Belki baskı veya yayınevi farklılığındandır, kitap bende var ve bu olay aynen geçmektedir..
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
Kabak Sevmemenin Bedeli
- Konbuyu başlatan nurþeyma
- Başlangıç tarihi
Belki baskı veya yayınevi farklılığındandır, kitap bende var ve bu olay aynen geçmektedir..
ALLAH(C.C.)' IM ne hallere düştük. Şu kitabı değiştirenler var ya, "VAY O KİTABI DEĞİŞTİRENLERİN HALİNE"
DEDİKODULAR.
Şimdi nereyi kaynak alacağız?
Şu FİRAVUNUN İMANI meselesi vardı ya
Hani diyorum başka yazılmış kitaplar varsa bi araştırsak.
konunun anlaşılmadığı gibi, bir bağda kurulamadığını görüyorum hemen aşağıdali ayetin akabinde açıklıylayayım...
Buhari'nin bu ayetle ilgili olarak aktardığı şu olaydır: Bize İbrahim B. Musa anlattı. O da Hişam B. Yusuf'tan duymuş. O'na ibn-i Cüreyc anlatmış, o da Ata'dan, o da Ubeyd B. Umeyr'den Hz. Aişe'nin şöyle dediğini duymuş: Peygamber Efendimizin Zeyneb binti Cahş'ın yanında bal içiyor ve onunla birlikte kalıyordu. Bunun üzerine ben ve Hafsa, Peygamber Efendimiz hangimizin yanına gelirse "Megafir mi yedin? Megafir kokusu burnuma geliyor" demek üzere aramızda sözleştik. Peygamberimiz: Hayır! Sadece Zeyneb binti Cahş'ın yanında bal yiyordum. Bundan sonra asla yemeyeceğim" dedi. Ve bunu kimseye söyleme diye ona yemin ettirdi." işte Peygamberimizin kendisine helal olduğu halde bir daha asla yemeyeceğim diye haram ettiği şey budur.
şimdi resul burdaki balı kendinsine ahd etmesi ile konumuzun bir bağı yok nedenmi? aradaki farklar,
1. resul bal yemicene söz veriyor. -- ama diğer olayda kabak sevmemek haram kılınmamış.
2, resul bunu diğer hanımlarının kalplerinde oluşan burukluğa karşın yapıyor ki onların gönlünü almak adına, tefsirlerde bulmak mümkün , kabak olayında ise burdaki amaç sadece resul ile alakalı bilgi verilirken akabinde muhalif söz söylenmesi durumudur.
ve gördüğümüze göre iki olayda birbirinden farklıdır, çünkü imam yusufun tepkisi resule muhalif olanaddır yani kabak sevmiyene değil, eğer kabak sevmeyen mürted olsaydı, ortalık mürted kaynardı, böyle bir hükmü ne imam yusuf vermiştiir nede başka bir zat, yani konu kabak işi değil ama bu mana nasıl çıkarıldı hayret ediyorum hala da devam ediliyor .. bu bahis kabak değilde koyun eti üzerine geçseydi, yine aynı tepkiyi verirdi, bu yemek değilde başka bir eylem olsaydı imam yusuf aynı tepkiyi verirdi, yani olay kişinin içinde bulunduğu duruma verdiği reaksiyondur. yoksa özel nefsi arzularına yönelik yaptırımla ilgili değil. aksi halde hüküm şu şekilde verilirdi imam yusuf kalkardı kabak sevmiyen herkes mürted derdi ki dememiş...çünkü böyle birşey yok...
tamam kabak yemeyin diyen oldumu? bu ayetin konuyla ne alakası var...
aynı sorun burdada var konu ile bağlı olmayan iki ayet daha, tekrar soruyoruz kabağı sevene yada sevmiyene hüküm yok verilmemiş..soruyorum orda kabah sevmeyene hüküm varmı? yoksa vurgulanmak istenen resule muhaliflik mi? yazım anlaşılmıyormu? yoksa anlaşılmamak için özel çabamı sarfediyor anlayan kardeşlerin ben anladım yorumlarını bekliyorum belkide ben anlatamıyorumdur.yani konuda ne kabak yiyenin hükmü var nede başka bir yiyeceğin. orda kabak olmazdıda karpuz olurdu yada yeemk olmazdıda yürüyüş olurdu orda düşüncenin zerre kadar önemi yok... ordaki tepki yanlış yerde yanlış reaksiyanlar verilmesine karşındır.. şimdi anlatabilidimmi? bu kadar zormu anlaşılması ...
Bu yazı inadi bir yazıdır..
Birileri hala
VARSA YOKSA MEŞREBİM DE MEŞREBİM..
inadında ısrar ediyor ya,
Bu inada inat olsun diye..
Bu yazıyı astım..
Kimse başkasının sevdiğini sevmek, sevmediğini sevmemekle mecbur değildir..
Böyle olsa, Allah herkesi bir karakterde yaratırdı..
Farklılıklarımızın kıymetini bilmeliyiz..
İmani ve akidevi meselelerde ayni çizgide olmalıyız velakin..
Teferruatlar dayatılmamalı..
Aslında bu yazı mizah hanesinde olmalıydı lakin..
Gördüm ki ümmet olarak MİZAHA pek elverişliyiz..
Bende bu yönümüzü ortaya sermek istedim..
İLLA Kİ BAHÇEMİN KABAĞI.. diyenlere selam olsun babından
kardeş ilk önce kendinizi düzeltin ondan sonra bu zatlar hakkında konusun siz kuranda olan bire şeye bidat diyorsunuz ondan sonra bu insanlara laf atıyorsunuz
Peygamberlere bir insan olduğu için değer vermek vardır birde peygamberlik gibi bir misyon sahibi olduğu için birde insanları doğru yola ilettiği için saygı ve sevgi vardır. Ben peygamberleri seviyorum demek elbette güzeldir, "ama" diyerek başlayan her fikri düşünce karşısında yer almaktır. Daha önceki yazılarınızda hadisleri ve sünneti önemsemediğinizi vahy'i baz aldığınızı hatta salavat konusundaki menfii düşüncelerinizi de yazan sizdiniz hanımefendi. Doğal olarak bizim sizi birebir tanımamız mümkün olmadığından, sadece yazılarınıza bakarak kafamızda sizinle ilgili bir tarz oluşmasından sadece siz sorumlusunuz. Bu forumda hiç kimsenin bugüne kadar yüzünü görmedim fotoğraf dahi olsa, fakat bir çoğunu hatta bazılarını o kadar çok seviyorumki bunu sağlayan yine ben değilim, O'nların yazdıklarından oluşan intibaa.
Evet konuyu kaşıyorum gibi oluyor ama siz de nedense her seferinde hadis ve sünnet karşılığı yazılar yazıyorsanız ve bende sizi bu yazılarınız ile tanıyorsam, hata benim mi ?
Evet konuyu kaşıyorum gibi oluyor ama siz de nedense her seferinde hadis ve sünnet karşılığı yazılar yazıyorsanız ve bende sizi bu yazılarınız ile tanıyorsam, hata benim mi ?
Nurşeyma hanım yaptığınız alıntı Edip YÜKSEL in 1988'de yayımlanan Kitap Okumanin Zararları adlı kitabındandır.
Neden kendiniz EHLİ SÜNNET İTİKADI kitabından okumuş gibi davranıyorsunuz?
KİTAP OKUMANIN ZARARLARI
Edip Yüksel
BEYAN YAYINLARI, 95
1. Baskı, Şubat/1988
Kitapta ki bir makale:
Kabak sevmemenin bedeli
Bazı dini kitaplarda, Eb-u Hanife'nin talebesi Eb-u Yusuf'un takvasını övmek için bir olay anlatılır. Bu olayı naklettikten sonra, bu kitaplardan İslam'ı öğrenen insanların takva sahibi olmak için neler hayal edebileceklerini siz hayal edebilirsiniz!
Rivayete göre, İmam Eb-u Yusuf ile bir cemaat yemek yiyorlarmış. Sofrada kabak varmış. Adamın teki, her ne hikmetse, peygamberimizin kabağı çok sevdiğini söylemiş. Bunun üzerine, sofrada bulunanlardan birisi de "ben de kabak sevmiyorum" deyivermiş. İmam Eb-u Yusuf hemen celallenmiş ve "sen misin bunu diyen" diyerek bir kılıç ve bir muşambanın acele getirilmesini emretmiş. Neyse ki kabağı sevmeyen adam, yalvarıp yakarmış, bu sözleriyle peygambere saygısızlıkta bulunmayı kasdetmediğine yemin billah etmiş de kellesini muşamba üzerine kan revan içinde düşmekten güç bela kurtarmış! (1)
Kabak hazretlerini sevmemenin bile mürtedlik, yani dinden çıkış için bir sebep görüldüğü ve dinden çıkanın dine girmedikçe kanının mübah kabul edildiği bir zihniyetin fikir özgürlüğünden söz etmesini Türkçede hangi kelimeyle tanımlayabiliriz?
1) Ehl-i Sünnet İtikadı, Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi, Bedir Yayınevi, sa: 80
Neden kendiniz EHLİ SÜNNET İTİKADI kitabından okumuş gibi davranıyorsunuz?
KİTAP OKUMANIN ZARARLARI
Edip Yüksel
BEYAN YAYINLARI, 95
1. Baskı, Şubat/1988
Kitapta ki bir makale:
Kabak sevmemenin bedeli
Bazı dini kitaplarda, Eb-u Hanife'nin talebesi Eb-u Yusuf'un takvasını övmek için bir olay anlatılır. Bu olayı naklettikten sonra, bu kitaplardan İslam'ı öğrenen insanların takva sahibi olmak için neler hayal edebileceklerini siz hayal edebilirsiniz!
Rivayete göre, İmam Eb-u Yusuf ile bir cemaat yemek yiyorlarmış. Sofrada kabak varmış. Adamın teki, her ne hikmetse, peygamberimizin kabağı çok sevdiğini söylemiş. Bunun üzerine, sofrada bulunanlardan birisi de "ben de kabak sevmiyorum" deyivermiş. İmam Eb-u Yusuf hemen celallenmiş ve "sen misin bunu diyen" diyerek bir kılıç ve bir muşambanın acele getirilmesini emretmiş. Neyse ki kabağı sevmeyen adam, yalvarıp yakarmış, bu sözleriyle peygambere saygısızlıkta bulunmayı kasdetmediğine yemin billah etmiş de kellesini muşamba üzerine kan revan içinde düşmekten güç bela kurtarmış! (1)
Kabak hazretlerini sevmemenin bile mürtedlik, yani dinden çıkış için bir sebep görüldüğü ve dinden çıkanın dine girmedikçe kanının mübah kabul edildiği bir zihniyetin fikir özgürlüğünden söz etmesini Türkçede hangi kelimeyle tanımlayabiliriz?
1) Ehl-i Sünnet İtikadı, Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi, Bedir Yayınevi, sa: 80
yazının ordan alındığını biliyoruzda, bakış açısını hala anlamış değilim bir insan bu kadarmı koşullu olabilir?
Nurşeyma Hanım eğer bir şeyleri alıntı yapacaksanız bunu dosdoğru yapın, Nasreddin Hoca gibi leyleği görüp de önce gagasından kesip, sonra da kanatlarını kesip , bak şimdi kuşa benzedin olayı olmasın....
Kitabın 80. sayfasında var dediniz, baktım bulamadım.
Ama 80 . sayfasında yoktur belki ileriki sayfalar olabilir dedik, ve kitabı büyük bir titizlikle inceledim ve en nihayetinde bahsi geçen kitabın 126-127 . sayfasının, şerh kısmının 141. maddesinde bahsi geçen olayı okudum.
Ama orada bu olay şöyle bağlanıyor deniliyor ki.
EĞER BU KİŞİ " KABAK SEVMİYORUM " LAFZINI , PEYGAMBERİ İSTİHFAF ETMEK YANİ KÜÇÜMSEMEK ANLAMINDA KULLANMIŞSA , O KİŞİNİN KATLİNE HÜKÜM VERİLİR, EĞER BU KİŞİ YARATILIŞI İTİBARIYLA KABAK SEVMİYORSA ŞERİ HÜKÜM GEÇERSİZ OLUR.
Tövbe Tövbe. Bu uydurmalar nerden çıkıyor yahu. Bi de teşekkür mü ettik.
Yıldız kardeşim,senden özür dilerim,bir an için celallendik, tekrar tekrar özür...bu şekilde bir yazı yazmamızın sebebi khan kardeşiminiz benim yazıma , sizin yazınıza alıntı yapması olmuştur...buşekilde bir alıntı yapılınca ben o mesajın kendime olduğunu düşündüm, bir de o nu bana söyleseniz bile şu an için bir önemi yok, bu yazıyı yazdığım zaman konu nedeniyle çok celallenmiştim...kusura bakmayın, tekrar tekrar özür.....
Eline sağlık kardeşim...İşte mesele bu kadar!
Tahkir manası varsa hüküm açıktır ; amma kimse kabağı sevmek zorrunda değil özellikle de ben
ben yazının bana ait olduğunu söylemedim zaten kardeş..
eğer okumadınızsa haklısınız ama altında alıntıdır yazısı zaten mevcuttur..
lakin, o rivayet bendeki bedir nüshasında mevcuttur..
Bu ne demek?
Bakın ruşen yoktur diyor.
En azından alıntı da ki gibi yok.
Siz nereden baktınızda aynen geçtiğini gördünüz!?
Tamamdır kardeşim eğer siz yaratılışınız itibarıyla kabağı sevmiyorsanız, problem yok,
Eğer bu kişi kabak sevmiyorum lafzını Peygamberimi küçümsemek anlamında kullanmışsa , ehl-i sünnete göre katli gereklidir.
Bu konu beni çok sinirlendirdi, bazı kendini bilmezlerin , beni yeterince tanımadan bilmeden şahsımı hedef alıcı ve küçültürücü; karalayıcı, hakaretvari sözleri beni celallendirdi.
Fahr-i Kainat der ki :
" Kim beni anne ve babasından daha çok sevmezse , gerçekten iman etmiş olmaz "
Niyeti bozuk olana kılıcımı çekerim
Hak söz söyleyenin ayağını öperim.
Nefsim düşmanımdır bilirim
onun yanlışlarından tövbe ederim
Madem bu kadar duyarlısın da sizin kaynağını tahkik ettiğimiz de ve o sayfada böyle bir yazının olmadığını söyleyince , bana birisi uydurma şahıs dediğinde sorarım size "siz o zaman neredeydiniz ???"
Birileri çok saygıdeğer Hanımefendi de ben yoldan gelmiş BMC şoförü müyüm ?
Tövbe Tövbe. Bu uydurmalar nerden çıkıyor yahu. Bi de teşekkür mü ettik.
Burada yıldız hanımın hedefi siz değilsiniz ki,
O, kitapları farklı barklı baskı yaparlara kızmış..
Siz neden alındınız ki?..
Hadi yanlış anladınız ve alındınız,
Bunu hoşgörü çerçevesinde dile getirmek varken..
Neden olayı farklı boyutlara çektiniz ki?..
Bu konuyu ben açtım, Yıldız kardeş değil..
Kardeşim ruşen, ilmi münazaralarda beylik taslanmaz..
adaba ve edebe riayet edelim lütfen..
Not: Site yönetimine öneriyorum,
Beylik meraklıların da merakına cevap verecek bir köşe açılırsa, ve oraya sadece erkekler girerse daha hayırlı olur..