaklanan bir durum.

Burdaki durum biraz karıştırılmış. Resülallah(s.a.v.) Efendimizin her yaptığı sünnet kabul edildiği için böyle bir davranış içine girilmiş.

İnsan bazı yemeklere karşı bir soğukluk duyuyor. Lakin yemek hakkında bir düşünce içine girmezse o yemek insana kötü gelmiyor. Yani insan sevmiyorum dediği yemeği yiyor. Bunlara şahit oldum.

İnsana verilen her nimet için şükür gerekiyor. Bu olay gine peygamberlerin hayatları ile daha iyi anlaşılıyor.

Eyüp(a.s.) birgün abdest alırken gökten Altın çekirgeler yağıyor. Eyüp(a.s.) hemen acele ile tolamaya başlıyor. Osırada ALLAH TEALA' dan bir nida geliyor,
"Ya Eyüp, ne yapıyorsun?" diye bir sual geliyor. Tam hatırlayamadım. Bunun üzerine Eyüp(a.s.),
"Senden gelene hayır demem Yarabbi" diyor. Onlar gibi olmak için uğraşmak gerekiyor. Verilen nimetlerin şükrünüde yapmak gerekiyor. Geri çevirmemek gerekiyor. Tabi bunu Dünya sevgisine çevirmemek gerekiyor.

"Keşke hergün kabak olsa" gibi bir düşünce içine girmemek de gerekiyor sanırım. :D ;)
 

hikmetimm

New member
Katılım
29 Mar 2007
Mesajlar
500
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Yaş
45
Konum
istanbul
Ben kabak sevmiyorum ve hiç yemedim. Takva sahibi hocama bu söylediklerinizi anlatacağım ve kellemi vurmasını söyleyeceğim. Eğer gülmekden dolayı yapamazsa bilemem.
Çok komiksiniz hanımefendi.Çok hemde...
Takva ile kabak.Nasıl bir mantık. Oysa cennet yemeklerinden olduğu söyleniyor. Birileri de kalkıp kabak yemeyenler cennete giremez derse vay başıma gelene!..


arkadaşımız oraya bir yazı asmış belki paylaşmak amacıyla belkide hoşuna gittiği için belkide böyle bir olayın var olup olmadığını anlamak amacıyla ama bu ve kişiyi rencide etmek bence doğru değildir radikal kardeş burda resmen arkadaşımızı saf dışı bırakmışsınız madem çok biliyorsunuz gerekli araştırmayı yapıp doğrusunu yazmanız gerekmiyormuydu kardeşim burdaki bütün yrumlardan illaki birini rencide etmemiz gerekiyorsa yada dalgaya almak gerekiyorsa bu ne İSLAMFORUM ayakışır nede burdaki üyelere
hakkınızı helal edin

selam ve dua ile
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
arkadaşımız oraya bir yazı asmış belki paylaşmak amacıyla belkide hoşuna gittiği için belkide böyle bir olayın var olup olmadığını anlamak amacıyla ama bu ve kişiyi rencide etmek bence doğru değildir radikal kardeş burda resmen arkadaşımızı saf dışı bırakmışsınız madem çok biliyorsunuz gerekli araştırmayı yapıp doğrusunu yazmanız gerekmiyormuydu kardeşim burdaki bütün yrumlardan illaki birini rencide etmemiz gerekiyorsa yada dalgaya almak gerekiyorsa bu ne İSLAMFORUM ayakışır nede burdaki üyelere
hakkınızı helal edin

selam ve dua ile

canım hikmetimmm....:)
radikalislam abi klasik ötesi bi adam...
kalsiklerle karıştırma bence;)

o yorumunda da nurşeyma ablaya kişisel hakaret yapmaz...:)
zaten öle biride değil ablamız..olay karışık gibi ama..durumlar böyle:)

selametle...
 

hikmetimm

New member
Katılım
29 Mar 2007
Mesajlar
500
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Yaş
45
Konum
istanbul
Ebu’d-Derda, Ebu Ümame, Eska oğlu Vasile ve Enes bin Malik’ten şöyle rivayet edilmiştir: “Biz bir gün dini bir konuda tartışma yaparken, Resulullah (S.A.V) yanımıza geldi. Bize, öyle fena öfkelenmişti ki, böylesine hiç öfkelenmemişti. Sonra biz tartışmamıza devam ettik bunun üzerine Resulullah (S.A.V) şöyle buyurdu: “Yavaş olun Ey Muhammed Ümmeti! Sizden öncekiler sırf bunun yüzünden helak oldular. Bırakın münakaşayı, iyiliği yoktur. Bırakın tartışmayı, zira mü’min tartışmaz. Vazgeçin tartışmadan, çünkü tartışan kişi tamamen ziyandadır.

Terkedin münakaşayı, münakaşa edene kıyamet gününde şefaat etmem. Terkedin münakaşayı, zira ben haklı olduğu halde tartışmayı bırakan kimseye cennetin kenarlarında, ortalarında ve yüksek yerlerinde üç köşk verileceğine kefilim. Vazgeçin tartışmadan, çünkü putlara tapmaktan sonra Rabbimin bana ilk yasak ettiği şey tartışmadır.” (Taberani)

Bu meseleyi burada kapatalım.

Nurşeyma hanımın bahsettiği hadise uydurmadır.Yani bazı kötü niyetli eşhas tarafından tahrip amacıyla sokulmuştur.İster sevin ister sevmeyin bir şey olmaz bi-iznillah...[/QUOTE]

Demek ki imam yusuf bazı uydurma hadislere rağbet eylemiş,
Olabilir, sonuçta o da bir insan, hata payı vardır..
Lakin, şu geldiğimiz noktadan çıkan sonuç önemli..
Gayrı sahih hadislerin ayıklanması elzemdir..


nurşeyma kardeş arkadaşımızın bahsettiği olay ile alakalı yazılan yazı dır öylemi kardeşim yanlış anlamadıysam sen hemen olayı imam yusuf a aktarma onun hakkında yazılan bir yazıdır lütfen olayları saptırıp bazı önemli şahsiyetlere zarar vermiyelim üstelik tasdik te etmişsiniz
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Hangisi Kuran-ı Kerim' e ve sünnete uyuyor diye incelesek daha kolay olacak sanırım. Yada biryerden başlayıp sona kadar ayıralım. :)
 

khan19556

New member
Katılım
11 Ocak 2007
Mesajlar
992
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
44
Konum
Sancaðýn düþtüðü yerden
nurşeyma kardeş arkadaşımızın bahsettiği olay ile alakalı yazılan yazı dır öylemi kardeşim yanlış anlamadıysam sen hemen olayı imam yusuf a aktarma onun hakkında yazılan bir yazıdır lütfen olayları saptırıp bazı önemli şahsiyetlere zarar vermiyelim üstelik tasdik te etmişsiniz

İmam-ı Yusufa dil uzatmak yada tenkid bizim haddimiz değildir.

Meselenin hangi kaynakta geçtiğine bakmak lazım.

Uydurulmuş olabilir dirken ard niyetliler tarafından Ebu Yusuf a atfedildiğini kast ettim.

Ben Ebu Yusuf un yalnızca kabak sevmediği için bir insana zarar vereceğine kesinlikle inanmıyorum.

Fakat mesele Seyfullah ın dediği tarz da olabilir.Benim bu meseleyi araştırmaya şimdilik vaktim müsade etmiyor; kardeşlerim kaynak ve sayfa no bulurlarsa bildirsinler lütfen.

bu meseleler falanca demişle olmaz kaynak elzemdir...
 

nurþeyma

New member
Katılım
7 Nis 2007
Mesajlar
302
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
bakın yazı orda kabak sevmiyene hitap edilmiş değil , burdaki işin hakikati boyutu çok zorda değil anlaşılması. lütfen dikkatli okuyun... evet resulun kabağı sevdiği yahut koyun eti sevdiğine dair deliller vardır. ama burdaki durum ayrı , kişi normal esnada , kabağı sevmiyorum dese, imam yusuf o hükmü vermicek, ama bir sofrada resul şunu severdi sözünün akabinde , kişi onu sarfettiğinde, bu hükmü vermiştir, yani konu kabak meselesi değil, resule muhalif olma durumudur, yani kişi söylediği şeyi iyi bilmeli, resul yürümeyi severdi, dedikten sonra hemen bir kişi zıplayıp ben yürümeyi sevmiyorum yada buna benzer olayla karşılaştığında aslında nasıl bir yanlış yaptığımıza ışık tutar bu olay, yoksa düşünün o kabak sevmiyen adam, daha önceleri bunu dile getirmemiş olabilirmi? olamaz, ama yaşamış bu hüküm verilmemiş yani iş kabak işi değil.. bu tür yazıları tamamen kelime oyunu görüyorum..


Saygıdeğer kardeşim seyfullah,
Meseleyi öyle bir açıdan ele almışsınız ki,
Neredeyse sonuçlanan bir meseleyi daha da grift hale sokmuşsunuz,
Bu mantığa göre, bir peygamberin seviyorum dediğini sevmek ya da sevmediğini sevmemek farz gibi bir mana çıkıyor velakin Tahrim suresindeki Peygamber hanımlarının Peygamberimizin içtiği ballı şerbeti beğenmemesi üzerine içmemeye and etmesi resmen eleştirilmektedir ve haram koyma yetkisinin birtek Allah'a mahsus olduğunu beyan etmektedir..
Demek ki, Peygamberin tebliğ ettiği mesele vahyi bir mesele ise bağlayıcıdır değilse bir bağlayıcılığı yoktur..


Tahrim Suresi 1 Ey Peygamber! Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek neden haramlaştırıyorsun? Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.


Bakara Suresi 168 Ey insanlar!Yeryüzündeki nimetlerden temiz ve helal olmak şartıyla yiyin.Şeytanın adımlarını izlemeyin.Çünkü o size açık bir düşmandır.


Maide Suresi 87 Ey iman sahipleri! Allah'ın size helal kıldığı şeylerin temiz ve güzel olanlarını haramlaştırmayın; azıp sınırı aşmayın; Allah azıp sınırı aşanları sevmez.

Maide Suresi 88 Allah'ın size helal ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin. Kendisine iman ettiğiniz Allah'tan korkun.


Yunus Suresi 59 De ki: "Ne oldu size de Allah'ın size rızık olarak indirdiği şeylerden bir haram yaptınız bir de helal?" De ki: "Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?"

Nahl Suresi 116 Yalan düzerek Allah'a iftira etmek için, dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle "Şu helaldir, şu da haramdır!" demeyin. Yalan düzerek Allah'a iftira edenler kurtulamazlar.
 

abrec

New member
Katılım
21 Ağu 2006
Mesajlar
321
Tepkime puanı
2
Puanları
0
bakın bu islami yorum işleri biraz islamı tahrip etmiş zamanında bir zekeriya beyazlara ve yaşar urilere kızıyoruz ama eskidende böyle insanlar yaşamış olabilir.
ben daha önceleride yazdım.öyle dinden çıkılır böyle dinden çıkılır.
kimse papazlık yapmasın.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
50
Konum
Gönül aleminden
arkadaşımız oraya bir yazı asmış belki paylaşmak amacıyla belkide hoşuna gittiği için belkide böyle bir olayın var olup olmadığını anlamak amacıyla ama bu ve kişiyi rencide etmek bence doğru değildir radikal kardeş burda resmen arkadaşımızı saf dışı bırakmışsınız madem çok biliyorsunuz gerekli araştırmayı yapıp doğrusunu yazmanız gerekmiyormuydu kardeşim burdaki bütün yrumlardan illaki birini rencide etmemiz gerekiyorsa yada dalgaya almak gerekiyorsa bu ne İSLAMFORUM ayakışır nede burdaki üyelere
hakkınızı helal edin

selam ve dua ile

Hakkımız helal olsun hikmetimm; lakin bazen öyle anlık olaylar olurki, siz o an burada olmayabilirsiniz ama bu forum sanki bizimle beraber nefes alan, yaşayan bir canlı varlık gibidir. diğer bir başka konuda bir konu hakkında tartıştığınız bir arkadaşınız yazdığınız yoruma o bölümde cevap vermez, başka bir konuda sizin söylediklerinizin aksine bir yazı kaleme alır ve bir nevi kinaye yapar veya atıfta bulunur size. Doğal olarak 2 dakika öncesinde yazdığınız yazıya başka bir konuyu okurken muhatabınızın cevabını görürsünüz orada. Dün nurşeyma hanım ile bir konuda fikirleri tartışırken, arkadaşım başka bir ana konuda bir yazı kaleme aldı. Dolaylı bir cevap gördüm o yazıda tabii olarak. Sizler sonradan (malum iş hayatı) foruma girdiğinizde durlmuş ve sakinleşmiş bir ortamın ruh hali ile okuyorsunuz bazen bunları. Ve elbette yazılardaki hissedilen o anki stress, sinir veya üzüntü size farklı veya abartılı gelebilir. Biz bunu vurgulamaya çalıştık. Ve seyfullah'ın söylediklerine birebir katılıyorum çünkü amaç burada benim açımdan çok farklı algılanıyor. Nurşeyma hanım da nedense Peygamberimize karşı olma hali veya muhalefet etme gibi bir hal görüyorum, elbette kendisi bilir. İlla benim kabağım demek illa benim dediğim demektir. Bunu Anadolu'da bir nevi folklorik bir deyim olduğu için bilmeyen de yoktur. Nurşeyma hanım da bize burada bir nevi kinaye yapıyor, kabak işin esprisi. Ama okunanlardan çıkan istihzayı görmemek, sanırım fazla iyi niyet gerektiriyor, ve ben Peygamber'e (s.a.v.) alay, istihza veya eleştiri konusunda fazla iyi niyetli değilim maalesef...
 

nurþeyma

New member
Katılım
7 Nis 2007
Mesajlar
302
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
İmam-ı Yusufa dil uzatmak yada tenkid bizim haddimiz değildir.

Meselenin hangi kaynakta geçtiğine bakmak lazım.

Uydurulmuş olabilir dirken ard niyetliler tarafından Ebu Yusuf a atfedildiğini kast ettim.

Ben Ebu Yusuf un yalnızca kabak sevmediği için bir insana zarar vereceğine kesinlikle inanmıyorum.

Fakat mesele Seyfullah ın dediği tarz da olabilir.Benim bu meseleyi araştırmaya şimdilik vaktim müsade etmiyor; kardeşlerim kaynak ve sayfa no bulurlarsa bildirsinler lütfen.

bu meseleler falanca demişle olmaz kaynak elzemdir...



kaynak...1) Ehl-i Sünnet İtikadı, Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi, Bedir Yayınevi, sa: 80
 

khan19556

New member
Katılım
11 Ocak 2007
Mesajlar
992
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
44
Konum
Sancaðýn düþtüðü yerden
Arkadaşlar kaynak bulan olursa bana kitar,müellif ve mavzunun geçtiği yeri özelden bildirsin.

Ben böyle bir şeyi muteber kitaplarda hiç okumadım ve hiç duymadım; ama yanılıyorda olabilirim.

Benden önce davrandınız :)
 

nurþeyma

New member
Katılım
7 Nis 2007
Mesajlar
302
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Hakkımız helal olsun hikmetimm; lakin bazen öyle anlık olaylar olurki, siz o an burada olmayabilirsiniz ama bu forum sanki bizimle beraber nefes alan, yaşayan bir canlı varlık gibidir. diğer bir başka konuda bir konu hakkında tartıştığınız bir arkadaşınız yazdığınız yoruma o bölümde cevap vermez, başka bir konuda sizin söylediklerinizin aksine bir yazı kaleme alır ve bir nevi kinaye yapar veya atıfta bulunur size. Doğal olarak 2 dakika öncesinde yazdığınız yazıya başka bir konuyu okurken muhatabınızın cevabını görürsünüz orada. Dün nurşeyma hanım ile bir konuda fikirleri tartışırken, arkadaşım başka bir ana konuda bir yazı kaleme aldı. Dolaylı bir cevap gördüm o yazıda tabii olarak. Sizler sonradan (malum iş hayatı) foruma girdiğinizde durlmuş ve sakinleşmiş bir ortamın ruh hali ile okuyorsunuz bazen bunları. Ve elbette yazılardaki hissedilen o anki stress, sinir veya üzüntü size farklı veya abartılı gelebilir. Biz bunu vurgulamaya çalıştık. Ve seyfullah'ın söylediklerine birebir katılıyorum çünkü amaç burada benim açımdan çok farklı algılanıyor. Nurşeyma hanım da nedense Peygamberimize karşı olma hali veya muhalefet etme gibi bir hal görüyorum, elbette kendisi bilir. İlla benim kabağım demek illa benim dediğim demektir. Bunu Anadolu'da bir nevi folklorik bir deyim olduğu için bilmeyen de yoktur. Nurşeyma hanım da bize burada bir nevi kinaye yapıyor, kabak işin esprisi. Ama okunanlardan çıkan istihzayı görmemek, sanırım fazla iyi niyet gerektiriyor, ve ben Peygamber'e (s.a.v.) alay, istihza veya eleştiri konusunda fazla iyi niyetli değilim maalesef...



Hocam hala olayı kaşıyorsunuz gibi geliyor bana..

30 Resul der: "Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kur'an'ı terk edilmiş/dışlanmış halde tuttular."

Bakın bu ayet her yazımın, yorumumun altında yer alır..
Ben elçi'yi Canımdan çok esverim çünki Vahyin ışığını ulaştırandır O..
Ve ben elçiyi, Devamla Kur'an'a, vahye, ayetlere ve Allah'a işaret ettiği için severim..

(Yoksa, Kabak için, tabak için, kavuk, cübbe, sarık için sevmem elçiyi
Bakın şimdi yazdığım kinayedir, ben açık biriyim ve arkadan iş çevirmem çevireni sevmem..)
Adım gibi biliyorum, şu an peygamber kalkıp gelse ve dese ki..
-Atın şu VAHY den öte tüm kutsallarınızı..
Bu emre ilk uyacak insanlardan biriyim.. Çünki hayatımda ALLAH-PEYGAMBER-VAHY ötesi kutsalların yeri yoktur..
Peygamberi ne kadar sevip sevmemeyi..
Peygamberlerden daha fazla değerleri olanlar düşünsün, benim alınacağım birşey yoktur..
Dün söyledim, kinaye sandınız, yine söyleyim..
Ben 2 yıllık bir HANİF'im ve öncesi yok bunun..
Siz yıllanrınızı vermişsiniz bu dini öğrenmek için..
Elbette sizin kadar derin düşünemeyebilirim..
Lakin, yukarıda andığım 3 değerin bana yettiği kanısındayım,
Bir dördüncüyü dayatmaya hakkınız yok, benim de size birşeyler dayatmaya hakkımın olmadığı gibi..
Hocam, lehimde ya da aleyhimde zanlarda bulunmayın, inanın üzülüyorum..
Rabbe emanet..
 
Üst Alt