Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Mevdudi'den Güzel Tesbitler; Yunus Suresi 84-86

  • Konbuyu başlatan zeynep_hearty
  • Başlangıç tarihi

tahsiye72

New member
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
350
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
52
...

...

Iskender Ali MIHR Hazretleri hicbir zaman hicbir yerde kendisinin peygamber oldugunu iddia etmediler. Bu iftirayi atan kisi ravda.net de bu yaziyi ilk olarak cikaran Bilal Aksa. Kendisine de yazi yazdim fakat cevap veremedi. Size objektif bir tutum elde edebilmeniz icin kendisine gönderdigim acik mektubu burada yaziyorum:
Siz yazinizda hem yalan söylüyorsunuz hem de Allah'in resulüne iftira atiyorsunuz!!
Iskender Ali MIHR Hazretleri hicbir zaman hicbir yerde sizin de bildiginiz gibi !!!peygamber oldugunu iddia etmedi.
Sahte peygamber diyorsunuz. Peygamber iddiasinda bulunulmadiki sahtesi olsun!
Iskender Ali MIHR Hazretleri her zaman ve her yerde sadece Kur'ani Kerimden konusur.Ayet konusur!

1) Son peygamber, yani son nebi Peygamber Efendimiz SAV’dir. Peygamber Efendimiz SAV, Ahzab Suresi 40. ayete göre nebilerin sonuncusudur. Bunu bize ögreten Iskender Ali MIHR Hazretleridir.
Zaten sizin carpittiginz Bielefeld konferansinda bunlar söylendi. Bu nedenle siz yalan söylüyorsunuz ve iftira atiyorsunuz!

2) Peygamber Efendimiz SAV, Ahzab Suresi 40. ayete göre nebilerin sonuncusudur. Resul kavramini güvendiginiz arapça bilen biriyle Kur'an-i Kerim'den tetkik ediniz! Her resulun peygamber olmadigini ögreniniz ve bu konudaki yanlis bilgilerinizi düzeltiniz! Aksi taktirde yanlis yönlendirdiginiz insanlarin vebalini de yüklenirsiniz!Ancak resullerin sonuncusu degildir. Bunu da izah ettiler konferansta ama siz isitmediniz!Idrak etmediniz! Hemde ayetler vererek!!! Sizin elinizde ise 1 tane iddialarinizi destekleyecek ayet yok.
Size tekrar yazili veriyorum ayetleri:

Kur’an tefsirlerinde bugüne kadar her resul kelimesi geçen yere parantez açilip “peygamber” yazilmistir. “Resul, esittir peygamber” seklini almistir. Bu da hepimize ögretilen bir yanlistir. Çünkü Kur’an-i Kerim’deki resul kavramini yansitmamaktadir. Her resul, peygamber degildir.

Kur’an-i Kerim, peygamber olmayan, siradan bir haberci için bile “resul” kelimesini kullanmaktadir. Yusuf Suresi 50. ayette, Firavun’un Yusuf AS’a gönderdigi haberci ve Neml Suresi 35. ayette henüz iman etmis olmayan Sab’a Melikesinin Hz. Süleyman’a gönderdigi elçi, Kur’an’da resul adiyla yer almistir. Bunlar, peygamberlikle ilgisi olmayan resullerdir.

Yine Kur’an-i Kerim, Enam Suresi 130. ayette cin-resullerden, Hac Suresi. 75. ayette melek-resullerden söz etmektedir. Bunlar da peygamber olmayan resullerdir.

Kuskusuz Allahu Teala, Kur’an’da peygamberler, yani nebiler için de “resul” kelimesini kullanmistir. Ancak bugün insanlardan saklanan, örtbas edilmeye çalisilan gerçek sudur ki, Allah’in peygamber olmayan, ama her devirde, her ülkede ve her zamanda, Allah’in kendilerine görev verdigi evliya resulleri vardir. Peygamber resullerle evliya resuller, bir baska ifade ile “nebi-resullerle” “veli-resuller” arasindaki baslica farklar sunlardir:

1- Peygamberler arasinda yüzlerce yillik zaman farki vardir. Ancak evliya resuller, her ülkede ve birbiri arkasindan vazifeli kilinir. Müminun Suresi 44. ayet ve Bakara Suresi 87. ayette Allahu Teala “resullerimizi ardarda göndeririz”, diyor.
2- Peygamberler, Israilogullarinin ve Arap kavminin içinden seçilmistir. Ama evliya resuller, Fatir Suresi 24. ve Nahl Suresi 36. ayete göre, her kavimde, her ümmette ve her zaman diliminde mevcutttur.
3- Her kavimdeki bu resuller, Ibrahim Suresi 4. ayete göre o kavmin lisani ile görev yapmaktadirlar.
4- Nübüvvet, yani peygamberlik Ahzab Suresi 40. ayete göre Peygamber Efendimiz SAV ile son bulmustur. Ama risalet, yani evliya resuller, bugüne kadar varoldugu gibi, kiyamete kadar da varolmaya devam edecektir.(Bakara 87, Müminun 44, Isra 15)

Düne kadar biz de akaide göre “resuller, kendisine kitap verilen peygamberlerdir; nebiler, kitap verilmeyen peygamberlerdir” diye biliyorduk. Halbuki Allah, Alî Imran Suresi 81. ayette sadece “nebilere” kitap verdigini söylüyor.

“Kendini peygamber ilan ediyor”diye iftira atmak; bir fitnedir. “Her resul peygamberdir” demek, Kur’an-i bilmemektir. Bu, bir cehalet itirafidir. Insanlarin hidayetine engel olmak için bir tuzaktir. Allah’in nurunu agzi ile söndürmeye çalismaktir!!!
3) "Kur'an da 3 bin ayet vardir'. Bunu da söylemedi!!! O konferansta dediler ki ayet sayisini toplamak lazim! Su an bunu yapacak imkanim yok. 3 binden fazla ayet vardir dediler. 3 bin ayet degil. Bu konuyu da çarpittiniz! Bilerek iftira attiniz! Bu konferansin kayitlari bilgisayarda mihr.com sayfasinda mevcut. Sizin yalan söylediginiz ortada.
4) 'Allah ile konusuyor!' Evet dogru!
Kur'an-i Kerime aykiri sekilde bizlere ögretilen bir kavram da vahiy konusu.
Allah peygambelerinin disinda pek çok evliyasiyla seriat hükmü tasimiyan konusma yapmistir ve yapmaktadir.
Kur'an-i Kerimde Allah'in peygamberlerinden baskasina vahyetmedigine dair bir ayet gösterebilirmisiniz??? Gösteremezsiniz!Ama ben size bu konu ile ilgili Kur'an ayetleri verecegim:
Allah Peygamberlerden Baskasina Da Vahyeder.


· Sura Suresi 51. ayete göre “Allah’in hiçbir insanla konusmasi olmamistir ancak vahy ile.”

Vahiy, Allah’in, kisinin kalp kulagini açarak o kisi ile konusmasidir. Kalp kulagi herkeste vardir. Ancak kalp kulagi, kisinin Ali Imran Suresi 190- 191. ve Nisa Suresi 103. ayetlere göre daimi zikre ulasmasi ve nefsin kalbinin karanliklardan, (cehalet, cimrilik, dedikodu, fitne ve fesat, haset, hirs, isyan, iptilalar, kin ve düsmanlik, kibir, küfür, mürayilik, nankörlük, öfke ve gayz, vefasizlik, sabirsizlik, yalan, zan ve zulüm) tamamen temizlenmesi ile çalisir duruma gelir. Allah dilerse, daha önce de kisinin kalp kulagini hediye olarak açabilir.

· Nahl Suresi 68. ayete göre Allah bal arisina vahyediyor.
· Zilzal Suresi 5. ayete göre Allah yere vahyediyor.
· Maide Suresi 111. ayete göre Allah havarilere vahyetmistir.
· Tahâ Suresi 38. ayete göre Hz. Musa’nin annesine vahyetmistir.
· Araf Suresi 175. âyette Allahû Tealâ, peygamberlerden baskasina, birakiniz Allah’in bir evliyasina, sonradan seytana uyacak olan bir takim insanlara bile ayet verdigini söylüyor. „Habibim sen o kisiden bahset ki onlara, biz ona ayetler vermistik de, sonra o seytana uymus ve sapiklardan olmustu“

Vahiy denince biz sadece Allah’in peygamberlerine verdigi kitaplari ve sayfalari anliyoruz. Bunlar vahyin bir bölümünü, tilavet edilen vahyi, yani “vahy-i metlû”yu olusturur. Herkesi ilgilendiren Allah’in emir ve yasaklarini içerir.

Bir de Allah’in kalp kulagini açtigi kisi ile olan konusmasi vardir. Sura Suresi 51. ayete göre bu da vahiydir. Ancak tilavet edilmeyen vahiy, yani “vahy-i gayrimetlû”dur. Baska insanlari baglayan hükümler içermez. Allah’in, sadece o kisi ile yaptigi konusmadir. Allah’in pekçok evliyasi ise bu vahiyden kitaplarinda söyle bahsediyorlar:

· Abdülkadir Geylâni Hazretleri’nin “sohbetler” kitabi 578. sayfa: “Allah’in verdigi seylerden kopup O’na yönelen ve meleklerle ünsiyeti neticesi onlarin sözlerini isitmeye ve muhtelif suretlerde kendilerini görmeye baslayan kisi meleklerin sözlerine iyice alistigi ve yüzlerini görmeye istiyak duydugu anda kendisi ile onlar arasinda perde kaldirilir. Kalp bu safhaya geldikten sonra tekrar Allahû Tealâ onu perdeler. Kendi yakinlarinin durumuna getirir. Burada ise suhuttan sonra olanlar olur. Allah onun kalbine vahyedecegini vahyeder. Tipki Musa (A.S)’in annesine vahyettigi gibi.”

Demek ki Abdülkadir Geylani Hazretleri’ne göre de Allah’in sözlerini isitmek, emir almak sadece peygamberlere has bir olgu degildir.

· Esref Rumi Hazretleri:
“Ol dost sultandir, ben ona kul/ Her dem yeni yeni nüzul”
(Her an Allahû Tealâ’dan inen, nüzul eden yeni seyler)
“Andandir bu cümle usul” / “Ondandir her bahsimiz”

Görülüyor ki, Allahû Tealâ her an söylediklerini bu büyük veliye isittiriyor ve ondan inen, Allah’tan inen, nüzul eden bu sözler bir esas, usul olusturuyor. Ve bu usul ile Esref Rumi Hazretleri, “Divan”ini vücuda getiriyor. Yani Divan’in esasi, hep Allah’tan nüzul eden, indirilen sözler.

· Yunus Emre:
“Çalaptir (yani Allah’tir) söylettirir /Yunus bilmez kendi hal
Düsmüs idik Hak kaldirdi, birligini bize bildirdi.”
Allah bize söylettiriyor, “Allah bize birligini bildirdi.” Diyor.

· Ahmet Yesevi Hazretleri:
“Garip, fakir, yetimleri kil sen samdan / Parçalayip aziz canin eyle kurban
Yiyecek bulsan cemil ile kil sen ihsan / Hak’tan isitip bu sözleri dedim iste.”
Bunlarin hepsini Allah’tan isittigini söylüyor Ahmet Yesevi Hazretleri.

Demek ki Allah’in sözlerini isitmek, Allah’tan emir almak sadece peygamberlere has bir olgu degildir. Allah’in velileri de böyle söylüyor. Kur’ân-i Kerim de böyle söylüyor. Secde Suresi 24. ayette Allahû Tealâ, Allah’tan emir alan ve bu emirle insanlari hidayete erdiren imamlardan söz ediyor.

“Onlardan, insanlardan imamlar kildik, emrimizle (yani Allah’tan alacagi emirlerle) insanlari hidayete erdirsinler diye, sabrin sahibi olmalarindan ve ayetlerimize yakin hasil etmelerinden dolayi.”

Yunus Suresi 2. ayete göre insanlara, kendi yasadiklari zaman diliminde Allah’in bir baskasini, kalp kulagini açarak, ona vahyederek görevlendirdigini kabullenmek, her devirde zor gelmistir.

“Onlardan bir adama insanlari uyarmasi, âmenû olanlari (ölmeden önce Allah’a ulasmayi dileyenleri), müjdelemesi için vahyetmemiz insanlara acaip (garip) mi geldi?”

“Resul” kavrami gibi “vahiy” kavrami da bugün, Kur’an’daki muhtevasini kaybetmis kavramlardan bir tanesidir. “Allah peygamberlerden baskasina vahyetmez” demek, Allah’in her devirde vazifeli kildigi evliya resullerinin Allah’tan aldigi emir ve yetkiyi ortadan kaldirmak ve insanlari hidayetten alikoymak demektir!
 

talha_

New member
Katılım
6 Mar 2007
Mesajlar
1,184
Tepkime puanı
264
Puanları
0
Konum
simeranyadan..!
s.a..haddim olmayarak sunu söylemek isterim...

al işte bir buram buram cehalet örneği daha sen kısa pantolonla gezerken ben resul nebi kavramlarını inceliyordum

akıl yaşta değil baştadır..!nefsi konusmalara yer vermeyelim..!
 

tahsiye72

New member
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
350
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
52
..

..

aşırı tepki gösterdiğimin farkındayım insanlar nasıl bu kadar kör sağır dilsiz olabiliyorlar buna şaşırıyorum nerede araştırmak nerede incelemek sadece saldırı, alay ,önyargı ,zan ,cehalet, kin ,taasup
 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
41
Konum
ruhlar aleminden
aşırı tepki gösterdiğimin farkındayım insanlar nasıl bu kadar kör sağır dilsiz olabiliyorlar buna şaşırıyorum nerede araştırmak nerede incelemek sadece saldırı, alay ,önyargı ,zan ,cehalet, kin ,taasup
Peygamber ne demek onu senden mi öğreneceğim, ayetleri eğip bükerek ne yapmak istiyorsunuz, bak size karşı efendi olmaya çalıyşıyorum fakat hakaretlerin ardı arkası kesilmiyor, haddini bilmeni sana tavsiye ederim ve şu hakaretlerini de bilbumakabele aynen iade ediyorum, Peygamber nedir ? Önce onu bil, sonra karşıma gel konuş, Öncelikle her nebi ve rasül peygamberdir, her nebi rasuldür fakat, her rasül nebi değildir, rasul kendisinden önce gelen peygamberin şeriatı üzerine tebliğle vazifelendirilmişken, nebiye ayrıca bir kitap indirilir, ne yani şimdi İskender Mihri 'ye hem Allah'ın Rasulu diyeceksin hem de peygamber değil diyeceksin, ne demek istiyorsun, lafını bil de konuş, fakat kastın şuysa sana saygı diyorum, bu veliler, Allah dostları Peygamber mesleğini icra eder, onların varisleridir desen sana amenna ve saddekna derim
 

tahsiye72

New member
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
350
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
52
git işine çocuk cahilsin bilmiyorsun birde zeytinyağı gibi üste çıkıyorsun ancak cahiller öfkeyle karşı çıkar akıllı insan araştırır önce bak bakalım farsça kelime olan peygamber kelimesi kuranın hiçbiryerinde yok kuranda nebi var resul var nebi demek bizim bildiğimiz peygamber demek ahzap 40 a göre peygamberimiz nebilerin hatemi ama resuller her devirde her kavimde vardı ve var olacak bunun ayetlerini yazdım fakat okuyup araştırmadığın sadece nefsani olarak öfke saçtığın için anlayamadın
 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
41
Konum
ruhlar aleminden
git işine çocuk cahilsin bilmiyorsun birde zeytinyağı gibi üste çıkıyorsun ancak cahiller öfkeyle karşı çıkar akıllı insan araştırır önce bak bakalım farsça kelime olan peygamber kelimesi kuranın hiçbiryerinde yok kuranda nebi var resul var nebi demek bizim bildiğimiz peygamber demek ahzap 40 a göre peygamberimiz nebilerin hatemi ama resuller her devirde her kavimde vardı ve var olacak bunun ayetlerini yazdım fakat okuyup araştırmadığın sadece nefsani olarak öfke saçtığın için anlayamadın

Vallahi senin gibi bilip sapıtmaktansa , hiç okumamış, köyde koyun otlatan, keçi güden , eşek güden kişi senden bin derece daha makbul...........
 

tahsiye72

New member
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
350
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
52
..

..

bu uyarı ayetleride seni uyarmıyorsa sana yapacak birşey yok öbür tarafta bu dediklerini sakın unutma hoş unutsanda hatırlatılır

4/NİSA-150: “İnnellezîne yekfurûne billâhi ve rusulihî ve yurîdûne en yuferrikû beynellâhi ve rusulihî ve yekûlûne nu’minu biba’dın ve nekfuru biba’din yurîdûne en yettehızû beyne zâlike sebilâ(sebîlen).”
Muhakkak ki; Allah’ı resûlünü inkâr eden kişiler, Allah ve O’nun resûlleri arasında ayırım yapmak isterler. Ve de: “Bir kısmına inanırız, bir kısmını inkâr ederiz.” derler. Ve bunların (küfürle îmânın ) arasında bir yol ittihaz etmek isterler.

4/NİSA-151: “Ulâike humul kâfirûne hakkâ(hakkan), ve a‘tednâ lil kâfirîne azâben muhînâ(muhînen).”
İşte onlar gerçek kâfirlerdir . Ve Biz de kâfirler için alçaltıcı bir azap hazırladık.

MULK-9: Kâlû belâ kad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey'in entum illâ fî dalâlin kebîr(kebîrin).
(Cehenneme atılanlar) derler ki: "Evet, andolsun ki bize nezir geldi. Ama biz, onu yalanladık ve Allah, hiçbir şey indirmemiştir, dedik ve siz, büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik.”

ve yine dikkat edersek göreceğizki
Allah a inanan bu kişilerin Allah ın imamlarını delalette gördüğü açıkça belirtilmiş
bu zamandada Allah ın bu imamları unutulan hidayeti anlatıp hurafeleri yıktığı için bu insanlar bu nezirleri delalette görüyorlar

MULK-10: Ve kâlû lev kunnâ nesmeu ev na'kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîr(saîri).
Ve derler ki: "Eğer biz işitmiş ve akletmiş (idrak etmiş) olsaydık burada, ateş ehlinin içinde mi olurduk?"
ve diyorlarki eğer biz kibirlenmeyip neziri dinleyip tabi olsaydık buradamı olurduk
 

tahsiye72

New member
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
350
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
52
pardon sormayı unuttum hangi dindendin hiçbir ayete inanmadığına göre çözemedim dinini kusura bakma bizim dinimiz belli elhamdüllilah çooook okuman lazım çooook hidayetcagi.com inşallah siteye uğrada hidayet ne demek sıratı mustakim ne demek öğren



18/KEHF-103 Kul hel nunebbiukum bil ahserîne a’mâlâ(a’mâlen).


De ki: “Ameller açısından en çok hüsrana uğrayanları size haber vereyim mi?”</I>


18/KEHF-104 Ellezîne dalle sa’yuhum fîl hayâtid dunyâ ve hum yahsebûne ennehum yuhsinûne sun’â(sun’an).


Onlar, dünya hayatında amelleri (çalışmaları) sapmış (kaybettikleri dereceler, kazandıkları derecelerden daha fazla) olanlardır. Ve onlar, güzel ameller işlediklerini zannediyorlar.</I>


18/KEHF-105 Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitat a’mâluhum fe lâ nukîmu lehum yevmel kıyameti veznâ(veznen).


İşte onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na mülâki olmayı (ölmeden evvel ruhun Allah’a ulaşmasını) inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu (boşa gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız.
 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
41
Konum
ruhlar aleminden
Senin dininden değilim kardeşim , benim dinimin kitabı Kuran-ı Kerim, peygamberi Hz . Muhammed ( s.a.v.), Rabbim Allah, anladın mı , senin dinin farklı, seninle aynı dinden değiliz, benim dinim icad edilmiş beşeri bir din değil, benim dinim Allah'ın dini olan ve kıyamete kadar yaşayacak olan islamdır.
 

tahsiye72

New member
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
350
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
52
..

..

laf salatası yapmada inandığını iddia ettiğin dininin delilerini göster naslı bir inancın var hangi ayeti kabul ediyor hangisini yalanlıyorsun benimle harp ettiğine göre kafana yatmayan ayetlere amenna ve sadakna dediğini duymadım
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
aşırı tepki gösterdiğimin farkındayım insanlar nasıl bu kadar kör sağır dilsiz olabiliyorlar buna şaşırıyorum nerede araştırmak nerede incelemek sadece saldırı, alay ,önyargı ,zan ,cehalet, kin ,taasup
size şunu söylim, sizler resule ve nebi kavramını bizim gibi ele almıyorsunuz, sizin resul ve nebi kavramınızı oldukca inceledim ilk zamanlar dediğiniz gibi olabilir diye düşündüm, ama sonra şunu düşündüm şayet sizin dediğiniz gibi resul kavramını ele alırsanız bende Allahın resulu oluyorum şöyleki,

" İçinizden, insanları hayra çağıracak iyiliği emredip kötülükten alıkoyacak bir topluluk bulunsun..." (Al-i İmran Sûresi,104)

böyle bir ayeti dikkate aldığınızda ben bu ayeti emir terakki edip yola çıkarım, ve derimki rabbimin emri ile geziyorum, diyorumki benim vazifem emri bil maruf nehyi anil münker , şimdi sizin yaklaştığınız gibi resul kavramına yaklaşalım... şimdi ben bu emri kimden aldım kurandan, kuran kelamullah mı? evet... ozaman ben kelamullah ile hareket ederim ozaman ben onun sözü ile hareket ettiğimden bende elçisi oluyorum, onun emretiklerini insalara anlatıyorum ozaman elçiliğini yapıyorum.. ozaman bende hocanız gibi Allahın resulu oluyorum... yani kısaca şöyle diyebiliriz, her tebliğ vazifesi yapan kişi resul müdür? yani sizde kendinizce hakikati tebliğ ediyorsunuz sizde resul müsünüz ?
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net

          Ortalanmis Mesaj         


Allahu Teâlâ'nın kullarına emir ve yasaklarını bildirmek ve onlara hakkı, doğruyu ve yanlışı açıklamak üzere seçip görevlendirdiği ilahî elçi. Kur'an-ı Kerim' de; "nebi" veya "enbiya", bazan da "resul" veya "rusul" diye geçer.

"Nebi", arapça bir kelime olup, "nebe' " kökünden türetilmiştir. Muhbir, yani "haber verici" anlamına gelir. Ancak nebe', herhangi bir haber değil; bize bildirilen fevkâlade değerde, çok önemli bir haber, bir tebliğ demektir. Nebe', yalnız, doğruluğunda hiç şüphe olmayan bir haber için kullanılabilir (Rağıb el-Isfahanî el-Müfredât, Nebi maddesi).
Nebi'nin manası, Allah'ın, seçtiği kullarına ilâhî haberinin, vahiy yoluyla ulaşması ve vahyine muhatab olmasıdır. Kelime, Allah ile peygamberi arasındaki alâkayı, yani vahyi ve haber vermeyi açıklıyor (Saît Ramazan el-Butî, Kübrâ el- Yakîniyyât el-Kevniyye, s. 172).

Bazı dilciler, "nebi" kelimesinin "yükseltilmiş" manasında olan "nübüvvet" kelimesinden geldiğini ileri sürerler.

Diğer bir kısım dilciler ise, "nebi" kelimesine, Allah (c.c) ile akıl sahibi kulları arasında bir elçi veya, "Biz insanlara, Allah Teâlâ'nın vahy-i ilâhisini bildiren kimse" manası verirler. Nebi'nin çoğulu "enbiya"dır. Peygamberlere, ilâhî emir ve yasakları, hüküm ve haberleri insanlara bildirdikleri için "enbiya" denmiştir (İbn Manzur, Lisanul-Arab, Nebi mad.; et-Taftâzânî, Şerhu'l-Makâsıd, II, 128).

Kur'an-ı Kerim'de "nebi" yerine "resul" de geçmektedir. Arapçada "irsal" kelimesinden alınan "rasul", gönderilen kimse, haberci, elçi anlamına gelmektedir. Allah (c.c) tarafından, insanları irşad edip onları doğru yola yöneltmek için gönderilmiş olduklarından, peygamberlere, "rüsûl-i kirâm, mürselîn" denmiştir (el-Müfredat, Resul mad., Lisanul-Arap, Resul maddesi).

Bu esasa göre; nebi ve resul kelimeleri, aynı manaya gelen, arapçada iki (müterâdif) eş anlamlı isimdir. Peygamberlere, Allah'dan önemli haber (vahy) aldıkları için "nebi"; aldıkları haberleri gönderildikleri insanlara bildirdikleri için de "resul" denir. Onların en önemli görevi, kendilerine indirilen ilâhî vahyi tebliğ etmektir. O halde risaletin manası Allah Teâlâ'nın, seçtiği kullarından birini ilâhî hüküm veya şerîatini başkalarına tebliğ etmekle mükellef tutmasıdır. Bu kelime, peygamber ile diğer insanlar arasındaki alâkayı açıklamaktadır. O da, irsal (gönderilme) ve elçilik kavramıdır.

Bu esasa göre, peygamberlerin iki görevi vardır. Bunlardan Allah (c.c) ile özel ilişkisine "nübüvvet"; insanlarla olan "ilâhî görev" ilişkisine de "risâlet" denmektedir. Nebî ve resul kelimeleri bu iki ilişkiyi ifade etmektedir (bk. el-Butî, a.g.e., s. 173).

Çoğunluk Kelam âlimlerine göre ise "resul" kelimesi, lugat manası bakımından "nebi" kelimesinden daha geniş ve şümullüdür. Çünkü melekler de, ilâhi haberler taşıdıklarından, onlara da "İlâhi haberciler" anlamında "resul" denmektedir. Bu görüşte olanlara göre, kendisine ilâhî kitab ve müstakil şerîat verilen peygamberler "resul" diye anılırlar. Bu bakımdan, her resul aynı zamanda bir nebidir. Fakat her nebî, resul değildir. Bunlara göre; ikisi arasında, -mantık diliyle"umum-husus-mutlak" ilişkisi vardır.
Çünkü nebî; tebliğle mükellef olsun olmasın, Allah Teâlâ'dan vahiy yoluyla her hangi bir emir alan kimsedir. Eğer o, belli bir şeriatı (hukuk sistemini) veya bir Kitabı tebliğ etmekle mükellef tutulursa, o peygambere aynı zamanda "resul" denir. Her iki grubun da Kitab ve Sünnet'ten delilleri vardır. Sonuç olarak, nebî ve resul şöyle tarif edilebilir: "Allah Teâlâ'nın seçtiği ve onu Cibril (a.s.) vasıtasıyla (uyanık iken) vahyettiği şeyleri insanların hepsine veya belli bir topluluğa Allah'ın emriyle tebliğ eden bir insandır (Nebî ve resul kelimelerinin terim anlamı, aralarındaki fark ve deliller için bk. et-Taflâzânî, Şerhul-Makâsıd, II/128, el-Cürcanî, Şerhul-Mavâkıf, III, 173-174; İbnul-Hümam, Şerhul-Müsâyere, 198; Kadı İyâd, eş-Şifâ, I/210; ed-Devvânî, Celâl-Şerhul-Akâidi'l-Adudiyye, 3; Mustafa Sabri, Mevkiful-Akli vel-İlmi vel Âlem, Kahire 1950, IV/40; el-Bûtî, a.g.e., 173).




 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
41
Konum
ruhlar aleminden
laf salatası yapmada inandığını iddia ettiğin dininin delilerini göster naslı bir inancın var hangi ayeti kabul ediyor hangisini yalanlıyorsun benimle harp ettiğine göre kafana yatmayan ayetlere amenna ve sadakna dediğini duymadım

Siz ne demek istiyorsunuz? Ne demek şunu kabul ediyorum da bunu kabul etmiyorum, böyle müslümanlık mı olur, müslüman teslim olan, Allah'ın ve Rasulullah'ın hükmüne razı olan, itiraz etmeyen kişi demektir, kitabımız Kuran-ı Kerimde var olan , Hz. Ahmed ( a.s.m.) in gösterdiği sünnete riayet etmek, yani benim müslümanlık anlayışım Kuran ve sünnet ışığında bir islam anlayışıdır.bu hükümlerde var olan her şeye ben amenna ve saddekna derim, kafir mi demek istiyorsun bana, haşa , elhamdülillah müslümanım , yolumu soruyorsan ehl-i sünnet velcemaat elhamdülillah
 

talha_

New member
Katılım
6 Mar 2007
Mesajlar
1,184
Tepkime puanı
264
Puanları
0
Konum
simeranyadan..!
laf salatası yapmada inandığını iddia ettiğin dininin delilerini göster naslı bir inancın var hangi ayeti kabul ediyor hangisini yalanlıyorsun benimle harp ettiğine göre kafana yatmayan ayetlere amenna ve sadakna dediğini duymadım

tahsiye kardes ölçü sen değilsin..!nasıl bir anlayıstır bu..!nasıl "benimle harp ettiğine göre kafana yatmayan,reddettiğin ayetler var" diyebilirsin..!sen ayetleri yanlıs yorumluyorsan,sen yanlıssan.,anlamak istemeyen sensen hadi..!
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Biz sizi anlamıyoruz,ben mehdiye inansam ne inanmasam ne,hadi mehdi beni uyandırsın,uyarsın,siz uyanın Kur'an baş uçunda,sünnet yanı başında aşikar.bize bizim dilimizden konuşuyor,mevdudi,öyleyse o bize daha yararlı,neyin derdindesiniz,bak said nursinin derdini biz azbuçuk anlarız,ehli tasavvufun derdinide inşaallah anlarız ama siz anlayamıyoruz,nasıl bir hal bu..
 

tahsiye72

New member
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
350
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
52
..

..

resul ve nebi kavramları aslında çok anlaşılır çok basit kavramlar Allah kuranda o kadar güzel dizayn etmişki ayetleri nedense insanlar bu kadar basit anlaşılır olmasınamı bozuluyorlar? veya bildikleri iman ettikleri doğrular yıkılıyor küfre sapıklığa düşüyoruz endişesimi var? yoksa atalarımızın kitapları böyle söylemiyor biz onları çiğnersek sapıklığa düşeriz endişesimi var çözemedim çözen varsa söylesin kurandaki 7 çeşit resul kavramını defalarca yazdım silindi yusuf50 de firavunun habercisi için resul kelimesi kullanılmış geleneksel islamı savunanlara soralım bu haberci peygambermidir?
 

tahsiye72

New member
Katılım
6 Ağu 2006
Mesajlar
350
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
52
..

..

Resûl ve nebi
1-Ulak resuller
12/YUSUF-50: Ve kâlel meliku’tûnî bih(bihî), fe lemmâ câehur resûlu kâlerci’ ilâ rabbike fes’elhu mâ bâlun nisvetillâtî katta’ne eydiyehunn(eydiyehunne), inne rabbî bi keydihinne alîm(alîmun).
Ve Melik: “Onu bana getirin.” dedi. Böylece ona, resûl (ulak, haberci) geldiği zaman Yusuf (A.S): “Efendine dön ve ellerini kesen kadınların hali (durumu) nedir, ona sor.” dedi. Muhakkak ki; Rabbim onların hilelerini en iyi bilendir.
27/NEML-35: Ve innî mursiletun ileyhim bi hediyyetin fe nâzıratun bime yerciul murselûn(murselûne).
Ve gerçekten ben onlara hediye göndereceğim. Böylece bakalım resûller (elçiler) ne ile dönecekler?

2-Risaletle vazifeli olmiyan melek resuller
6/EN'AM-61: Ve huvel kâhiru fevka ibâdihî ve yursilu aleykum hafazah(hafazaten), hattâ izâ câe ehadekumul mevtu teveffethu rusulunâ ve hum lâ yuferritûn(yuferritûne).
Ve O, kullarının üstünde kahhardır (kuvvet ve güç sahibidir).Ve üzerinize muhafaza edici (koruyucu) gönderir. Sizden birinize ölüm gelince, onu elçilerimiz vefat ettirir. Onlar (bunu yaparken) kusur etmezler.
43/ZUHRUF-80: Em yahsebûne ennâ lâ nesmeu sırrehum ve necvâhum, belâ ve rusulunâ ledeyhim yektubûn(yektubûne).
Yoksa onların sırlarını ve fısıltılarını işitmeyeceğimizi mi zannediyorlar? Hayır, onların yanında resûllerimiz (elçilerimiz) (herşeyi) yazıyorlar.

3-Risaletle vazifeli olan melek resuller
2/BAKARA-97: Kul men kâne aduvven li cibrîle fe innehu nezzelehu alâ kalbike bi iznillâhi musaddikan limâ beyne yedeyhi ve huden ve buşrâ lil mu’minîn(mu’minîne).
De ki: “Kim Cibril’e düşmansa o zaman (bilsin ki) muhakkak ki O, ellerindeki (daha önceki kitapları) tasdik eden (Kur’ân’ı), Allah’ın izniyle senin kalbine indirdi. (O Kur’ân), mü’minler için bir hidayet (rehberi) ve müjdedir.”
22/HAC-75: Allâhu yastafî minel melâiketi rusulen ve minen nâs(nâsi), innallâhe semîun basîr(basîrun).
Allah, meleklerden ve insanlardan resûller seçer. Muhakkak ki Allah, en iyi işitendir, en iyi görendir.
69/HAKKA-40: İnnehu le kavlu resûlun kerîmin.
Muhakkak ki o, mutlaka Kerim Resûl’ün sözüdür.
81/TEKVİR-19: İnnehu le kavlu resûlin kerîm(kerîmin).
Şüphesiz Kur'ân-ı Kerim, bir resûl olan (Cebrail'in Allah'tan getirdiği) sözüdür.

4-Risaletle vazifeli olan cin resuller
6/EN'AM-130: Yâ ma’şerel cinni vel insi e lem ye’tikum rusulun minkum yakussûne aleykum âyâtî ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ, kâlû şehidnâ alâ enfusinâ ve garrethumul hayâtud dunyâ ve şehidû alâ enfusihim ennehum kânû kâfirîn(kâfirîne).
Ey insan ve cin topluluğu! Size âyetlerimi anlatan ve bugününüze ulaşacağınız konusunda sizi uyaran içinizden resûller (elçiler) gelmedi mi? “Kendi nefslerimize şahit olduk.” dediler. Dünya hayatı onları aldattı. Ve kendilerinin kâfir olduğuna, kendileri şahit oldular.

5-Risaletle vazifeli olan veli insan resuller
16/NAHL-36: Ve le kad beasnâ fî kulli ummetin resûlen eni’budûllâhe vectenibût tâgût(tâgûte), fe minhum men hedallâhu ve minhum men hakkat aleyhid dalâleh(dalâletu), fe sîrû fîl ardı fanzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne).
Ve andolsun ki Biz, bütün ümmetlerin (milletlerin, kavimlerin) içinde resûl beas ettik (hayata getirdik, vazifeli kıldık). (Allah’a ulaşmayı dileyerek) Allah’a kul olsunlar ve taguttan (insan ve cin şeytanlardan) içtinap etsinler (sakınıp kurtulsunlar) diye. Onlardan bir kısmını, (Resûlün daveti üzerine Allah’a ulaşmayı dileyenleri) Allah hidayete erdirdi ve bir kısmının (dilemeyenlerin) üzerine dalâlet hak oldu. Artık yeryüzünde gezin. Böylece yalanlayanların akıbetinin, nasıl olduğuna bakın (görün).

6-Tassaruf rızasının sahibi veli resuller
3/AL-İ İMRAN-179: Mâ kânallâhu li yezerel mu’minîne alâ mâ entum aleyhi hattâ yemîzel habîse minet tayyib(tayyibi), ve mâ kânallâhu li yutliakum alel gaybi ve lâkinnallâhe yectebî min rusulihî men yeşâu fe âminû billâhi ve rusulih(rusulihî), ve in tu’minû ve tettekû fe lekum ecrun azîm(azîmun).”
Allah mü’minleri; pisi, temizden ayırıncaya kadar, şu üzerinde bulundukları hâl üzere bırakacak değildir. Allah sizi gayb üzerine (gaybten) haberdar edecek de değildir. Fakat Allah, resûllerinden dilediği kimseyi seçer, (gaybı ona, o resûlüne bildirir). O halde, Allah’a ve O’nun resûllerine îmân edin. Ve eğer îmân eder ve takva sahibi olursanız, o zaman sizin için ECRUN AZÎM (büyük mükâfat) var.
72/CİN-26: Âlimul gaybi fe lâ yuzhiru alâ gaybihî ehadâ(ehaden).
Gaybı bilen Allah, gaybı kimseye açıklamaz.
72/CİN-27: İllâ menirtedâ min resûlin fe innehu yesluku min beyni yedeyhi ve min halfihî rasadâ(rasaden).
Ancak resûllerden rızaya (Tasarruf rızası) ulaşanlar müstesna. Öyleyse muhakkak ki O (Allah), onların önünden ve ardından muhafız gönderir.

7-Nebi resuller
33/AHZAB-40: Mâ kâne muhammedun ebâ ehadin min ricâlikum, ve lâkin resûlallâhi ve hâtemen nebiyyin(nebiyyine), ve kânallâhu bi kulli şey’in alîmâ(alîmen).
Muhammed (A.S), sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası olmamıştır (değildir). Fakat Allah'ın Resûl'ü ve Nebîlerin (Peygamberlerin) Hatemi'dir (Sonuncusu). Allah, herşeyi en iyi bilendir.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
resul ve nebi kavramları aslında çok anlaşılır çok basit kavramlar Allah kuranda o kadar güzel dizayn etmişki ayetleri nedense insanlar bu kadar basit anlaşılır olmasınamı bozuluyorlar? veya bildikleri iman ettikleri doğrular yıkılıyor küfre sapıklığa düşüyoruz endişesimi var? yoksa atalarımızın kitapları böyle söylemiyor biz onları çiğnersek sapıklığa düşeriz endişesimi var çözemedim çözen varsa söylesin kurandaki 7 çeşit resul kavramını defalarca yazdım silindi yusuf50 de firavunun habercisi için resul kelimesi kullanılmış geleneksel islamı savunanlara soralım bu haberci peygambermidir?
soruma cevap alamadım sorumu cevaplarmısınız? benden Allahı resulu olduğumu iddia edersem itiraz edebilirmisiniz? ve önceki sorularıma cevap alabilirmiyim?
 
Üst Alt