Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Yanliz Kuran Diyenler

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
tabi tabi sen obür ayetlere kulak tıka inkarcı zihniyetine göre işine geleni cımbızla

cımbızcılar



Allahin bildigini nasilda inkar ediyorsun ben hepsini veriyorum sen cimbizliyorsun bunun isbati yazdiklarini tekrar oku.Bak sen diyorsun Araf.157 ben diyorum 158 de oku senmi cimbizci benmi?Ama kör ile gören bir olurmu?
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
toptancı seni zan üzerine konusuyorsun zannn



senin gibi parekente ugrasmiyoruz akli kiraya verip toptan KURAN diyoruz Elhamdülillah...Burasi dahi bir önceki yazini inkar etmiyormu;

tabi tabi sen obür ayetlere kulak tıka inkarcı zihniyetine göre işine geleni cımbızla

cımbızcılar


Senin gercek yüzün eger varsa...Yalanin cikmaz sonu...
 

firsaf

New member
Katılım
15 May 2007
Mesajlar
105
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Allahin bildigini nasilda inkar ediyorsun ben hepsini veriyorum sen cimbizliyorsun bunun isbati yazdiklarini tekrar oku.Bak sen diyorsun Araf.157 ben diyorum 158 de oku senmi cimbizci benmi?Ama kör ile gören bir olurmu?


tabiki olamaz sizin gibi körler bizim gibi olmasının imkanı yok anca tevbe edip islam dinine girerseniz o zaman görebilirsiniz
 

firsaf

New member
Katılım
15 May 2007
Mesajlar
105
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
senin gibi parekente ugrasmiyoruz akli kiraya verip toptan KURAN diyoruz Elhamdülillah...Burasi dahi bir önceki yazini inkar etmiyormu;




Senin gercek yüzün eger varsa...Yalanin cikmaz sonu...


aklınızı kiraya verdiğiniz nasıl belli oluyor toptan kuran diyorsunuz e ama anlamıyorsunuz çünkü aklınız tatile çıkmış
 

bcetin811

AMEL-Ý SALÝH
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,495
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Yaş
42
Konum
Hayatýn içinden
Her seferinde Kur'an - hadis tartışmalarının sonunun karşılıklı atışmalarla bittiğini görmek pekte yabancı olmadığımız bir tablo..Biraz önce sünnet konusunu araştırırken aklıma sünnet olma mevzusu takıldı..Ve sünnetle ilgili Kur'an da ayet bulamadım..Eğer sünnet olmak dini bir gelenek ise bu uygulama neden Kur'an da yer almıyor???Yoksa Allah(c.c) bu temizliği uygun görmediği için mi Kur'an da açıklama yapmıyor..Cevabınızı merakla bekliyorum....
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Her seferinde Kur'an - hadis tartışmalarının sonunun karşılıklı atışmalarla bittiğini görmek pekte yabancı olmadığımız bir tablo..Biraz önce sünnet konusunu araştırırken aklıma sünnet olma mevzusu takıldı..Ve sünnetle ilgili Kur'an da ayet bulamadım..Eğer sünnet olmak dini bir gelenek ise bu uygulama neden Kur'an da yer almıyor???Yoksa Allah(c.c) bu temizliği uygun görmediği için mi Kur'an da açıklama yapmıyor..Cevabınızı merakla bekliyorum....



Cok güzel bir soru bende bulamadim acaba nereden gelmis bu sünnet yani Erkeklige ilk adim dedigimiz sünnet sünnetin sünnetide diye biliriz...Cetin sen bunu ayri bir baslikla acsana...
 

bcetin811

AMEL-Ý SALÝH
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,495
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Yaş
42
Konum
Hayatýn içinden
Aaaa neden bulamadın metin abi..Kur'an da yazması gerekmiyormuydu??Peygamberimiz(s.a.v) böyle bir uygulamayı neden devam ettiriyor??Haşa Allah(c.c)'in hükmü üzerine hükümmü koyuyor yoksa??Bu acıya insanlar neden bile bile tahammül ediyor??Peki bu soruyu asr-ı saadet zamanında Peygamberimiz(s.a.v)'e yöneltecek kimse yokmuydu??Bu sorunun cevabı hadislerde gizli olmasın???

(Sünnet olmak, erkekler için, sünnettir.) [Taberani]

(Fıtri sünnet beştir: Sünnet olmak, kasıkları temizlemek, tırnak kesmek, koltuk altını temizlemek ve bıyık kesmek.) [Buhari]

Buradan şu sonucu çıkarıyorum metin abi..Ne kadar sahih olmayan hadiste olsa hepsini toptan inkar edemezsiniz.."Sünnet" mevzusu bunun apaçık delidir..
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Aaaa neden bulamadın metin abi..Kur'an da yazması gerekmiyormuydu??Peygamberimiz(s.a.v) böyle bir uygulamayı neden devam ettiriyor??Haşa Allah(c.c)'in hükmü üzerine hükümmü koyuyor yoksa??Bu acıya insanlar neden bile bile tahammül ediyor??Peki bu soruyu asr-ı saadet zamanında Peygamberimiz(s.a.v)'e yöneltecek kimse yokmuydu??Bu sorunun cevabı hadislerde gizli olmasın???

(Sünnet olmak, erkekler için, sünnettir.) [Taberani]

(Fıtri sünnet beştir: Sünnet olmak, kasıkları temizlemek, tırnak kesmek, koltuk altını temizlemek ve bıyık kesmek.) [Buhari]

Buradan şu sonucu çıkarıyorum metin abi..Ne kadar sahih olmayan hadiste olsa hepsini toptan inkar edemezsiniz.."Sünnet" mevzusu bunun apaçık delidir..



Sen öyle san diyorum ac konuyu baska baslikta herkes versin delilini sen kendi kendine neden hemen hüküm koyuyorsunki?Her seyi kendin böyle hemen hükümdür diye verirsen kimseye söz hakki tanimamis olmuyormusun...
 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
41
Konum
ruhlar aleminden
Aaaa neden bulamadın metin abi..Kur'an da yazması gerekmiyormuydu??Peygamberimiz(s.a.v) böyle bir uygulamayı neden devam ettiriyor??Haşa Allah(c.c)'in hükmü üzerine hükümmü koyuyor yoksa??Bu acıya insanlar neden bile bile tahammül ediyor??Peki bu soruyu asr-ı saadet zamanında Peygamberimiz(s.a.v)'e yöneltecek kimse yokmuydu??Bu sorunun cevabı hadislerde gizli olmasın???

(Sünnet olmak, erkekler için, sünnettir.) [Taberani]

(Fıtri sünnet beştir: Sünnet olmak, kasıkları temizlemek, tırnak kesmek, koltuk altını temizlemek ve bıyık kesmek.) [Buhari]

Buradan şu sonucu çıkarıyorum metin abi..Ne kadar sahih olmayan hadiste olsa hepsini toptan inkar edemezsiniz.."Sünnet" mevzusu bunun apaçık delidir..

Çetin kardeşim sünnet de bir şey mi, sünnet inkarcılarına göre kedi eti de yenir , köpek eti de yenir, hele eşek etini ızgara yap, ailecek ye, senin de takıldığın şeye bak :D
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Kuran-ı Kerim'de Allah ( c.c.) nimetlerden temiz olanları yeyin diye buyurmuştur.Peygamberimiz de bunların sınırlarını belirlemiştir.



O sizin uydurmanizdir;Her cografyanin kendine göre temizi vardir Evrensel olan Allahin dini o konuda serbest birakmistir hem bunu sizin imamlariniz dahi öyle yapmistir isterseniz kendi mezhep imamlarinizin koydugu kanunlara bir bakin birinin yasakladigini digeri serbest etmistir,Mesela midye hanifilerde haram safiilerde serbesttir at hanifilerde yasak Safilerde serbesttir.Inanmaz isen bak istersen....
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Tabiki "yanlız Kur'an" diyoruz.

Her şey Kur'an'ı daha iyi öğrenmek ve Sahib'inin bizden ne istediğini anlamak için değil mi?

Niyet aynı. Yanlız kimi diyor, Kur'an'ı öğrenmek ve anlamak için benim "akıl fenerim ve ilmim yeter. Başka kaynak luzumsuz. Ne hadis ne alimler..."

Yani, kendini hadislerden muteber ve alimden alim görüyor.

Muhabbetle



Allahin dini herkese kendini Kitabla anlatiyor istiyorsan Furkan sanada banada gösterir yok istemiyorsan bu senin aklini kiraya vermendendir...Yani Kitabin sucu nedirki siz anlamak istemiyorsunuz?
 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
41
Konum
ruhlar aleminden
O sizin uydurmanizdir;Her cografyanin kendine göre temizi vardir Evrensel olan Allahin dini o konuda serbest birakmistir hem bunu sizin imamlariniz dahi öyle yapmistir isterseniz kendi mezhep imamlarinizin koydugu kanunlara bir bakin birinin yasakladigini digeri serbest etmistir,Mesela midye hanifilerde haram safiilerde serbesttir at hanifilerde yasak Safilerde serbesttir.Inanmaz isen bak istersen....

O halde şu şekilde bir sonuca varabiliriz.
Metin mete mezhebinde kampanya var, kedi eti de köpek eti de yenebilir, eşek eti hayli hayli yenebilir. Haydi millet metin meteye....
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
O halde şu şekilde bir sonuca varabiliriz.
Metin mete mezhebinde kampanya var, kedi eti de köpek eti de yenebilir, eşek eti hayli hayli yenebilir. Haydi millet metin meteye....



Mezhebim olmadigini söylememe ragmen iftiracisin;Kedi etide Köpek etide benim cografyamda temiz degildir ama söyle diyeyim seni ciddiye aldigim icin degil sadece gercekten düsünen insanlarin kafasindakilere cevap olarak veriyorumki bir Cinli veya diger uzak dogulu insan icin temiz bir yiyecektir Esek etine gelince ben yemiyorum ama bu avrupada dahi yenen bir hayvan oldugu icin demekki bize göre temiz olmayan digerlerine temizdir anlayacagin Islam senin akliyin alamayacagi kadar cok EVRENSELDIR anlamak isteyene bui yeter..Kanpanyayi sizin Tagutlar her yerde yapiyorlar mesela secimlerde oya karsi Cennet bile dagitiyorlar....
 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
41
Konum
ruhlar aleminden
Mezhebim olmadigini söylememe ragmen iftiracisin;Kedi etide Köpek etide benim cografyamda temiz degildir ama söyle diyeyim seni ciddiye aldigim icin degil sadece gercekten düsünen insanlarin kafasindakilere cevap olarak veriyorumki bir Cinli veya diger uzak dogulu insan icin temiz bir yiyecektir Esek etine gelince ben yemiyorum ama bu avrupada dahi yenen bir hayvan oldugu icin demekki bize göre temiz olmayan digerlerine temizdir anlayacagin Islam senin akliyin alamayacagi kadar cok EVRENSELDIR anlamak isteyene bui yeter..Kanpanyayi sizin Tagutlar her yerde yapiyorlar mesela secimlerde oya karsi Cennet bile dagitiyorlar....

İftira attı diyenler bir de utanmadan karşıdaki kişiye iftira atmaktan bir an dahi çekinmeseler...., ömrümde bugüne kadar siyasetle bir ilgim olmadığı halde beni siyasetle itham edenlerin ne kadar dürüst oldukları ortadadır, bunların samimiyetleri de ortadadır. Sanırım ülkücü olmak marifet değil diyince bozuldun, evet tekrar söylüyorum ülkücü olmak marifet değil, bir kaç siyasi partinin arkasında önünde koşmakla ülkücülük taslayanlar , neredeyse vatan millet sevgisini de parayla satacaklar....
Gerçeklerden ne kadar kopuk yaşanılırsa yazdıkların ve konuştukların da o kadar çok komik, bugüne kadar çeşitli platformlarda çinlilerle karşılaştım ve onlarla konuştum, hiç biri kedi köpek eti yediğini söylemedi bana, hatta bunu söyleyince beni terslediler,işte bu Çinde kedi köpek eti yiyenler , bizim buralarda eşek etini senin gibi gönül rahatlığıyla yenebilir diyenler kadar azdır vesselam.
 

fetih

New member
Katılım
16 Şub 2007
Mesajlar
1,994
Tepkime puanı
355
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Uzay Ýstasyonundan Alooooo Kimse Yokmuuuuu :)
Mezhebim olmadigini söylememe ragmen iftiracisin;Kedi etide Köpek etide benim cografyamda temiz degildir ama söyle diyeyim seni ciddiye aldigim icin degil sadece gercekten düsünen insanlarin kafasindakilere cevap olarak veriyorumki bir Cinli veya diger uzak dogulu insan icin temiz bir yiyecektir Esek etine gelince ben yemiyorum ama bu avrupada dahi yenen bir hayvan oldugu icin demekki bize göre temiz olmayan digerlerine temizdir anlayacagin Islam senin akliyin alamayacagi kadar cok EVRENSELDIR anlamak isteyene bui yeter..Kanpanyayi sizin Tagutlar her yerde yapiyorlar mesela secimlerde oya karsi Cennet bile dagitiyorlar....


Rabbimiz, Hz. Adem Aleyhisselam’dan Fahr-i Alem s.a.v. Efendimiz’e kadar, insanlığın salah ve kurtuluşu, dünya ve ahiret saadeti için din göndermiş, emir ve yasaklarını bildirmiştir. Neleri yapıp neleri yapmamamızı bildiren, dosdoğru bir hayatın yolunu gösteren din, Efendimiz s.a.v.’in risaletinde kemale erdirilmiştir.

Müslümanlar da bu dine kâmilen uymakla mükelleftirler. İç ve dış bütün hayatını dinin sınırları içinde, onun koyduğu hükümler doğrultusunda tanzim etmedikçe, bütün varlığı ile inanarak, benimseyerek ve severek uygulamadıkça bir müslüman kâmil bir mümin olamaz. Kâmil bir mümin olmak, ancak maddî-manevî, zahirî-batınî, iç ve dış insanın bütün yönleriyle dinin ahkâmına bağlı olmasıyla mümkündür.


Hayatın görünen yüzüyle [zâhirle] fıkıh ilmi, iç alemimizle de [bâtınla] tasavvuf ilmi ilgilenmektedir. Bütün İslâmî ilimlerde olduğu gibi fıkıh ve tasavvufun da kaynağı Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye’dir. Tasavvuf, nazargâh-ı ilâhi olan kalbi Allah’tan gayrı her şeyden [mâsivadan] ve ahirete hiçbir faydası olmayan söz, hayal ve düşüncelerden [havâtırdan] korumanın, nefsi kötülüklerden arındırmanın yollarını gösteren, Kur’an ve Sünnet ışığında eğitim yapan manevi bir ilim ve terbiye okuludur.

Tasavvufî yaşantısı olmayan, kalbini kontrol edemeyen, kalbî amellere önem vermeyenlerin İslâm’ın güzelliğini hissederek yaşaması, Allah’a yakın [mukarreb] kullardan olması imkansız derecesinde zordur.

İnsanoğlunun halifetullah sıfatıyla mukaddes emaneti taşıma çerçevesinde aslî ve değişmez gayesi, Hak bilgisini [marifetullahı] elde etmek, ibadet ve itaatle kul olmaktır. Kâinat bu ulvî gayenin gereği olarak insanın hizmetine verilmiştir. İnsanın hakiki haysiyet ve şerefinin muhafazası da bu gayede ısrar etmesine bağlıdır.

İnsan, akıl, ilim ve hikmetin aydınlığında kaldığı müddetçe bu gayeyi anlamakta güçlük çekmez. Kaldı ki Rabbimiz, Rahim sıfatının bir tecellisi olarak insan aklına yol göstermek ve insanın Bezm-i Elest’te Rabbine verdiği sözü hatırlatmak için peygamberler göndermiştir. Mucizelerle desteklenmiş olan peygamberler, beşeriyeti ilim, hikmet ve marifet nuruyla doldurmuş, sırat-ı müstakimde, dünyevî ve uhrevî saadet yolunda dosdoğru rehberler olmuşlardır.

Öyle ki, ibretle tefekkür eden insan, naklî [nakledilmiş, rivayet edilmiş] delil ve bilgilerin bir güneş, aklın ise bu güneş sayesinde görebilen bir göz hükmünde olduğunu anlar. Hayır ve şerrin karışık olduğu ve şerrin içinde hayrı bulup çıkarmak gibi hassas bir vazife ile mükellef olduğumuz bu imtihan dünyasında, rehbersiz akılla sapkınlığa düşmemek için, nakil güneşiyle aydınlanan “Tevhid” gerçeğini görmeye azami gayreti göstermeliyiz. Dışa dönük beş duyumuz ve içe dönük hafıza, idrak, hatırlama, hayal ve vehim gibi beş batinî hassamızla naklin emrinde olmalıyız. Ki böylece gaye yolunda emniyetli ve sağlam adımlarla yürüyebilelim.

Nakillerden, rivayet edilmiş bilgilerden açıkça anlaşılacağı gibi insanın değişmez üç aslî vazifesi vardır. Bunlar:

• İnsanın kendini bilmesi
• İnsanın Rabbini bilmesi
• Rabbi ile kendisi arasındaki münasebet ve muameleleri bilmesi ve hayatını buna göre tanzim edip düzenlemesi.

İnsanın kendini bilmesi, gayesini yani Rabbini bilmesi yolunda bir anahtar ve ilk adım hükmündedir. Çünkü Rabbü’l-Alemin’in bütün kudret ve sanatının incelikleri insanda mevcuttur. Bu sanatın inceliklerini tanıyan, sanatkârın vasıflarındaki mükemmelliği, mahareti ve harikulâdeliği anlar ve hayranlığını gizleyemez. İnsan, cismanî ve ruhanî yapısı ve donanımıyla Yüce Rabbimiz’in kudretine, birliğine, vasıflarına ve sonsuz maharetine en büyük delil ve alamettir.

Hem insanoğlu kendini bilmekle nefsini ve sıfatlarını tanıyacak, felakete sürükleyen veya saadete götüren halleri anlayacaktır. Böylece felaket sebeplerini terk edip, saadet sebeplerine yapışacak... Bu imtihan aleminde gaye olan Hakk’ı tanıma ve O’na yakınlık [kurbiyet] kazanma yolunda kalbî yolculuğun inceliklerine vakıf olacak ve büyük cihadın, yani nefsle mücahedenin ne kadar ciddi bir hadise olduğuna muttali olacaktır.

Kendini bilip de bu yolla Rabbini bilen insan, Rabbi ile kendisi arasındaki münasebetlerin ve muamelelerin keyfiyetini de naklî delilleri esas almak suretiyle öğrenir. Bildiği ile amel eder ve gayesi istikametinde ebedi saadete doğru yol alır.

Kul, Rabbini kendi kusurlu anlayışı ile değil, Rabbimizin haber verdiği biçimde eksiksiz olarak, şanına layık sıfatlarıyla tanımalı ve Rabbini tanıma yolundaki engelleri bir bir tespit ederek bunları bertaraf etme yolunu öğrenip tatbik etmelidir.

İşte bu iki asılda toplanan bir tek gayeyi gerçekleştirmek için, nübüvvet güneşinden ışık alan velayet yıldızı hükmünde olan ariflerin, evliyaullahın, Habib-i Kibriya s.a.v.’in hakiki vârislerinin gittiği bir yol, takip ettiği bir usul vardır. Bu yol, Hakk’a ulaşmak isteyenlerin, dinini takva ve azimet yoluyla yaşayanların yoludur. Bu tasavvuf yolu sözden ziyade hale önem veren, kalıptan ziyade kalbe önem veren bir yoldur.

Cenab-ı Hak “O gün ne mal ne evlat fayda verir. Ancak tertemiz [selim] bir kalple Allah’a gelenler [kurtulur].” [Şuara, 88-89] buyurarak, bütün kötülüklerden arındırılmış, tevhid nuru ile aydınlanmış bir kalbe sahip olunması gerektiğine, ebedi saadetin ancak bununla mümkün olabileceğine işaret etmektedir.

Fahr-i Cihan s.a.v. Efendimiz de bu hususta şöyle buyurmuştur: “Dikkat edin, vücutta bir et parçası vardır. O salâh bulursa bütün vücut salâh bulur. O fesada uğrarsa bütün vücut fesada uğrar. Dikkat edin o [et parçası] kalptir.”[Buharî]

Ruh beden için ne mana ifade ediyorsa, zahiri ibadetlerimiz için de kalbî amellerimiz aynı şeyi ifade etmektedir.

Kişiden güzel haller, güzel ahlâk ve güzel ameller sadır olabilmesi için nefsin de mutmainne derecesine ulaşması gerekir. Rabbimiz itminan olmuş nefise hitap etmekte ve ondan razı olduğunu bildirmektedir. Rabbimiz’in hoşnut olduğu kullar nefsi mutmainne derecesine ulaşmış kişilerdir.

“Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere daldıran ziyan etmiştir.” [Şems, 9-10] ayet-i celileleri, nefis terbiyesinin ne mühim bir iş olduğuna işaret etmektedir.

Kalbi tasfiye ve nefsi tezkiye etmek hususunda kişi öncelikle bütün hallerinde Allah rızasını gözetmeli, Sünnet-i Seniyye üzere yaşamalıdır. İbadetlerini Rabbini görüyorcasına huşû ile vaktinde yapmalıdır. Haram ve şüphelilerden şiddetle kaçınmalıdır. Çok zikredip çok tefekkür etmelidir.

Mahlukata şefkat ve merhametle muamele etmeli, hizmeti şiar edinmelidir. Gecenin kalbi olan seher vakitlerini gafletle geçirmemelidir. Salih ve sıddîkların sohbetlerine iştiyakla devam etmelidir. Şah-ı Nakşibend Hazretleri k.s.: “Bizim yolumuz sohbet yoludur.” buyurmuştur. Kişi salihlerle beraberliği sayesinde dinin esaslarını, tasavvufu, adap ve erkânı, güzel ahlâkı öğrenip, yaşantısına yansıtma imkanı bulur.

Salihlerin hal yansımaları ile bilgilerin yaşanılması kolaylaşır ve hatta bir sevda halini alır. Kişinin nefsi ile cihadında en kestirme yol, dinin emirlerini samimiyetle yerine getirip, nehyettiklerinden şiddetle sakınmaktır. İstikamet üzere olmaktır. Bunu başaran kişi marifet ehli olur. Hakikate, kulluk makamına erişir.

Tasavvuf zannedildiği gibi bazı harikulâde haller yaşamak, kerametler göstermek değildir. Kur’an’a ve Sünnet ölçülerine uymak şartıyla harikulâde haller ve kerametler Allah’ın bir lütfudur. Ancak tasavvuf ehli bununla meşgul olmaz. Bilir ki bunlarla meşgul olmak gayeye ulaşmaya engel olur.

Kulun gayesi Allah Tealâ’dır. Tasavvuf ehli Kur’an ve Sünnet’e aykırı şeylerden şiddetle uzak durur. Bu yolun büyüklerinden Mevlâna Halid k.s. şöyle buyurur: “Bizim yolumuzun yolcusu, zahiren halk ile olup bâtınen Hak ile bulunandır.”

Rabbimizin tevfik ve inayeti ile...

SEMERKAND
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt