Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Yavuz Sultan Selim

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
60
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Kendi Tarihimizi kendimiz yazmadigimiz icin her söylenen seyleri böyle tabu yapiyoruz.Bence Yavuz böyle bir küpe olayina girmemistir.Su an tam olarak bilmiyorum ama Bir Italyan ressamin yapmis oldugu resimle bu sekilde menkibeler uydurulmustur.Resmin orjinalinde Küpe olmadigini,kesin bilmiyorum ama Topkapida oldugunu saniyorum oradaydi orjinalinde Küpe yoktur.
 

Çilekeþ

New member
Katılım
10 Tem 2007
Mesajlar
243
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
33
Konum
Ýslambol
Resim küpe takmadan önce cizilmiş olabilir mi ? Hani takıyor diye ısrar etme manasında söylemiyorum.
 

Tarihci

New member
Katılım
8 Tem 2007
Mesajlar
88
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ýstanbul
Web sitesi
www.saidnur.org
biz bunu hocaya sorduğumuzda iki rivayet var dedi.. niyetini söyleyip bir gun sembolik olarak taktı çıkardı,,, diğer rivayetde sadece niyetini söyledi ama hiç takmadı şeklinde dedi..
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
...




Yavuz Mısırda nedimleriyleotururken gördü, bir kısım kimselerin kulaklarında küpe vardı, ayaklarında pranga vardı, boyunlarında tasma vardı.. Sordu dostum niçin bunlar kulaklarına küpe takıyorlar?? yanındaki nedim söyledi: Hünkarım bunlar esir, köle,, esaretlerinedelalet etsin diye kulaklarına küpe takılıyor.. O halde bir küpede bana getirin bende takayım bende Hakk ın esiriyim kölesiyim...

(bir gün takıp çıkardığı ya da sadece niyetini belli edip hiç takmadığı rivayet edilmiştir)





....

Allah razı olsun bu olayda bizim kulağımıza küpe olsun inşallah.
Hadim-ül harameyn yavuz sultan selim han (cennet mekan)hz.lerinin küpe taktığına rivayetler mümkündür..
 

GEZGÝN

New member
Katılım
27 Nis 2007
Mesajlar
1,010
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Konum
Hacý Bayram diyarýndan.....
Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim, tebdili kıyafet yapmış, Kuşlar Çarşısı'nı geziyormuş. Avcılar avladıkları kuşları, tuzakçılar yakaladıkları maharetli, eğitimli, güzelim kuşları satıyorlar.

Bir ara gözü kekliklere ilişir padişah'ın.Bir grup kekliğin üzerindeki varakta, "Tane işi satış fiyatı 1 altın" yazıyor.
Hemen yanı başlarında asılı, adeta altın kafes içinde bir keklik daha var ki, fiyatı; 300 altın.Padişahın gözü 300 altınlık kekliğe takılır.
"Hayırdır" der satıcıya, "Bunun diğerlerinden ne farkı var ki, bunlar 1 altın, bu 300 altın?"

Satıcı, "Bu keklik özel eğitimli, çok güzel ötüyor, ötmesi bir yana bunun ötüşünü duyan ne kadar keklik varsa hepsi onun etrafına doluşuyor" diyor."Tabii bu arada avcılar da o etrafa doluşan keklikleri daha rahat avlıyorlar" diye ekliyor.
"Satın alıyorum" diyor Padişah, "Al sana 500 altın..."Parayı veriyor; hemen oracıkta kekliğin kafasını kesiyor.
Adam şaşırıp, "Ne yaptınız, en maharetli kekliğin kafasını koparttınız, yazık değil mi" diye dövünürken;


Padişah gürlüyor: "Bu kendi soyuna ihanet eden bir kekliktir. Bunun akıbeti er veya geç budur."
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
Sanma Şahım


Sanma Şâhım Herkesi sen Sâdıkâne Yâr olur,
Herkesi sen dost mu sandın Belki ol Ağyâr olur,
Sâdıkane Belki Ol Âlemde Dîdâr olur,
Yâr olur Ağyâr olur Dîdâr olur Serdâr olur.


İşte sanat budur...
ne zamandır bu şiiri arıyordum... yok böyle birşey... yok böyle bir şairlik yok böyle bir şiir....
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
Üçüncüsü, bazı araştırmacılara göre, bu küpeli resim Şah İsmail’e aittir. Zira başında Şi’î Mezhebinin alâmeti olan kızıl börk ve bunun üzerinde İran Şahlarına mahsus taç vardır. Ayrıca küpe de Şi’a mezhebinde câiz görülmektedir. (EBUZERR: ŞİA DEĞİLDE ŞAH İSMAİLİN MEZHEBİ)
bu kısım kuvvetle muhtemeldir...bend ebu araştırmacılarla aynı fikri paylaşıyorum. çünkü bir rivayette yavuz hanın küpesinin tek adet olmadığı dönemin köleleri gibi kulakta halka şekilde birden çok küpe taktığıda söylenir...
 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
41
Konum
ruhlar aleminden
Yavuz Sultan Selim

Yavuz Sultan Selim

Yavuz Sultan Selim
I. Selim

Padişahlık sırası
9
Saltanat süresi
26 Mayıs151222 Eylül1520


Önceki padişah
II. Bayezid
Sonraki padişah
Kanuni Sultan Süleyman
Doğumu
10 Ekim1470, Amasya
Ölümü
22 Eylül1520
Annesi
Gülbahar Hatun
Babası
II. Bayezid

Yavuz Sultan Selim veya I. Selim (10 Ekim 1470, Amasya - 22 Eylül 1520), 9. Osmanlı padişahıdır.
Babası II. Bayezid,
annesi Dulkadiroğulları beyliğinden Gülbahar Hatun'dur. Selim, tahta babası II. Bayezid'e karşı darbe yaparak çıkmıştır. Tahta çıkmadan önce Kırım'da KefeBeylerbeyi olarak görev yapmıştır. Yavuz Sultan Selim'e kızını vermiş olan Kırım hanı Mengli Giray, ona askeri destek sağlayarak tahta geçmesine yardım etmiştir.




Çaldıran Savaşı

Osmanlı Devleti sıkıntılı bir dönem yaşıyordu. Bu bunalımlı dönemin en büyük sebebi Doğu'daki ŞiiSafevi devletiydi. Bu devletin ortadan kalkmasıyla Anadolu'daki Osmanlı egemenliği sağlamlaşacak ve doğudan gelebilecek tehditlere karşı dağlık Doğu Anadolu Osmanlı savunmasını güçlendirecekti.
Yavuz Sultan Selim'in bir başka En büyük amacı da doğudaki bütün Türk-İslam devletlerini tek bir devlet çatısı altında birleştirmekti. Yavuz Sultan Selim, 1514 yılı baharında ordusuyla birlikte İran seferine çıktı. Oğlu Süleyman'ı 50.000 kişilik kuvvetle Anadolu'da emniyet olarak bıraktı. Osmanlı kuvvetleri, Erzincan'dan Tebriz'e doğru yürüyüşüne devam etti.
Çaldıran'da 23 Ağustos1514'te yapılan savaşta Osmanlı kuvvetleri zafer kazanırken, Safeviler bozguna uğradılar. Savaşın tarihteki en önemli özelliği ve kazanılmasındaki en önemli etken, ateşli silahların bir savaşta ilk defa bu kadar yoğun kullanılmasıdır. 20.000 yeniçeri 7'şer bilye atmıştır ve çoğu etkili isabet etmiştir. Yavuz, merkezini yaklaşık 300.000 birbirine zincirlerle bağlı binek arabasıyla muhafaza etmiştir ki, bu da lojistik desteğin ne kadar büyük olduğunu gösterir.
Şah İsmail, kaçarak hayatını kurtardı. Yavuz yoluna devam ederek Tebriz'e girdi. Şehirdeki birçok sanatçı ve ilim adamı İstanbul'a gönderildi. Bu zafer sonucunda Şah İsmail eski prestijini kaybetti. Bu sayede Doğu Anadolu'da Osmanlılar için bir tehlike kalmamış oldu.
15 Eylül1514'te de Tebriz'den Karabağ'a hareket eden Yavuz'un amacı, kışı orada geçirip, baharda İran'ı tümüyle almaktı. Ancak şartlar müsait olmadığı için Amasya'ya gidildi. Çaldıran Zaferi'nden sonra, Erzincan, Bayburt kesin olarak Osmanlı hakimiyetine geçti. Kemah kalesi alındı.
12 Haziran1515'de kazanılan Turnadağ zaferi ile Dulkadiroğlu beyliğine son verildi. Diyarbakır, Mardin ve BitlisOsmanlı hakimiyetine girdi. Böylece Anadolu'da Türk birliği sağlanmış oldu.

Mercidabık Savaşı

Fatih Sultan Mehmet devrinden kalan anlaşmazlık ve İran Seferi, Mısırlıların ve Safevilerin ittifak yapmalarına neden oldu. Yavuz Sultan Selim, bu ittifakın yapılacağını öğrenince Mısır seferine karar verdi. Yavuz Sultan Selim, 5 Haziran1516'da Mısır seferine çıktı. 27 Temmuz günü Osmanlı Ordusu Mısır sınırına dayanmıştı. Mısır Sultanlığına bağlı Antep ( 18 Ağustos1516) ve Besni ( 19 Ağustos1516) kaleleri birer gün arayla teslim oldular. Ancak asıl savaş 24 Ağustos1516'da Mercidabık'da oldu. Mısır Ordusu Osmanlıların ezici top ateşi karşısında fazla dayanamadı. Mısır hükümdarı Gansu Gavri ölü olarak bulundu. Kazanılan Mercidabık zaferi sonunda Suriye'nin kapıları Osmanlılara açılmış oldu.

Memlukler ve Ridaniye Savaşı

Ridaniye Savaşı

28 Ağustos1516'da Halep'e giren Yavuz Sultan Selim hiçbir direnmeyle karşılaşmadan şehri teslim aldı. Hama (19 Eylül1516), Humus (21 Eylül1516) ve Şam (27 Eylül1516) aynı şekilde teslim olurken, Lübnan emirleri de Osmanlı hakimiyetini kabul ettiler.
Yoluna devam eden Yavuz 30 Aralık1516'da Kudüs'e, 2 Ocak1517'de Gazze'ye girdi. Mercidabık Savaşı'ndan sonra Mısır'ın başına Tumanbay geçti. Tumanbay Osmanlı hakimiyetini kabul etmediği gibi, barış teklifi için gelen Osmanlı elçisini öldürmüş ve Venediklilerden top ve silah alarak Ridaniye'de kuvvetli bir savunma hattı kurmuştu. Yavuz Sultan Selim, ordusuyla birlikte Sina çölünü geçerek, Ridaniye'de Mısır Ordusu ile karşılaştı. Mısır Ordusu'na, El-Mukaddam Dağının etrafını dolaşarak güneyden saldıran Yavuz Sultan Selim, bu manevra sayesinde Mısır Ordusunun yönleri sabit olan toplarını etkisiz hale getirdi. 22 Ocak1517'de Ridaniye Zaferi kazanıldı. Bu zaferle birlikte Memluk Devleti yıkıldı, toprakları Osmanlı egemenliğine girdi.


Halifelik

24 Ocak1517'de Kahire alındı. 4 Şubat1517'de Yavuz törenle Kahire'ye girdi ve MısırMemluklerine bağlı Abbasi halifeliğine son verdi.Mısır Seferi sonunda Suriye, Filistin ve MısırOsmanlı hakimiyetine girdi. Ayrıca Hicaz ve yöresi de Osmanlı topraklarına katıldı. Doğu ticaret yolları tamamen Osmanlıların eline geçti. Elde edilen ganimetler ve alınan vergilerle Osmanlı Hazinesi doldu. 6 Temmuz1517'de Kutsal Emanetler Osmanlı eline geçti.
O dönemde halife olan III. Mütevekkil İstanbul'a taşınmış ve ömrünün sonuna kadar orada Osmanlı koruyuculuğunda, siyasi yetkiye sahip olmadan yaşamıştır. III. Mütevekkil'in ölümünden sonra hilafet makamı boş kaldı. Genel kanının aksine hilafet, I. Selim'e geçmiş değildir. Zaten 18.yy sonundaki Küçük Kaynarca Antlaşması'na kadar, hiçbir Osmanlı belgesinde Osmanlı Padişahı'nın sıfatları arasında "Halife" geçmez.
İlk kez Küçük Kaynarca Antlaşması ile Osmanlı Padişahı, Halife olarak Rus idaresine giren Kırım Müslümanları'nın koruyucusu olarak gösteriliyordu. Ancak, Osmanlı'da hilafet iddialarının kurumsallaşıp oturması ancak II. Abdülhamit ile olacaktır.

İmar çalışmaları

Yavuz Sultan Selim, dedesi Fatih Sultan Mehmet zamanında yapılan Haliç Tersanesini kapasite olarak arttırdı. Medreselerin yanında, sosyal ve ticari alanda hizmet verecek birçok bina inşa ettirdi. Hayatı yoğun savaşlarla geçen Yavuz Sultan Selim, Diyarbakır Fatih Paşa, Elbistan Ulu Camii, Şam Salihiye'de Muhyiddini Arabi'ye Camii, İmaret ve Türbesi gibi hayır eserleri de yaptırmaya fırsat bulmuştur.I. Selim 1516'da Şam'a Şam Sultan Selim Camiisini yaptırmıştır. Ayrıca temelini attırdığı İstanbul Sultan Selim Camii'ni bitirmeye ömrü yetmemiş, bu eser oğlu Kanuni Sultan Süleyman tarafından tamamlanmıştır.

Kulağına küpe taktığı iddia edilmektedir. Bunu İslami bir gönderme ile taktığı söylenir: taktığı küpe o dönemde köleler tarafından takılan cinstendi, o da kendisini Allah'ın kölesi, kulu olarak görüyordu bunu da kölelerin taktığı küpelerden takarak ifade etmiş oluyordu. 22 Eylül1520'de "Aslan Pençesi" denilen bir çıban yüzünden vefat etti. Kanuni Sultan Süleyman, Fatih Camii'nde babasının cenaze namazını kıldıktan sonra, onu Sultan Selim Camii avlusundaki türbeye defnettirdi.

Alıntı
http://tr.wikipedia.org/wiki/Yavuz_sultan_selim
 

yavuzburak

New member
Katılım
1 Nis 2007
Mesajlar
417
Tepkime puanı
74
Puanları
0
Allah bu mubarek insanların mekanlarını Rahmetle doldursun, bizleri de onlar gibi olamasak da olma yolunda olanlardan eylesin.Amin
 

Yavuz_Selim_Han

New member
Katılım
12 Kas 2007
Mesajlar
2
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
35
En sevdiğim Osmanlı Padişahıdır.. ALLAH razı olsun nur içinde yatsın!
 
Üst Alt